BBC'nin Kuruluşu
Başlık:
BBC'nin Kuruluşu
Kaynak:
Ulus, "İngiltere Notları" ss. 2, 5
Tarih:
1956-10-23
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/33
Metin:
İNGİLTERE notları
Bülent ECEVİT
B. B. C.'nin KURULUŞU
— 9 —
Dünkü yazımda, İngiltere'deki âmme korporasyonlarının (public corporation) bizdeki iktisadî devlet teşekküllerini andırdığını söylemiştim. Fakat bu benzerlik ancak görünüştedir. İngilizlerin âmme korporasyonları üzerindeki siyasal kontrol, bizim iktisadî devlet teşekküllerimizde olduğundan çok daha gevşektir; ancak asgarî bir âmme kontrolünü devam ettirmeğe yetecek kadardır. Hele B.B.C. de bu gevşeklik son haddini bulmuştur. İngiliz âmme korporasyonlarında, devlet dairelerinin, resmî kurumların bütün bağlayıcı, köstekleyici yönleri atılıp, yalnız halka karşı sorumluluk yükleyici yönü alınmış, ve özel teşebbüsün verimli çalışma, teşebbüs ruhu, siyasal baskıdan masunluk gibi üstünlükleriyle birleştirilmiştir.
1926 da İngiliz Radyosunun bir özel şirket halinden çıkarılıp âmme korporasyonu haline getirilmesi Parlamentoda görüşülürken, bütün partiler, korporasyonun hükümete ve Parlamentoya karşı fazla sorumsuz olacağı kaygısını değil, tersine, mümkün olduğu kadar bağımsız olması lüzumunu belirtmişlerdi.
Onun içindir ki B.B.C. ile Hükümet ve Parlamento arasında bağlantı kurma görevi, hemen hiç bir siyasal kuvveti olmayan, yalnız teknik işlerle ilgilenen, hattâ İngiliz Hükümet sisteminde kabineye bile dahil olmayan Posta Bakanlığına verilmiştir.
B.B.C. nin statüsünde bugüne kadar alıkonulan esaslar, 1925 de kurulan Crawford Komisyonunun raporunda belirtilmişti. Bu raporda, radyonun idarî ve siyasal bağımsızlığı hakkında şöyle deniliyordu:
«Korporasyon geniş ölçüde serbest bırakılmalı, ne genel siyaseti ne de programlarının tesbiti hususunda Posta Bakanının inceden inceye kontrol ve nezaretine bağlı bulunmamalıdır tabiî, bunun sonucu olarak da, Posta Bakanından radyo için sorumluluk kabul etmesi, veya Korporasyonun çalışmalarını parlamentoda savunması beklenilmemelidir.. İyice tesbit edilmiş sınırlar içinde radyo tamamile serbest olmalıdır»
Buradaki «iyice tesbit edilmiş sınırlar» sözü, hiç bir zaman radyonun serbestliğini sözde bırakacak tarzda yorumlanmamıştır. Tersine B.B.C. nin her bakımdan bağımsızlığı yıldan yıla artmıştır.
Posta Bakanının Parlamentoda B.B.C. için sorumluluk kabul edemiyeceği, B.B.C. yi savunamıyacağı belirtilmekle de, Parlamento ile BBC. arasındaki bağlantı bir şekilden ibaret bırakılmış, Parlamento fiilî bir kontrole niyetlense bile, böyle bir kontrole imkân verecek bir vasıta gösterilmemiştir.
B.B.C. ye tüzel kişiliğini veren Kralî İmtiyaz Beratı, Posta Bakanlığı ile bir mukavele imzalanıp bu Bakanlıktan bir ruhsatname alınmasını gerekli kılar. Bu ruhsatname ve mukavele birkaç yılda bir yenilenir.
Kralî Beratta gösterilen esaslara göre, B.B.C. nin Başkanı ve Başkan Yardımcısı, Başbakanın tavsiyesi üzerine Kral tarafından tâyin edilir. Yönetim Kurulu, Başkanla yardımcısından ve Gene Başbakanın tavsiye ve Kralın tâyin edeceği üyelerden mürekkeptir.
