Aciz Belirtileri
Başlık:
Aciz Belirtileri
Kaynak:
Ulus, "Uzaktan" s. 3
Tarih:
1957-06-24
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/35
Metin:
UZAKTAN
Aciz belirtileri
GENEL seçimlerin erkene alınacağına dair söylentiler gerçekleşmese bile, iktidar sözcülerinin bu söylentileri kesin olarak yalanlamaktan kaçınmaları, Demokrat Parti içinde böyle bir eğilim olduğunu gösterir.
Büyük Millet Meclisi üyeliğinin beşte dörtten çoğunu elinde bulunduran bir iktidar partisinin böyle bir ihtiyaç duyması dikkate değer. Bugün Demokrat Parti, istediği herhangi bir kanunu, Anayasaya açıkça aykırı bile olsa, Meclisten geçirmekte hiç bir güçlükle karşılaşmamaktadır. O kadar ki, bundan bir müddet önce Başbakan, Demokrat Parti Meclis Grupunun hilâfeti bile geri getirebilecek kudrette olduğunu öğünçle söylemiştir. Her ne kadar Demokrat Parti Meclis Grupu içinde bir ayrılma olup, 30 kadar milletvekili yeni kurulan bir başka partiye katılmışlarsa da, bu, sayıca D.P. Grupunu hiç de zayıflatmış sayılamaz. Öte yandan, parti liderliği, Meclis Grupu içinde birliği kolayca muhafaza edebilmektedir. Anayasaya olduğu gibi, Dmekrat Partinin ve hükümetin programlarına da aykırı kanun teklifleri karşısında bile bu Grup içinde kaygı verici bir ayrılık olmamakta, hükümetçe desteklenen tekliflere menfî oy veren D.P li milletvekillerinin sayısı, genel olarak, 10 u aşmamaktadır.
Bu durumda, Demokrat Parti iktidarının, 1958 ilkbaharında ya da yazında yapılması gereken genel seçimleri 1957 de yaptırmayı düşünmesi sebeplerini anlamak güçleşmektedir.
Akla gelen çeşitli ihtimallerden biri, Demokrat Parti Meclis Grupunun, 1955 güzünde başlıyan ayrılmalarla, sayıca olmasa da değer bakımından kendini çok zayıflamış, iktidar sorumluluğunu daha fazla, taşıyamıyacak, hükümete aranan nitelikte elemanlar sağlıyamıyacak kadar zayıflamış hissetmesidir. Fakat eğer böyle bir durum varsa, hiç şüphesiz bundan parti liderliğini sorumlu tutmak gerekir. Çünkü Hürriyet Partisini kuran veya daha sonra o Partiye katılan milletvekillerinden bir çoğu, kendi istekleriyle değil, parti liderliğinin kararı ile veya baskısı altında Demokrat Partiden ayrılmışlardır. Oysa, bu hareketi Parti Grupunu zayıf düşürdüğünü teslim edip D.P. liderlerinden hesap sorma yolunda hiç bir akım göze çarpmamaktadır.
Akla gelen ikinci bir ihtimal, muhalefet partileriyle iktidar partisi arasında gerginliğe sebep olan rejim meselelerini gidermeği vadeden bir programla seçmenler huzuruna çıkmak istemesidir. Fakat Demokrat Partide böyle bir iyiniyet bulunsa idi, bunun belirtilerinin şimdiden görülmesi, hattâ gerginlik sebeplerini ortadan kaldırmanın, mutlaka, yeni seçimlerden önce düşünülmesi gerekirdi. Onun için, bu ihtimalin tersi, yani, Demokrat Partinin, muhalefete hoşnutsuzluk veren tedbir ve kanunları seçmenlere tasvip ettirmek istemesi daha akla yakın gelmektedir.
Oysa, Demokrat Partinin böyle bir ihtiyaç duyması bile, aldığı tedbirlerin yalnız muhalefet çevrelerinde değil, memleket ölçüsünde huzursuzluk yarattığını teslim etmek mânasını taşar. Çünkü, Demokrat Parti iktidarı, huzursuzluğun memleket ölçüsünde olduğunu hissetmeseydi, Meclisteki üye sayıları 5 te biri bile bulmayan muhalefetin huzursuzluğundan ve menfî tavrından herhalde fazla rahatsız olmaz, buna pek önem bile vermezdi.
