Avrupa'da Tehlike
Başlık:
Avrupa'da Tehlike
Kaynak:
Son Havadis, "Dünya Politikası"
Tarih:
1953-01-28
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
Dünya Politikası
Avrupa’da tehlike
28 Ocak 1953
Yazan: Bülent ECEVİT
Sovyetlerin bu gün, Batı bloku ile karşı karşıya harbe tutuşması beklenemez.
Amerika’nın ve Batı devletlerinin gücü, Sovyetleri böyle bir maceraya atılmaktan önleyecek dereceyi bulmuştur.
Ancak, bu durumu kabûllenip Sovyet Rusya’nın kendi köşesinde, şimdiye kadar elde ettiklerile yetineceğini düşünmek te saflık olur.
Bir Dünya harbi çıkartmamaya dikkat etmek şartı ile, Sovyetlerin, çevrelerindeki bütün zayıf noktaları zorlamak niyetinde olduğunu gösterir her türlü işaret ortadadır.
Dünya harbi çıkarmadan dünyayı karıştırmak, Batılıları zayıf düşürmek ve kendi genişleme emellerini gerçekleştirmek için. Sovyetlerin şimdiye kadar buldukları en iyi çare. Kore’de başvurmuş oldukları çaredir.
Bilindiği gibi, Kore’de Sovyetler, vasıtalı harp yapmaktadırlar. Yani, görünüşte kendileri harbe karışmamakta, hattâ çarpışmaların sona ermesi için gayretler sarfedermiş gibi bir tavır takınmakta, fakat vasıta olarak kullandıkları yarım bir memleketi, gene o memleketin Batılılar safında bulunmakla beraber onlara müşterek bir savunma paktı ile bağlanmamış öbür yarısı üstüne saldırtmaktadır.
Ayni oyunun yapılması için dünyada ikinci en elverişli yer Almanya’dır.
İkinci Dünya Harbinden sonra burası, iki ayrı memleket hâline getirilmiş, biri Doğuda, öbürü Batıda olmak üzere iki Cumhuriyet kurulmuştur.
Sovyetler, Almanya’nın birleştirilmesini istediklerini öne sürmüş ve Batı Almanya ile ayrı bir barış andlaşması imzalanmasına razı olmamışlardır.
Doğu Almanya da, ayni isteği ileri sürmektedir.
Bu düşünceyi taşıyan, bir kısmı iyi niyetli, bir kısmı kötü niyetli unsurlar, Batı Almanya'da da yok değildir.
Bu gün Doğu Almanya’da, Komünist doktrinlerine göre yetiştirilmiş bir nesil bulunduğuna ve Sovyetler gerçekten buradaki nüfuzlarını azaltmayacaklarına, Komünist unsurlar vasıtasile gene Almanya’nın hâkimi kalmaya çalışacaklarına göre, bugün için iki Almanya’nın birleştirilmesi, bu memleketin bütün olarak demirperde arasına geçmesi demek olacaktır.
Batılılar ve Adenauer Hükümeti, Batı ve Doğu Almanya’nın barış yoluyla birleşme yollarını tıkamış bulunuyorlar.
Doğu Almanya’nın, Kuzey Kore rolünü oynayarak, Batı Almanya’ya karşı bir saldırganlıkta bulunması ise her zaman beklenebilir.
Bu gün, Doğu Almanya’nın, polis kuvveti adı altında, oldukça kuvvetli bir ordusu vardır. Bu ordu, öteki peyk memleketlerden de beslenebilecek durumdadır.
Buna karşılık, Batı Berlin Belediye Başkanı Reuter, bir çok sınır hâdiselerile karşılaşan polislerine birer tabanca vermek hakkına bile sahip değildir.
Daha bir kaç gün önce, Batı Almanya polisinin elinde adesesi taksimatlı asker dürbünü bulundu diye işgal makamları mesele çıkarmış bu dürbünleri toplatmıştır.
