Özlenen Yıllar
Başlık:
Özlenen Yıllar
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 2
Tarih:
1957-10-17
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/36
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
ÖZLENEN YILLAR
Bülent Ecevit
IKİNCİ Dünya Harbi sırasında memleketimizdeki iktisadî durumun, plânlı, hesaplı ve halkçı bir idare sayesinde sağlanmış ne büyük bir başarı olduğu, şimdi, 7 buçuk yıllık Demokrat Parti iktidarı sonunda daha iyi anlaşılıyor.
Harb sırasında, büyük çoğunluğu müstahsil durumunda bulunan bir buçuk milyon genç erkek, güvnliğimizi sağlamak için sınır boylarında nöbet bekliyordu. Hepsinin giyeceği, yiyeceği, yatacağı, memleketteki hayat şartları ortalamasının üstünde bir seviyede tutuluyordu.
Dört yanımız harb ateşiyle çevrili olduğu için dış ticaretimiz hemen hemen durmuştu. Kendileri sıkıntı içinde bulunan denizaşırı dostlarımızdan ne yardım ne borç beklenebilirdi.
Ona rağmen yurdumuzda bugünkü yokluk, pahalılık ve geçim darlığından da, iktisadî düzensizlikten de eser yoktu.
Fakat iktidar sözcüsü «Zafer» gazetesi tutmuş, bugünün sıkıntılarını, iktisadî düzensizliğini unutturabilmek umudu ile, harb yıllarına ait bir ekmek vesikasının fotoğrafını yayınlıyor, «hâtırası bile insana dehşet veren yıllar» diye, harb yıllarındaki iktisadî durumdan söz ediyor.
Geçen yıl Amerika'da liman işçileri birkaç gün grev yapacak oldular, Türkiye'de ekmek bulunmadı. Bu grevler biraz daha sık tekrarlanacak, veya Amerika Türkiye'ye buğday yardımını kesecek olsa idi, şu barış yılları içinde, şu «görülmemiş kalkınma» devresinde, milletçe ekmeksiz kalacaktık.
İkinci Dünya Harbi sırasında ise, Türkiye'ye Amerika'dan buğday yollanmıyordu, yollanamazdı. Ona rağmen, C. H. P. iktidarı, halkı bir gün bile ekmeksiz bırakmamış, çıkarılabilen ekmekten, vesika usulü ile, her vatandaşın, eşit bir hisse alabilmesini sağlamıştı. Bu mudur «insana dehşet veren»?.
Şimdi Amerika'nın buğday yardımı kesilecek olsa, acaba D.P. iktidarı, vesika usuliyle bütün yurttaşlara dağıtılacak birer lokma ekmek bulabilir mi?
Fakat böyle faraziyelere ne hacet?.. Demokrat Parti iktidarı bugün kahveyi, yağı, peyniri, sütü vesikaya bağlıyabilecek durumda mıdır?
Bu maddeleri, vesikalık şöyle dursun, göstermelik bile temin edebilmek imkânsız hâle gelmiştir.
Bugün Demokrat Partililer, tarihimiz boyunca rastlanmamış ölçüde bir dış ticaret ve dış yardım imkânının sağladığı elverişli şartlara rağmen memleketi darlık ve borç uçurumuna sürükleyen, «kalkınma» adını verdikleri bir hesapsız, düzensiz iktisadî gidiş uğrunda «geçici» sıkıntılara katlanmayı vatanseverliğin bir gereği gibi göstermeğe kalkışıyorlar.
Bugünkü sıkıntılara katlanmak vatanseverliktir de, İkinci Dünya Harbi sırasında, dış dünya ile ticari münasebetlerimizin kesildiği, ve bir buçuk milyon genç müstahsil sınır boylarında nöbet beklediği için bazı darlıklara - yokluklara değil, sadece darlıklara - hem de eşitlikle katlanmak, vatanseverliğin bir gereği değil miydi?
İkinci Dünya Harbi içindeki şartlar bugün de yurdumuzu kuşatacak olsa, şu Demokrat Parti idaresi altında, iktisadî durumumuzun ne kadar korkunç bir hâle geleceğini tasavvur edebilmek zor mudur? Asıl bunun tasavvuru değil midir «insana dehşet veren»?..
Barış içinde ve en elverişli şartlar içinde geçen 7 buçuk yıllık Demokrat Parti idaresinin bu memleketi düşürdüğü sıkıntı ve yokluğa, Türkiye 6 yıllık bir dünya harbi sırasında ve en elverişsiz şartlar altında bile düşmemişti.
Bugün kendi günahlarını, kusurlarını, beceriksizliklerini yurttaşlara küçümsetebilmek gayreti ile, harb yıllarında, yurt güvenliği uğrunda, hiç değilse yükü bütün millete eşit olarak dağıtılmış ve kimseyi aç bırakmamak üzere tedbirleri alınmış bir zarurî sıkıntı devresini hâlâ istismar etmeğe kalkışmakla, Demokra Parti, herhalde bir vatanseverlik örneği veriyor sayılamasa gerektir.