Dünkü yazımda, B.B.C. nin statüsünü benimsememekle her memleketin B.B.C. kadar demokratik bir radyoya kavuşmuş olamıyacağını, asıl meselenin, İngiliz zihniyetini benimseyebilmekte olduğunu söylemiştim. Buna bir delil, Yönetim Kurulunun kuruluş tarzıdır. Kurul üyeleri Başbakanın gösterdiği kimseler olacağına göre, radyonun başına tamamile iktidarı destekliyecek kimseler getirilmesine hiç bir hukukî engel yok demektir. B.B.C. nin siyasetini de Yönetim Kurulu tesbit edeceğine göre, bir Başbakan, kendi iktidarını destekliyecek kimseleri bu Kurula doldurmakla, radyonun bir iktidar sözcüsü haline gelmesini kolaylıkla sağlıyabilir. Fakat şimdiye kadar İngiltere'de böyle bir şey vaki olmamıştır. B.B.C. nin bağımsızlığının teminatı, statüsünde değil, İngiliz Başbakanlarının adilliğindedir; daha doğrusu İngiliz toplumunun, her Başbakanı, âmme işlerinde partizanlıktan uzak tutmayı bilmesindedir.
Ruhsat ve mukavelenin yenilenmesinden önce B.B.C. nin durumunu ve ihtiyaçlarını incelemek ve yapılması gerekli değişiklikler üzerinde Parlamentoya izahat vermek üzere bir komisyon kurulur. Bu komisyonun kuruluşu da hükümete bırakılmıştır. Onun için fiilen, bir hükümetin elinde, statüyü değiştirtip B.B.C. yi bir partizan radyo haline getirme imkânı da var demektir. Fakat şimdiye kadar bu komisyonların teşkilinde de, hiç bir İngiliz hükümetinin tarafsızlıktan ayrıldığı görülmemiştir. Meselâ son olarak 1950 de, İşçiler iktidardayken kurulan komisyonun başkanı (Lord Beveridge) Liberal'di. Parti temsilcileri olarak da komisyonda 2 İşçi Partisi, 2 Muhafazakâr Parti, 1 Liberal Parti üyesi vardı.
B.B.C. nin idarî işlerinden, işletilmesinden ve programlarından sorumlu Genel Direktörle bütün şube direktörlerini, hükümet değil, doğrudan doğruya Yönetim Kurulu tâyin eder. Bu hususta Posta Bakanlığına bile danışılmaz.
Radyo vergilerinin genel olarak yüzde 85 i B.B.C. ye bırakılır. Bu meblâğ tasarrufunda B.B.C. tamamile bağımsızdır. B.B.C. üzerindeki malî kontrol, hesapların posta Bakanınca tâyin edilen bir uzmana tetkik ettirilmesinden, ve, yıllık çalışma raporuyla birlikte, Posta Bakanı vasıtasiyle Parlamentoya verilmesinden ibarettir.
Bu münasebetle Parlamentoda B.B.C. ye dair cereyan edecek tartışmalar, ileri sürülecek tenkit ve düşünceler B.B.C. için bağlayıcı değildir. B.B.C. Yönetim Kurulu bunlarla ancak, istifade edebilmek için ilgilenir. Yönetim Kurulunun B.B.C. hakkında Parlamentoda ileri sürülen tenkit ve düşüncelere verdiği önem, meselâ Times gazetesinin okuyucu mektupları sütununda ileri sürülen tenkit ve düşüncelere verdiği önemden daha fazla değildir. İstediklerini benimser, istemediklerini hesaba bile katmaz. Hele hükümetin kendi başına B.B.C. ye, ne genel siyasetle ne de programlarla ilgili direktifler vermesi, hattâ teklif veya tavsiyelerde bulunması mevzuubahis değildir.
Fakat gene B.B.C. nin statüsünde, bu serbestliği ve bağımsızlığı bir anda ortadan kaldırabilecek bir hüküm de vardır. Bu hüküm gereğince, fevkalâde hallerde hükümet, B.B.C. istasyonlarından bazısına veya hepsine el koyabilir.
Yeteri kadar demokratik zihniyetli olmayan bir iktidar, bu hükümden faydalanarak, istediği zaman radyoyu kendi partizanca gayelerine alet edebilir. Fakat bazı memleketlerde, harbten yıllarca sonraki sulh ve sükûn devresi bile «fevkalâde hal» sayılmağa devam ettiği halde, İngiliz hükümeti, 6 yıl süren İkinci Dünya Harbini bile yeteri kadar «fevkalâde» bir «hal» saymamış olmalıdır ki bu 6 yıl içinde kendine tanınan yetkiyi bir defa olsun kullanmağa kalkışmamış, B.B.C. nin hiç bir istasyonuna el koymamıştır.
