Kalkınan Almanya
Başlık:
Kalkınan Almanya
Kaynak:
Son Havadis, "Dünya Politikası"
Tarih:
1953-02-06
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
Dünya Politikası
Kalkınan Almanya
Yazan: Bülent ECEVİT
İkinci Dünya Harbi btip Batı memleketleri kendilerini yeni bir tehlike karşısında bulduklarından beri silâhlanmaya hız vermiş, savunma gayretleri, Amerikan yardımına rağmen, iktisadî kalkınmalarını yavaşlatmıştır. Bu yavaşlığın endişe verici bir hâl aldığı, geçen yıl sonu toplanan NATO Konseyinde de açıklanmış, ve savunma gayretlerile iktisadî ihtiyaçlar arasında bir muvazene kurmak lüzûmu üstünde durulmuştur.
Batı Almanya ise, iktisadî kalkınmasını rahatça yapmak fırsatını bulmuştur. Bu memlektin silâhlanmasına müsaade edilip edilmemesi meselesi hâlâ münakaşa ediledursun, İngiltere ve Avrupa, Alman askerî kudretinden korkarlarken, şimdi, Alman iktisadî gücünden korkacak bir duruma gelmişlerdir. Savunma hazırlıkları yolunda hiç bir gayret sarfına imkân bulamayan Batı Almanya, hâli ile, bütün gayretini, sanayiin gelişmesi, istihsâlin artması üzerinde teksif etmiş, ve neticede, başka büyük Batı Avrupa mcmleketlerinin ihracat pazarlarını ellerinden alabilecek kadar kuvetlenmiştir.
Ayrıca. Bank Ldt., adlı İngiliz Bankası, son yıllık raporunda, İngiliz ihracat pazarlarındaki Alman ve Japon rekabetinin yakında “korkunç” (formidable) bir hâl alacağını belirtmektedir.
Avrupa Ekonomik Komisyonu ve benzeri kurullar, artık, Batı Almanya’nın Avrupa ekonomisi içine alınmasının bile güçleştiğini, bu durumda öteki Avrupa memleketlerinin ihracat bakımından fazla zarara uğramaması için dünya ticaretinde bir genişleeye ihtiyaç olduğunu ifade etmektedir. Batı Almanya, yalnız Avrupa içinde bile, öteki büyük sanayi memleketlerinin pazarlarına yayılmaktadır. 1952 yılının ilk dokuz ayına ait ihracat rakamlarından anlaşıldığına göre, Almanya’nın, Yugoslavya, İtalya, İspanya, Türkiye ve İskandinav memleketlerine ihracatı geniş ölçüde artmıştır. Bizzat İngiltere ve Fransa bile, bu devrede, Almanya’dan ithalâtını çoğaltmıştır.
Bu gün Almanya, bir çok abalarda siparişleri en erken teslim eden ve en elverişli kredi şartları ile satış yapan memleket hâline gelmiş bulunuyor.
Yakın zamana kadar, otomobil, İngiltere’nin en güvendiği ihracat mallarından biri idi. Şimdi Almanya, bu sahada da İngiltere’yi geçmektedir. İngiltere Motor İmalâtçıları ve Tüccarları Birliğinin son yayınladığı rakamlara göre 1952 nin ilk 9 ayında Almanya, haşka Avrupa memleketlerine 55.737 otomobil satımıştır. Aynı memleketlere İngiltere’nin sattığı otomobil sayısı ise ancak 46.090 dır.
Sinaî istihsal artışının hızı bakımından Almanya bütün Avrupa memleketlerini çok gerilerde bırakmıştır. 1948 e kıyasla, 1951 in son 4 aylık devresinde Batı Almanya, yüzde 133 sinaî istihsal artışı sağlamıştır. Ondan sonra, yüzde 86 artışla Avusturya, yüzde 41 artışla İtalya, yüzde 3l artışla Fransa, ve yüzde 24 artışla İngiltere gelmektedir.
Batı Avrupa memleketleri arasında Almanya, kömür ve çelik istihsjli bakımından, İngiltere’den sonra ikinci, dünya çelik istihsalinde, de Amerika, Rusya ve İngiltere’den sonra dördüncüdür.
Bu iktisadî kalkınmanın tabî bir sonucu olarak, Batı Almanya, sağlam bir ticaret muvazenesi kurmuştur.
Henüz bir ordusu hile olmamasına ve topraklarında hâlâ işgal kuvvetleri bulunmasına rağmen Almanya, sırf iktisadî kuvvetinin artışı sayesinde, dünya politinasında da kendini günden güne daha fazla hissettirir bir unsur hâline gelmeye başlamıştır.