Şimdi Demokrat Parti sözcüsü gazetenin «hâtırası bile insana dehşet veriyor» dediği yıllar, özlenen yıllar olmuştur. O harb yıllarındaki iktisadî durum, geçim durumu, yiyecek durumu, şimdi Demokrat Parti iktidarı sayesinde «her mahalleye» serpiştirilmiş milyonerler hariç, bütün yurttaşların gözünde tüter olmuştur.
Bugün eski bakan arabalarını yeni Cadilac'larla değiştirecek dövizi buldukları hâlde hergün yüzlerce yurttaşı ilâçsızlıktan ölüme mahkûm edenler, hiç değilse zarurî ilâçların rahatça bulunabildiği harb yıllarından, «hastalara bir yudum iksir bulunamazdı» diye söz etmeğe utanmazlar, sıkılmazlar mı?
Yurttaşlar bugünün kahve yokluğundansa, elbette vesika ile gününde, saatinde, belirli miktarda kahve alabilmeyi, yağsız ve etsiz yemek pişirme usulleri bulmağa çalışmaktansa, vesika ile de olsa yağ ve et bulabilmeyi tercih ederler.
Demokrat Parti safında bulunan yurttaşlar da dahil bütün millet, bugünkü bağımsızlığını, varlığını, sağlığını, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının İkinci Dünya Harbi sırasındaki basiretli dış siyasetine, ve hesaplı, plânlı, adilâne ve halkçı iktisadî tutumuna borçludur. Bu borcu inkâr etmek nankörlüğünü gösterenler, şimdi, hiç bir faydası görülememiş, ancak sıkıntı ve yokluk yaratmış, üstelik bir de hak ve hürriyetlerimizin kısılmasına bahane olarak kullanılmış bir takım beceriksiz, hesapsız, düzensiz çabalamaları karşılığında kimseden şükran bekleyemezler, beklemesinler!
D.P. iktidarı kendine güvenseydi, bugün yokluğu çekilen bütün hayatî maddeleri çoktan vesikaya bağlardı, bağlamalıydı!
Ama ne mümkün!.. Olmayan, katresi bulunmayan şey vesikaya bağlanabilir mi?
İhtiyaç maddelerini memleket ölçüsünde vesikaya bağlıyacak kadar temin edebilmek şöyle dursun, bugün memlekette vesika bastırmak için acaba kâğıt bulunabilir mi?
ÖZLENEN YILLAR
Bülent Ecevit
IKİNCİ Dünya Harbi sırasında memleketimizdeki iktisadî durumun, plânlı, hesaplı ve halkçı bir idare sayesinde sağlanmış ne büyük bir başarı olduğu, şimdi, 7 buçuk yıllık Demokrat Parti iktidarı sonunda daha iyi anlaşılıyor.
Harb sırasında, büyük çoğunluğu müstahsil durumunda bulunan bir buçuk milyon genç erkek, güvnliğimizi sağlamak için sınır boylarında nöbet bekliyordu. Hepsinin giyeceği, yiyeceği, yatacağı, memleketteki hayat şartları ortalamasının üstünde bir seviyede tutuluyordu.
Dört yanımız harb ateşiyle çevrili olduğu için dış ticaretimiz hemen hemen durmuştu. Kendileri sıkıntı içinde bulunan denizaşırı dostlarımızdan ne yardım ne borç beklenebilirdi.
Ona rağmen yurdumuzda bugünkü yokluk, pahalılık ve geçim darlığından da, iktisadî düzensizlikten de eser yoktu.
Fakat iktidar sözcüsü «Zafer» gazetesi tutmuş, bugünün sıkıntılarını, iktisadî düzensizliğini unutturabilmek umudu ile, harb yıllarına ait bir ekmek vesikasının fotoğrafını yayınlıyor, «hâtırası bile insana dehşet veren yıllar» diye, harb yıllarındaki iktisadî durumdan söz ediyor.
Geçen yıl Amerika'da liman işçileri birkaç gün grev yapacak oldular, Türkiye'de ekmek bulunmadı. Bu grevler biraz daha sık tekrarlanacak, veya Amerika Türkiye'ye buğday yardımını kesecek olsa idi, şu barış yılları içinde, şu «görülmemiş kalkınma» devresinde, milletçe ekmeksiz kalacaktık.
İkinci Dünya Harbi sırasında ise, Türkiye'ye Amerika'dan buğday yollanmıyordu, yollanamazdı. Ona rağmen, C. H. P. iktidarı, halkı bir gün bile ekmeksiz bırakmamış, çıkarılabilen ekmekten, vesika usulü ile, her vatandaşın, eşit bir hisse alabilmesini sağlamıştı. Bu mudur «insana dehşet veren»?.
Şimdi Amerika'nın buğday yardımı kesilecek olsa, acaba D.P. iktidarı, vesika usuliyle bütün yurttaşlara dağıtılacak birer lokma ekmek bulabilir mi?
