Kars'ın "Günahı"
Title:
Kars'ın "Günahı"
Source:
Ulus, "Günün Işığında", s. 2
Date:
1957-10-15
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/36
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
KARS'IN "GÜNAHI"
Bülent ECEVİT
BAY Adnan Menderes, Karslılara hitaben yaptığı konuşma ile, küçük politika hesaplarının, kendisinde, devlet adamlığı sorumluluğunu nasıl bastırdığını bir kere daha açığa vurmuş oldu.
«Yeni idarenin nimetlerinden Kars'ın geniş ölçüde faydalanma» dığını itiraf eden Başbakan, bu ihmalciliği izah için, «kızım sana söylüyorum gelinim sen anla» misali, Kars milletvekillerine çatar gibi görünerek, Karslıları itham etti.
Demokrat Parti liderlerinin gözünde Karslıların günahı pek büyüktür: 1950 de de, 1954 te de seçimi Cumhuriyet Halk Partisine kazandırmışlardır!
«Sevgili Karslılar» diyor Başbakan, «Milletvekillerinizin muhaefete mensup olması Kars için belki garip bir tecelli teşkil etmiştir. Doğrusunu isterseniz Kars'a daha fazla hizmet etmek için bugüne kadar milletvekilleriniz tarafından biraz olsun teşvik edilmiş değiliz.»
«Teşvik» ten anladığı nedir Başbakanın, işte onu da kendi ağzından işitiniz:
«Milletvekillerinizin Başvekâlet odasına bir defa dahi gelmediklerini söylersem neden teşvik görmediğimizi takdir buyurursunuz.»
Bundan sonra Başbakan, Karslılara, şarta bağlı bir umut ışığı tutuyor:
«Bununla beraber Kars'ın da yeni idarenin nimetlerinden daha geniş ölçüde faydalanmasını geciktirmek istemeyiz.»
Bu «nimet» lere kavuşmanın şartı Başbakanın kendi sözlerinden ortaya çıkıyor: Kars milletvekilleri muhalefete mensup olmamalıdır! Yahut, muahlefete mensup olsalar bile, bu milletvekilleri, Meclis'te daima Başbakanın ardında koşmalı, ona herhangi bir konuda çatmaktan, onun icraatını denetlemekten kaçınmalı, Başbakanlık makamında da daima kendisinin kapısını aşındırmalıdırlar! Yani Başbakana yalvarmalı, yakarmalı, karşısında vefalı D.P. milletvekilleri gibi el pençe divan durmalıdırlar!
İşte ancak o zaman, Bay Menderes, Kars milletvekilerinin belki muhalif olmalarını da affedecek ve Karslı yurttaşlarını da «yeni idarenin nimetleri» nden faydalandırmağa razı olacaktır.
Yoksa?..
Yoksa Karslılar günahlarının cezasını çekecekler, D.P. dururken başka bir partiye oy verdikleri için, hükümetçe gene ihmal edileceklerdir!
Bir Başbakan'ın bu tarzda düşünmesi, üstelik bu tarda düşündüğünü açığa vurmakta bir sakınca görmemesi, seçimler yaklaşırken, dikkatle üstünde durulmağa değer bir hâdisedir.
Demek ki Bay Adnan Menderes, 7 yıl devlet idaresinden sonra, Başbakanlıkla iktidar partisi genel başkanlığı arasındaki ayrılığı hâlâ anlıyamamıştır. Bu yüzden kendini ancak Demokrat Partiye oy veren illerin Başbakanı saymakta, başka ilerle ilgilenmeğe mecbur hissetmemektedir.
Başka bir partiye oy vermiş iller sanki bu yurdun birer öz parçası değildir de, birer tabi devlettir ve merkezî idarenin onlarla ilgilenmesi sanki ancak bir ihsan, bir lütuf eseri olabilir ve bu lütfa hak kazanabilmek için de o tabi devletler temsilcilerinin hükümet başkanına kul köle olmaları gereklidir!
