Hürriyet ve Masuniyet
Başlık:
Hürriyet ve Masuniyet
Kaynak:
Ulus, "Uzaktan" s. 3
Tarih:
1957-05-07
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/35
Metin:
UZAKTAN
Hürriyet ve masuniyet
DEMOKRAT Parti iktidarının çıkardığı basınla ilgili kanunlar, Türkiye'de resmî şahsiyetlere başka vatandaşlardan daha imtiyazlı bir durum sağlamıştır. Resmî şahsiyetlerin karakteri, ahlâkî vasıfları, özel hayatı hakkında tenkitte bulunmak imkânsız hâle getirilmiştir.
Başbakan buna «masuniyet» diyor, ve Amerika'da da basın hürriyetini bu anlamda bir «masuniyet» in sınırladığını ileri sürüyor.
Gerçi Başbakan'ın, Türkiyedeki kanunları savunmak için örnek olarak gösterdiği Amerika'da da vatandaşlar, küçük düşürücü yayınlara karşı korunmuşlardır. Orada da hürriyetle masuniyet bir arada gözetilmiştir. Ancak, Amerika'da resmî şahsiyetlere bu bakımdan bir imtiyaz tanınmış değildir. Hattâ bizdeki durumun tersine olarak, Amerika'da alelâde vatandaşlar resmî şahsiyetlerden daha imtiyazlı durumdadırlar. Küçük düşürücü yayınlara karşı onların masuniyeti, resmî şahsiyetlerin masuniyetinden çok daha geniş tutulmuştur.
Öyle ki bugün Amerika'da resmî sıfatı haiz olmayan kimselerin karakteri, ahlâkî vasıfları, özel hayatı hakkında yayında bulunmak, bir resmî şahsiyet için bu türlü yayında bulunmaktan daha tehlikelidir.
Amerika'da bir yargıcın bu hususta hüküm verirken kullandığı başlıca ölçü, kamu menfaatidir. Eğer bir şahsın karakteri, ahlâkî vasıfları ve özel hayatı, topluma karşı yüklenmiş olduğu sorumluluk bakımından önemliyse, bu hususlarda yayında bulunulması kamu menfaatine uygun görülmekte, ve böyle yayınların küçük düşürücü mahiyette olmaları, suç sayılmalarını gerektirmemektedir. Yayında ileri sürülen iddiaların doğruluğunu ispat etmek, hattâ -bundan önce çıkan «Amerika'da ispat hakkı ve ötesi» başlıklı yazımızda da belirttiğimiz gibi- bu iddiaların doğruluğu ispat edilmese bile, sırf iyiniyetle, topluma hizmet maksadı ile ileri sürülmüş bulunduğuna yargıcı ikna etmek, gazetecinin beraatini sağlamağa kâfidir.
Bir başka deyimle, Amerikada bir şahsın, basın hürriyeti, hem de küçük düşürücü yayın hürriyeti karşısındaki masuniyeti, mutlak değildir. Karakterinin, ahlâkî vasıflarının ve özel hayatının, topluma karşı yüklendiği ödevleri, yerine getirebilmesi bakımından önemi arttıkça, bu masuniyeti azalmaktadır.
Meselâ bir ressam veya yazarın, küçük düşürücü yayınlara karşı masuniyeti, bir devlet adamınınkinden daha fazladır. Çünkü bir ressam veya yazar, bozuk karakterli, düşük ahlâklı, sefih bir insan da olsa. iyi bir roman, hattâ iyi bir tenkit yazısı yazıp topluma faydalı olabilir. Hattâ topluma faydalı olmamak bile bir sanatçının hakkıdır. Fakat bir devlet adamı için ayni şey söylenemez. (x) Onun topluma karşı ödevlerini gerektiği gibi yapabilmesi için, dürüst ve temiz ahlâklı, işinin ehli, sorumluluk duygusu kuvvetli bir insan olması, vaktini sefahatle harcamaması beklenir.
Onun için Amerika'da, bir devlet adamının özel hayatına dair küçük düşürücü yayında bulunan bir gazeteci, iddialarının doğruluğunu ispat etmek, veya sadece yargıcı niyetinin iyiliğine, gazetecilik ödevini yaptığına ikna etmek suretiyle beraat edebilir. Fakat ahlâksız bir yazar veya ressam hakkında böyle yayında bulunan bir gazeteci, ağır cezalara çarpılmayı göze alır.
California'da 1927'de karara bağlanan «Jones v. Express Yayınevi» dâvası için verdiği kararda, yargıç Thompson'un şu sözleri bu bakımdan ibret vericidir:
«Resmî şahsiyetlerin, işgal ettikleri veya adaylıklarını koydukları mevkilere liyakatini veya bu mevkilerdeki yararlılığını sarsabilecek kusurlar mahiyetinde görülen hareket tarzlarını adilâne ve tarafsız bir şekilde tenkid etmek her vatandaşın ve her gazetenin yalnız hakkı değil, ayni zamanda ödevidir de. İyi niyetle yapılmış bu gibi tenkitler hakaret sayılmaz.»
İşte, Başbakanın örnek olarak gösterdiği Amerika'da, gazetecinin hürriyeti, hem de «küçük düşürme hürriyeti,» ve devlet adamının «masuniyet» i bahsinde böyle düşünülmektedir."
-----------
(x) «The Law of Newspapers» (Arthur ve Crosman, New-York 1940) aldı kitap bu konuda aydınlatıcı bilgi vermektedir.
