Kökleşen Demokrasi
Title:
Kökleşen Demokrasi
Source:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Date:
1957-12-16
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/36
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
KÖKLEŞEN DEMOKRASİ
Bülent ECEVİT
MÜESSESELER bakımından Türkiye'de demokrasi zaten yıkılmış sayılabilirdi. Şimdi, Meclis İçtüzüğünde yapılacak değişiklikle, temel demokratik müesseselerin en önemlisi de, Anayasa ile çizili hüviyetini büsbütün yitirecektir.
Fakat Türkiye'de, demokrasinin mânevî unsurları günden güne kuvvetlenmekte, onun için de müesseselerde yapılan tahribat, Türk milletinin demokratik gelişmesini durduramamaktadır.
1954 seçimlerinden bu yana hak ve hürriyetleri kısmak için türlü tedbirlere başvurulmuştur. Bu tedbirlerin yarattığı şartlar altında, pek çok millet demokrasiyi şimdiye kadar unutmuş, pek çok memlekette demokrasi şimdiye kadar son nefesini vermiş olurdu.
Türkiye'de ise muhalefet, üzerindeki baskı arttıkça kuvvetlenmiş, Türkiye'de demokrasi, gövdesi baltalandıkça daha derinlere kök salmış, toprağımıza daha sıkı sıkıya tutunup yerleşmiş, daha süratli boy verme gücü kazanmıştır.
Şimdi, muhalefete karşı Meclis içinde alınmak üzere bulunan tedbirlerin de aynı sonucu doğuracağından şüphe edilemez.
Bunlar aciz ve korkunun tahrik ettiği tedbirlerdir.
İktidarın 430 a yakın milletvekili, muhalefetin 181 milletvekiline karşı eşit şartlarla mücadeleyi göze alamamakta, gündemli Meclis oturumlarından bile kaçınmaktadır. Ancak İçtüzüğü değiştirip muhalefetin konuşma imkânlarını kıstıktan ve Mecliste konuşulanların halkoyuna ulaşmasını önledikten sonra Mecliste muhalefetle karşılaşmağa razı olabilecek ve ancak muhalefetin halkoyu önünde kendini serbestçe savunabilme yollarını tıkadıktan sonradır ki, hem dâvacı, hem de yargıç durumunda muhalefeti karşısına alıp, «seçim öncesi, seçim sırası ve seçim sonrası» davranışından ötürü onu yargılama cesaretini kendinde bulabilecektir.
Bugün Mecliste milletvekilleri toplamının üçte birden azını tutan muhalefet, Meclis dışında seçmen çoğunluğuna dayanmaktadır. Son seçimlerde millet iradesinin açıkça belirebilmesini önlemek üzere çıkarılan bütün engelere rağmen, Türk milleti, Demokrat Partiye, artık bir azınlık partisi durumunda olduğunu gösterme imkânını bulmuş, daha doğrusu bu imkânı yaratmıştır.
Buna karşı D.P., seçim sistemimizdeki, deneylerle ortaya çıkan bir aksaklığın kendisine Mecliste sağladığı sayı üstünlüğünü, şimdi, millet iradesi aleyhinde istismar etmek, buna dayanarak muhalefeti Mecliste susturmak istemekte, kendi aleyhinde beliren millet iradesinden bu yolda öc almağa kalkışmaktadır.
D.P., tesadüflerin ve eşitsiz şartların kendisine Mecliste sağladığı - fakat memleketteki gerçek kuvvet dağılışına hiç de uymayan - çoğunluğu, kuvvetinin son kalesi olarak görmekte, onun için bu kaleyi tahkim etmeğe uğraşmaktadır.
Fakat bu, durumu büsbütün kendi aleyhine çevirecek bir tâbiyedir. Çünkü muhalefet Meclis içinde baskı altına alındıkça Meclis dışında kuvvetlenecektir. Meclis dışında ise iktidar zaten azınlıktadır Onun için, siyasal mücadele Meclis dışına taştıkça Demokrat Parti büsbütün acz içine düşecektir.
Meclisteki temsilcilerini hareketsiz bırakmak için ne tedbir alınırsa alınsın, Türk milleti, demokratik hak ve hürriyetlerini korumağa kararlıdır. Türk milleti, uzun tarihi boyunca bağımsızlığına nasıl sahip çıktı ise, artık, hak ve hürriyetlerine de öylece sahip çıkmasını öğrenmiştir.
Türkiye'de bugün demokrasinin gerçek teminatı, Türk milletinin anti - demokratik tedbirlere karşı mukavemetidir. Millî olgunluğumuz bakımından bunun öğünç verici bir yönü, Türk milletinin, bu mukavemet sırasında, hukuk düzenini tahribe çalışan bir iktidar partisine karşı o düzenin bekçiliğini de yapacak kadar ağır başlı, şuurlu davranışıdır.
