Bir "Misafir"in Ardından
Title:
Bir "Misafir"in Ardından
Source:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Date:
1956-10-15
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/33
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Bir "Misafir,, in ardından
«Bir kere misafire çıkmış adın, istesen istemesen gideceksin»
Cahit Sıtkı tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı, değerini kimsenin tartışmak istemediği bir şairdi. Ne kadar yakıştıramasak da, sanatçılar arasında kıskançlık olağan [...] Ama çağdaş Türk edebiyatının en ünlü şairlerinden olmasına rağmen, Tarancı'yı kıskanan, ona bu ünü çok gören, onu küçümsemeğe kalkışan bir yazar pek çıkmamıştır.
Türkiye'de bütün yazarlar onun şiirlerini beğenir, sever miydi? Sanmıyorum! Herkesin birden beğenip seveceği şiiri belki dünyada kimse yazmamıştır. Belki şiirlerini herkese birden beğendirip sevdirmek o kadar özenilecek bir şey de değildir. Elbette Tarancı'nın şiirlerinî fazla beğenip sevmiyenler de olmalıydı. Fakat şiir anlayışları Tarancı'nın şiir anlayışından en uzak görünenler bile, ona en çok yakınlık ve bağlılık duyanlar arasındaydılar.
Tarancı'yı şairler arasında bu mutlu duruma eriştiren, onun şairlik değer ve ününü tartışma-üstü kılan neydi?
Bir kere Tarancı'nın şairliği inkâr edilemezdi. Şiirini sevsin sevmesin, herkes onun şair olarak yaratılmış olduğunu bilirdi. Hayata on defa yeniden başlasa, bütün meyhanelerin kapısı ona kapansa, ister istemez gene şair olacağına inanmamak elden gelmezdi. Cahit Sıtkı Tarancı, şairden başka bir şey olarak düşünülemeyecek insandı.
Sonra Tarancı'nın iyiliği, tertemiz içliliği inkâr edilemezdi. Onu bir defa görmüş, onunla bir defa konuşmuş olmak, kayıtsız şartsız iyi insan olarak yaratıldığına inanmağa yeterdi. Bazan o kadar kötü gördüğümüz hayatta onun yüreğini katılaştırabilecek, onu iyilikten zorla da olsa kıl kadar ayırabilecek bir olay düşünülemezdi. Hayatın değil, Tarancı'nın lehine bir nottu bu. Ona karşı söz etmek kimsenin içinden gelemezdi.
Cahit Sıtkı Tarancı'yı tartışma-üstü kılan, bu yaradılışındaki değerlerden başka, biraz da şiirindeki tutumu olmalıydı.
Tarancı'nın şiiri nesiller-arası çatışmanın dışında kalıyordu. Bunu sağlayan, Türk şiirinin dışında değil, ta köklerinde olmasaydı. Onun şiiri, Türk şiirinin henüz değişmeyen temel taşları üstüne kurulu, Türk şiirinin Türklüğümüzden doğma değer ve zaaflarından örülüydü. Henüz memleketimizde, Türk şiirini, Cahit Sıtkı Tarancı'nın dayandığı temellerden koparıp, onun şiirindeki değer ve zaaf unsurlarından ayırabilecek kadar şiddetli bir nesil çatışması olamazdı.
Onun için, «eskiler» de «yeniler» de Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirlerinde kendilerini haklı çıkaracak bir taraf bulabiliyor, onun şiirlerine aynı ölçüde yakınlık duyabiliyorlardı.
Bu niteliğiyle Tarancı, nesiller arasında bir bağ kurmuş oluyordu.
Günümüzün şairleri arasında elbette gruplaşma ve ayrılıklar vardır. Fakat bütün bu ayrılıklara rağmen, gelecek nesillere Cumhuriyet devrinin ilk 30 yıllık şiiri bir bütün olarak görünebilecekse, bu bütünün düğüm noktası herhalde Tarancı'nın şiirleri olacaktır.
