Birleşmiş Milletler İçin Son Fırsat
Başlık:
Birleşmiş Milletler İçin Son Fırsat
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-11-05
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/33
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Birleşmiş Milletler için son fırsat
Şu günlerde Birleşmiş Milletler Teşkilâtı büyük bir sınavdan geçmektedir. Bu sınavda iyi not alabilirse yaşıyacak, alamazsa, herhalde, Milletler Cemiyeti gibi, insanlığın güvenini kaybetmiş bir kurum olarak sönüp gidecektir.
Kore'de barışı yeniden sağlamak için bir Birleşmiş Milletler ordusunun harekete geçirilebilmiş olması bu teşkilâta yersiz bir güvenç vermiştir. Kimse, Birleşmiş Milletleri Kore'deki fiilî müdahalesinin bir tesadüfe borçlu bulunulduğunu itirafa yanaşmamakta, sanki böyle bir müdahale her zaman, her yerde tekrarlanabilirmiş gibi, hemen herkes kendi kendini aldatmayı tercih etmektedir. Öyle olsaydı, işte meydan!.. Hem de bir değil, iki meydan: Biri Süveyşte, biri Macaristan'da.. İkisi de Birleşmiş Milletlerin müdahalesini bekliyor. Hem birinde «mütecaviz» ilân edilen, ötekinde tecavüze uğrayan taraf Birleşmiş Milletleri müdahaleye çağırıyor.
Fakat bu çağırılara Birleşmiş Milletlerin cevabı ne olmuş ve ne olacaktır: Lâf ve veto!..
Kore harbi çıktığında, Sovyetler Birliği tesadüfen Güvenlik Konseyi toplantılarını boykot etmiş bulunuyordu. Birleşmiş Milletler, o sırada bir oldu bitti yapıp fiilî müdahale kararı alabilmiş olmayı bu tesadüfe borçluydu. Fakat bundan böyle, veto hakkı olan üye devletlerden hiç birinin, Güvenlik Konseyini böyle elverişli tesadüflere mazhar kılması beklenemez.
Onun için, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının, geçmişteki Kore örneğiyle avunup kendi kendine güven vermeğe çalışması boşunadır.
Birleşmiş Milletler Andlaşmasının 43 üncü maddesi gereğince kurulması gerekli Birleşmiş Milletler İnzibat Kuvveti için başlıyan çalışmalar 1947 Nisanından beri sürüncemede kalmıştır.
Böyle bir kuvvet kurulmadıkça, Milletlerarası Adalet Mahkemesinin yargıları olsun, bu yargılara veya üye devletlerin doğrudan doğruya yapacağı müracaatlara göre Güvenlik Konseyinin vereceği kararlar olsun, kâğıt üstünde kalacaktır. Hele Güvenlik Konseyinde Büyük Devletlere tanınan veto hakkı kaldırılmadıkça, önemli meselelerde Güvenlik Konseyinin bir karar bile alabilmesi imkânsızdır.
Birleşmiş Milletler Teşkilâtı, gayelerine bağlı bir kurum olarak yaşıyabilmek, milletlerarası barışı koruyabilmek, ve yeryüzünde hakkın kuvvetle değil, daha adilâne ölçülerle tâyinini sağlıyabilmek için bu çıkmazdan biran önce kurtulmak zorundadır.
Biran önce diyoruz, çünkü, Birleşmiş Milletler Macaristan'da ve Süveyş'te görevini yerine getiremezse, birinde tecavüze uğrıyanın ötekinde tecavüz edenin çağrısına koşamazsa, kuruluşundan beri içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulma fırsatını belki bütün bütün kaçırmış olacaktır.
Bülent ECEVİT
Birleşmiş Milletler için son fırsat
Şu günlerde Birleşmiş Milletler Teşkilâtı büyük bir sınavdan geçmektedir. Bu sınavda iyi not alabilirse yaşıyacak, alamazsa, herhalde, Milletler Cemiyeti gibi, insanlığın güvenini kaybetmiş bir kurum olarak sönüp gidecektir.
Kore'de barışı yeniden sağlamak için bir Birleşmiş Milletler ordusunun harekete geçirilebilmiş olması bu teşkilâta yersiz bir güvenç vermiştir. Kimse, Birleşmiş Milletleri Kore'deki fiilî müdahalesinin bir tesadüfe borçlu bulunulduğunu itirafa yanaşmamakta, sanki böyle bir müdahale her zaman, her yerde tekrarlanabilirmiş gibi, hemen herkes kendi kendini aldatmayı tercih etmektedir. Öyle olsaydı, işte meydan!.. Hem de bir değil, iki meydan: Biri Süveyşte, biri Macaristan'da.. İkisi de Birleşmiş Milletlerin müdahalesini bekliyor. Hem birinde «mütecaviz» ilân edilen, ötekinde tecavüze uğrayan taraf Birleşmiş Milletleri müdahaleye çağırıyor.
Fakat bu çağırılara Birleşmiş Milletlerin cevabı ne olmuş ve ne olacaktır: Lâf ve veto!..
Kore harbi çıktığında, Sovyetler Birliği tesadüfen Güvenlik Konseyi toplantılarını boykot etmiş bulunuyordu. Birleşmiş Milletler, o sırada bir oldu bitti yapıp fiilî müdahale kararı alabilmiş olmayı bu tesadüfe borçluydu. Fakat bundan böyle, veto hakkı olan üye devletlerden hiç birinin, Güvenlik Konseyini böyle elverişli tesadüflere mazhar kılması beklenemez.
Onun için, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının, geçmişteki Kore örneğiyle avunup kendi kendine güven vermeğe çalışması boşunadır.
Birleşmiş Milletler Andlaşmasının 43 üncü maddesi gereğince kurulması gerekli Birleşmiş Milletler İnzibat Kuvveti için başlıyan çalışmalar 1947 Nisanından beri sürüncemede kalmıştır.
Böyle bir kuvvet kurulmadıkça, Milletlerarası Adalet Mahkemesinin yargıları olsun, bu yargılara veya üye devletlerin doğrudan doğruya yapacağı müracaatlara göre Güvenlik Konseyinin vereceği kararlar olsun, kâğıt üstünde kalacaktır. Hele Güvenlik Konseyinde Büyük Devletlere tanınan veto hakkı kaldırılmadıkça, önemli meselelerde Güvenlik Konseyinin bir karar bile alabilmesi imkânsızdır.
Birleşmiş Milletler Teşkilâtı, gayelerine bağlı bir kurum olarak yaşıyabilmek, milletlerarası barışı koruyabilmek, ve yeryüzünde hakkın kuvvetle değil, daha adilâne ölçülerle tâyinini sağlıyabilmek için bu çıkmazdan biran önce kurtulmak zorundadır.
Biran önce diyoruz, çünkü, Birleşmiş Milletler Macaristan'da ve Süveyş'te görevini yerine getiremezse, birinde tecavüze uğrıyanın ötekinde tecavüz edenin çağrısına koşamazsa, kuruluşundan beri içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulma fırsatını belki bütün bütün kaçırmış olacaktır.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Birleşmiş Milletler İçin Son Fırsat,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/715 ulaşıldı.