B.B.C. nin yayınlarındaki tarafsızlıktan bir başka yazı da bahsedeceğiz.
Bülent ECEVİT
B. B. C.'nin KURULUŞU
— 9 —
Dünkü yazımda, İngiltere'deki âmme korporasyonlarının (public corporation) bizdeki iktisadî devlet teşekküllerini andırdığını söylemiştim. Fakat bu benzerlik ancak görünüştedir. İngilizlerin âmme korporasyonları üzerindeki siyasal kontrol, bizim iktisadî devlet teşekküllerimizde olduğundan çok daha gevşektir; ancak asgarî bir âmme kontrolünü devam ettirmeğe yetecek kadardır. Hele B.B.C. de bu gevşeklik son haddini bulmuştur. İngiliz âmme korporasyonlarında, devlet dairelerinin, resmî kurumların bütün bağlayıcı, köstekleyici yönleri atılıp, yalnız halka karşı sorumluluk yükleyici yönü alınmış, ve özel teşebbüsün verimli çalışma, teşebbüs ruhu, siyasal baskıdan masunluk gibi üstünlükleriyle birleştirilmiştir.
1926 da İngiliz Radyosunun bir özel şirket halinden çıkarılıp âmme korporasyonu haline getirilmesi Parlamentoda görüşülürken, bütün partiler, korporasyonun hükümete ve Parlamentoya karşı fazla sorumsuz olacağı kaygısını değil, tersine, mümkün olduğu kadar bağımsız olması lüzumunu belirtmişlerdi.
Onun içindir ki B.B.C. ile Hükümet ve Parlamento arasında bağlantı kurma görevi, hemen hiç bir siyasal kuvveti olmayan, yalnız teknik işlerle ilgilenen, hattâ İngiliz Hükümet sisteminde kabineye bile dahil olmayan Posta Bakanlığına verilmiştir.
B.B.C. nin statüsünde bugüne kadar alıkonulan esaslar, 1925 de kurulan Crawford Komisyonunun raporunda belirtilmişti. Bu raporda, radyonun idarî ve siyasal bağımsızlığı hakkında şöyle deniliyordu:
«Korporasyon geniş ölçüde serbest bırakılmalı, ne genel siyaseti ne de programlarının tesbiti hususunda Posta Bakanının inceden inceye kontrol ve nezaretine bağlı bulunmamalıdır tabiî, bunun sonucu olarak da, Posta Bakanından radyo için sorumluluk kabul etmesi, veya Korporasyonun çalışmalarını parlamentoda savunması beklenilmemelidir.. İyice tesbit edilmiş sınırlar içinde radyo tamamile serbest olmalıdır»
Buradaki «iyice tesbit edilmiş sınırlar» sözü, hiç bir zaman radyonun serbestliğini sözde bırakacak tarzda yorumlanmamıştır. Tersine B.B.C. nin her bakımdan bağımsızlığı yıldan yıla artmıştır.
Posta Bakanının Parlamentoda B.B.C. için sorumluluk kabul edemiyeceği, B.B.C. yi savunamıyacağı belirtilmekle de, Parlamento ile BBC. arasındaki bağlantı bir şekilden ibaret bırakılmış, Parlamento fiilî bir kontrole niyetlense bile, böyle bir kontrole imkân verecek bir vasıta gösterilmemiştir.
B.B.C. ye tüzel kişiliğini veren Kralî İmtiyaz Beratı, Posta Bakanlığı ile bir mukavele imzalanıp bu Bakanlıktan bir ruhsatname alınmasını gerekli kılar. Bu ruhsatname ve mukavele birkaç yılda bir yenilenir.
Kralî Beratta gösterilen esaslara göre, B.B.C. nin Başkanı ve Başkan Yardımcısı, Başbakanın tavsiyesi üzerine Kral tarafından tâyin edilir. Yönetim Kurulu, Başkanla yardımcısından ve Gene Başbakanın tavsiye ve Kralın tâyin edeceği üyelerden mürekkeptir.
