"Hakiki Çehresi"
Title:
"Hakiki Çehresi"
Source:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Date:
1956-08-18
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/32
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
"Hakiki çehresi"
«Muhakkak olan bir şey varsa 32 kişinin sorgusuz sualsiz kurşuna dizilmesi hâdisesine adı karışanlar hakkında tahkikat açılması eski devrin hunharlıklarını kimlerin idare ettiğini açıkça ortaya koyacaktır.
«Böylece son zamanlarda hürriyet mücahidi geçinip hukuk devleti, demokrasi prensipleri, adlî istiklâl diye feryad edenlerin hakiki çehreleri bir kere daha ortaya çıkacaktır.»
Bunları, 13 yıl önce cereyan etmiş bir hâdise hakkında, İktidar Partisinin teşebbüsüyle Meclis tahkikatı açılmasına karar verildikten bir gün sonra İktidar sözcüsü gazete yazıyor.
Açılmasına karar verileli iki gün olmamış bir Meclis tahkikatının ne sonuç vereceğini şimdiden bu kadar kesin olarak ilân edebilmek, bugünkü iktidar çevrelerinde büyük marifet sayılsa gerektir. İktidar sözcüsü gazetedeki bu satırları okuyan vatandaşların Meclis tahkikatı hakkında nasıl bir kanaat edinmiş olacaklarını tahmin edebilmek için kâhin olmağa ihtiyaç yoktur.
Askerî mahkemede dâvası yıllar önce görülmüş ve sorumluları tesbit edilmiş bir hâdisenin şimdi yeniden ortaya çıkarılmasındaki gerekçe de pek ilgi çekicidir:
«... Son zamanlarda hürriyet mücahidi geçinip hukuk devleti, demokrasi prensipleri, adlî istiklâl diye feryad edenlerin hakikî çehreleri» ni «bir kere daha» ortaya çıkarmak!..
İktidar sözcüsü gazetenin ileri sürdüğü bu gerekçe, bu konuda söz alan D. P. hatiplerinin de açığa vurdukları duyguları pek veciz bir şekilde özetlemiş olmaktadır.
«Tahkikat» sonunda eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün dokunulmazlığının kaldırılacağı da şimdiden, bir D.P. milletvekili ve iktidar sözcüsü gazete tarafından ilân, ve böylece «tahkikat» ın hedefi tayin edilmiştir.
İktidar milletvekillerinin ve gazetesinin «tecelli» edeceğini bildirdikleri «adalet», işte böyle, hedefi şimdiden tayin ve nasıl tecelli edeceği şimdiden ilân edilen bir «adalet» tir.
İsmet İnönü'nün «hakikî çehresi» ni «bir kere daha» ortaya çıkarmak hevesi, şimdi, açılmasına karar verilen Meclis tahkikatı vesilesiyle kürsüye çıkıp Kürd isyanını savunan ve Kürd isyanına karşı girişilen harekâtı takbih eden Demokrat Partili milletvekili de dahil (1), Meclis'teki bütün iktidar çoğunluğunu harekete geçirmiştir.
Oysa İsmet İnönü'nün «hakikî çehre» si, bir yaz-boz tahtası olmayan tarih sayfalarında, çoktan kesinleşmiş hatlarıyla görülebilirdi.
İsmet İnönü'nün «hakikî çehre» si İnönü savaşlarında, Lozan Konferansında, memleketin tam bağımsızlığına ve Cumhuriyet idaresine kavuşturulmasında ortaya çıkmıştı. İsmet inönü'nün «hakikî çehre» si Türkiye'nin İkinci Dünya Harbi felâketinden kurtarılmasında, tek partili rejimden çok partili rejime geçirilmesinde, ve bir tek parti liderinin kendi rızasiyle iktidarı başkalarına devretmesinde de ortaya çıkmıştı.
Fakat şimdi Büyük Millet Meclisi kürsüsünde Kürt isyanına karşı harekâtı takbih eden milletvekili ve onun partili arkadaşları, bu kadarıyla yetinmeyerek, İsmet İnönü'nün «hakikî çehre» sini nedense bir kere ortaya çıkarmak hevesine kapılmışlardır.
Buna karşılık verdiği demeçte İnönü,
«6/7 Eylül hâdiselerinde vatandaşın müdafaa olunmadığından ve hâkimler teminatı ve vatandaşın temel hakları mevzuundaki daimî şikâyetlerimden infial ile bahsolunmaktadır,» diyor... «Hukuk devleti esasları ve hâkim teminatı mevzularında çalışmalarımız tabiî görülmelidir ve Büyük Mecliste her vesile ile söylediğim gibi vatandaş Anayasa içi bir idarede yaşamalıdır. Bu ve emsali temel meselelerde İsmet İnönü'yü vazifesini sebatla ifadan hiçbir misillemenin alıkoyamıyacağını hulûs ile temin etmek isterim.»
Şimdiye kadar milletine vermiş olduğu her teminata olduğu gibi bu son teminata da sadık kalacağından, kedisini «hakiki çehre» si ile bilenlerin şüphe edemiyecekleri İsmet İnönü, böylelikle, Büyük Millet Meclisinde Kürd isyanını savunan milletvekiliyle arkadaşlarına da «hakikî çehre» sini elbette «bir kere daha» gösterecektir.
Bülent ECEVİT
(1) Bakınız: Zafer gazetesi, 16 Ağustos 1956, sayfa 4, sütun 5, satır 12-21.
