Türkiye'den Habersiz Türk Edebiyatı
Başlık:
Türkiye'den Habersiz Türk Edebiyatı
Kaynak:
Ulus, "Uzaktan" s. 3
Tarih:
1957-04-21
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/35
Metin:
UZAKTAN
Türkiyeden habersiz Türk edebiyatı
BATI kültürünün Anadolu topraklarındaki kaynakları, aşağı yukarı yüz yıldır kendimize örnek tutmağa çalıştığımız Batı edebiyatı üzerindeki etkisini devam ettiriyor. Fakat, Türk yazarları hâlâ kendilerini bu kaynaklara yabancı sayıyorlar. Çağdaş Türk edebiyatında, hatırlayabildiğimiz kadar, Selâhattin Batu'nun birkaç manzum dramı, Halikarnas Balıkçısının bir kitabı, bir iki şairin birkaç şiir veya mısraı dışında, Batı kültürünün doğrudan doğruya kendi topraklarımızdaki kaynaklarına yönelen bir akıma rastlanamaz.
Millî Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunun, hiç değilse birkaç yıl önceye kadar canlılığını muhafaza eden çalışmaları bile, Türk yazarları arasında bu kaynaklara ciddî bir ilgi uyanmasını sağlıyamamıştır.
Çıkmakta olan dergilerden, bildiğimiz kadar hiç biri, bu kaynaklara yönelme ihtiyacını duymamaktadır.
Oysa bugün Türkiye, arkeolojlk araştırmaların belki en canlı olduğu memlekettir. Bu araştırmaların, en uyuşuk bir edebiyat çevresinde bile bazı yankılar uyandırması, bazı hareketler meydana getirmesi beklenirdi. Fakat bizim edebiyat çevrelerimizde henüz böyle yankı ve hareketlerden bir iz yoktur.
Türkiye'deki arkeolojik araştırmaların canlılığı, evvelki gün çıkan «Benimseyemediğimiz ülke» başlıklı yazıda da belirttiğimiz gibi, Batı dünyasında Anadolu'ya, Anadolu'daki kültür kaynaklarına beslenen ilginin son zamanlarda büsbütün artmasına yol açmıştır.
Bu ilgi artışı, pek kolaylıkla, tabiî bir üyesi sayılmak istediğimiz Batı dünyasının, Türk milletine duyduğu yakınlığı da artırmak için büyük bir fırsat olabilirdi.
Fakat bu fırsat göz göre göre elimizden kaçmaktadır. Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü'nün, yabancılar için yabancılara yazdırılmış birkaç propaganda broşürü dışında, Türklerin kendi topraklarındaki kültür hazineleriyle ilgilendiğini, bunları benimsediğini göstererek hiç bir belirti yoktur.
Onun için Batı dünyası hâlâ kendi kültürünün kaynağı olarak gördüğü Türkiye ile, bu ülkenin bin yıldır sahibi bulanan Türk milleti arasında bir bağlantı kuramamıştır. Kuramamakta da mazurdur. Çünkü, bundan önce çıkan iki yazımızda da belirtmeğe çalıştığımız gibi, daha biz kendimiz, üzerinde yaşadığımız toprakla aramızda bir tarih ve kültür bağı kuramamışızdır.
Bu bağı kurabilmek için, bir yandan ilk eğitimle halk eğitiminden faydalanır, ve tarih öğretiminde Türk tarihiyle Türkiye tarihi arasındaki ikiliği gidermeğe çalışırken, bir yandan da Türk edebiyatını o yolda harekete getirmek gerekir.
Böyle bir harekete edebiyat dergileri ve gazeteler öncülük edebilirler. Gazetelerimizin, Türkiye'deki arkeolojik çalışmalarda, The Times, The New York Times gibi yabancı gazeteler kadar olsun haber değeri görmeğe başlamaları, kendilerine düşen öncülük görevini yapmalarına yeter.
Edebiyat dergilerine düşen işse elbette daha ağırdır. Memleketimizdeki arkeolojik çalışmaları Batı kültürü içinde değerlendirmek, bilim kurumlarının olduğu kadar, bu dergilerin de görevleri arasında sayılmak gerekir.
Batılılaşmağa çalışan Türk milletinin yeni edebiyatı, hemen yüz yıldır, ithal malı saksılar içine verimsiz bir ser kültüründen öteye geçememiştir.
Oysa bu edebiyatın ihtiyacı olan, onu canlandırıp geliştirebilecek, Batı edebiyatı içinde ona bir yer kazandırabilecek olan vasat, Anadolu toprağının, kendi toprağımızın kültürüdür.
