Muhalefetteki Hükümet

Başlık: 
Muhalefetteki Hükümet 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında", s. 3 
Tarih: 
1958-01-02 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/38 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA

"Muhalefetteki hükümet,,

Bülent Ecevit

27 Ekim seçimlerinden sonra Demokrat Parti iktidarının düştüğü durumu, o sırada memleketimizde bulunan bir yabancı gazeteci, özel bir konuşmada, «muhalefetteki hükümet» (a government in opposition) diye özetlemişti.

Gerçekte bu deyim, Demokrat Partinin, yalnız son seçimlerde bir azınlık partisi olarak iktidarını yenileyebilmiş bulunmasını değil, 1950 de iktidara geçişindenberi süregelen davranışını da pek güzel anlatıyordu. Yabancı gazeteci, farkına varmadan, 7 buçuk yıllık Demokrat Parti iktidarının belki en doğru tarifini yapmıştı.

Demokrat Parti, 1945 — 50 arasındaki 5 yıllık muhalefet alışkanlığından, iktidara geçmekle kendini kurtaramamış ve muhalif, hem de müfrit muhalif bir parti davranışını gitgide artan bir ölçüde devam ettirmiştir.

Cumhuriyet Halk Partisinin lider ve sözcüleriyle Demokrat Partinin lider ve sözcüleri arasındaki üslûp fakı bile bu bakımdan dikkate değer. Son 7 buçuk yıldır D.P. lider ve sözcülerini üslubuna, âdeta, haklarının çiğnendiğini, gerekli itibarı görmediğini düşünen isyankâr bir muhalefetin hırçınlığı, hattâ kanun tanımazlığı, C.H.P. lider ve sözcülerinin üslubuna ise, âdeta, böyle hırçın ve isyankâr bir muhalefet karşısında bile sinirlerine hâkim olarak, vekarını muhafaza ederek, içerde ve dışarda devlet itibarını korumağa, kanunların, hukuk düzeninin bekçiliğini yapmağa çalışan tahammüllü, ağırbaşlı bir iktidarın sorumluluk duygusu hâkim olmuştur.

Meclis İçtüzüğü değişikliğine dair teklif görüşülürken de, yalnız Cumhuriyet Halk Partisinin değil, topluca bütün muhalefet partilerinin hatiplerince kullanılan üslupla, D.P hatiplerinin üslubu gene bu şekilde biribirinden ayrılmıştır. Gerek ifade tarzı gerek muhteva bakımından, muhalefetin konuşmaları, Meclisteki tartışma seviyesini yükselttikçe yükseltmiş, zaman zaman kaliteli bir üniversite seminerinden ayırd edilemez hale getirmiş, iktidar sözcülerinden bir çoğu ise bu seviyeye erişebilmek için boşuna çırpınıp durmuşlar, nihayet son çareyi «biz dünyaya yeni bir hukuk görüşü getiriyoruz» demekte, bu «yeni hukuk görüşü» nü de İngilizlerle Amerikalıların, düşmana karşı bile reva görülmüş olmasını şimdi kendileri için bir yüz karası saydıkları Nürnberg muhakemelerindeki hukuk — dışı zihniyete dayandırmakta bulabilmişlerdir.

Bu görüşmeler sırasında, meselâ bir Kavrakoğlu'nun iktidarı, meselâ bir Barutçu veya Fevzioğlu'nunsa muhalefeti temsil ettiklerine inanmak zaman zaman pek güçleşiyordu.

Ön sıralarda stratejik mevkileri tutan ve söz kesmeyi, sözcü şaşırtmayı adetâ meslek ve sanat hâline getirmiş bulunan bazı Demokrat Partili milletvekilleri, iktidara göz açtırmamağa azmetmiş insafsız ve sorumsuz bir muhalefet partisinin «fedaiyan» ına benziyorlardı.

Hele yeni hükümet proğramının görüşüldüğü gün, İçişleri Vekili ile Çalışma Vekili konuşmaları birer vekil sandalyasından takibettiklerini bütün bütün unutmuş, sürekli taşkınlık ve müdahaleleriyle Meclisin ve dinleyicilerin dikkat ve hayretini üzerlerine çekmislerdi.

Sayın İsmail Rüştü Aksal'ın pek yerinde olarak belirttiği gibi, iktidarının sekizinci yılına girerken Demokrat Parti, devlet bütçesini bile hâlâ ancak 1950 öncesi ille sonrasının mukayesesi sınırları içinde savunabilmektedir. Demokrak Parti adına yapılan sanki 1958 bütçesinin savunulması değil de, 1950 den önceki C.H P. iktidarı maliyesinin ve iktisadî tutumunun bir tenkididir

İktidara geldikten tam 7 buçuk yıl sonra 27 Ekim 1957 seçimlerine girerken, Demokrat Partililerin içinde, 27 yıllık C.H.P. iktidarını henüz yıkamadıkları kanısı öylesine kuvvetlenmişti ki, meselâ şimdi Türkiye'de bir dirhem kahve bulunamaz olduğunu unutarak, C.H.P. iktidarının harb içinde kahveyi vesikaya bağlamasına, artık en hayatî ilâçların bile piyasadan çekildiğini unutarak, gene C.H.P. iktidarının harb içinde memleketi sözde ilâçsız bırakmasına hücum etmekten kendilerini alamamışlardı.

Hele Cumhuriyet Devrimleri konusunda, Demokrat Parti sanki hâlâ devrim aleyhdarlığını istismar ederek iktidara gelmeğe çalışan sorumsuz bir muhalefet, Cumhuriyet Halk Partisi ise, seçimleri kaybetmek bahasına da olsa devrimleri korumağa azmetmiş idealist bir iktidar durumunda idiler.

27 Ekim seçimleriyle iktidardaki bir azınlık partisi durumuna düştükten sonra ise, Demokrat Partide, hâlâ muhalefette olduğu vehminin büs bütün garip ve ileri tezahürleri görülmeğe başlamış, ve bu partinin sorumluları, meselâ muhalefetin seçimlerde iktidara «baskı» yaptığını iddia edecek kadaı sözlerini, muhalefet hakkında Meclis tahkikatı açmağa kalkışacak kadar da mevkilerini şaşırmışlardır.

27 Ekim 1957 seçimlerine kadar zaten davranışıyla «muhalefetteki bir hükümet»i andıran Demokrat Parti iktidarı, yeni seçimlerden sonra azınlığa inhisar eden temsil gücüyle de bu tarife uyar hâle gelmiştir. O bakımdan, bir azınlık partisi olarak iktidarda kalmış bulunmak, Demokrat Partinin 7 buçuk yıldır kendini kurtaramadığı psikolojik duruma daha uygun olsa, bu parti sorumlularının içindeki muhalefet kompleksini daha çok tatmin edebilse gerektir. Yukarıda bahsettiğimiz «garip ve ileri tezahürler» de, böyle bir tatminin doğurduğu ilk taşkınlıklar olarak belki anlayışla karşılanabilir. 

Dosyalar

1958.01.02.jpg
1958.01.02_B.jpg
1958.01.02_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Muhalefetteki Hükümet,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 20 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/939 ulaşıldı.