Aydınlar ve Particilik
Başlık:
Aydınlar ve Particilik
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-12-21
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/33
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Aydınlar ve particilik
Sayın Ratıp Tahir Burak, HALK Gazetesinin 15 Aralık Cumartesi günkü sayısında memleket meseleleriyle ilgilenen bütün aydınların üzerinde durması gerekli bazı düşünceler ortaya attı. Bu düşünceler iki maddede özetlenebilir:
1. Durumları politikayla uğraşmağa elverişli aydınlar için memlekete hizmet etmenin en uygun yolu siyasal partilere girmektir.
2. Bugünkü şartlar altında, Cumhuriyet devrimlerini benimsemiş aydınlar, ya Cumhuriyet Halk Partisine ya Hürriyet Partisine girmeli, ve aralarında zaten derin prensip ayrılıkları bulunmayan bu iki parti de birleşerek, Türkiye'de rejimi kurtarma, demokrasiyi kökleştirme yolundaki gayretlerine bir bayrak altında devam etmelidirler.
Görülüyor ki Ratip Tahir Burak, muhalefet partileri arasında şimdilik müspet bir sonuç veremeyen işbirligi gayretleri yerine daha radikal bir alternatif öne sürmektedir.
Böyle bir birleşme formülün üzerinde Cumhuriyet Halk Partisiyle Hürriyet Partisi yetkili organlarının durup durmamış oldukları, durmuşlarsa ne düşündükleri henüz bilinmiyor. Genel seçimlere daha bir buçuk yıl var. Bu bir buçuk yıl içinde, muhalefet partilerinin müşterek gayeler uğrunda çalışmalarını en iyi koordine etme imkânını ergeç bulabileceklerini umuyoruz. Bu imkânın bulunabilmesi için belki tek şart, karşılıklı bazı teşebbüslerin hemen sonuç vermemesi karşısında umutsuzluğa düşmekten, kırgınlığa kapılmaktan kaçınmaktır. Bu şarta bağlı kalmanın ne kadar önemli olduğunu, C.H.P. Genel Başkanı Sayın İsmet İnönü de, salı günü Ankara İl Kongresin de yaptığı konuşmada, «rejim dâvasına müşterek hizmet yolunda bulunduğumuz muhalefet partilerine karşı tarizlerde bulunmaktan çekinmeyi vazife sayıyoruz» diyerek belirtmiştir.
Fakat muhalefet partileri, müşterek gaye uğrunda çalışmalarını koordine etmek için bir formül bulsalar da, bulamasalar da, Ratip Tahir Burak'ın aydınlar hakkında ileri sürdüğü düşünceler önemliliğini muhafaza edecektir.
Politikadan kaçınmak, politikayı hor görmek, politikayla uğraşmayı, geçenlerde bir anayasa profesörünün bile yaptığı gibi, ellerini çamura bulaştırmakla bir tutmak, demokratik zihniyetle bağdaştırılması güç bir davranışın belirtileridir. Ne yazık ki aydınlarımız kendilerini henüz bu davranıştan bütün bütün kurtaramamışlardır.
Bugün memleketimizde bir partiye kayıtlı bulunan bir aydın, çevresindeki insanlara karşı kendini savunmak, mazur göstermeğe çalışmak zorunda kalmaktadır. Adım başında, politikayla uğraştığı, şu veya bu partide üye olduğu için kendisini adetâ ayıplayan aydın dostlarına rastlamaktadır. Nasıl bazı aristokrat çevrelerde hayatını kendi alın teriyle kazanmak için bir işe girip çalışmak hor görünürse, bugün bizim, patriyarkal bir toplum düzeni geleneklerinden, hiç değilse bu geleneklerin içlerde bıraktığı komplekslerden hâlâ kurtulamamış bir çok aydınlarımız da, memlekete hizmet için bir partiye girip çalışmayı hor görmektedirler.
Hattâ bu komplekslerden kurtulmuş görünen bazı aydınlarımız bile, memlekette demokratik bir hayat düzeninin kökleşmesi için parti saflarında çok faydalı işler görebileceklerini kendileri de bildikleri halde, sırf çevrelerinin menfi baskısı yüzünden bir partiye girememekte, kendilerine düşen hizmeti partiler dışında da yapabileceklerini düşünerek kendi kendilerini avutmakta, enerji ve emekleri de böylece heba olup gitmektedir.
Ratip Tahir Burak'ın HALK Gazetesinde açtığı kampanya, bu derdi açığa vurmak bakımından çok faydalı olmuştur. Memleketimizde aydınları politikadan, hele particilikten uzak tutan psikolojik etkenlerin giderilmesi, uzun vadeli bir görüşle, herhalde bazı muhalefet partileri arasında işbirliği veya birleşme sağlanmasından da daha önemlidir. Çünkü aydınların politika alanında kendilerine düşen sorumluluğu yüklenmeleriyle, demokratik rejim en sağlam teminata kavuşmuş olacak, bu teminata kavuştuktan sonra da, rejimin kaderi zaten böyle partiler arası tertiplere bağlı kalmaktan kurtulmuş bulunacaktır.