Bu, hem gülünecek hem ağlanacak kadar garip bir hâldir.
Bu gün, peyk memleketlerinde büyük ölçüde temizlik hareketine girişilmiştir. Bu temizliğin kurbanları bilhassa Yahudi unsurlardır.
Batı Almanya’nın son zamanlarda İsrail’le dostça münasebetler tesisine girişmiş olması Doğudaki yahudiler arasında da Batı Almanya’ya bir sempati uyandırabilir. Eğer, Yahudilere karşı başlanan tedhiş hareketini kısmen böyle bir şüphenin ifadesi olarak görmek caizse, şu sırada bu tedbirlerin alınmasından Batı Almanya’ya karşı bazı plânlar hazırlandığı manâsı çıkartılabilir.
Netekim, Doğu Almanya’daki komünist rejimin kuvvetlendirilmesi, Sovyetlere sadakatinden en ufak bir şüpheye yer olanların iş başından uzaklaştırılması, ve Doğu Almanya askerî gücünün arttırılmaya başlamış olması, hep, böyle bir ihtimâli kuvvetlendiren âmillerdir.
Doğuda bütün bu hazırlıklar yürüye dursun, Batılılar hâlâ, Almanya’ya ordu kurdurup kurdurulmamasını münakaşa etmektedirler.
Son iki üç günün haberinden, Adenauer’in, Almanya’ya bir ordu kurma imkânını verecek olan Avrupa Savunma Topluluğu andlaşmasının tadilsiz tasdiki için işaret ettiği, yeni Fransız hükümetinin de bu hususta süratle bir karara varmak lüzumuna kanî olduğu seziliyor.
Bu haberlerin doğru olması temennî edilir.
Batı ve Doğu Almanya’lar arasında Kore’deki gibi bir vasıtalı harp çıkması ile, Avrupa’da kurulmaya çalışılan savunma sistemi acık bir saldırganlığa maruz kalmış olmayacak. fakat. daha da kötüsü, temellerinden sarsılacaktır.
Avrupa’da tehlike
28 Ocak 1953
Yazan: Bülent ECEVİT
Sovyetlerin bu gün, Batı bloku ile karşı karşıya harbe tutuşması beklenemez.
Amerika’nın ve Batı devletlerinin gücü, Sovyetleri böyle bir maceraya atılmaktan önleyecek dereceyi bulmuştur.
Ancak, bu durumu kabûllenip Sovyet Rusya’nın kendi köşesinde, şimdiye kadar elde ettiklerile yetineceğini düşünmek te saflık olur.
Bir Dünya harbi çıkartmamaya dikkat etmek şartı ile, Sovyetlerin, çevrelerindeki bütün zayıf noktaları zorlamak niyetinde olduğunu gösterir her türlü işaret ortadadır.
Dünya harbi çıkarmadan dünyayı karıştırmak, Batılıları zayıf düşürmek ve kendi genişleme emellerini gerçekleştirmek için. Sovyetlerin şimdiye kadar buldukları en iyi çare. Kore’de başvurmuş oldukları çaredir.
Bilindiği gibi, Kore’de Sovyetler, vasıtalı harp yapmaktadırlar. Yani, görünüşte kendileri harbe karışmamakta, hattâ çarpışmaların sona ermesi için gayretler sarfedermiş gibi bir tavır takınmakta, fakat vasıta olarak kullandıkları yarım bir memleketi, gene o memleketin Batılılar safında bulunmakla beraber onlara müşterek bir savunma paktı ile bağlanmamış öbür yarısı üstüne saldırtmaktadır.
Ayni oyunun yapılması için dünyada ikinci en elverişli yer Almanya’dır.
İkinci Dünya Harbinden sonra burası, iki ayrı memleket hâline getirilmiş, biri Doğuda, öbürü Batıda olmak üzere iki Cumhuriyet kurulmuştur.