Dünkü yazımda, B.B.C. nin statüsünü benimsememekle her memleketin B.B.C. kadar demokratik bir radyoya kavuşmuş olamıyacağını, asıl meselenin, İngiliz zihniyetini benimseyebilmekte olduğunu söylemiştim. Buna bir delil, Yönetim Kurulunun kuruluş tarzıdır. Kurul üyeleri Başbakanın gösterdiği kimseler olacağına göre, radyonun başına tamamile iktidarı destekliyecek kimseler getirilmesine hiç bir hukukî engel yok demektir. B.B.C. nin siyasetini de Yönetim Kurulu tesbit edeceğine göre, bir Başbakan, kendi iktidarını destekliyecek kimseleri bu Kurula doldurmakla, radyonun bir iktidar sözcüsü haline gelmesini kolaylıkla sağlıyabilir. Fakat şimdiye kadar İngiltere'de böyle bir şey vaki olmamıştır. B.B.C. nin bağımsızlığının teminatı, statüsünde değil, İngiliz Başbakanlarının adilliğindedir; daha doğrusu İngiliz toplumunun, her Başbakanı, âmme işlerinde partizanlıktan uzak tutmayı bilmesindedir.
Ruhsat ve mukavelenin yenilenmesinden önce B.B.C. nin durumunu ve ihtiyaçlarını incelemek ve yapılması gerekli değişiklikler üzerinde Parlamentoya izahat vermek üzere bir komisyon kurulur. Bu komisyonun kuruluşu da hükümete bırakılmıştır. Onun için fiilen, bir hükümetin elinde, statüyü değiştirtip B.B.C. yi bir partizan radyo haline getirme imkânı da var demektir. Fakat şimdiye kadar bu komisyonların teşkilinde de, hiç bir İngiliz hükümetinin tarafsızlıktan ayrıldığı görülmemiştir. Meselâ son olarak 1950 de, İşçiler iktidardayken kurulan komisyonun başkanı (Lord Beveridge) Liberal'di. Parti temsilcileri olarak da komisyonda 2 İşçi Partisi, 2 Muhafazakâr Parti, 1 Liberal Parti üyesi vardı.
B.B.C. nin idarî işlerinden, işletilmesinden ve programlarından sorumlu Genel Direktörle bütün şube direktörlerini, hükümet değil, doğrudan doğruya Yönetim Kurulu tâyin eder. Bu hususta Posta Bakanlığına bile danışılmaz.
Radyo vergilerinin genel olarak yüzde 85 i B.B.C. ye bırakılır. Bu meblâğ tasarrufunda B.B.C. tamamile bağımsızdır. B.B.C. üzerindeki malî kontrol, hesapların posta Bakanınca tâyin edilen bir uzmana tetkik ettirilmesinden, ve, yıllık çalışma raporuyla birlikte, Posta Bakanı vasıtasiyle Parlamentoya verilmesinden ibarettir.
Bu münasebetle Parlamentoda B.B.C. ye dair cereyan edecek tartışmalar, ileri sürülecek tenkit ve düşünceler B.B.C. için bağlayıcı değildir. B.B.C. Yönetim Kurulu bunlarla ancak, istifade edebilmek için ilgilenir. Yönetim Kurulunun B.B.C. hakkında Parlamentoda ileri sürülen tenkit ve düşüncelere verdiği önem, meselâ Times gazetesinin okuyucu mektupları sütununda ileri sürülen tenkit ve düşüncelere verdiği önemden daha fazla değildir. İstediklerini benimser, istemediklerini hesaba bile katmaz. Hele hükümetin kendi başına B.B.C. ye, ne genel siyasetle ne de programlarla ilgili direktifler vermesi, hattâ teklif veya tavsiyelerde bulunması mevzuubahis değildir.
Fakat gene B.B.C. nin statüsünde, bu serbestliği ve bağımsızlığı bir anda ortadan kaldırabilecek bir hüküm de vardır. Bu hüküm gereğince, fevkalâde hallerde hükümet, B.B.C. istasyonlarından bazısına veya hepsine el koyabilir.
Yeteri kadar demokratik zihniyetli olmayan bir iktidar, bu hükümden faydalanarak, istediği zaman radyoyu kendi partizanca gayelerine alet edebilir. Fakat bazı memleketlerde, harbten yıllarca sonraki sulh ve sükûn devresi bile «fevkalâde hal» sayılmağa devam ettiği halde, İngiliz hükümeti, 6 yıl süren İkinci Dünya Harbini bile yeteri kadar «fevkalâde» bir «hal» saymamış olmalıdır ki bu 6 yıl içinde kendine tanınan yetkiyi bir defa olsun kullanmağa kalkışmamış, B.B.C. nin hiç bir istasyonuna el koymamıştır.
B.B.C. nin yayınlarındaki tarafsızlıktan bir başka yazı da bahsedeceğiz.
Koleksiyon
Alıntı
“BBC'nin Kuruluşu,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/697 ulaşıldı.