Bülent ECEVİT
Bir "Misafir,, in ardından
«Bir kere misafire çıkmış adın, istesen istemesen gideceksin»
Cahit Sıtkı tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı, değerini kimsenin tartışmak istemediği bir şairdi. Ne kadar yakıştıramasak da, sanatçılar arasında kıskançlık olağan [...] Ama çağdaş Türk edebiyatının en ünlü şairlerinden olmasına rağmen, Tarancı'yı kıskanan, ona bu ünü çok gören, onu küçümsemeğe kalkışan bir yazar pek çıkmamıştır.
Türkiye'de bütün yazarlar onun şiirlerini beğenir, sever miydi? Sanmıyorum! Herkesin birden beğenip seveceği şiiri belki dünyada kimse yazmamıştır. Belki şiirlerini herkese birden beğendirip sevdirmek o kadar özenilecek bir şey de değildir. Elbette Tarancı'nın şiirlerinî fazla beğenip sevmiyenler de olmalıydı. Fakat şiir anlayışları Tarancı'nın şiir anlayışından en uzak görünenler bile, ona en çok yakınlık ve bağlılık duyanlar arasındaydılar.
Tarancı'yı şairler arasında bu mutlu duruma eriştiren, onun şairlik değer ve ününü tartışma-üstü kılan neydi?
Bir kere Tarancı'nın şairliği inkâr edilemezdi. Şiirini sevsin sevmesin, herkes onun şair olarak yaratılmış olduğunu bilirdi. Hayata on defa yeniden başlasa, bütün meyhanelerin kapısı ona kapansa, ister istemez gene şair olacağına inanmamak elden gelmezdi. Cahit Sıtkı Tarancı, şairden başka bir şey olarak düşünülemeyecek insandı.
Sonra Tarancı'nın iyiliği, tertemiz içliliği inkâr edilemezdi. Onu bir defa görmüş, onunla bir defa konuşmuş olmak, kayıtsız şartsız iyi insan olarak yaratıldığına inanmağa yeterdi. Bazan o kadar kötü gördüğümüz hayatta onun yüreğini katılaştırabilecek, onu iyilikten zorla da olsa kıl kadar ayırabilecek bir olay düşünülemezdi. Hayatın değil, Tarancı'nın lehine bir nottu bu. Ona karşı söz etmek kimsenin içinden gelemezdi.
Cahit Sıtkı Tarancı'yı tartışma-üstü kılan, bu yaradılışındaki değerlerden başka, biraz da şiirindeki tutumu olmalıydı.
Tarancı'nın şiiri nesiller-arası çatışmanın dışında kalıyordu. Bunu sağlayan, Türk şiirinin dışında değil, ta köklerinde olmasaydı. Onun şiiri, Türk şiirinin henüz değişmeyen temel taşları üstüne kurulu, Türk şiirinin Türklüğümüzden doğma değer ve zaaflarından örülüydü. Henüz memleketimizde, Türk şiirini, Cahit Sıtkı Tarancı'nın dayandığı temellerden koparıp, onun şiirindeki değer ve zaaf unsurlarından ayırabilecek kadar şiddetli bir nesil çatışması olamazdı.
Onun için, «eskiler» de «yeniler» de Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirlerinde kendilerini haklı çıkaracak bir taraf bulabiliyor, onun şiirlerine aynı ölçüde yakınlık duyabiliyorlardı.
Bu niteliğiyle Tarancı, nesiller arasında bir bağ kurmuş oluyordu.
Günümüzün şairleri arasında elbette gruplaşma ve ayrılıklar vardır. Fakat bütün bu ayrılıklara rağmen, gelecek nesillere Cumhuriyet devrinin ilk 30 yıllık şiiri bir bütün olarak görünebilecekse, bu bütünün düğüm noktası herhalde Tarancı'nın şiirleri olacaktır.
Bülent ECEVİT
Collection
Citation
“Bir "Misafir"in Ardından,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed December 23, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/684.