Birleşmiş Milletlerde durum III: Sovyet-Amerikan Rekabeti
Başlık:
Birleşmiş Milletlerde durum III: Sovyet-Amerikan Rekabeti
Kaynak:
Ulus, "Uzaktan" s. 3
Tarih:
1957-03-11
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/34
Metin:
UZAKTAN
Birleşmiş Milletlerde durum: III
Sovyet - Amerikan rekabeti
AFRO - Asya Blokunun kuvvet kazanmasından sonra Birleşmiş Milletlerde ortaya çıkan duruma dair bundan önceki yazılarımız, daha çok, yeni durumun Batılıları nasıl zayıf düşürdüğünü belirtiyordu.
Fakat, Birleşmiş Milletler içinde Batılıların zayıf düşmüş olması, henüz Sosyet Blokunu Batılılardan daha kuvvetli duruma geçirmiş değildir. Bilâkis, bugün Birleşik Amerika ile Batı Avrupa, kendi aralarında toplıyabilecekleri oylarla istedikleri bir kararı Genel Kuruldan geçirebilmek için gerekli üçte iki çoğunluğu sağlıyamasalar bile, hiç değilse, istemedikleri bir kararın Birleşmiş Mîlletler Genel Kurulundan geçmesini önliyebilmek için gerekli üçte birden bir hazla (27) oyu kolaylıkla sağlıyabilecek durumdadırlar.
Sovyet Blokunun elinde ise bu imkân da yoktur. Batılıların oyları birleştiği zaman 40 ı açtığı halde, Sovyet Blokunun oyları 10. dan ibarettir.
Onun için, Sovyet Blokunun Birleşmiş Milletlerde Batılılar kadar müessir olabilmesi, 27. yi bulan Afra - Asya Bloku aylarının en az 17 sini kazanabilmesine bağlıdır.
Bundan önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi, şimdi Güvenlik Konseyi, Genel Kurula nazaran ikinci plâna düşmüş, böylece, «Büyük Devletler» in Güvenlik Konseyindeki veto hakkı da eski önemini kaybetmiştir. Bu durumda ,Sovyet Rusya için Afro-Asya Bloku devletlerinden büyük bir kısmını kendi tarafına çekmek artık hayati bir zaruret haline gelmiştir.
Batı Avrupa devletleri, bilhassa İngiltere ile Fransa, emperelyalizmde ayak diremek, zaman kaman emperyalist temayüllerinde yeni hir canlanışın belirtilerini göstermekle, Sovyet Rusya'ya bu hususta en büyük yardımı yapmış, Afro - Asya Bloku memleketlerinden büyük bir kısmını adeta zorla Sovyet Blokuna doğru itmiş olmaktadırlar.
Sovyet Rusya da Birleşmiş Milletlerdeki durumunu bir an önce kuvvetlendirmek ve Güvenlik Konseyinin ikinci plana düşmesiyle kaybettiği imkanları Genel Kurulda yeniden kazanmak için, Afro - Asya memleketlerini kendi tarafına çekebilmek hususuda hiç bir gayret ve fedakârlıktan kaçınmamaktadır.
Sovyet Rusya'nın bu gayretlerinde muvaffak olması, yalnız Birleşmiş Milletler içinde değil, Birleşmiş Milletler dışında da, Afrika ve Asya kıtalarını Sovyet nüfuz bölgesine dahil edecektir.
Asya ve Afrika'ya hâkim bir Sovyet Rusya karşısında ise, Birleşik Amerika'nın bugünkü mevkiini uzun zaman muhafaza edebilmesi beklenemez.
O bakımdan, Birleşmiş Milletlerde Afro - Asya Blokunu kazanmak için Rusya ile Amerika arasında cereyan eden rekabetin sonucu, Amerika'nın yalnız Birleşmiş Milletler içindeki değil, dünya üzerindeki mukadderatını da tayin edecektir.
Sovyet Rusya'nın, çoğu bağımsızlığına yeni kovuşmuş memleketlerden mürekkep Afro - Asya Blokunu kazanması, Birleşik Amerika ile beraber bütün Batı dünyasının ve Batılı hayat tarzının da aleyhine olacaktır.
