Sıkıntı Uğruna Hürriyetsizlik
Başlık:
Sıkıntı Uğruna Hürriyetsizlik
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 2
Tarih:
1957-10-14
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/36
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Sıkıntı uğruna hürriyetsizlik
Bülent ECEVİT
İnsan hürriyet uğruna sıkıntıya katlanır.
Bazı insanlar sıkıntısız yaşıyabilmek uğruna hürriyetsizliğe de katlanırlar.
Ama sıkıntı uğruna hürriyetsizliğe katlanmak?.. Böyle bir fedakârlığı kimsenin kimseden istemeğe hakkı yoktur!
Demokrat Partinin yeni seçimlere girerken Türk halkından beklediği ise bundan başka bir şey değildir.
— Demokrat Parti iktidarda kalırsa iktisadî sıkıntılarımız hafifliyecek mi?
Buna artık D.P. liderleri bile «evet» diyemiyorlar !
— Bari elimizden alınan haklar, hürriyetler iade edilecek mi?
Buna ise cevap bile veremiyorlar !
Bu sorunun belki de son cevabı, geçen ay başlarında, D.P. Genel İdare Kurulu adına, gazetelere «tekzip» adı altında, gönderilen bir faşist manifestosu idi.
Seçimler yaklaştıkça ve D.P. nin seçimlerden önce rejim meselelerine dair yeni bazı görüşler getirebileceğine bağlanan umutlar zayıfladıkça önem kazanan bu manifestodan bazı parçalar, bugün birinci sayfamızdaki bir yazıda naklediliyor.
Bu parçalardan anlaşılabileceği gibi, D.P. Genel İdare Kurulu, tıpkı faşisulerin, nazilerin, komünistlerin kullandıkları delillerle Batı demokrasisine hücum etmekte, totaliter bir düzenin üstünlüklerini öğmekte, Türkiye'nin de böyle bir düzene ihtiyacı bulunduğunu öne sürmektedir.
Fakat seçmen demez mi ki:
— Bana refah getiremiyeceksen, bolluk getiremiyeceksen, üstelik hürriyetlerimi de büsbütün elimden alacaksan, ben sana neden oy vereyim?
Cumhuriyet tarihimizin başlangıç devresinde, tek parti idaresinin bir müddet devamını zaruri kılan sebepler vardı. Fakat bugün o sebeplerden hiç biri ortada kalmadığı halde, D.P. Genel İdare Kurulu, tek parti idaresine dönüş arzusunu mazur göstermek için Atatürk'ten misal veriyor.
Atatürk, çok partili demokratik hayata geçmek için giriştiği iki denemeden, Cumhuriyet düşmanlarının, devrim aleyhdarlarının, hilâfetçilerin, isyan ve ihtilâl tahrikçilerinin, bu denemeleri fırsat bilip, memleketi büyük tehlikelere sürüklemeleri üzerine vazgeçmek zorunda kalmıştı.
Bugünse Cumhuriyet esaslarına düşmanlık D.P. dedir, devrim aleyhdarlığı veya devrim aleyhdarlığının istismarcılığı D. P. dedir, Meclisteki arkadaşlarına «siz isterseniz hilâfeti de geri getirebilirsiniz» diyen kimse Demokrat Partinin Genel Başkanıdır, kendilerini azınlık sayan bazı yurttaşlardan oy toplayabilmek için onlar arasında tahrikçilik yapanlarsa gene Demokrat Partili politikacılardır.
Atatürk bugünkü Demokrat Parti liderleri gibi düşündüğü ve davrandığı için değil, öyle düsünen ve davranan kimseleri memleket hesabına tehlikeli gördüğü içindir ki tek parti idaresine, istemeye istemeye, bağlı kalmıştı.
Fakat bugün Türkiye'de, Cumhuriyeti, Cumhuriyet devrimlerini, demokratik usullerle, ve gerekirse başta bulunanlara rağmen, hattâ onlara karşı koruyabilecek bir kuşak yetişmiş ve toplum hayatımızda kilit mevkileri doldurmağa başlamıştır.
Eğer bu kuşaktan insanların, Cumhuriyeti ve devrimleri demokratik usullerle koruyabilmeleri imkânına set çekilirse, başka usullere baş vurmalarının günahı kendilerine düşmeyecektir.
27 yıllık iktidarının son devresinde, Cumhuriyet Halk Partisi, bu memlekette hürriyet ve demokrasiyi, kalkınmayı ve devrimleri bir arada yürütebilmenin artık mümkün hale geldiğini görmüş ve göstermiştir.
Demokrat Parti ise, 7 buçuk yıllık iktidarı sonunda, bu memlekete ancak hürriyetsizlik, sıkıntı ve gerilik getirebilmiş, şimdi de, daha fazla hürriyetsizlik, daha fazla sıkıntı, daha fazla gerilik getirebilmek için, seçmenlerden, iktidar süresinin yenilenmesini istemektedir
Demokrat Partinin bir seçim beyannamesi yayınlaması bu durumda elbette beklenemezdi. Hangi parti seçmenlerin karşısına çıkıp ta, «Yurttaş, daha az hürriyet, daha çok sıkıntı, daha çok gerilik istiyorsan oyunu bize ver» diyebilirdi?
