Amerika ve Orta Doğu
Başlık:
Amerika ve Orta Doğu
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-11-14
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/33
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Amerika ve Ortadoğu
Ortadoğu'ya bir Birleşmiş Milletler Polis Kuvveti gönderilmesi, dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, bu bölgenin meselelerine hal çareleri bulabilmek için bir fırsat olacaktır. Fakat, Polis Kuvveti, şu sıradaki silâhlı çatışmadan başka, hiç bir meselenin başlı basına hal çaresi değildir. BU geçisi fırsattan vakit kaybetmeksizin faydalanmak gerekir.
Batılılar, Ortadoğuyu kendi ekonomik ve stratejik menfaatleri bakımından güvenilir hale getirebilmek için iki yol tutabilirlerdi: Birincisi, sabırla Arapların güven ve dostluğunu kazanmağa uğraşmak, bu uğurda birçok fedakârlıkları göze almak; ikincisi de kuvvet kullanarak Arap Devletlerini sindirmek..
Batılı devletlerden İngiltere ile Fransa şimdi ikinci yolu seçmiş görünüyorlar. Fakat bu yol, kısa vadeli bir görüşle bazı müspet sonuçlar sağlasa bile, çıkar bir yol değildir. İngiltere ile Fransa, kuvvet kullanarak Ortadoğu'yu daima kendi egemenlikleri altında tutabileceklerini umamazlar. Buna teşebbüs ettikleri zaman, başta İngiliz halkoyu olmak üzere, bütün dünya halkoyunu karşılarında bulacaklardır.
Üstelik, ne kadar hâkim duruma geçseler de, kendileri için büyük önemi olan petrol kuyularına petrol borularına karşı yapılacak sabotajları önliyemezler. Önliyemicekleri şimdiden ortaya çıkmıştır. Gene, ne kadar hâkim duruma geçseler de Arap memleketleri halkının yabancı baskısı karşısındaki hoşnutsuzluğu en müşkül anda açığa vurulup, İngiltere ile Fransa'nın Ortadoğu'dan askerî maksatlarla faydalanmalarını imkânsız hale getirebilir.
İngiltere ile Fransa'nın, bütün bu sakıncalara rağmen kuvvet kullanma yolunu seçtikleri bir sırada. Birleşik Amerika'nın, bu en yakın iki müttefikine karşı Arapları desteklemesi, belki de, Amerika ile bu iki müttefiki arasında, Ortadoğu'da gizliden gizliye devam etmekte olan rekabeti şimdi Amerika lehine halledecektir. Böylece Amerika, Arapların sempatisini kazanmak için Rusya ile bir başına rekabet eder duruma geçmiş olacaktır.
Şimdi Batı dünyasının umudu; geniş ölçüde, bu rekabetten de Amerika'nın üstün çıkması ihtimaline bağlıdır.
Bu durumda Amerika'nın en yakın müttefiklerini açıktan açığa, Ortadoğu'da müstemlekecilik siyaseti gütmekle suçlandırması iyi bir taktik sayılabilir. Çünkü Amerika, müttefiklerinin Ortadoğu'da zaten tamiri uzun zaman için imkânsız hale gelmiş prestijini büsbütün sarsmak pahasına da olsa, onların günahlarından kendi kendini tenzih etmekle, Rusyanın başlıca propaganda silâhını etkisiz kılmış olacaktır. Öyle ki, artık Araplar, İngiltere ile Fransa'yı müstemlekecilikle suçlandırırken, Amerika'yı, bu müstemlekeciliğin tehlikelerinden kendilerini korumağa hazır bir dost gözüyle görebilecek, bu hususta Amerika'ya, Rusya'dan bile daha çok güvenebileceklerdir.
Onun için, şimdi, Süveyş Bölgesine bir Birleşmiş Milletler Polis Kuvveti gönderilmekle sağlanacak sükûnet devresinden, Ortadoğu meselelerine devamlı hal çareleri bulabilmek için en kolaylıkla faydalanabilecek batılı devlet, Birleşik Amerika sayılır. Bu fırsattan faydalanmağa çalışırken Amerika'nın yukarıda belirttiğimiz iki yoldan birincisini, Arapların güven ve dostluğunu kazanmak için sabırla uğraşma yolunu, seçeceği şüphesizlir.
Amerika için bu yolda karşılacak en büyük engel, Arapların güven ve dostluğunu kazanma gayesiyle, Arap - İsrail uzlaşmazlığı İsrail'e zarar verdirmeksizin giderme gayesi arasındaki çatışmadır. Rusya için ikinci gaye bahis konusu değildir. Amerika ise iki gayeyi birarada gözetmeğe mecbur olduğu için daha güç durumdadır.
O bakımdan Amerika'nın Ortadoğu'da Rusya'dan çok daha ihtiyatlı davranması, ve Ortadoğu siyasetini bu iki gaye arasındaki çatışmanın doğurduğu ve doğuracağı kararsızlıktan bir an önce kurtarmak üzere, yeni baştan düzenlemesi gereklidir.
