Batıdan Doğuya
Başlık:
Batıdan Doğuya
Kaynak:
Son Havadis, "Dünya Politikası"
Tarih:
1953-01-05
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
5/1/1953
Dünya Politikası
Batıdan Doğuya
Bülend ECEVİT
Atlantik Paktının çekirdeği, 1948’de İngiltere, Belçika, Fransa, Lüksemburğ ve Hollanda arasında imzalanmış olan Batı Birliği Anlaşması idi.
İlk kurulduğu sırada, Atlantik Paktı Teşkilâtının ağırlık merkezi Batı Avrupa’ya düşüyor, Batı savunması Elbe’de başlar sayılıyordu.
Fakat, böyle kabuğuna çekilmiş bir savunma sisteminin günden güne bütün dünyaya yayılan, kilitli kapıları bırakıp açık kalmış yerlere yönelen Sovyet siyaseti önünde tesirsizliği çok geçmeden anlaşıldı.
Bu anlayışla beraber de Pakt Teşkilâtının ağırlık merkezi, Batıdan Doğuya doğru kaymaya başladı.
Başlangıçta yan kanat olarak düşünülen Güney Avrupa Komutanlığı gitgide önem kazandı. Türkiye ile Yunanistan’ın Pakta alınmalarıyla, Savunma alanı Batı Akdenizden Doğu Akdenize doğru uzanmış, geçen yaz Güney Doğu Komutanlığının kurulmasıyla da ağırlık merkezi Balkanlara yaklaşmış oldu.
Bir zamanlar Güney Avrupa yan kanat sayılırken, şimdi, Güney Doğu Avrupa bile o durumdan çıkmakta, savunma sisteminin ağırlık merkezini kendine doğru çekmektedir. Yugoslavya’nın bu sistem içine alınmaya çalışılması, Güney Doğunun iyice pekiştirilmek istendiğini gösteriyor.
Atlantik Paktı Teşkilâtı ilk kurulduğu sıralar, startejik bakımdan Avrupa bir Sovyet cemberi içinde görünüyordu. Şimdi ise, Sovyetler Avrupa’da bir çember içine girmektedirler.
Böylece, Atlantik Paktı Teşkilâtı, eli kolu bağlı olarak saldırganlığı bekler durumdan cıkmış, Avrupa’da saldırğanlığın başlamasını önleyebilecek bir duruma gelmiş olmaktadır.
Batı savunma sisteminin ağırlık merkezi Batıdan Doğuya doğru kaydıkça, elbette, Güney kanadı da Doğuya doğru itilmektedir.
Netekim şimdi, Atlantik. Paktı Güney kanadının Orta Doğudan Pakistan’a doğru uzanması gerektiği söyleniyor.
Bir zamanlar Pakt Teşkilâtı için Atlas Okyanusu kıyılarından en ufak bir uzaklaşmayı kıskançlıkla sakınan Batılı devletler, bu gün, Hid Okyonusuna kadar uzanmaya istekli görünüyor, bu Teşkilâtla bağlantılı bir Orta Doğu savunma sistemi kurulması için çalışıyorlar.
Dün gece gelen bir Londra haberinden, Londra’da, Amerika ve İngiltere Dışişleri Bakanlığı temsilcileri arasında yapılmakta olan görüşmelerde, bu meselenin yeniden ele alındığı anlaşılmaktadır. Habere göre Türkiye, Pakistan’la İran’ın da Orta Doğu savunma sistemine alınmalarını ileri sürmüştür, ve Londra’daki Amerikan ve Ingiliz diplomatları bu tavsiye üzerinde de durmaktadırlar.
Ancak, Batıda başlayıp kısa zamanda Doğu Akdenize kadar yayılan savunma sisteminin, yayılma istidadı devam etmekle beraber, burada uzunca bir zaman duralayacağı beklenmelidir.
Orta Doğuda Atlantik Paktı Teşkilâtını tamamlayıcı bir savunma sistemi kurulması, Arap Devletlerindeki kaynaşmanın durulmasına, bu devletlerin, hiç olmazsa dış siyaset bakımından güvenilir bir duruma gelmelerine, Sovyet Rusya’ya kur yapmaktan vaz geçip İngiltere’ye, Ameriya’ya, Fransa’ya düşmanlıklarını sona erdirmelerine, İsrail’le anlaşmalarına bağlıdır.
Öbür taraftan, bütün bu şartların gerçekleşmesi de, Arapların göstereceği iyi niyetlıliğe ve sağ duyuya olduğu kadar, Batılı üç büyük devletin, Orta Doğu meselelerini, menfaat duyğularından sıyrılıp, olgun, idealist bir görüşle ele almalarına bağlanıyor.
İran’la Pakistan’ın bir “Orta Doğu” savunma sistemine alınabilmeleri içinse, İran’la İngiltere arasındaki petrol, ve Pakistan’la Hindistan arasında daki Keşmir meselelerinin çözülmesi gerekir.
Bu durumda ,Atlantik Paktı ile kurulan savunma sistemini Doğuya doğru daha çok uzatmanın ne kadar güç olduğu kolayca görülebilir.
Şimdilik Batılılar, Balkanlar da temeli atılmakta olan savunma kesimini sağlamlaştırmakla yetineceklerdir.