Eğer Türkiye'de adalet, her türlü teminattan yoksun bırakılmasına rağmen, hâlâ yer yer hükmünü yürütebiliyorsa, bu, Türk milletinin adalete bekçilik etmeği üzerine almış olmasındandır.
Eğer Türkiye'de basın, her türlü baskı tedbirine rağmen hâlâ nefes alabiliyorsa, bu, Türk milletinin, okur-yazar olanıyla da olmayanıyla da, basın hürriyetine sahip çıkmasındandır.
Eğer Türkiye'de muhalif siyaset adamlarından çoğu hâlâ hür yaşıyabiliyorlarsa, bu, Türk milletinin onları himayesi altına almış olmasındandır.
Meclis içinde de muhalefetin iktidarı denetleme yolları bütün bütün kapatılabilir, ama Türk milleti demokrasiye inancını muhafaza ettikçe, iktidarı denetleme yolları gene açılacaktır.
Meclis içinde yeni tedbirler alındıktan sonra, muhalefet, her zamankinden daha çok millete güvenmek, milletten kuvvet, cesaret ve direktif almak ihtiyacını duyacak ve buna her zamankinden daha çok imkân bulacaktır.
Bütün dayanağı, bütün desteği, Anayasaya, hukuk düzenine aykırı olarak kendi alacağı kararlardan ibaret bulunan iktidardaki bir azınlık partisine karşı, dayanağı, desteği millet olan bir kuvvet elbette daha üstün, daha avantajlı, daha güvenli bir durumdadır.
Son yıllarda Demokrat Parti iktidarının aldığı her tedbir, demokrasi yolunda geriye atılmış bir adımdır. Buna ne kadar üzülünse yeridir.
Ama bu tedbirler karşısında Türk milletinin davranışı da, demokrasinin yurdumuzda sürekli olarak kökleşmesini sağlamıştır. Bununla da ne kadar öğünülse yeridir.
Demokrat Parti iktidarının Meclis içinde alacağı yeni tedbir de bu ilerlemeyi durduramıyacaktır. Bu tedbirle Türkiye'de, demokrasinin göze görünen gövdesi biraz daha budanmış olacak, ama toprağımıza saldığı kökler, daha çok derinleşme imkânını bulacaktır.
KÖKLEŞEN DEMOKRASİ
Bülent ECEVİT
MÜESSESELER bakımından Türkiye'de demokrasi zaten yıkılmış sayılabilirdi. Şimdi, Meclis İçtüzüğünde yapılacak değişiklikle, temel demokratik müesseselerin en önemlisi de, Anayasa ile çizili hüviyetini büsbütün yitirecektir.
Fakat Türkiye'de, demokrasinin mânevî unsurları günden güne kuvvetlenmekte, onun için de müesseselerde yapılan tahribat, Türk milletinin demokratik gelişmesini durduramamaktadır.
1954 seçimlerinden bu yana hak ve hürriyetleri kısmak için türlü tedbirlere başvurulmuştur. Bu tedbirlerin yarattığı şartlar altında, pek çok millet demokrasiyi şimdiye kadar unutmuş, pek çok memlekette demokrasi şimdiye kadar son nefesini vermiş olurdu.
Türkiye'de ise muhalefet, üzerindeki baskı arttıkça kuvvetlenmiş, Türkiye'de demokrasi, gövdesi baltalandıkça daha derinlere kök salmış, toprağımıza daha sıkı sıkıya tutunup yerleşmiş, daha süratli boy verme gücü kazanmıştır.
Şimdi, muhalefete karşı Meclis içinde alınmak üzere bulunan tedbirlerin de aynı sonucu doğuracağından şüphe edilemez.
Bunlar aciz ve korkunun tahrik ettiği tedbirlerdir.
İktidarın 430 a yakın milletvekili, muhalefetin 181 milletvekiline karşı eşit şartlarla mücadeleyi göze alamamakta, gündemli Meclis oturumlarından bile kaçınmaktadır. Ancak İçtüzüğü değiştirip muhalefetin konuşma imkânlarını kıstıktan ve Mecliste konuşulanların halkoyuna ulaşmasını önledikten sonra Mecliste muhalefetle karşılaşmağa razı olabilecek ve ancak muhalefetin halkoyu önünde kendini serbestçe savunabilme yollarını tıkadıktan sonradır ki, hem dâvacı, hem de yargıç durumunda muhalefeti karşısına alıp, «seçim öncesi, seçim sırası ve seçim sonrası» davranışından ötürü onu yargılama cesaretini kendinde bulabilecektir.