Bülent ECEVİT
Amerika ve Ortadoğu
Ortadoğu'ya bir Birleşmiş Milletler Polis Kuvveti gönderilmesi, dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, bu bölgenin meselelerine hal çareleri bulabilmek için bir fırsat olacaktır. Fakat, Polis Kuvveti, şu sıradaki silâhlı çatışmadan başka, hiç bir meselenin başlı basına hal çaresi değildir. BU geçisi fırsattan vakit kaybetmeksizin faydalanmak gerekir.
Batılılar, Ortadoğuyu kendi ekonomik ve stratejik menfaatleri bakımından güvenilir hale getirebilmek için iki yol tutabilirlerdi: Birincisi, sabırla Arapların güven ve dostluğunu kazanmağa uğraşmak, bu uğurda birçok fedakârlıkları göze almak; ikincisi de kuvvet kullanarak Arap Devletlerini sindirmek..
Batılı devletlerden İngiltere ile Fransa şimdi ikinci yolu seçmiş görünüyorlar. Fakat bu yol, kısa vadeli bir görüşle bazı müspet sonuçlar sağlasa bile, çıkar bir yol değildir. İngiltere ile Fransa, kuvvet kullanarak Ortadoğu'yu daima kendi egemenlikleri altında tutabileceklerini umamazlar. Buna teşebbüs ettikleri zaman, başta İngiliz halkoyu olmak üzere, bütün dünya halkoyunu karşılarında bulacaklardır.
Üstelik, ne kadar hâkim duruma geçseler de, kendileri için büyük önemi olan petrol kuyularına petrol borularına karşı yapılacak sabotajları önliyemezler. Önliyemicekleri şimdiden ortaya çıkmıştır. Gene, ne kadar hâkim duruma geçseler de Arap memleketleri halkının yabancı baskısı karşısındaki hoşnutsuzluğu en müşkül anda açığa vurulup, İngiltere ile Fransa'nın Ortadoğu'dan askerî maksatlarla faydalanmalarını imkânsız hale getirebilir.
İngiltere ile Fransa'nın, bütün bu sakıncalara rağmen kuvvet kullanma yolunu seçtikleri bir sırada. Birleşik Amerika'nın, bu en yakın iki müttefikine karşı Arapları desteklemesi, belki de, Amerika ile bu iki müttefiki arasında, Ortadoğu'da gizliden gizliye devam etmekte olan rekabeti şimdi Amerika lehine halledecektir. Böylece Amerika, Arapların sempatisini kazanmak için Rusya ile bir başına rekabet eder duruma geçmiş olacaktır.
Şimdi Batı dünyasının umudu; geniş ölçüde, bu rekabetten de Amerika'nın üstün çıkması ihtimaline bağlıdır.
Bu durumda Amerika'nın en yakın müttefiklerini açıktan açığa, Ortadoğu'da müstemlekecilik siyaseti gütmekle suçlandırması iyi bir taktik sayılabilir. Çünkü Amerika, müttefiklerinin Ortadoğu'da zaten tamiri uzun zaman için imkânsız hale gelmiş prestijini büsbütün sarsmak pahasına da olsa, onların günahlarından kendi kendini tenzih etmekle, Rusyanın başlıca propaganda silâhını etkisiz kılmış olacaktır. Öyle ki, artık Araplar, İngiltere ile Fransa'yı müstemlekecilikle suçlandırırken, Amerika'yı, bu müstemlekeciliğin tehlikelerinden kendilerini korumağa hazır bir dost gözüyle görebilecek, bu hususta Amerika'ya, Rusya'dan bile daha çok güvenebileceklerdir.
Onun için, şimdi, Süveyş Bölgesine bir Birleşmiş Milletler Polis Kuvveti gönderilmekle sağlanacak sükûnet devresinden, Ortadoğu meselelerine devamlı hal çareleri bulabilmek için en kolaylıkla faydalanabilecek batılı devlet, Birleşik Amerika sayılır. Bu fırsattan faydalanmağa çalışırken Amerika'nın yukarıda belirttiğimiz iki yoldan birincisini, Arapların güven ve dostluğunu kazanmak için sabırla uğraşma yolunu, seçeceği şüphesizlir.
Amerika için bu yolda karşılacak en büyük engel, Arapların güven ve dostluğunu kazanma gayesiyle, Arap - İsrail uzlaşmazlığı İsrail'e zarar verdirmeksizin giderme gayesi arasındaki çatışmadır. Rusya için ikinci gaye bahis konusu değildir. Amerika ise iki gayeyi birarada gözetmeğe mecbur olduğu için daha güç durumdadır.
O bakımdan Amerika'nın Ortadoğu'da Rusya'dan çok daha ihtiyatlı davranması, ve Ortadoğu siyasetini bu iki gaye arasındaki çatışmanın doğurduğu ve doğuracağı kararsızlıktan bir an önce kurtarmak üzere, yeni baştan düzenlemesi gereklidir.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Amerika ve Orta Doğu,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/722 ulaşıldı.