İsrail’le yaptığı tazminat anlaşmasından sonra Orta Doğudaki Arap memleketleri ilk önce Almanya’ya karşı düşmanca bir tavır takınmış ve Almanya ile ticareti boykot etmeyi düşünecek kadar ileri gitmiş olmakla beraber, Alman fiyatlarının ve kredi şartlarının elverişliliği, teslim şartlarının kolaylığı karşısında, bu tavırlarını hemen değiştirmek zorunda kalmışlardır.
Şimdi Kahire’de bulunan Alman ticaret heyetinin büyük bir dostluk havası içinde karşılandığı gelen haberlerden anlaşılıyor.
Alman-İsrail anlaşmasının İsrail’i askerî bakımdan kuvvetlendireceği yolunda Arap Birliği tarafından ileri sürülen itirazlara karşı, Almanya Federal Cumhuriyeti, İsrail’e stratejik malzeme vermemeyi kabûl etmiş, ve, arada bir muvazene kurmak için, Arap Birliği memleketlerinin ekonomik kalkınmalarına geniş ölçüde yardım vaadinde bulunmuştur.
Haberler, Almanların bu teklifinin genel olarak müsait karşılandığını gösterdiğine göre, Almanya’nın Orta Doğu ile münasebetleri, ticarî münasebetler çerçevesini aşmakta, Almanya, bu memleketlerin kalkınmasına hizmet eden bir devlet durumuna geçmiş olmaktadır.
Meselâ Mısır’da yeni bir baraj inşaasına, Mısır limanlarının modernleştirilip genişletilmesine, Nil Deltasının Batısındaki çöl bölgelerinin değerlendirilmesine yardım etmesi mevzuuhabistir.
Böylelikle Batı Almanya, büyük Batı devletlerinin yalnız ekonomik pazarlarına değil, siyasî nüfuz sahalarına da yayılmak istidadını gösterdiğine, ve bu duruma gelebilecek derecede kalkınmasında ferdlerinin çalışkanlığı kadar silâhlanmasına müsaade edilmemesi de rol oynadığına göre. bu günedek askerî bakımdan duydukları endişelerle Almanya’nın silâhlandırılmasını geciktiren Batı devletlerinin, şimdi de, iktisadî ve siyasî endişelerle, bu memleketin bir an önce silâhlanmasını istemeleri beklenir. Esasen Batı Almanya halkının, artık, saldırganlık emelleri besleyemeyecek derecede büyük bir psikolojik değişme geçirmiş olduğundan da şüphe etmeye yer kalmamıştır.
Kalkınan Almanya
Yazan: Bülent ECEVİT
İkinci Dünya Harbi btip Batı memleketleri kendilerini yeni bir tehlike karşısında bulduklarından beri silâhlanmaya hız vermiş, savunma gayretleri, Amerikan yardımına rağmen, iktisadî kalkınmalarını yavaşlatmıştır. Bu yavaşlığın endişe verici bir hâl aldığı, geçen yıl sonu toplanan NATO Konseyinde de açıklanmış, ve savunma gayretlerile iktisadî ihtiyaçlar arasında bir muvazene kurmak lüzûmu üstünde durulmuştur.
Batı Almanya ise, iktisadî kalkınmasını rahatça yapmak fırsatını bulmuştur. Bu memlektin silâhlanmasına müsaade edilip edilmemesi meselesi hâlâ münakaşa ediledursun, İngiltere ve Avrupa, Alman askerî kudretinden korkarlarken, şimdi, Alman iktisadî gücünden korkacak bir duruma gelmişlerdir. Savunma hazırlıkları yolunda hiç bir gayret sarfına imkân bulamayan Batı Almanya, hâli ile, bütün gayretini, sanayiin gelişmesi, istihsâlin artması üzerinde teksif etmiş, ve neticede, başka büyük Batı Avrupa mcmleketlerinin ihracat pazarlarını ellerinden alabilecek kadar kuvetlenmiştir.
Ayrıca. Bank Ldt., adlı İngiliz Bankası, son yıllık raporunda, İngiliz ihracat pazarlarındaki Alman ve Japon rekabetinin yakında “korkunç” (formidable) bir hâl alacağını belirtmektedir.
Avrupa Ekonomik Komisyonu ve benzeri kurullar, artık, Batı Almanya’nın Avrupa ekonomisi içine alınmasının bile güçleştiğini, bu durumda öteki Avrupa memleketlerinin ihracat bakımından fazla zarara uğramaması için dünya ticaretinde bir genişleeye ihtiyaç olduğunu ifade etmektedir. Batı Almanya, yalnız Avrupa içinde bile, öteki büyük sanayi memleketlerinin pazarlarına yayılmaktadır. 1952 yılının ilk dokuz ayına ait ihracat rakamlarından anlaşıldığına göre, Almanya’nın, Yugoslavya, İtalya, İspanya, Türkiye ve İskandinav memleketlerine ihracatı geniş ölçüde artmıştır. Bizzat İngiltere ve Fransa bile, bu devrede, Almanya’dan ithalâtını çoğaltmıştır.
