Siyasal Mücadeleyi Yumuşatmanın Yolu

Başlık: 
Siyasal Mücadeleyi Yumuşatmanın Yolu 
Kaynak: 
Ulus, "Uzaktan" s. 3 
Tarih: 
1957-04-09 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/35 
Metin: 
UZAKTAN

Siyasal mücadeleyi yumuşatmanın yolu

DEMOKRASİ'nin en değerli özelliklerinden biri, iktidar mücadelesini, iktidara geçme gayesi gütmeyen zümrelerin de katıldıkları geniş bir siyasal mücadele içinde eritip yumuşatmasıdır. Gayeleri doğrodan doğruya iktidara geçmek olan partilerin mücadelesi, bu geniş siyasal mücadelenin ancak küçük bir parçasıdır.

Meselâ demokrasiyle idare edilen memleketlerde üniversitelerdeki bilim adamları doğrudan doğruya siyasete atılıp iktidara geçmeyi düşünmedikleri hâlde, gerekli gördükleri zaman bütün güçleriyle siyasal mücadeleye katılırlar.

Üniversite gençliğinin bir zümre olarak iktidara geçmesi hiç bir memlekette mümkün değildir. Ona rağmen bazı demokratik memleketlerde üniversite gençliği, siyasal mücadelenin en canlı bir unsurudur.

Herhangi bir gazetenin memleket idaresini ele atmak üzere iktidar mücadelesi yapması hiç bir gazetecinin hayalinden bile geçmiyeceği hâlde, demokratik memleketlerin gazeteleri daima siyasal mücadelenin en faal unsurları arasındadırlar

Bu memleketlerde çeşitli maksatlarla kurulmuş binlerce dernek vardır. Bu derneklerden hiç birinin gayesi iktidara geçip memleketi idare etmek değildir. Ona rağmen bir çok dernekler siyasal mücadelede zaman zaman faal rol oynarlar.

Demokratik Batı memleketlerinden çoğunda en geniş zümre olan işçiler bile doğrudan doğruya iktidar mücadelesi yapmazlar. Gerçi bu memleketlerden bazısında iktidar mücadelesi yapan işçi partileri vardır ama, bu partilerin parlamentoya veya, kabineye girmeyi düşünen temsilcilerinden büyük bir kısmı bilfiil işçilik yapmakta olan üyeler değil, işçi menfaatlerini gözeten politikacılardır.

Türkiye'de ise siyasal mücadele, partiler arasında bir iktidar mücadelesinden ibarettir. Çünkü siyasal mücadele hakkı yalnız partilere tanınmış, üstelik yalnız partilere tanınan bu hak bile kanunlarla son derecede daraltılmıştır.

Siyasal mücadelede biraz ileri giden gazeteler, ağır para cezalarına çarptırılmak, toplatılıp kapatılmak (yani sansür edilmek), gazetecilerse hapse atılmak veya meslek hayatlarına son verilmek yoluyla susturulurlar.

Üniversitelerimizdeki bilim adamları için, sırf iktisadî veya hukukî meselelerde düşüncelerini açıklama yoluyla, kendilerine düşen siyasal mücadele görevini yerine getirmeğe kalkışmaları bile tehlikelidir. Çünkü durumları, bir millî eğitim bakanının kendilerini işlerinden çıkartmağa «lüzum» görüp görmemesine bağlıdır.

Siyasal mücadelede kendilerine düşen görevi asgarî bir öçüde yerine getirmeğe kalkışan üniversite öğrencileri, şimdi bazı demirperde gerisi memleketlerde bile görülmez olan muamelelerle karşılaşır, yatakhanelerinde polislerle beraber yatmak, karakollarda sabahlamak gibi durumlara düşerler.

Derneklerle işçi sendikalarınınsa siyasetle uzaktan yakından ilgilenmeğe, siyasal mücadelede herhangi bir rol oynamağa hakları yoktur. İşçi temsilcilerinin, genel memleket meseleleri şöyle dursun, sırf isçi meseleleri üzerinde bile düşüncelerini açıklamalarına izin verilmez. Sendikaların ve sendika birliklerinin yaşıyabilmesi, sendikacılık denilince akla gelen her türlü siyasal faaliyetten kaçınmalarına bağlı hâle getirilmiştir.

Bu durumda siyasal mücadele, ister istemez, sadece siyasal partiler arasında cereyan etmekte, partilerin saflarını da, daha çok, gayeleri iktidara geçmek olan kimseler doldurmaktadır. Bu durumda, çıplak bir iktidar mücadelesine inhisar eden siyasal mücadele, tabiatiyle sert ve kırıcı olmakta, üstelik halkın -demokrasiyi yaşatabilmek için şart olan- ilgisinden de uzak kalmaktadır.

Memleketimizdeki siyasal mücdelenin şiddetinden şikâyetçi olan iktidar, bu şiddetten ancak kendi kendini sorumlu tutabilir. Bugün, gerçek demokrasilerde siyasal mücadeleye katılmaları tabiî, hattâ gerekli görülen bütün zümre ve teşekküllere bu imkân verilecek olsa, gerek partiler içinde gerek partiler dışında siyasal mücadeleye katılanların çoğunluğunu, iktidara gelmeyi, Meclise seçilip kabineye girmeyi hayallerinden bile geçirmeyen, böyle hevesler beslemeyen kimseler teşkil edecek, onların siyasal faaliyeti, doğrudan doğruya iktidar mücadelesi yapan faal politikacıların mücadelesi üzerinde yumuşatıcı, frenleyici ve yönlendirici bir rol oynıyacaktır. Partilerin iktidara gelme gayesini mücerret bir gaye olmaktan çıkarıp, müşahhas memleket meselelerine bağlı bir gaye hâline getirecektir.

Partilerin, hattâ bazan sadece Büyük Millet Meclisi'nin dar çerçevesi dışında herhangi bir siyasal mücadeleye kaşlarını çatan bir iktidar, özlediği huzuru çok yanlış yönlerde aramaktadır.

Cambridge. MASS.

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1957.04.09.jpg
1957.04.09_B.jpg
1957.04.09_B.txt

Koleksiyon

Etiketler

Alıntı

“Siyasal Mücadeleyi Yumuşatmanın Yolu,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 25 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/799 ulaşıldı.