"Husumet"
Başlık:
"Husumet"
Kaynak:
Ulus, "Uzaktan" s. 3
Tarih:
1957-09-04
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/36
Metin:
UZAKTAN
"HUSUMET,,
MUHALEFETİN kurduğu, iktidar sözcülerince iddia edildiği gibi, bir «husumet cephesi» değildir. Ancak, meşru bir seçim birliğidir. Fakat muhalefet bu birliği gerçekten bir husumet gürüsüyle kurmuş ve ona resmen «husumet cephesi» adını vemiş olsaydı bile D. Parti iktidarı, buna karşı «tedbir» almayı düşünmekle, ancak kendi demokrasi anlayışının C.H.P. iktidarınınkinden ne kadar geri, kendi davranışının geniş görüşlülükten ne karar uzak bulunduğunu göstermiş olurdu. Çünkü, hatırlarda olduğu üzere, D.P. nin muhalefette iken adıyla sanıyla açıkladığı «husumet andı» na karşı, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı, şimdi D.P. saflarında bulunan o zamanki Yargıtay Başkanının teşvikine rağmen, hiç bir tedbir almağa lüzum görmemişti.
Bugünse Demokrat Parti, muhalefetin kanunlar çerçevesi içinde teşebbüs ettiği ve her türlü kin güdüsünden uzak tutmağa bilhassa önem verdiği bir işbirliği hareketini, eski dil alışkanlığı ile, kendiliğinden «husumet cephesi» ne karşı olarak adlandırıp, sonra bu «husumet cephesi» ne karşı, yürürlükteki kanunlar yetmediği, bu kanunlara göre ortada hiç bir suç olmadığı için, yeni kanunlarla «tedbir» alacağını ilân etmektedir.
Demokrat Parti sözcüleri, «bu neviden husumet cepheleri kurmak siyasi ahlâk ile telifi imkânsız bir harekettir» derken, kendi partilerinin muhalefetteki mazisini kendi kalemleriyle nasıl karaya boyadıklarını da mı farkedemiyecek kadar esen düşünemez duruma gelmişlerdir?
Eğer Türk siyaset hayatında bugün gerçekten bir husumet varsa, bu, Demokrat Parti idaresinin baskısı altında ezilenlerin, işlerinden atılanların, hapse sokulanların, hakarete uğrayanların, kahvesiz, çaysız, etsiz ekmeksiz, evsiz, yakacaksız bırakılanların değil, her yaptıklarını övmeyen kalemlere, her dediklerini alkışlamıyan ellere, önlerinde eğilmeyen başlara karşı, Demokrat Parti ileri gelenlerinin beslediği husumettir.
En az 6 yıldır, rejimle ilgili olarak çıkardıkları hemen her kanun, aldıkları hemen her tedbir, yazıp yazdırdıkları her yazı, söyleyip söylettikleri her söz, «deha» larını doğrulamıyan, «mucize» lerini görmeyen, iktidar mevkiinin tapusunu kendilerine vermeyen yurttaşlara karşı husumetlerinin belirtileridir.
Husumetleri öylesine saklanamaz hale gelip sözlüklerine kadar işlemiştir ki, sinirlerine en çok hâkim olabildikleri, en çok terbiyeli görünebildikleri durumlarda, muhaliflerinden ancak «bunlar» diye «adamlar» diye söz edebilirler. Kinlerini, husumetlerini örtemez duruma geldikleri zamanlarda ise, muhalifleri ya «profesyonel cani» ya «düzenbaz» ya «sahtekâr» ya «vatan haini» dir.
Husumet, muhaliflerine karşı bu şekilde konuşanların mı, yoksa iktidara geldikleri zaman kin gütmeyeceklerini, öc almayı düşünmediklerini her vesileyle söyliyenlerin mi içindedir?
Husumet, iktidar liderlerine uğradıkları her köyde el uzatan, hoş geldin diyen muhalefet temsilcilerinin mi, yoksa muhalefet liderlerini, milletvekillerini her gittikleri yurt köşesinde polislere izleten, onlara el uzatan yurttaşları coplarla, hattâ nihayet Kars'ta görüldüğü gibi, havaya ateş ettirerek uzaklaştırmağa çalışanların, kendilerine uzatılan elleri sıkan muhalifleri tevkif ettirenlerin mi davranışındadır?
Demokrat Parti idaresinin tutumundan sorumlu olanlar, demokratik gelişmemizin bir tecrübesizlik devresinde, uygun olmadıkları mevkilere getirilmiş kimselerdir. Bunun bütün günahı ise onlara yüklenemez. Bu kimseler iktidardan uzaklaştırıldıkları gün hayatımızdan öylesine silineceklerdir ki, istense de kendilerinden öc bile alınamıyacaktır. Değer mi «husumet» beslemeğe?