Birleşik Amerika bu gerçeği Batılı dostlarından çok daha iyi kavrıyabilmiş ve siyasetini ona göre yeniden çizmek lüzumunu duymuştur. Bu yüzden gerekirse bazı Batı Avrupalı dost ve müttefiklerini gücendirmeyi bile göze almakta, hattâ Rusya ile rekabetinde üstün çıkabilmek için, müttefiklerine karşı bazı meselelerde Rusya ile bir safta oy kullanacak kadar ileri gitmektedir.
Batı Avrupalı dostları emperyalizmden bütün bütün uzaklaşmadıkça, Amerika'nın onlarla fazla dost görünmemesi, Afro - Asya Blokunu kazanabilmek için Rusya ile giriştiği rekabette üstünlük sağlıyabilmesinin başlıca şartıdır. Çünkü, başka bir yazımızda da belirttiğimiz gibi, Afro - Asya Bloku memleketlerini bir arada tutan en kuvvetli bağ, emperyalizm aleyhtarlığıdır. Birleşik Amerika da ancak bağımsızlığına yeni kavuşmuş bir Asya veya Afrika memleketi kadar emperyalimz aleyhdarı görünmekle o memleketlere güven telkin edebilir.
İngiletere ile Fransa'nın Mısıra tevacüzünü, Birleşik Amerika'nın dış siyasetinde bir dönüm noktası saymak yanlıştır. Bu dönüm noktasını, Afro - Asya Bloku memleketlerinin Birleşmiş Milletlerdeki oy sayısının 27. ye çıkması tayin etmiştir. İngiltere ile Fransa'nın Mısır'a tecavüzleri, Amerika'nın kendine yeni bir siyaset çizmesinde âmil değil, sandece, daha önceden çizilmiş bir siyaseti iyice ortaya vurmak için bir vesile olmuştur. Nitekim, daha Mısır'a karşı tecavüz vuku bulmadan haftalar önce Amerikan dışişleri Bakanı Dulles, Avrupa'daki en yakın iki müttefikini emperyalizmle itham eden demeçler veriyor ve bu yüzden İngiliz basınında Dulles'a karşı sert hücumlar çıkıyordu.
Cambridge, MASS
Bülent ECEVİT
Birleşmiş Milletlerde durum: III
Sovyet - Amerikan rekabeti
AFRO - Asya Blokunun kuvvet kazanmasından sonra Birleşmiş Milletlerde ortaya çıkan duruma dair bundan önceki yazılarımız, daha çok, yeni durumun Batılıları nasıl zayıf düşürdüğünü belirtiyordu.
Fakat, Birleşmiş Milletler içinde Batılıların zayıf düşmüş olması, henüz Sosyet Blokunu Batılılardan daha kuvvetli duruma geçirmiş değildir. Bilâkis, bugün Birleşik Amerika ile Batı Avrupa, kendi aralarında toplıyabilecekleri oylarla istedikleri bir kararı Genel Kuruldan geçirebilmek için gerekli üçte iki çoğunluğu sağlıyamasalar bile, hiç değilse, istemedikleri bir kararın Birleşmiş Mîlletler Genel Kurulundan geçmesini önliyebilmek için gerekli üçte birden bir hazla (27) oyu kolaylıkla sağlıyabilecek durumdadırlar.
Sovyet Blokunun elinde ise bu imkân da yoktur. Batılıların oyları birleştiği zaman 40 ı açtığı halde, Sovyet Blokunun oyları 10. dan ibarettir.
Onun için, Sovyet Blokunun Birleşmiş Milletlerde Batılılar kadar müessir olabilmesi, 27. yi bulan Afra - Asya Bloku aylarının en az 17 sini kazanabilmesine bağlıdır.
Bundan önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi, şimdi Güvenlik Konseyi, Genel Kurula nazaran ikinci plâna düşmüş, böylece, «Büyük Devletler» in Güvenlik Konseyindeki veto hakkı da eski önemini kaybetmiştir. Bu durumda ,Sovyet Rusya için Afro-Asya Bloku devletlerinden büyük bir kısmını kendi tarafına çekmek artık hayati bir zaruret haline gelmiştir.
