Macaristan ve Cezayir

Başlık: 
Macaristan ve Cezayir 
Kaynak: 
Ulus, "Uzaktan" s. 3 
Tarih: 
1957-03-25 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/34 
Metin: 
UZAKTAN

Macaristan ve Cezayir

SOVYETLERIN, Macaristan'daki hürriyet ve milliyetçilik hareketini bastırmak için başvurduğu usuller bütün Batı dünyasında dehşet uyandırdı. O yüzden, birçok Batı memleketlerindeki komünist partileri çözülmeğe, hiç değilse Moskova ile bağlarını gevşetmeğe başladılar.

Fakat bu Sovyet mezaliminin Asya ve Afrika'daki yankıları pek hafif oldu. Bazı Arap memleketlerinde gazeteler bu hâdiselerle ilgili haberlere sütunlarında yer bile ayırmadılar.

Neticede, tarafsız Asya ve Afrika memleketlerini komünist blokundan uzaklaştırıp Batıya yaşlaştırabilmek için Macaristan hâdiselerinin yankılarından faydalanma yolundaki gayretler bir işe yaramadı.

Bu durum, Batılı milletler arasında hayret ve hayal hayal kırıklığı uyandırmışa benziyor. Oysa, Afrika ve Asya memleketlerinin, Macaristan'daki Sovyet mezalimini duyunca komünist blokundan uzaklaşıp Batıya yaklaşmaları için ortada hiçde sanıldığı kadar kuvvetli sebepler yoktu. Afrika ve Asya memleketlerinden birçoğu koloni durumundan yeni kurtulmuş, bazısı ise henüz kurtulamamıştır. Onun için bu memleketlerin Batı emperyalizmine dair acı hatıraları henüz pek tazedir. Koloni durumundan uzaklaşan ve gerek toplum yapılarını gerek iktisadi düzenlerini emperyalizmin bütün izlerinden temizliyen bazı Asya ve Afrika memleketleri, o acı hatıralardan kısa zamanda uzaklaştırmağa hazır olsalar bile, kolonilikten veya emperyalizm zincirinin son halkalarından henüz kurtulamamış bazı memleketlerin durumu, bu hatıraları devamlı olarak tazelemektedir.

Afrika ve Asya milletlerinin, Macar halkına yapılan baskıdan çok, nispeten daha fazla yakınlık duydukları bazı memleketler halkına yapılan baskıyla ilgilenmelerini pek tabii karşılamak gerekir. Kaldı ki, meselâ Fransa'nın Cezayir'deki baskısı, Sovyetlerin Macaristan'daki baskısından pek hafif değildir.

Fransız askerî kuvvetlerinin Cezayir'deki hürriyet ve milliyetçilik hareketini bastırmak için baş vurduğu usuller artık Fransa'da bile dehşet uyandırmaktadır. Yurtseverliğinden şüphe edilemiyecek birçok Frasız düşünür ve yazarları kendi askerlerinin Cezayir halkına karşı kullandığı usullerle, Alman işgali sırasında Nazilerin Fransız halkına karşı kullanmış olduğu usuller arasında hiçbir fark görememektedirler.

Bu durumda, Asya ve Afrika milletlerinin, hele Ortadoğu Araplarının, Macaristan'daki Sovyet mezalimini, komünist blokundan uzaklaşmak için yeter sebep saymaları, Macaristan hâdiseleri üzerine Batı «medeniyet» ine daha çok yakınlık duymaları, elbette beklenemezdi.

Üstelik Fransızların Kuzey Afrika'daki tutumu, Ortadoğu Araplarına, Arap milliyetçilik hareketini Kuzey Afrika'ya da yaymak için bulunmaz fırsat sağlamış olmaktadır.

Aslında Kuzey Afrika halkının Ortadoğu Arap âlemine büyük bir yakınlık duyması için kuvvetli sebepler yoktur. Kuzey Afrika halkı ile Ortadoğu Araplarının islâmlık anlayışı arasında yer yer derin ayrılıklar vardır. Kuzey Afrika halkı Araplardan ibaret de değildir. Berberler ayrı bir ırktan gelmekte ve ayrı bir kültüre bağlı bulunmaktadırlar.

Hele Cezayir'de bütün bu ayrılıklar her yerdekinden daha belirlidir. Ortadoğu Araplarına, o arada bilhassa Mısır'a, Cezayir'deki milliyetçilik hareketiyle kollektif Arap milliyetçiliği arasında bağlantı kurma imkânını bizzat Fransızlar sağlamaktadırlar. Çünkü, Arap olsun Berber olsun, bütün Cezayir halkı, şimdi tek kurtuluş umudunu kollektif Arap milliyetçiliğine katılmakta görmektedir.

Batılı devletler, son yıllarda büyük kuvvet kazanan Afro — Asya blokuna dahil memleketleri kendi taraflarına çekebilmek için, henüz nüfuz veya idareleri altında bulunan memleketlere karşı davranışlarını lekesiz bir hale hale getirmelidirler. Cezayir'deki Fransız davranışının Fransa ve Batı dünyası için ne kadar kara bir leke olduğunu ise artık bizzat Fransız aydınları da görmeğe başlamışlardır.

Cezayir'deki Fransız mezaliminin devamından fayda umabilecek tek devlet Rusya'dır. Çünkü öylelikle Rusya kendi suçlarının ağırlığını Macaristan hâdisesinde görüldüğü gibi, hiç değilse Arap dünyasının gözlerinden saklamak fırsatını bulmuş olmaktadır. Nitekim Cezayir'deki Fransız mezaliminin devamında Rusya hesabına böyle bir fayda gördükleri içindir ki, komünistler, Cezayir halkının bağımsızlığa kavuşmasını çabuklaştırma yolunda fazla gayret sarfetmekten dikkatle kaçınmaktadırlar.

Cambridge, MASS.

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1957.03.25.jpg
1957.03.25_B.jpg
1957.03.25_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Macaristan ve Cezayir,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 29 Mart 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/789 ulaşıldı.