Fakat böyle faraziyelere ne hacet?.. Demokrat Parti iktidarı bugün kahveyi, yağı, peyniri, sütü vesikaya bağlıyabilecek durumda mıdır?
Bu maddeleri, vesikalık şöyle dursun, göstermelik bile temin edebilmek imkânsız hâle gelmiştir.
Bugün Demokrat Partililer, tarihimiz boyunca rastlanmamış ölçüde bir dış ticaret ve dış yardım imkânının sağladığı elverişli şartlara rağmen memleketi darlık ve borç uçurumuna sürükleyen, «kalkınma» adını verdikleri bir hesapsız, düzensiz iktisadî gidiş uğrunda «geçici» sıkıntılara katlanmayı vatanseverliğin bir gereği gibi göstermeğe kalkışıyorlar.
Bugünkü sıkıntılara katlanmak vatanseverliktir de, İkinci Dünya Harbi sırasında, dış dünya ile ticari münasebetlerimizin kesildiği, ve bir buçuk milyon genç müstahsil sınır boylarında nöbet beklediği için bazı darlıklara - yokluklara değil, sadece darlıklara - hem de eşitlikle katlanmak, vatanseverliğin bir gereği değil miydi?
İkinci Dünya Harbi içindeki şartlar bugün de yurdumuzu kuşatacak olsa, şu Demokrat Parti idaresi altında, iktisadî durumumuzun ne kadar korkunç bir hâle geleceğini tasavvur edebilmek zor mudur? Asıl bunun tasavvuru değil midir «insana dehşet veren»?..
Barış içinde ve en elverişli şartlar içinde geçen 7 buçuk yıllık Demokrat Parti idaresinin bu memleketi düşürdüğü sıkıntı ve yokluğa, Türkiye 6 yıllık bir dünya harbi sırasında ve en elverişsiz şartlar altında bile düşmemişti.
Bugün kendi günahlarını, kusurlarını, beceriksizliklerini yurttaşlara küçümsetebilmek gayreti ile, harb yıllarında, yurt güvenliği uğrunda, hiç değilse yükü bütün millete eşit olarak dağıtılmış ve kimseyi aç bırakmamak üzere tedbirleri alınmış bir zarurî sıkıntı devresini hâlâ istismar etmeğe kalkışmakla, Demokra Parti, herhalde bir vatanseverlik örneği veriyor sayılamasa gerektir.
Şimdi Demokrat Parti sözcüsü gazetenin «hâtırası bile insana dehşet veriyor» dediği yıllar, özlenen yıllar olmuştur. O harb yıllarındaki iktisadî durum, geçim durumu, yiyecek durumu, şimdi Demokrat Parti iktidarı sayesinde «her mahalleye» serpiştirilmiş milyonerler hariç, bütün yurttaşların gözünde tüter olmuştur.
Bugün eski bakan arabalarını yeni Cadilac'larla değiştirecek dövizi buldukları hâlde hergün yüzlerce yurttaşı ilâçsızlıktan ölüme mahkûm edenler, hiç değilse zarurî ilâçların rahatça bulunabildiği harb yıllarından, «hastalara bir yudum iksir bulunamazdı» diye söz etmeğe utanmazlar, sıkılmazlar mı?
Yurttaşlar bugünün kahve yokluğundansa, elbette vesika ile gününde, saatinde, belirli miktarda kahve alabilmeyi, yağsız ve etsiz yemek pişirme usulleri bulmağa çalışmaktansa, vesika ile de olsa yağ ve et bulabilmeyi tercih ederler.
Demokrat Parti safında bulunan yurttaşlar da dahil bütün millet, bugünkü bağımsızlığını, varlığını, sağlığını, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının İkinci Dünya Harbi sırasındaki basiretli dış siyasetine, ve hesaplı, plânlı, adilâne ve halkçı iktisadî tutumuna borçludur. Bu borcu inkâr etmek nankörlüğünü gösterenler, şimdi, hiç bir faydası görülememiş, ancak sıkıntı ve yokluk yaratmış, üstelik bir de hak ve hürriyetlerimizin kısılmasına bahane olarak kullanılmış bir takım beceriksiz, hesapsız, düzensiz çabalamaları karşılığında kimseden şükran bekleyemezler, beklemesinler!
D.P. iktidarı kendine güvenseydi, bugün yokluğu çekilen bütün hayatî maddeleri çoktan vesikaya bağlardı, bağlamalıydı!
Ama ne mümkün!.. Olmayan, katresi bulunmayan şey vesikaya bağlanabilir mi?
İhtiyaç maddelerini memleket ölçüsünde vesikaya bağlıyacak kadar temin edebilmek şöyle dursun, bugün memlekette vesika bastırmak için acaba kâğıt bulunabilir mi?
Koleksiyon
Alıntı
“Özlenen Yıllar,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/901 ulaşıldı.