Batı Avrupa devletleri, bilhassa İngiltere ile Fransa, emperelyalizmde ayak diremek, zaman kaman emperyalist temayüllerinde yeni hir canlanışın belirtilerini göstermekle, Sovyet Rusya'ya bu hususta en büyük yardımı yapmış, Afro - Asya Bloku memleketlerinden büyük bir kısmını adeta zorla Sovyet Blokuna doğru itmiş olmaktadırlar.
Sovyet Rusya da Birleşmiş Milletlerdeki durumunu bir an önce kuvvetlendirmek ve Güvenlik Konseyinin ikinci plana düşmesiyle kaybettiği imkanları Genel Kurulda yeniden kazanmak için, Afro - Asya memleketlerini kendi tarafına çekebilmek hususuda hiç bir gayret ve fedakârlıktan kaçınmamaktadır.
Sovyet Rusya'nın bu gayretlerinde muvaffak olması, yalnız Birleşmiş Milletler içinde değil, Birleşmiş Milletler dışında da, Afrika ve Asya kıtalarını Sovyet nüfuz bölgesine dahil edecektir.
Asya ve Afrika'ya hâkim bir Sovyet Rusya karşısında ise, Birleşik Amerika'nın bugünkü mevkiini uzun zaman muhafaza edebilmesi beklenemez.
O bakımdan, Birleşmiş Milletlerde Afro - Asya Blokunu kazanmak için Rusya ile Amerika arasında cereyan eden rekabetin sonucu, Amerika'nın yalnız Birleşmiş Milletler içindeki değil, dünya üzerindeki mukadderatını da tayin edecektir.
Sovyet Rusya'nın, çoğu bağımsızlığına yeni kovuşmuş memleketlerden mürekkep Afro - Asya Blokunu kazanması, Birleşik Amerika ile beraber bütün Batı dünyasının ve Batılı hayat tarzının da aleyhine olacaktır.
Birleşik Amerika bu gerçeği Batılı dostlarından çok daha iyi kavrıyabilmiş ve siyasetini ona göre yeniden çizmek lüzumunu duymuştur. Bu yüzden gerekirse bazı Batı Avrupalı dost ve müttefiklerini gücendirmeyi bile göze almakta, hattâ Rusya ile rekabetinde üstün çıkabilmek için, müttefiklerine karşı bazı meselelerde Rusya ile bir safta oy kullanacak kadar ileri gitmektedir.
Batı Avrupalı dostları emperyalizmden bütün bütün uzaklaşmadıkça, Amerika'nın onlarla fazla dost görünmemesi, Afro - Asya Blokunu kazanabilmek için Rusya ile giriştiği rekabette üstünlük sağlıyabilmesinin başlıca şartıdır. Çünkü, başka bir yazımızda da belirttiğimiz gibi, Afro - Asya Bloku memleketlerini bir arada tutan en kuvvetli bağ, emperyalizm aleyhtarlığıdır. Birleşik Amerika da ancak bağımsızlığına yeni kavuşmuş bir Asya veya Afrika memleketi kadar emperyalimz aleyhdarı görünmekle o memleketlere güven telkin edebilir.
İngiletere ile Fransa'nın Mısıra tevacüzünü, Birleşik Amerika'nın dış siyasetinde bir dönüm noktası saymak yanlıştır. Bu dönüm noktasını, Afro - Asya Bloku memleketlerinin Birleşmiş Milletlerdeki oy sayısının 27. ye çıkması tayin etmiştir. İngiltere ile Fransa'nın Mısır'a tecavüzleri, Amerika'nın kendine yeni bir siyaset çizmesinde âmil değil, sandece, daha önceden çizilmiş bir siyaseti iyice ortaya vurmak için bir vesile olmuştur. Nitekim, daha Mısır'a karşı tecavüz vuku bulmadan haftalar önce Amerikan dışişleri Bakanı Dulles, Avrupa'daki en yakın iki müttefikini emperyalizmle itham eden demeçler veriyor ve bu yüzden İngiliz basınında Dulles'a karşı sert hücumlar çıkıyordu.
Cambridge, MASS
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Birleşmiş Milletlerde durum III: Sovyet-Amerikan Rekabeti,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/779 ulaşıldı.