Sovyetler, Almanya’nın birleştirilmesini istediklerini öne sürmüş ve Batı Almanya ile ayrı bir barış andlaşması imzalanmasına razı olmamışlardır.
Doğu Almanya da, ayni isteği ileri sürmektedir.
Bu düşünceyi taşıyan, bir kısmı iyi niyetli, bir kısmı kötü niyetli unsurlar, Batı Almanya'da da yok değildir.
Bu gün Doğu Almanya’da, Komünist doktrinlerine göre yetiştirilmiş bir nesil bulunduğuna ve Sovyetler gerçekten buradaki nüfuzlarını azaltmayacaklarına, Komünist unsurlar vasıtasile gene Almanya’nın hâkimi kalmaya çalışacaklarına göre, bugün için iki Almanya’nın birleştirilmesi, bu memleketin bütün olarak demirperde arasına geçmesi demek olacaktır.
Batılılar ve Adenauer Hükümeti, Batı ve Doğu Almanya’nın barış yoluyla birleşme yollarını tıkamış bulunuyorlar.
Doğu Almanya’nın, Kuzey Kore rolünü oynayarak, Batı Almanya’ya karşı bir saldırganlıkta bulunması ise her zaman beklenebilir.
Bu gün, Doğu Almanya’nın, polis kuvveti adı altında, oldukça kuvvetli bir ordusu vardır. Bu ordu, öteki peyk memleketlerden de beslenebilecek durumdadır.
Buna karşılık, Batı Berlin Belediye Başkanı Reuter, bir çok sınır hâdiselerile karşılaşan polislerine birer tabanca vermek hakkına bile sahip değildir.
Daha bir kaç gün önce, Batı Almanya polisinin elinde adesesi taksimatlı asker dürbünü bulundu diye işgal makamları mesele çıkarmış bu dürbünleri toplatmıştır.
Bu, hem gülünecek hem ağlanacak kadar garip bir hâldir.
Bu gün, peyk memleketlerinde büyük ölçüde temizlik hareketine girişilmiştir. Bu temizliğin kurbanları bilhassa Yahudi unsurlardır.
Batı Almanya’nın son zamanlarda İsrail’le dostça münasebetler tesisine girişmiş olması Doğudaki yahudiler arasında da Batı Almanya’ya bir sempati uyandırabilir. Eğer, Yahudilere karşı başlanan tedhiş hareketini kısmen böyle bir şüphenin ifadesi olarak görmek caizse, şu sırada bu tedbirlerin alınmasından Batı Almanya’ya karşı bazı plânlar hazırlandığı manâsı çıkartılabilir.
Netekim, Doğu Almanya’daki komünist rejimin kuvvetlendirilmesi, Sovyetlere sadakatinden en ufak bir şüpheye yer olanların iş başından uzaklaştırılması, ve Doğu Almanya askerî gücünün arttırılmaya başlamış olması, hep, böyle bir ihtimâli kuvvetlendiren âmillerdir.
Doğuda bütün bu hazırlıklar yürüye dursun, Batılılar hâlâ, Almanya’ya ordu kurdurup kurdurulmamasını münakaşa etmektedirler.
Son iki üç günün haberinden, Adenauer’in, Almanya’ya bir ordu kurma imkânını verecek olan Avrupa Savunma Topluluğu andlaşmasının tadilsiz tasdiki için işaret ettiği, yeni Fransız hükümetinin de bu hususta süratle bir karara varmak lüzumuna kanî olduğu seziliyor.
Bu haberlerin doğru olması temennî edilir.
Batı ve Doğu Almanya’lar arasında Kore’deki gibi bir vasıtalı harp çıkması ile, Avrupa’da kurulmaya çalışılan savunma sistemi acık bir saldırganlığa maruz kalmış olmayacak. fakat. daha da kötüsü, temellerinden sarsılacaktır.
Koleksiyon
Alıntı
“Avrupa'da Tehlike,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/88 ulaşıldı.