Sıkıntı uğruna hürriyetsizlik
Bülent ECEVİT
İnsan hürriyet uğruna sıkıntıya katlanır.
Bazı insanlar sıkıntısız yaşıyabilmek uğruna hürriyetsizliğe de katlanırlar.
Ama sıkıntı uğruna hürriyetsizliğe katlanmak?.. Böyle bir fedakârlığı kimsenin kimseden istemeğe hakkı yoktur!
Demokrat Partinin yeni seçimlere girerken Türk halkından beklediği ise bundan başka bir şey değildir.
— Demokrat Parti iktidarda kalırsa iktisadî sıkıntılarımız hafifliyecek mi?
Buna artık D.P. liderleri bile «evet» diyemiyorlar !
— Bari elimizden alınan haklar, hürriyetler iade edilecek mi?
Buna ise cevap bile veremiyorlar !
Bu sorunun belki de son cevabı, geçen ay başlarında, D.P. Genel İdare Kurulu adına, gazetelere «tekzip» adı altında, gönderilen bir faşist manifestosu idi.
Seçimler yaklaştıkça ve D.P. nin seçimlerden önce rejim meselelerine dair yeni bazı görüşler getirebileceğine bağlanan umutlar zayıfladıkça önem kazanan bu manifestodan bazı parçalar, bugün birinci sayfamızdaki bir yazıda naklediliyor.
Bu parçalardan anlaşılabileceği gibi, D.P. Genel İdare Kurulu, tıpkı faşisulerin, nazilerin, komünistlerin kullandıkları delillerle Batı demokrasisine hücum etmekte, totaliter bir düzenin üstünlüklerini öğmekte, Türkiye'nin de böyle bir düzene ihtiyacı bulunduğunu öne sürmektedir.
Fakat seçmen demez mi ki:
— Bana refah getiremiyeceksen, bolluk getiremiyeceksen, üstelik hürriyetlerimi de büsbütün elimden alacaksan, ben sana neden oy vereyim?
Cumhuriyet tarihimizin başlangıç devresinde, tek parti idaresinin bir müddet devamını zaruri kılan sebepler vardı. Fakat bugün o sebeplerden hiç biri ortada kalmadığı halde, D.P. Genel İdare Kurulu, tek parti idaresine dönüş arzusunu mazur göstermek için Atatürk'ten misal veriyor.
Atatürk, çok partili demokratik hayata geçmek için giriştiği iki denemeden, Cumhuriyet düşmanlarının, devrim aleyhdarlarının, hilâfetçilerin, isyan ve ihtilâl tahrikçilerinin, bu denemeleri fırsat bilip, memleketi büyük tehlikelere sürüklemeleri üzerine vazgeçmek zorunda kalmıştı.
Bugünse Cumhuriyet esaslarına düşmanlık D.P. dedir, devrim aleyhdarlığı veya devrim aleyhdarlığının istismarcılığı D. P. dedir, Meclisteki arkadaşlarına «siz isterseniz hilâfeti de geri getirebilirsiniz» diyen kimse Demokrat Partinin Genel Başkanıdır, kendilerini azınlık sayan bazı yurttaşlardan oy toplayabilmek için onlar arasında tahrikçilik yapanlarsa gene Demokrat Partili politikacılardır.
Atatürk bugünkü Demokrat Parti liderleri gibi düşündüğü ve davrandığı için değil, öyle düsünen ve davranan kimseleri memleket hesabına tehlikeli gördüğü içindir ki tek parti idaresine, istemeye istemeye, bağlı kalmıştı.
Fakat bugün Türkiye'de, Cumhuriyeti, Cumhuriyet devrimlerini, demokratik usullerle, ve gerekirse başta bulunanlara rağmen, hattâ onlara karşı koruyabilecek bir kuşak yetişmiş ve toplum hayatımızda kilit mevkileri doldurmağa başlamıştır.
Eğer bu kuşaktan insanların, Cumhuriyeti ve devrimleri demokratik usullerle koruyabilmeleri imkânına set çekilirse, başka usullere baş vurmalarının günahı kendilerine düşmeyecektir.
27 yıllık iktidarının son devresinde, Cumhuriyet Halk Partisi, bu memlekette hürriyet ve demokrasiyi, kalkınmayı ve devrimleri bir arada yürütebilmenin artık mümkün hale geldiğini görmüş ve göstermiştir.
Demokrat Parti ise, 7 buçuk yıllık iktidarı sonunda, bu memlekete ancak hürriyetsizlik, sıkıntı ve gerilik getirebilmiş, şimdi de, daha fazla hürriyetsizlik, daha fazla sıkıntı, daha fazla gerilik getirebilmek için, seçmenlerden, iktidar süresinin yenilenmesini istemektedir
Demokrat Partinin bir seçim beyannamesi yayınlaması bu durumda elbette beklenemezdi. Hangi parti seçmenlerin karşısına çıkıp ta, «Yurttaş, daha az hürriyet, daha çok sıkıntı, daha çok gerilik istiyorsan oyunu bize ver» diyebilirdi?
Koleksiyon
Alıntı
“Sıkıntı Uğruna Hürriyetsizlik,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/898 ulaşıldı.