Oysa bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti bir bütündür. Bütün illeri eşit haklara sahiptir. Her ilde hükümetin bir valisi bulunur, muhtelif bakanlıkların daireleri bulunur. Her ilin türlü konulardaki ihtiyaçlarını tespit etmekle görevli müfettişler, memurlar olur. Bir ilin seçimde şu veya bu partiye oy vermiş olması, hükümetin, mahallî idarenin, o ildeki sorumluluğundan, ödevlerinden hiçbir şey eksiltmez.
Kars halkı da, Demokrat Partiye oy vermiş bir ilin halkı kadar, bu memleketin esenliği, güvenliği için çalışmakta, vergi ödemekte, askerlik ödevini yapmaktadır. Karslının ödediği vergide, Demokrat Partiye oy vermiş illerin halkının hakkı, Karslının hakkından daha çok olamaz. Madem ki külfetlerde eşitlik vardır, nimetlerde de eşitlik olmalıdır!
Ama belli ki Bay Adnan Menderes böyle şeyleri anlıyıbilecek, teslim edebilecek zihniyette bir kimse değildir. Parti menfaatleri, belli ki Bay Menderes'in gözünde memeket işlerinden daha büyük yer tutmakta, kendi gururunun tatmini, vatandaş ihtiyaçlarının tatmininden daha önde gelmektedir.
Öyle olduğu için de Karslılara, hiç çekinmeden, kendisine büsbütün küseceklerini, büsbütün kötü not vereceklerini bile akıl edemeden,
Meclise muhalif milletvekilleri gönderirseniz, hele bir de o muhalif milletvekilleri bana kul köle olmazlar, Mecliste beni tenkide, denetlemeğe kalkışırlalrsa, Demokrat Parti iktidarından hiç bir hizmet bekemeyiniz!.. mânasına gelir sözler söyliyebilmektedir.
Bu şekilde düşündüğünü, memleket idaresi konusunda kafasının ancak bu şekilde işleyebileceğini fütursuzca açığa vuran bir kimseye, memleket idaresinin daha fazla emanet edilip edilemiyeceği artık seçmenin bileceği iştir.
KARS'IN "GÜNAHI"
Bülent ECEVİT
BAY Adnan Menderes, Karslılara hitaben yaptığı konuşma ile, küçük politika hesaplarının, kendisinde, devlet adamlığı sorumluluğunu nasıl bastırdığını bir kere daha açığa vurmuş oldu.
«Yeni idarenin nimetlerinden Kars'ın geniş ölçüde faydalanma» dığını itiraf eden Başbakan, bu ihmalciliği izah için, «kızım sana söylüyorum gelinim sen anla» misali, Kars milletvekillerine çatar gibi görünerek, Karslıları itham etti.
Demokrat Parti liderlerinin gözünde Karslıların günahı pek büyüktür: 1950 de de, 1954 te de seçimi Cumhuriyet Halk Partisine kazandırmışlardır!
«Sevgili Karslılar» diyor Başbakan, «Milletvekillerinizin muhaefete mensup olması Kars için belki garip bir tecelli teşkil etmiştir. Doğrusunu isterseniz Kars'a daha fazla hizmet etmek için bugüne kadar milletvekilleriniz tarafından biraz olsun teşvik edilmiş değiliz.»
«Teşvik» ten anladığı nedir Başbakanın, işte onu da kendi ağzından işitiniz:
«Milletvekillerinizin Başvekâlet odasına bir defa dahi gelmediklerini söylersem neden teşvik görmediğimizi takdir buyurursunuz.»
Bundan sonra Başbakan, Karslılara, şarta bağlı bir umut ışığı tutuyor:
«Bununla beraber Kars'ın da yeni idarenin nimetlerinden daha geniş ölçüde faydalanmasını geciktirmek istemeyiz.»