"Hakiki çehresi"
«Muhakkak olan bir şey varsa 32 kişinin sorgusuz sualsiz kurşuna dizilmesi hâdisesine adı karışanlar hakkında tahkikat açılması eski devrin hunharlıklarını kimlerin idare ettiğini açıkça ortaya koyacaktır.
«Böylece son zamanlarda hürriyet mücahidi geçinip hukuk devleti, demokrasi prensipleri, adlî istiklâl diye feryad edenlerin hakiki çehreleri bir kere daha ortaya çıkacaktır.»
Bunları, 13 yıl önce cereyan etmiş bir hâdise hakkında, İktidar Partisinin teşebbüsüyle Meclis tahkikatı açılmasına karar verildikten bir gün sonra İktidar sözcüsü gazete yazıyor.
Açılmasına karar verileli iki gün olmamış bir Meclis tahkikatının ne sonuç vereceğini şimdiden bu kadar kesin olarak ilân edebilmek, bugünkü iktidar çevrelerinde büyük marifet sayılsa gerektir. İktidar sözcüsü gazetedeki bu satırları okuyan vatandaşların Meclis tahkikatı hakkında nasıl bir kanaat edinmiş olacaklarını tahmin edebilmek için kâhin olmağa ihtiyaç yoktur.
Askerî mahkemede dâvası yıllar önce görülmüş ve sorumluları tesbit edilmiş bir hâdisenin şimdi yeniden ortaya çıkarılmasındaki gerekçe de pek ilgi çekicidir:
«... Son zamanlarda hürriyet mücahidi geçinip hukuk devleti, demokrasi prensipleri, adlî istiklâl diye feryad edenlerin hakikî çehreleri» ni «bir kere daha» ortaya çıkarmak!..
İktidar sözcüsü gazetenin ileri sürdüğü bu gerekçe, bu konuda söz alan D. P. hatiplerinin de açığa vurdukları duyguları pek veciz bir şekilde özetlemiş olmaktadır.
«Tahkikat» sonunda eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün dokunulmazlığının kaldırılacağı da şimdiden, bir D.P. milletvekili ve iktidar sözcüsü gazete tarafından ilân, ve böylece «tahkikat» ın hedefi tayin edilmiştir.
İktidar milletvekillerinin ve gazetesinin «tecelli» edeceğini bildirdikleri «adalet», işte böyle, hedefi şimdiden tayin ve nasıl tecelli edeceği şimdiden ilân edilen bir «adalet» tir.
İsmet İnönü'nün «hakikî çehresi» ni «bir kere daha» ortaya çıkarmak hevesi, şimdi, açılmasına karar verilen Meclis tahkikatı vesilesiyle kürsüye çıkıp Kürd isyanını savunan ve Kürd isyanına karşı girişilen harekâtı takbih eden Demokrat Partili milletvekili de dahil (1), Meclis'teki bütün iktidar çoğunluğunu harekete geçirmiştir.
Oysa İsmet İnönü'nün «hakikî çehre» si, bir yaz-boz tahtası olmayan tarih sayfalarında, çoktan kesinleşmiş hatlarıyla görülebilirdi.
İsmet İnönü'nün «hakikî çehre» si İnönü savaşlarında, Lozan Konferansında, memleketin tam bağımsızlığına ve Cumhuriyet idaresine kavuşturulmasında ortaya çıkmıştı. İsmet inönü'nün «hakikî çehre» si Türkiye'nin İkinci Dünya Harbi felâketinden kurtarılmasında, tek partili rejimden çok partili rejime geçirilmesinde, ve bir tek parti liderinin kendi rızasiyle iktidarı başkalarına devretmesinde de ortaya çıkmıştı.
Fakat şimdi Büyük Millet Meclisi kürsüsünde Kürt isyanına karşı harekâtı takbih eden milletvekili ve onun partili arkadaşları, bu kadarıyla yetinmeyerek, İsmet İnönü'nün «hakikî çehre» sini nedense bir kere ortaya çıkarmak hevesine kapılmışlardır.
Buna karşılık verdiği demeçte İnönü,
«6/7 Eylül hâdiselerinde vatandaşın müdafaa olunmadığından ve hâkimler teminatı ve vatandaşın temel hakları mevzuundaki daimî şikâyetlerimden infial ile bahsolunmaktadır,» diyor... «Hukuk devleti esasları ve hâkim teminatı mevzularında çalışmalarımız tabiî görülmelidir ve Büyük Mecliste her vesile ile söylediğim gibi vatandaş Anayasa içi bir idarede yaşamalıdır. Bu ve emsali temel meselelerde İsmet İnönü'yü vazifesini sebatla ifadan hiçbir misillemenin alıkoyamıyacağını hulûs ile temin etmek isterim.»
Şimdiye kadar milletine vermiş olduğu her teminata olduğu gibi bu son teminata da sadık kalacağından, kedisini «hakiki çehre» si ile bilenlerin şüphe edemiyecekleri İsmet İnönü, böylelikle, Büyük Millet Meclisinde Kürd isyanını savunan milletvekiliyle arkadaşlarına da «hakikî çehre» sini elbette «bir kere daha» gösterecektir.
Bülent ECEVİT
(1) Bakınız: Zafer gazetesi, 16 Ağustos 1956, sayfa 4, sütun 5, satır 12-21.
Collection
Citation
“"Hakiki Çehresi",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 25, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/670.