İşbirliğini Yaşatma Yolu

İşbirliğini Yaşatma Yolu 

Ulus, "Günün Işığında" s. 3 

1957-09-24 

Atatürk Kitaplığı, 152/36 

Günün ışığında:

İŞBİRLİGİNİ YAŞATMA YOLU

ONÜMÜZDEKİ seçimler, Türk halkına, Demokrat Parti ile muhalefetteki başka partiler arasında yeni bir seçme yapmak fırsatı veren seçimler olarak önemli değildir. Önümüzdeki seçimler, Türk halkına, onurlu insanlardan meydana gelmiş bir toplum olarak yaşamakla kölelik arasında bir seçme yapmak fırsatını verdiği için önemlidir.

Bu durumda bazı muhalif politikacılar, Demokrat Partiyi iktidardan düşürme hedefinin yanısıra, başka muhalif partileri de mücadeleleri için hedef tutmakla, ancak kendi insanlık onurlarından kendi kendlierine saygılarından şüphe uyandırırlar.

Normal demokratik şartlar içinde bulunuyor olsa idik, elbette, bugünkü başlıca muhalefet partilerinin, iktidarla olduğu gibi birbirleriyle de çetin bir mücadeleye girişmleri tabiî karşılanır, hattâ gerekli sayılabilirdi. Çünkü aralarında böyle çetin bir mücadeleye yol açacak görüş ve inanç ayrılıkları bulunmasa, parti ayrılıklarının hikmeti ortadan kalkardı.

Fakat bugün, üç büyük muhalefet partisini birbirinden ayıran görüş ve inanç ayrılıklarının bile çatışmasını verimli kılabilmek, ilk önce Demokrat Partinin iktidardan düşürülmesine bağlıdır. O bakımdan, demokratik Batı ülkelerinde, hürriyet ve demokrasi düşmanı aşırı sağcı veya aşırı solcu partilere karşı bütün başka partiler arasında, kendi derin görüş ayrılıklarına rağmen, sağlam bir cephe birliği bulunması ne kadar olağansa, bugün Türkiye'deki üç muhalefet partisi arasında da D.P. ye karşı böyle bir birlik olması o kadar olağan sayılmalıdır. İktidardaki Demokrat Parti tarafından, böyle bir birliğin tatbikatta müessir olmasına karşı yeni bir kanunla çıkarılan engel, birliği gerekli kılan, kaçınılmaz bir zorunluluk haline getiren etkenleri ortadan kaldırmamış, tersine, bu etkenlere bir yenisini eklemiştir. Çünkü son aldığı tedbirlerle, Demokrat Parti, demokratik usullerin ne kadar koyu bir düşmanı olduğunu bir kere daha göstermiştir.

Şimdi, işbirliğinin güçleşmesinden tek başına sorumlu bulunan iktidar partisini bir yana bırakarak, veya seçim mücadelesinin ancak ikinci plândaki bir hedefi gibi görerek, bazı muhalif politikacıların, en kuvvetli muhalefet partisine sorumluluk yüklemeğe kalkışmaları, herhalde Demokrat Partinin kendi gayesine ulaşmasını kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramıyacaktır.

Bu politikacıların, önümüzdeki şu aşağı yukarı bir ay sürecek seçim kampanyasını Demokrat Partiye karşı girişilen demokrasi ve insanlık onuru mücadelesinde onu yenme şansı yüksek partiyi hırpalama taktikleriyle harcamağa kalkışmaları, bağışlanabilecek bir düşüncesizlik, hoşgörülebilecek bir bencillik veya partizanlık olmasa gerektir.

Şu sırada böyle bir taktiğe başvuranların Türk demokrasisine karşı suçları, hiç de, Demokrat Partininkinden daha hafif olmıyacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi, önümüzdeki seçimleri, gerçek bir demokrasi düzeni içinde derhal yeni seçimler yapılabilmesi için başarıyla aşılması gerekli bir merhaleden ibaret saydığına dair Türk Ulusuna teminat vermiştir. Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği böyle bir teminatı, kuruluşundanberi Demokrat Partinin veregeldiği sözler, teminatlar gibi hafife almağa kimsenin hakkı yoktur. Cumhuriyet Halk Partisi, sözlerine bağlılığıyla, iktidarı sırasında Türk Ulusunu bütün dünyaya sözüne en çok güvenilir bir ulus olarak tanıtmış partidir.

Bu teminata öbür muhalif partiler de katılmakla, seçmenlerin dar particilik düşüncelerinden sıyrılarak, tercihan, kendi çevrelerinde kazanma şansını en yüksek gördükleri bir muhalefet partisine oy vermeleri kolaylaştırılmış, öylece, her çevrede oyların muhalefet partileri arasında tehlikeli bir ölçüde dağılması ihtimali azaltılmış olacaktır.

Muhalefet partilerinin seçmenlere bu kolaylığı sağlamalarına engel olabilecek hiç bir kanunî engel düşünülemiyeceği gibi, bugünkü şartlar altında, muhalefet partileri arasındaki güven verici cephe birliğini başka türlü yaşatabilmek imkânı da pek bulunamaz. Oysa ancak bu cephe birliğini yaşatmakladır ki, muhalefet partileri, önümüzdeki seçimleri, iktidara gelmek için değil, hepimizin bu ülkede onurlu insanlar olarak yaşama hakkımızı kurtarıp koruyabilmek için bir fırsat saydıkları Türk halkını inandırmış olacaklardır.

Bülent ECEVİT