Son ve belki en kuvveti bir ihtimal olarak da, ekonomik durumun günden güne kötüleştiğini, 1958 yazına kadar beklenirse memlekette sıkıntının dayanılmaz bir dereceye varabileceğini ve Demokrat Parti için artık, baskı tedbirleriyle bile seçimleri kazanma ihtimalinin ortadan kalkmış olacağını, öte yandan, 1958 e kadar tamamlanacağı söz verilmiş birçok «eser» lerin tamamlanması imkânsızlaştığını, öyle ki meselâ 1958 yazının Ankara ve İstanbul'u birer mamure değil birer harabe halinde bulacağını, Demokrat Partililerin artık idrak etmiş bulundukları akla gelir.
Fakat bu durumda da Demokrat Partinin, seçimleri erkene alma çaresinden daha önce başvurabileceği daha makûl bir çare vardı: Gerek siyasal huzursuzluğun gerek iktisadî sıkıntıların bağlıca sorumlusu durumunda bulunan Bay Menderes'i Parti liderliğinden ve Başbakanlıktan uzaklaştırmak ve yüzde yüz aciz ifade eder bir hale düşmeden önce, bir başka D.P. liye liderlik şansı vermek., D. Partililerin bunuda yapmaktan ısrarla kaçınmaları, aralarında o mevkiler için Bay Menderes'den daha uygun bir şahsiyet bulamadıkları mânasına gelir. O takdirde ise, seçimleri öne almakla, memleketin de Demokrat Partinin dertlerine çare bulunmuş olamıyacağı kendiliğinden ortaya çıkar.
Kısacası, ne yönden bakılırsa bakılsın, Meclis üyeliğinin 5 te dörtten çoğunu elinde bulunduran Demokrat Parti için, seçimleri erkene almayı düşünmek, hiç bir iyiniyete yorulamıyacağı gibi, olsa olsa bir zayıflık, bir aciz, bir çaresizlik belirtisi olarak görülebilir.
Cambridge, MASS.
BÜLENT ECEVİT
Aciz belirtileri
GENEL seçimlerin erkene alınacağına dair söylentiler gerçekleşmese bile, iktidar sözcülerinin bu söylentileri kesin olarak yalanlamaktan kaçınmaları, Demokrat Parti içinde böyle bir eğilim olduğunu gösterir.
Büyük Millet Meclisi üyeliğinin beşte dörtten çoğunu elinde bulunduran bir iktidar partisinin böyle bir ihtiyaç duyması dikkate değer. Bugün Demokrat Parti, istediği herhangi bir kanunu, Anayasaya açıkça aykırı bile olsa, Meclisten geçirmekte hiç bir güçlükle karşılaşmamaktadır. O kadar ki, bundan bir müddet önce Başbakan, Demokrat Parti Meclis Grupunun hilâfeti bile geri getirebilecek kudrette olduğunu öğünçle söylemiştir. Her ne kadar Demokrat Parti Meclis Grupu içinde bir ayrılma olup, 30 kadar milletvekili yeni kurulan bir başka partiye katılmışlarsa da, bu, sayıca D.P. Grupunu hiç de zayıflatmış sayılamaz. Öte yandan, parti liderliği, Meclis Grupu içinde birliği kolayca muhafaza edebilmektedir. Anayasaya olduğu gibi, Dmekrat Partinin ve hükümetin programlarına da aykırı kanun teklifleri karşısında bile bu Grup içinde kaygı verici bir ayrılık olmamakta, hükümetçe desteklenen tekliflere menfî oy veren D.P li milletvekillerinin sayısı, genel olarak, 10 u aşmamaktadır.
Bu durumda, Demokrat Parti iktidarının, 1958 ilkbaharında ya da yazında yapılması gereken genel seçimleri 1957 de yaptırmayı düşünmesi sebeplerini anlamak güçleşmektedir.
