Hukuka Meraklı İnzibat Erleri
Başlık:
Hukuka Meraklı İnzibat Erleri
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-12-24
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/33
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Hukuka meraklı inzibat erleri
Bundan altı ay kadar önce: 17 Haziran 1956 pazar günü. Daha Toplantılar ve Gösteri Yürüyüşleriyle ilgili yeni kanun bile yürürlüğe girmemiş. Ankara Hukuk Fakültesinde, ikinci kattaki IV. sınıf odasındayız (bu yıl III. sınıfa verilen oda). Kürsüde, Lahey'deki Milletlerarası Hukukçular Komisyonu üyesi ve Almanya Hür Hukukçular Derneği Başkanı Dr. Fridenau ile konferansı tertipleyen Türk Hukuk Kurumu adına kendisini takdim edecek Kurum İkinci Başkanı Doçent Dr. Muammer Aksoy ve konferansı Türkçeye çevirecek bir genç asistan var. Dinleyicilerin çoğunluğu üniversite öğretim üyeleri. Birkaç milletvekili, siyaset adamı ve gazeteciyle, serbest çalışan birkaç hukukçu da gelmiş..
Konferans konusu: «İki Nevî Hukuk Devleti».. Doçent Dr. Muammer Aksoy, Alman konferansçıyı takdim ettikten sonra, konferans sonunda tartışma açılmayacağını, ancak Dr. Fridenau'nun sorulacak soruları cevaplandıracağını söylüyor ve Dr. Fridenau konuşmasına bağlıyor.
Demirperde gerisindeki idare tarzını ve hukuk anlayışını çok iyi incelemiş bulunan Dr. Fridenau, batı demokrasileriyle demirperde gerisi memleketlerde «hukuk devleti» kavramımın biribirinden ne kadar ayrılıdığını misallerle anlatıyor. Gerçek hukuk devletinde devlet cihazının bir parti hâkimiyetine sokulamıyacağını, oysa, demirperde gerisi memleketlerde, iktidardaki partinin adalet cihazına bile hâkim olduğunu, parti ileri gelenlerince arzu edilen yolda hüküm vermeyen yargıçların azledildiğini, böyle devletlerin aslında «hukuk devleti» değil, ancak birer «polis devleti» sayılabileceklerini söylüyor.
Dinleyiciler dikkat kesilmiş konferansçıyı dinliyorlar. Salonda, Dr. Fridenau'nun sesinden başka çıt yok. Tam Alman hukukçunun ağzından «polis devleti» sözü çıktığı sırada, sınıf odasının kapısı sertçe açılıp içeriye üniformalı, tabancalı bir polis giriyor. Onun arkasında, baslarında kırmızı beyaz miğferleri, göğüslerinde beyaz kordonları, ellerinde coplarıyla iri yarı iki inzibat eri giriyorlar Konferansçının ve dinleyicilerin yüzüne bile bakmadan, konuşmayı böyle yakışıksız bir şekilde kestikleri için özür dilemeğe bile lüzum görmeden, sert adımlarla sınıfın arkasına kadar yürüyüp boş bir sıraya oturuyor, ellerini sıranın üstünde kavuşturup Dr. Fridenau'nun yüzüne bakıyorlar.
Bunlar olup biterken, Alman hukukçu, konuşmasını kesmiş, altı çivili postalların odada çınlayan sesini dinlemektedir. Yüzünde şaşkın bir ifade vardır. Gördüğünün hayal mi gerçek mi olduğunu anlıyamamış gibidir. Polis devletinden bahsederken anlattıkları sanki ansızın gözleri önünde canlanıvermiştir.
Dr. Fridenau neden sonra kendine gelip silkiniyor. Önce Dr. Muammer Aksoy'un, sonra kendisini dinlemeğe gelmiş Türk hukukçularının yüzlerine bakıyor. Hafifçe gülümsüyor. Ve konuşmasına kesilen yerden devam edip polis devleti tasvirini tamamlıyor.
Konuşma sonunda dinleyiciler sorular sormağa hazırlanmışlardır. Fakat Dr. Fridenau soraları beklemeden kapıya yöneliyor. Soruları cevaplandıracağı vaidini hatırlatanlara,
— Mazur görün, diyor, bu durumda hiç bir soruyu cevaplandıramam!
*
Altı ay önce kendi şahit olduğumuz ve kendi kendimize bile unutturmağa çalıştığımız bu acı hâdiseyi şimdi nakletmeğe hiç niyetimiz yoktu. Fakat iktidar sözcüsü gazetenin dünkü başyazısını okuyunca kendimizi buna mecbur hissettik. Başyazıda, Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu'nun bazı iddialarına cevap veriliyor, o arada, ilmî konferanslara polis gönderildiği yolundaki iddiasının da asılsız olduğunu, bu yoldaki iddialarını delil ve vesikalarla ispat edemezse, hareketinin «tehdit veyahut şantaj» sayılacağı ileri sürülüyordu.
Sayın Feyzioğlu'nun, elbette, bizim bildiklerimizden başka pek çok bildiği vardır. Fakat bu arada biz de, şahidi olduğumuz bir hâdiseyi, ilmî konferanslara sadece polis değil, inzibat erleri bile gönderildiğine delil olarak nakletmekten kendimizi alamadık. Hem de bu hâdiseye, «Demokrat» adlı bir partinin idaresi altındaki Cumhuriyet Türkiyesi başkentinde, Hukuk Fakültesinin bir ders odasında, bir yabancı hukukçunun hukuk devletiyle polis devletini mukayese eden bir konferansında şahit olmuştuk.