Bülent ECEVİT
Aydınlar ve particilik
Sayın Ratıp Tahir Burak, HALK Gazetesinin 15 Aralık Cumartesi günkü sayısında memleket meseleleriyle ilgilenen bütün aydınların üzerinde durması gerekli bazı düşünceler ortaya attı. Bu düşünceler iki maddede özetlenebilir:
1. Durumları politikayla uğraşmağa elverişli aydınlar için memlekete hizmet etmenin en uygun yolu siyasal partilere girmektir.
2. Bugünkü şartlar altında, Cumhuriyet devrimlerini benimsemiş aydınlar, ya Cumhuriyet Halk Partisine ya Hürriyet Partisine girmeli, ve aralarında zaten derin prensip ayrılıkları bulunmayan bu iki parti de birleşerek, Türkiye'de rejimi kurtarma, demokrasiyi kökleştirme yolundaki gayretlerine bir bayrak altında devam etmelidirler.
Görülüyor ki Ratip Tahir Burak, muhalefet partileri arasında şimdilik müspet bir sonuç veremeyen işbirligi gayretleri yerine daha radikal bir alternatif öne sürmektedir.
Böyle bir birleşme formülün üzerinde Cumhuriyet Halk Partisiyle Hürriyet Partisi yetkili organlarının durup durmamış oldukları, durmuşlarsa ne düşündükleri henüz bilinmiyor. Genel seçimlere daha bir buçuk yıl var. Bu bir buçuk yıl içinde, muhalefet partilerinin müşterek gayeler uğrunda çalışmalarını en iyi koordine etme imkânını ergeç bulabileceklerini umuyoruz. Bu imkânın bulunabilmesi için belki tek şart, karşılıklı bazı teşebbüslerin hemen sonuç vermemesi karşısında umutsuzluğa düşmekten, kırgınlığa kapılmaktan kaçınmaktır. Bu şarta bağlı kalmanın ne kadar önemli olduğunu, C.H.P. Genel Başkanı Sayın İsmet İnönü de, salı günü Ankara İl Kongresin de yaptığı konuşmada, «rejim dâvasına müşterek hizmet yolunda bulunduğumuz muhalefet partilerine karşı tarizlerde bulunmaktan çekinmeyi vazife sayıyoruz» diyerek belirtmiştir.
Fakat muhalefet partileri, müşterek gaye uğrunda çalışmalarını koordine etmek için bir formül bulsalar da, bulamasalar da, Ratip Tahir Burak'ın aydınlar hakkında ileri sürdüğü düşünceler önemliliğini muhafaza edecektir.
Politikadan kaçınmak, politikayı hor görmek, politikayla uğraşmayı, geçenlerde bir anayasa profesörünün bile yaptığı gibi, ellerini çamura bulaştırmakla bir tutmak, demokratik zihniyetle bağdaştırılması güç bir davranışın belirtileridir. Ne yazık ki aydınlarımız kendilerini henüz bu davranıştan bütün bütün kurtaramamışlardır.
Bugün memleketimizde bir partiye kayıtlı bulunan bir aydın, çevresindeki insanlara karşı kendini savunmak, mazur göstermeğe çalışmak zorunda kalmaktadır. Adım başında, politikayla uğraştığı, şu veya bu partide üye olduğu için kendisini adetâ ayıplayan aydın dostlarına rastlamaktadır. Nasıl bazı aristokrat çevrelerde hayatını kendi alın teriyle kazanmak için bir işe girip çalışmak hor görünürse, bugün bizim, patriyarkal bir toplum düzeni geleneklerinden, hiç değilse bu geleneklerin içlerde bıraktığı komplekslerden hâlâ kurtulamamış bir çok aydınlarımız da, memlekete hizmet için bir partiye girip çalışmayı hor görmektedirler.
Hattâ bu komplekslerden kurtulmuş görünen bazı aydınlarımız bile, memlekette demokratik bir hayat düzeninin kökleşmesi için parti saflarında çok faydalı işler görebileceklerini kendileri de bildikleri halde, sırf çevrelerinin menfi baskısı yüzünden bir partiye girememekte, kendilerine düşen hizmeti partiler dışında da yapabileceklerini düşünerek kendi kendilerini avutmakta, enerji ve emekleri de böylece heba olup gitmektedir.
Ratip Tahir Burak'ın HALK Gazetesinde açtığı kampanya, bu derdi açığa vurmak bakımından çok faydalı olmuştur. Memleketimizde aydınları politikadan, hele particilikten uzak tutan psikolojik etkenlerin giderilmesi, uzun vadeli bir görüşle, herhalde bazı muhalefet partileri arasında işbirliği veya birleşme sağlanmasından da daha önemlidir. Çünkü aydınların politika alanında kendilerine düşen sorumluluğu yüklenmeleriyle, demokratik rejim en sağlam teminata kavuşmuş olacak, bu teminata kavuştuktan sonra da, rejimin kaderi zaten böyle partiler arası tertiplere bağlı kalmaktan kurtulmuş bulunacaktır.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Aydınlar ve Particilik,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/749 ulaşıldı.