Bu «nimet» lere kavuşmanın şartı Başbakanın kendi sözlerinden ortaya çıkıyor: Kars milletvekilleri muhalefete mensup olmamalıdır! Yahut, muahlefete mensup olsalar bile, bu milletvekilleri, Meclis'te daima Başbakanın ardında koşmalı, ona herhangi bir konuda çatmaktan, onun icraatını denetlemekten kaçınmalı, Başbakanlık makamında da daima kendisinin kapısını aşındırmalıdırlar! Yani Başbakana yalvarmalı, yakarmalı, karşısında vefalı D.P. milletvekilleri gibi el pençe divan durmalıdırlar!
İşte ancak o zaman, Bay Menderes, Kars milletvekilerinin belki muhalif olmalarını da affedecek ve Karslı yurttaşlarını da «yeni idarenin nimetleri» nden faydalandırmağa razı olacaktır.
Yoksa?..
Yoksa Karslılar günahlarının cezasını çekecekler, D.P. dururken başka bir partiye oy verdikleri için, hükümetçe gene ihmal edileceklerdir!
Bir Başbakan'ın bu tarzda düşünmesi, üstelik bu tarda düşündüğünü açığa vurmakta bir sakınca görmemesi, seçimler yaklaşırken, dikkatle üstünde durulmağa değer bir hâdisedir.
Demek ki Bay Adnan Menderes, 7 yıl devlet idaresinden sonra, Başbakanlıkla iktidar partisi genel başkanlığı arasındaki ayrılığı hâlâ anlıyamamıştır. Bu yüzden kendini ancak Demokrat Partiye oy veren illerin Başbakanı saymakta, başka ilerle ilgilenmeğe mecbur hissetmemektedir.
Başka bir partiye oy vermiş iller sanki bu yurdun birer öz parçası değildir de, birer tabi devlettir ve merkezî idarenin onlarla ilgilenmesi sanki ancak bir ihsan, bir lütuf eseri olabilir ve bu lütfa hak kazanabilmek için de o tabi devletler temsilcilerinin hükümet başkanına kul köle olmaları gereklidir!
Oysa bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti bir bütündür. Bütün illeri eşit haklara sahiptir. Her ilde hükümetin bir valisi bulunur, muhtelif bakanlıkların daireleri bulunur. Her ilin türlü konulardaki ihtiyaçlarını tespit etmekle görevli müfettişler, memurlar olur. Bir ilin seçimde şu veya bu partiye oy vermiş olması, hükümetin, mahallî idarenin, o ildeki sorumluluğundan, ödevlerinden hiçbir şey eksiltmez.
Kars halkı da, Demokrat Partiye oy vermiş bir ilin halkı kadar, bu memleketin esenliği, güvenliği için çalışmakta, vergi ödemekte, askerlik ödevini yapmaktadır. Karslının ödediği vergide, Demokrat Partiye oy vermiş illerin halkının hakkı, Karslının hakkından daha çok olamaz. Madem ki külfetlerde eşitlik vardır, nimetlerde de eşitlik olmalıdır!
Ama belli ki Bay Adnan Menderes böyle şeyleri anlıyıbilecek, teslim edebilecek zihniyette bir kimse değildir. Parti menfaatleri, belli ki Bay Menderes'in gözünde memeket işlerinden daha büyük yer tutmakta, kendi gururunun tatmini, vatandaş ihtiyaçlarının tatmininden daha önde gelmektedir.
Öyle olduğu için de Karslılara, hiç çekinmeden, kendisine büsbütün küseceklerini, büsbütün kötü not vereceklerini bile akıl edemeden,
Meclise muhalif milletvekilleri gönderirseniz, hele bir de o muhalif milletvekilleri bana kul köle olmazlar, Mecliste beni tenkide, denetlemeğe kalkışırlalrsa, Demokrat Parti iktidarından hiç bir hizmet bekemeyiniz!.. mânasına gelir sözler söyliyebilmektedir.
Bu şekilde düşündüğünü, memleket idaresi konusunda kafasının ancak bu şekilde işleyebileceğini fütursuzca açığa vuran bir kimseye, memleket idaresinin daha fazla emanet edilip edilemiyeceği artık seçmenin bileceği iştir.
Collection
Citation
“Kars'ın "Günahı",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 25, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/899.