Cambridge, MASS.
Bülent ECEVİT
"HUSUMET,,
MUHALEFETİN kurduğu, iktidar sözcülerince iddia edildiği gibi, bir «husumet cephesi» değildir. Ancak, meşru bir seçim birliğidir. Fakat muhalefet bu birliği gerçekten bir husumet gürüsüyle kurmuş ve ona resmen «husumet cephesi» adını vemiş olsaydı bile D. Parti iktidarı, buna karşı «tedbir» almayı düşünmekle, ancak kendi demokrasi anlayışının C.H.P. iktidarınınkinden ne kadar geri, kendi davranışının geniş görüşlülükten ne karar uzak bulunduğunu göstermiş olurdu. Çünkü, hatırlarda olduğu üzere, D.P. nin muhalefette iken adıyla sanıyla açıkladığı «husumet andı» na karşı, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı, şimdi D.P. saflarında bulunan o zamanki Yargıtay Başkanının teşvikine rağmen, hiç bir tedbir almağa lüzum görmemişti.
Bugünse Demokrat Parti, muhalefetin kanunlar çerçevesi içinde teşebbüs ettiği ve her türlü kin güdüsünden uzak tutmağa bilhassa önem verdiği bir işbirliği hareketini, eski dil alışkanlığı ile, kendiliğinden «husumet cephesi» ne karşı olarak adlandırıp, sonra bu «husumet cephesi» ne karşı, yürürlükteki kanunlar yetmediği, bu kanunlara göre ortada hiç bir suç olmadığı için, yeni kanunlarla «tedbir» alacağını ilân etmektedir.
Demokrat Parti sözcüleri, «bu neviden husumet cepheleri kurmak siyasi ahlâk ile telifi imkânsız bir harekettir» derken, kendi partilerinin muhalefetteki mazisini kendi kalemleriyle nasıl karaya boyadıklarını da mı farkedemiyecek kadar esen düşünemez duruma gelmişlerdir?
Eğer Türk siyaset hayatında bugün gerçekten bir husumet varsa, bu, Demokrat Parti idaresinin baskısı altında ezilenlerin, işlerinden atılanların, hapse sokulanların, hakarete uğrayanların, kahvesiz, çaysız, etsiz ekmeksiz, evsiz, yakacaksız bırakılanların değil, her yaptıklarını övmeyen kalemlere, her dediklerini alkışlamıyan ellere, önlerinde eğilmeyen başlara karşı, Demokrat Parti ileri gelenlerinin beslediği husumettir.
En az 6 yıldır, rejimle ilgili olarak çıkardıkları hemen her kanun, aldıkları hemen her tedbir, yazıp yazdırdıkları her yazı, söyleyip söylettikleri her söz, «deha» larını doğrulamıyan, «mucize» lerini görmeyen, iktidar mevkiinin tapusunu kendilerine vermeyen yurttaşlara karşı husumetlerinin belirtileridir.
Husumetleri öylesine saklanamaz hale gelip sözlüklerine kadar işlemiştir ki, sinirlerine en çok hâkim olabildikleri, en çok terbiyeli görünebildikleri durumlarda, muhaliflerinden ancak «bunlar» diye «adamlar» diye söz edebilirler. Kinlerini, husumetlerini örtemez duruma geldikleri zamanlarda ise, muhalifleri ya «profesyonel cani» ya «düzenbaz» ya «sahtekâr» ya «vatan haini» dir.
Husumet, muhaliflerine karşı bu şekilde konuşanların mı, yoksa iktidara geldikleri zaman kin gütmeyeceklerini, öc almayı düşünmediklerini her vesileyle söyliyenlerin mi içindedir?
Husumet, iktidar liderlerine uğradıkları her köyde el uzatan, hoş geldin diyen muhalefet temsilcilerinin mi, yoksa muhalefet liderlerini, milletvekillerini her gittikleri yurt köşesinde polislere izleten, onlara el uzatan yurttaşları coplarla, hattâ nihayet Kars'ta görüldüğü gibi, havaya ateş ettirerek uzaklaştırmağa çalışanların, kendilerine uzatılan elleri sıkan muhalifleri tevkif ettirenlerin mi davranışındadır?
Demokrat Parti idaresinin tutumundan sorumlu olanlar, demokratik gelişmemizin bir tecrübesizlik devresinde, uygun olmadıkları mevkilere getirilmiş kimselerdir. Bunun bütün günahı ise onlara yüklenemez. Bu kimseler iktidardan uzaklaştırıldıkları gün hayatımızdan öylesine silineceklerdir ki, istense de kendilerinden öc bile alınamıyacaktır. Değer mi «husumet» beslemeğe?
Cambridge, MASS.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“"Husumet",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/881 ulaşıldı.