Akla gelen çeşitli ihtimallerden biri, Demokrat Parti Meclis Grupunun, 1955 güzünde başlıyan ayrılmalarla, sayıca olmasa da değer bakımından kendini çok zayıflamış, iktidar sorumluluğunu daha fazla, taşıyamıyacak, hükümete aranan nitelikte elemanlar sağlıyamıyacak kadar zayıflamış hissetmesidir. Fakat eğer böyle bir durum varsa, hiç şüphesiz bundan parti liderliğini sorumlu tutmak gerekir. Çünkü Hürriyet Partisini kuran veya daha sonra o Partiye katılan milletvekillerinden bir çoğu, kendi istekleriyle değil, parti liderliğinin kararı ile veya baskısı altında Demokrat Partiden ayrılmışlardır. Oysa, bu hareketi Parti Grupunu zayıf düşürdüğünü teslim edip D.P. liderlerinden hesap sorma yolunda hiç bir akım göze çarpmamaktadır.
Akla gelen ikinci bir ihtimal, muhalefet partileriyle iktidar partisi arasında gerginliğe sebep olan rejim meselelerini gidermeği vadeden bir programla seçmenler huzuruna çıkmak istemesidir. Fakat Demokrat Partide böyle bir iyiniyet bulunsa idi, bunun belirtilerinin şimdiden görülmesi, hattâ gerginlik sebeplerini ortadan kaldırmanın, mutlaka, yeni seçimlerden önce düşünülmesi gerekirdi. Onun için, bu ihtimalin tersi, yani, Demokrat Partinin, muhalefete hoşnutsuzluk veren tedbir ve kanunları seçmenlere tasvip ettirmek istemesi daha akla yakın gelmektedir.
Oysa, Demokrat Partinin böyle bir ihtiyaç duyması bile, aldığı tedbirlerin yalnız muhalefet çevrelerinde değil, memleket ölçüsünde huzursuzluk yarattığını teslim etmek mânasını taşar. Çünkü, Demokrat Parti iktidarı, huzursuzluğun memleket ölçüsünde olduğunu hissetmeseydi, Meclisteki üye sayıları 5 te biri bile bulmayan muhalefetin huzursuzluğundan ve menfî tavrından herhalde fazla rahatsız olmaz, buna pek önem bile vermezdi.
Son ve belki en kuvveti bir ihtimal olarak da, ekonomik durumun günden güne kötüleştiğini, 1958 yazına kadar beklenirse memlekette sıkıntının dayanılmaz bir dereceye varabileceğini ve Demokrat Parti için artık, baskı tedbirleriyle bile seçimleri kazanma ihtimalinin ortadan kalkmış olacağını, öte yandan, 1958 e kadar tamamlanacağı söz verilmiş birçok «eser» lerin tamamlanması imkânsızlaştığını, öyle ki meselâ 1958 yazının Ankara ve İstanbul'u birer mamure değil birer harabe halinde bulacağını, Demokrat Partililerin artık idrak etmiş bulundukları akla gelir.
Fakat bu durumda da Demokrat Partinin, seçimleri erkene alma çaresinden daha önce başvurabileceği daha makûl bir çare vardı: Gerek siyasal huzursuzluğun gerek iktisadî sıkıntıların bağlıca sorumlusu durumunda bulunan Bay Menderes'i Parti liderliğinden ve Başbakanlıktan uzaklaştırmak ve yüzde yüz aciz ifade eder bir hale düşmeden önce, bir başka D.P. liye liderlik şansı vermek., D. Partililerin bunuda yapmaktan ısrarla kaçınmaları, aralarında o mevkiler için Bay Menderes'den daha uygun bir şahsiyet bulamadıkları mânasına gelir. O takdirde ise, seçimleri öne almakla, memleketin de Demokrat Partinin dertlerine çare bulunmuş olamıyacağı kendiliğinden ortaya çıkar.
Kısacası, ne yönden bakılırsa bakılsın, Meclis üyeliğinin 5 te dörtten çoğunu elinde bulunduran Demokrat Parti için, seçimleri erkene almayı düşünmek, hiç bir iyiniyete yorulamıyacağı gibi, olsa olsa bir zayıflık, bir aciz, bir çaresizlik belirtisi olarak görülebilir.
Cambridge, MASS.
BÜLENT ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Aciz Belirtileri,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/843 ulaşıldı.