Bülent ECEVİT
Hukuka meraklı inzibat erleri
Bundan altı ay kadar önce: 17 Haziran 1956 pazar günü. Daha Toplantılar ve Gösteri Yürüyüşleriyle ilgili yeni kanun bile yürürlüğe girmemiş. Ankara Hukuk Fakültesinde, ikinci kattaki IV. sınıf odasındayız (bu yıl III. sınıfa verilen oda). Kürsüde, Lahey'deki Milletlerarası Hukukçular Komisyonu üyesi ve Almanya Hür Hukukçular Derneği Başkanı Dr. Fridenau ile konferansı tertipleyen Türk Hukuk Kurumu adına kendisini takdim edecek Kurum İkinci Başkanı Doçent Dr. Muammer Aksoy ve konferansı Türkçeye çevirecek bir genç asistan var. Dinleyicilerin çoğunluğu üniversite öğretim üyeleri. Birkaç milletvekili, siyaset adamı ve gazeteciyle, serbest çalışan birkaç hukukçu da gelmiş..
Konferans konusu: «İki Nevî Hukuk Devleti».. Doçent Dr. Muammer Aksoy, Alman konferansçıyı takdim ettikten sonra, konferans sonunda tartışma açılmayacağını, ancak Dr. Fridenau'nun sorulacak soruları cevaplandıracağını söylüyor ve Dr. Fridenau konuşmasına bağlıyor.
Demirperde gerisindeki idare tarzını ve hukuk anlayışını çok iyi incelemiş bulunan Dr. Fridenau, batı demokrasileriyle demirperde gerisi memleketlerde «hukuk devleti» kavramımın biribirinden ne kadar ayrılıdığını misallerle anlatıyor. Gerçek hukuk devletinde devlet cihazının bir parti hâkimiyetine sokulamıyacağını, oysa, demirperde gerisi memleketlerde, iktidardaki partinin adalet cihazına bile hâkim olduğunu, parti ileri gelenlerince arzu edilen yolda hüküm vermeyen yargıçların azledildiğini, böyle devletlerin aslında «hukuk devleti» değil, ancak birer «polis devleti» sayılabileceklerini söylüyor.
Dinleyiciler dikkat kesilmiş konferansçıyı dinliyorlar. Salonda, Dr. Fridenau'nun sesinden başka çıt yok. Tam Alman hukukçunun ağzından «polis devleti» sözü çıktığı sırada, sınıf odasının kapısı sertçe açılıp içeriye üniformalı, tabancalı bir polis giriyor. Onun arkasında, baslarında kırmızı beyaz miğferleri, göğüslerinde beyaz kordonları, ellerinde coplarıyla iri yarı iki inzibat eri giriyorlar Konferansçının ve dinleyicilerin yüzüne bile bakmadan, konuşmayı böyle yakışıksız bir şekilde kestikleri için özür dilemeğe bile lüzum görmeden, sert adımlarla sınıfın arkasına kadar yürüyüp boş bir sıraya oturuyor, ellerini sıranın üstünde kavuşturup Dr. Fridenau'nun yüzüne bakıyorlar.
Bunlar olup biterken, Alman hukukçu, konuşmasını kesmiş, altı çivili postalların odada çınlayan sesini dinlemektedir. Yüzünde şaşkın bir ifade vardır. Gördüğünün hayal mi gerçek mi olduğunu anlıyamamış gibidir. Polis devletinden bahsederken anlattıkları sanki ansızın gözleri önünde canlanıvermiştir.
Dr. Fridenau neden sonra kendine gelip silkiniyor. Önce Dr. Muammer Aksoy'un, sonra kendisini dinlemeğe gelmiş Türk hukukçularının yüzlerine bakıyor. Hafifçe gülümsüyor. Ve konuşmasına kesilen yerden devam edip polis devleti tasvirini tamamlıyor.
Konuşma sonunda dinleyiciler sorular sormağa hazırlanmışlardır. Fakat Dr. Fridenau soraları beklemeden kapıya yöneliyor. Soruları cevaplandıracağı vaidini hatırlatanlara,
— Mazur görün, diyor, bu durumda hiç bir soruyu cevaplandıramam!
*
Altı ay önce kendi şahit olduğumuz ve kendi kendimize bile unutturmağa çalıştığımız bu acı hâdiseyi şimdi nakletmeğe hiç niyetimiz yoktu. Fakat iktidar sözcüsü gazetenin dünkü başyazısını okuyunca kendimizi buna mecbur hissettik. Başyazıda, Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu'nun bazı iddialarına cevap veriliyor, o arada, ilmî konferanslara polis gönderildiği yolundaki iddiasının da asılsız olduğunu, bu yoldaki iddialarını delil ve vesikalarla ispat edemezse, hareketinin «tehdit veyahut şantaj» sayılacağı ileri sürülüyordu.
Sayın Feyzioğlu'nun, elbette, bizim bildiklerimizden başka pek çok bildiği vardır. Fakat bu arada biz de, şahidi olduğumuz bir hâdiseyi, ilmî konferanslara sadece polis değil, inzibat erleri bile gönderildiğine delil olarak nakletmekten kendimizi alamadık. Hem de bu hâdiseye, «Demokrat» adlı bir partinin idaresi altındaki Cumhuriyet Türkiyesi başkentinde, Hukuk Fakültesinin bir ders odasında, bir yabancı hukukçunun hukuk devletiyle polis devletini mukayese eden bir konferansında şahit olmuştuk.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Hukuka Meraklı İnzibat Erleri,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/752 ulaşıldı.