Bu gün Almanya, bir çok abalarda siparişleri en erken teslim eden ve en elverişli kredi şartları ile satış yapan memleket hâline gelmiş bulunuyor.
Yakın zamana kadar, otomobil, İngiltere’nin en güvendiği ihracat mallarından biri idi. Şimdi Almanya, bu sahada da İngiltere’yi geçmektedir. İngiltere Motor İmalâtçıları ve Tüccarları Birliğinin son yayınladığı rakamlara göre 1952 nin ilk 9 ayında Almanya, haşka Avrupa memleketlerine 55.737 otomobil satımıştır. Aynı memleketlere İngiltere’nin sattığı otomobil sayısı ise ancak 46.090 dır.
Sinaî istihsal artışının hızı bakımından Almanya bütün Avrupa memleketlerini çok gerilerde bırakmıştır. 1948 e kıyasla, 1951 in son 4 aylık devresinde Batı Almanya, yüzde 133 sinaî istihsal artışı sağlamıştır. Ondan sonra, yüzde 86 artışla Avusturya, yüzde 41 artışla İtalya, yüzde 3l artışla Fransa, ve yüzde 24 artışla İngiltere gelmektedir.
Batı Avrupa memleketleri arasında Almanya, kömür ve çelik istihsjli bakımından, İngiltere’den sonra ikinci, dünya çelik istihsalinde, de Amerika, Rusya ve İngiltere’den sonra dördüncüdür.
Bu iktisadî kalkınmanın tabî bir sonucu olarak, Batı Almanya, sağlam bir ticaret muvazenesi kurmuştur.
Henüz bir ordusu hile olmamasına ve topraklarında hâlâ işgal kuvvetleri bulunmasına rağmen Almanya, sırf iktisadî kuvvetinin artışı sayesinde, dünya politinasında da kendini günden güne daha fazla hissettirir bir unsur hâline gelmeye başlamıştır.
İsrail’le yaptığı tazminat anlaşmasından sonra Orta Doğudaki Arap memleketleri ilk önce Almanya’ya karşı düşmanca bir tavır takınmış ve Almanya ile ticareti boykot etmeyi düşünecek kadar ileri gitmiş olmakla beraber, Alman fiyatlarının ve kredi şartlarının elverişliliği, teslim şartlarının kolaylığı karşısında, bu tavırlarını hemen değiştirmek zorunda kalmışlardır.
Şimdi Kahire’de bulunan Alman ticaret heyetinin büyük bir dostluk havası içinde karşılandığı gelen haberlerden anlaşılıyor.
Alman-İsrail anlaşmasının İsrail’i askerî bakımdan kuvvetlendireceği yolunda Arap Birliği tarafından ileri sürülen itirazlara karşı, Almanya Federal Cumhuriyeti, İsrail’e stratejik malzeme vermemeyi kabûl etmiş, ve, arada bir muvazene kurmak için, Arap Birliği memleketlerinin ekonomik kalkınmalarına geniş ölçüde yardım vaadinde bulunmuştur.
Haberler, Almanların bu teklifinin genel olarak müsait karşılandığını gösterdiğine göre, Almanya’nın Orta Doğu ile münasebetleri, ticarî münasebetler çerçevesini aşmakta, Almanya, bu memleketlerin kalkınmasına hizmet eden bir devlet durumuna geçmiş olmaktadır.
Meselâ Mısır’da yeni bir baraj inşaasına, Mısır limanlarının modernleştirilip genişletilmesine, Nil Deltasının Batısındaki çöl bölgelerinin değerlendirilmesine yardım etmesi mevzuuhabistir.
Böylelikle Batı Almanya, büyük Batı devletlerinin yalnız ekonomik pazarlarına değil, siyasî nüfuz sahalarına da yayılmak istidadını gösterdiğine, ve bu duruma gelebilecek derecede kalkınmasında ferdlerinin çalışkanlığı kadar silâhlanmasına müsaade edilmemesi de rol oynadığına göre. bu günedek askerî bakımdan duydukları endişelerle Almanya’nın silâhlandırılmasını geciktiren Batı devletlerinin, şimdi de, iktisadî ve siyasî endişelerle, bu memleketin bir an önce silâhlanmasını istemeleri beklenir. Esasen Batı Almanya halkının, artık, saldırganlık emelleri besleyemeyecek derecede büyük bir psikolojik değişme geçirmiş olduğundan da şüphe etmeye yer kalmamıştır.
Koleksiyon
Alıntı
“Kalkınan Almanya,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/95 ulaşıldı.