Cambridge, MASS.
Bülent ECEVİT
Hürriyet ve masuniyet
DEMOKRAT Parti iktidarının çıkardığı basınla ilgili kanunlar, Türkiye'de resmî şahsiyetlere başka vatandaşlardan daha imtiyazlı bir durum sağlamıştır. Resmî şahsiyetlerin karakteri, ahlâkî vasıfları, özel hayatı hakkında tenkitte bulunmak imkânsız hâle getirilmiştir.
Başbakan buna «masuniyet» diyor, ve Amerika'da da basın hürriyetini bu anlamda bir «masuniyet» in sınırladığını ileri sürüyor.
Gerçi Başbakan'ın, Türkiyedeki kanunları savunmak için örnek olarak gösterdiği Amerika'da da vatandaşlar, küçük düşürücü yayınlara karşı korunmuşlardır. Orada da hürriyetle masuniyet bir arada gözetilmiştir. Ancak, Amerika'da resmî şahsiyetlere bu bakımdan bir imtiyaz tanınmış değildir. Hattâ bizdeki durumun tersine olarak, Amerika'da alelâde vatandaşlar resmî şahsiyetlerden daha imtiyazlı durumdadırlar. Küçük düşürücü yayınlara karşı onların masuniyeti, resmî şahsiyetlerin masuniyetinden çok daha geniş tutulmuştur.
Öyle ki bugün Amerika'da resmî sıfatı haiz olmayan kimselerin karakteri, ahlâkî vasıfları, özel hayatı hakkında yayında bulunmak, bir resmî şahsiyet için bu türlü yayında bulunmaktan daha tehlikelidir.
Amerika'da bir yargıcın bu hususta hüküm verirken kullandığı başlıca ölçü, kamu menfaatidir. Eğer bir şahsın karakteri, ahlâkî vasıfları ve özel hayatı, topluma karşı yüklenmiş olduğu sorumluluk bakımından önemliyse, bu hususlarda yayında bulunulması kamu menfaatine uygun görülmekte, ve böyle yayınların küçük düşürücü mahiyette olmaları, suç sayılmalarını gerektirmemektedir. Yayında ileri sürülen iddiaların doğruluğunu ispat etmek, hattâ -bundan önce çıkan «Amerika'da ispat hakkı ve ötesi» başlıklı yazımızda da belirttiğimiz gibi- bu iddiaların doğruluğu ispat edilmese bile, sırf iyiniyetle, topluma hizmet maksadı ile ileri sürülmüş bulunduğuna yargıcı ikna etmek, gazetecinin beraatini sağlamağa kâfidir.
Bir başka deyimle, Amerikada bir şahsın, basın hürriyeti, hem de küçük düşürücü yayın hürriyeti karşısındaki masuniyeti, mutlak değildir. Karakterinin, ahlâkî vasıflarının ve özel hayatının, topluma karşı yüklendiği ödevleri, yerine getirebilmesi bakımından önemi arttıkça, bu masuniyeti azalmaktadır.
Meselâ bir ressam veya yazarın, küçük düşürücü yayınlara karşı masuniyeti, bir devlet adamınınkinden daha fazladır. Çünkü bir ressam veya yazar, bozuk karakterli, düşük ahlâklı, sefih bir insan da olsa. iyi bir roman, hattâ iyi bir tenkit yazısı yazıp topluma faydalı olabilir. Hattâ topluma faydalı olmamak bile bir sanatçının hakkıdır. Fakat bir devlet adamı için ayni şey söylenemez. (x) Onun topluma karşı ödevlerini gerektiği gibi yapabilmesi için, dürüst ve temiz ahlâklı, işinin ehli, sorumluluk duygusu kuvvetli bir insan olması, vaktini sefahatle harcamaması beklenir.
Onun için Amerika'da, bir devlet adamının özel hayatına dair küçük düşürücü yayında bulunan bir gazeteci, iddialarının doğruluğunu ispat etmek, veya sadece yargıcı niyetinin iyiliğine, gazetecilik ödevini yaptığına ikna etmek suretiyle beraat edebilir. Fakat ahlâksız bir yazar veya ressam hakkında böyle yayında bulunan bir gazeteci, ağır cezalara çarpılmayı göze alır.
California'da 1927'de karara bağlanan «Jones v. Express Yayınevi» dâvası için verdiği kararda, yargıç Thompson'un şu sözleri bu bakımdan ibret vericidir:
«Resmî şahsiyetlerin, işgal ettikleri veya adaylıklarını koydukları mevkilere liyakatini veya bu mevkilerdeki yararlılığını sarsabilecek kusurlar mahiyetinde görülen hareket tarzlarını adilâne ve tarafsız bir şekilde tenkid etmek her vatandaşın ve her gazetenin yalnız hakkı değil, ayni zamanda ödevidir de. İyi niyetle yapılmış bu gibi tenkitler hakaret sayılmaz.»
İşte, Başbakanın örnek olarak gösterdiği Amerika'da, gazetecinin hürriyeti, hem de «küçük düşürme hürriyeti,» ve devlet adamının «masuniyet» i bahsinde böyle düşünülmektedir."
-----------
(x) «The Law of Newspapers» (Arthur ve Crosman, New-York 1940) aldı kitap bu konuda aydınlatıcı bilgi vermektedir.
Cambridge, MASS.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Hürriyet ve Masuniyet,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/815 ulaşıldı.