Bugün Mecliste milletvekilleri toplamının üçte birden azını tutan muhalefet, Meclis dışında seçmen çoğunluğuna dayanmaktadır. Son seçimlerde millet iradesinin açıkça belirebilmesini önlemek üzere çıkarılan bütün engelere rağmen, Türk milleti, Demokrat Partiye, artık bir azınlık partisi durumunda olduğunu gösterme imkânını bulmuş, daha doğrusu bu imkânı yaratmıştır.
Buna karşı D.P., seçim sistemimizdeki, deneylerle ortaya çıkan bir aksaklığın kendisine Mecliste sağladığı sayı üstünlüğünü, şimdi, millet iradesi aleyhinde istismar etmek, buna dayanarak muhalefeti Mecliste susturmak istemekte, kendi aleyhinde beliren millet iradesinden bu yolda öc almağa kalkışmaktadır.
D.P., tesadüflerin ve eşitsiz şartların kendisine Mecliste sağladığı - fakat memleketteki gerçek kuvvet dağılışına hiç de uymayan - çoğunluğu, kuvvetinin son kalesi olarak görmekte, onun için bu kaleyi tahkim etmeğe uğraşmaktadır.
Fakat bu, durumu büsbütün kendi aleyhine çevirecek bir tâbiyedir. Çünkü muhalefet Meclis içinde baskı altına alındıkça Meclis dışında kuvvetlenecektir. Meclis dışında ise iktidar zaten azınlıktadır Onun için, siyasal mücadele Meclis dışına taştıkça Demokrat Parti büsbütün acz içine düşecektir.
Meclisteki temsilcilerini hareketsiz bırakmak için ne tedbir alınırsa alınsın, Türk milleti, demokratik hak ve hürriyetlerini korumağa kararlıdır. Türk milleti, uzun tarihi boyunca bağımsızlığına nasıl sahip çıktı ise, artık, hak ve hürriyetlerine de öylece sahip çıkmasını öğrenmiştir.
Türkiye'de bugün demokrasinin gerçek teminatı, Türk milletinin anti - demokratik tedbirlere karşı mukavemetidir. Millî olgunluğumuz bakımından bunun öğünç verici bir yönü, Türk milletinin, bu mukavemet sırasında, hukuk düzenini tahribe çalışan bir iktidar partisine karşı o düzenin bekçiliğini de yapacak kadar ağır başlı, şuurlu davranışıdır.
Eğer Türkiye'de adalet, her türlü teminattan yoksun bırakılmasına rağmen, hâlâ yer yer hükmünü yürütebiliyorsa, bu, Türk milletinin adalete bekçilik etmeği üzerine almış olmasındandır.
Eğer Türkiye'de basın, her türlü baskı tedbirine rağmen hâlâ nefes alabiliyorsa, bu, Türk milletinin, okur-yazar olanıyla da olmayanıyla da, basın hürriyetine sahip çıkmasındandır.
Eğer Türkiye'de muhalif siyaset adamlarından çoğu hâlâ hür yaşıyabiliyorlarsa, bu, Türk milletinin onları himayesi altına almış olmasındandır.
Meclis içinde de muhalefetin iktidarı denetleme yolları bütün bütün kapatılabilir, ama Türk milleti demokrasiye inancını muhafaza ettikçe, iktidarı denetleme yolları gene açılacaktır.
Meclis içinde yeni tedbirler alındıktan sonra, muhalefet, her zamankinden daha çok millete güvenmek, milletten kuvvet, cesaret ve direktif almak ihtiyacını duyacak ve buna her zamankinden daha çok imkân bulacaktır.
Bütün dayanağı, bütün desteği, Anayasaya, hukuk düzenine aykırı olarak kendi alacağı kararlardan ibaret bulunan iktidardaki bir azınlık partisine karşı, dayanağı, desteği millet olan bir kuvvet elbette daha üstün, daha avantajlı, daha güvenli bir durumdadır.
Son yıllarda Demokrat Parti iktidarının aldığı her tedbir, demokrasi yolunda geriye atılmış bir adımdır. Buna ne kadar üzülünse yeridir.
Ama bu tedbirler karşısında Türk milletinin davranışı da, demokrasinin yurdumuzda sürekli olarak kökleşmesini sağlamıştır. Bununla da ne kadar öğünülse yeridir.
Demokrat Parti iktidarının Meclis içinde alacağı yeni tedbir de bu ilerlemeyi durduramıyacaktır. Bu tedbirle Türkiye'de, demokrasinin göze görünen gövdesi biraz daha budanmış olacak, ama toprağımıza saldığı kökler, daha çok derinleşme imkânını bulacaktır.
Collection
Citation
“Kökleşen Demokrasi,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed December 21, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/934.