Dünya Politikası
Batıdan Doğuya
Bülend ECEVİT
Atlantik Paktının çekirdeği, 1948’de İngiltere, Belçika, Fransa, Lüksemburğ ve Hollanda arasında imzalanmış olan Batı Birliği Anlaşması idi.
İlk kurulduğu sırada, Atlantik Paktı Teşkilâtının ağırlık merkezi Batı Avrupa’ya düşüyor, Batı savunması Elbe’de başlar sayılıyordu.
Fakat, böyle kabuğuna çekilmiş bir savunma sisteminin günden güne bütün dünyaya yayılan, kilitli kapıları bırakıp açık kalmış yerlere yönelen Sovyet siyaseti önünde tesirsizliği çok geçmeden anlaşıldı.
Bu anlayışla beraber de Pakt Teşkilâtının ağırlık merkezi, Batıdan Doğuya doğru kaymaya başladı.
Başlangıçta yan kanat olarak düşünülen Güney Avrupa Komutanlığı gitgide önem kazandı. Türkiye ile Yunanistan’ın Pakta alınmalarıyla, Savunma alanı Batı Akdenizden Doğu Akdenize doğru uzanmış, geçen yaz Güney Doğu Komutanlığının kurulmasıyla da ağırlık merkezi Balkanlara yaklaşmış oldu.
Bir zamanlar Güney Avrupa yan kanat sayılırken, şimdi, Güney Doğu Avrupa bile o durumdan çıkmakta, savunma sisteminin ağırlık merkezini kendine doğru çekmektedir. Yugoslavya’nın bu sistem içine alınmaya çalışılması, Güney Doğunun iyice pekiştirilmek istendiğini gösteriyor.
Atlantik Paktı Teşkilâtı ilk kurulduğu sıralar, startejik bakımdan Avrupa bir Sovyet cemberi içinde görünüyordu. Şimdi ise, Sovyetler Avrupa’da bir çember içine girmektedirler.
Böylece, Atlantik Paktı Teşkilâtı, eli kolu bağlı olarak saldırganlığı bekler durumdan cıkmış, Avrupa’da saldırğanlığın başlamasını önleyebilecek bir duruma gelmiş olmaktadır.
Batı savunma sisteminin ağırlık merkezi Batıdan Doğuya doğru kaydıkça, elbette, Güney kanadı da Doğuya doğru itilmektedir.
Netekim şimdi, Atlantik. Paktı Güney kanadının Orta Doğudan Pakistan’a doğru uzanması gerektiği söyleniyor.
Bir zamanlar Pakt Teşkilâtı için Atlas Okyanusu kıyılarından en ufak bir uzaklaşmayı kıskançlıkla sakınan Batılı devletler, bu gün, Hid Okyonusuna kadar uzanmaya istekli görünüyor, bu Teşkilâtla bağlantılı bir Orta Doğu savunma sistemi kurulması için çalışıyorlar.
Dün gece gelen bir Londra haberinden, Londra’da, Amerika ve İngiltere Dışişleri Bakanlığı temsilcileri arasında yapılmakta olan görüşmelerde, bu meselenin yeniden ele alındığı anlaşılmaktadır. Habere göre Türkiye, Pakistan’la İran’ın da Orta Doğu savunma sistemine alınmalarını ileri sürmüştür, ve Londra’daki Amerikan ve Ingiliz diplomatları bu tavsiye üzerinde de durmaktadırlar.
Ancak, Batıda başlayıp kısa zamanda Doğu Akdenize kadar yayılan savunma sisteminin, yayılma istidadı devam etmekle beraber, burada uzunca bir zaman duralayacağı beklenmelidir.
Orta Doğuda Atlantik Paktı Teşkilâtını tamamlayıcı bir savunma sistemi kurulması, Arap Devletlerindeki kaynaşmanın durulmasına, bu devletlerin, hiç olmazsa dış siyaset bakımından güvenilir bir duruma gelmelerine, Sovyet Rusya’ya kur yapmaktan vaz geçip İngiltere’ye, Ameriya’ya, Fransa’ya düşmanlıklarını sona erdirmelerine, İsrail’le anlaşmalarına bağlıdır.
Öbür taraftan, bütün bu şartların gerçekleşmesi de, Arapların göstereceği iyi niyetlıliğe ve sağ duyuya olduğu kadar, Batılı üç büyük devletin, Orta Doğu meselelerini, menfaat duyğularından sıyrılıp, olgun, idealist bir görüşle ele almalarına bağlanıyor.
İran’la Pakistan’ın bir “Orta Doğu” savunma sistemine alınabilmeleri içinse, İran’la İngiltere arasındaki petrol, ve Pakistan’la Hindistan arasında daki Keşmir meselelerinin çözülmesi gerekir.
Bu durumda ,Atlantik Paktı ile kurulan savunma sistemini Doğuya doğru daha çok uzatmanın ne kadar güç olduğu kolayca görülebilir.
Şimdilik Batılılar, Balkanlar da temeli atılmakta olan savunma kesimini sağlamlaştırmakla yetineceklerdir.
Koleksiyon
Alıntı
“Batıdan Doğuya,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/67 ulaşıldı.