Cambridge, MASS.
Bülent ECEVİT
Türkiyeden habersiz Türk edebiyatı
BATI kültürünün Anadolu topraklarındaki kaynakları, aşağı yukarı yüz yıldır kendimize örnek tutmağa çalıştığımız Batı edebiyatı üzerindeki etkisini devam ettiriyor. Fakat, Türk yazarları hâlâ kendilerini bu kaynaklara yabancı sayıyorlar. Çağdaş Türk edebiyatında, hatırlayabildiğimiz kadar, Selâhattin Batu'nun birkaç manzum dramı, Halikarnas Balıkçısının bir kitabı, bir iki şairin birkaç şiir veya mısraı dışında, Batı kültürünün doğrudan doğruya kendi topraklarımızdaki kaynaklarına yönelen bir akıma rastlanamaz.
Millî Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunun, hiç değilse birkaç yıl önceye kadar canlılığını muhafaza eden çalışmaları bile, Türk yazarları arasında bu kaynaklara ciddî bir ilgi uyanmasını sağlıyamamıştır.
Çıkmakta olan dergilerden, bildiğimiz kadar hiç biri, bu kaynaklara yönelme ihtiyacını duymamaktadır.
Oysa bugün Türkiye, arkeolojlk araştırmaların belki en canlı olduğu memlekettir. Bu araştırmaların, en uyuşuk bir edebiyat çevresinde bile bazı yankılar uyandırması, bazı hareketler meydana getirmesi beklenirdi. Fakat bizim edebiyat çevrelerimizde henüz böyle yankı ve hareketlerden bir iz yoktur.
Türkiye'deki arkeolojik araştırmaların canlılığı, evvelki gün çıkan «Benimseyemediğimiz ülke» başlıklı yazıda da belirttiğimiz gibi, Batı dünyasında Anadolu'ya, Anadolu'daki kültür kaynaklarına beslenen ilginin son zamanlarda büsbütün artmasına yol açmıştır.
Bu ilgi artışı, pek kolaylıkla, tabiî bir üyesi sayılmak istediğimiz Batı dünyasının, Türk milletine duyduğu yakınlığı da artırmak için büyük bir fırsat olabilirdi.
Fakat bu fırsat göz göre göre elimizden kaçmaktadır. Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü'nün, yabancılar için yabancılara yazdırılmış birkaç propaganda broşürü dışında, Türklerin kendi topraklarındaki kültür hazineleriyle ilgilendiğini, bunları benimsediğini göstererek hiç bir belirti yoktur.
Onun için Batı dünyası hâlâ kendi kültürünün kaynağı olarak gördüğü Türkiye ile, bu ülkenin bin yıldır sahibi bulanan Türk milleti arasında bir bağlantı kuramamıştır. Kuramamakta da mazurdur. Çünkü, bundan önce çıkan iki yazımızda da belirtmeğe çalıştığımız gibi, daha biz kendimiz, üzerinde yaşadığımız toprakla aramızda bir tarih ve kültür bağı kuramamışızdır.
Bu bağı kurabilmek için, bir yandan ilk eğitimle halk eğitiminden faydalanır, ve tarih öğretiminde Türk tarihiyle Türkiye tarihi arasındaki ikiliği gidermeğe çalışırken, bir yandan da Türk edebiyatını o yolda harekete getirmek gerekir.
Böyle bir harekete edebiyat dergileri ve gazeteler öncülük edebilirler. Gazetelerimizin, Türkiye'deki arkeolojik çalışmalarda, The Times, The New York Times gibi yabancı gazeteler kadar olsun haber değeri görmeğe başlamaları, kendilerine düşen öncülük görevini yapmalarına yeter.
Edebiyat dergilerine düşen işse elbette daha ağırdır. Memleketimizdeki arkeolojik çalışmaları Batı kültürü içinde değerlendirmek, bilim kurumlarının olduğu kadar, bu dergilerin de görevleri arasında sayılmak gerekir.
Batılılaşmağa çalışan Türk milletinin yeni edebiyatı, hemen yüz yıldır, ithal malı saksılar içine verimsiz bir ser kültüründen öteye geçememiştir.
Oysa bu edebiyatın ihtiyacı olan, onu canlandırıp geliştirebilecek, Batı edebiyatı içinde ona bir yer kazandırabilecek olan vasat, Anadolu toprağının, kendi toprağımızın kültürüdür.
Cambridge, MASS.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Türkiye'den Habersiz Türk Edebiyatı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/807 ulaşıldı.