Adenauer'in Mektubu
Başlık:
Adenauer'in Mektubu
Kaynak:
Son Havadis, "Dünya Politikası"
Tarih:
1953-01-04
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
4/1/1953
Dünya Politikası
ADENAUER'İN MEKTUBU
Bülend ECEVİT
Dünkü yazımızda, Avrupa ve Uzak Doğu meseleleri arasındaki bağlantı üzerinde dururken, Batı Almanya’nın Avrupa savunmasına katılmasına bile belki en büyük engelin Uzak Doğu meseleleri olduğunu, çünkü Fransa’nın, Uzak Doğudaki cephesini beslemek zorunda oldukça Avrupa’da zayıf kaldığını, Avrupa’da zayıf kaldıkça da Almanya’nın kuvvetlenmesinden çekindiğini belirtmiştik.
Dün gece gelen bir Ajans haberi, Batı Almanya Başbakanı Adenauer’in de Uzak Doğu yüzünden ne kadar kaygılandığını göstermektedir.
Bu habere göre, Dr. Konrad Adenauer, Almanya’daki eski Amerikan Komiseri John J. McCloy’a yolladığı bir mektupta, Amerika’nın dikkatini Avrupa’dan uzaklaştırıp Uzak Doğuda teksif etirmemesi için Eisenhower’i iknaya çalışmasını rica etmiştir. Amerika’ya böyle bir mektup gönderilmiş olduğu, Bonn’da, Batı Almanya’nın başkentinde doğrulanmıştır. Onun için, İngiliz Başbakanı Churchill, yakında iş başına geçecek Birleşik Amerika Başkanı General Eisenhower’le görüşmek üzere Amerika’ya varacağı bir sırada, Adenauer’in, bu mektupta belirtilen kaygıyı Batı Dünyası efkârına açıklamakta fayda gördüğü düşünülebilir.
Netekim, gene dün gece gelen bir Ajans haberinde, Churchill’in Eisenhower’le bilhassa Uzak Doğu meselelerini, yeni Amerikan İdaresinin bu bölgede güdeceği siyaseti görüşmek istediği belirtilmektedir.
Bilindiği üzere, Eisenhower, az çok General McArthur’un istemiş olduğu tarzda bir Uzak Doğu siyaseti gütmeyi düşünmektedir. Ana hatlarıyla bu sivaset, Kore’ye, Formoza’ya ve belki Hindiçini’ye yapılan yardımları çoğaltmak, Formoza’daki milliyetçileri daha aktif bir duruma getirerek kıt’a üzerinde faaliyete gecirmek, ve böylece, Uzak Doğuda uzayıp giden kararsız duruma bir an önce son vermek, burada Amerika lehine bir istikrar sağlamaktır. Ancak, bu “bir an önce”nin ne kadar süreceği, arkasında hiç bir şey olmasa da bitip tükenmez bir insan kaynağı bulunan Komünist Çin’in göstereceği tepkiye ve dayanma gücüne, ve Rusya’nın bu günkü kadar pasif ve perde arkasında kalıp kalmayacağına bağlıdır.
Komünistlerin Uzak Doğuda kargaşalıklar çıkarmaktan başlıca gayeleri, Amerika, İngiltere ve Fransa’yı bu bölgede oyalamak, bu üç devletin dikkat ve kuvvetlerini buraya çekerek onları Batı Avrupa’da zayıf bırakmak, olabilir. Eğer akla çok yakın görünen bu gaye gerçekten varitse, o zaman, Eisenhower’in gütmesi beklenen yeni Uzak Doğu siyasetinin Amerikan maksatlarına mı yoksa Komünist gayelerine mi daha iyi hizmet edeceği, Demirperdenin bu yanında kolay kolay kestirilemez. Bunu kestirebilmek için, önce, Sovyetlerin Avrupa hakkındaki plânlarını bilmemiz gerekir. Eğer Sovyetler. üç büyük Batı devletini iyiden iyiye Uzak Doğuya çekerek Batı Avrupa’yı kolayca ellerine düşecek bir hâle getirmek istiyorlarsa, bu üç büvük devleti, Avrupa o hâle gelinceye kadar Uzak Doğuda oyalamaya calışabilirler.
O zaman. Avrupa’nın belki de ilk kurbanı Batı Almanya olacaktır. Henüz milletlerarası durumu bile kesin olarak bilinemeyen bu devlet, ordusuzdur. Bir ordu kurabilmesi, Fransa’nın gönlünün olmasına bağlıdır. Oysaki, Hindiçini’den kendi kuvvetlerini cekmeden. Amerika’nın Avrupa’ya bağlılığı garantilenmeden Fransa’nın kolay kolay gönlü olacağa benzememektedir.
Uzak Doğudaki harp ateşlerinin yayılıp birleşmesi ise, Amerika’yı olduğu kadar Fransa’yı da, Avrupa'dan çok Uzak Doğuya bağlayacaktır... Çünkü, böyle bir Uzak Doğu harbinde belki de en stratejik nokta, önemini geçen Dünya Harbinde belli etmiş olan Hindiçini olacaktır.
Eğer Sovyetler için gaye, Batılıları Doğuda oyalamaksa, bu oyalama bölgesinin az kuvvete ihtiyaç gösterir küçük bir bölge olarak kalması, herhâlde Batı savunmasının lehinedir.
Daha bağımsızlığını bile tam kazanamamış bir Avrupa devleti olan ve Uzak Doğu ile doğrudan doğruya hiç bir alış verişi olmayan Batı Almanya Başbakanı Herr Adenauer’in, tutup ta Uzak Doğu konusunda Amerika’ya mektup yazması, yeni Amerika Birleşik Devletleri Başkanını Uzak Doğu hakkındaki görüşlerinden vaz geçirmeye çalışması, işte bunun içindir ki yersiz sayılamaz.
Dünya Politikası
ADENAUER'İN MEKTUBU
Bülend ECEVİT
Dünkü yazımızda, Avrupa ve Uzak Doğu meseleleri arasındaki bağlantı üzerinde dururken, Batı Almanya’nın Avrupa savunmasına katılmasına bile belki en büyük engelin Uzak Doğu meseleleri olduğunu, çünkü Fransa’nın, Uzak Doğudaki cephesini beslemek zorunda oldukça Avrupa’da zayıf kaldığını, Avrupa’da zayıf kaldıkça da Almanya’nın kuvvetlenmesinden çekindiğini belirtmiştik.
Dün gece gelen bir Ajans haberi, Batı Almanya Başbakanı Adenauer’in de Uzak Doğu yüzünden ne kadar kaygılandığını göstermektedir.
Bu habere göre, Dr. Konrad Adenauer, Almanya’daki eski Amerikan Komiseri John J. McCloy’a yolladığı bir mektupta, Amerika’nın dikkatini Avrupa’dan uzaklaştırıp Uzak Doğuda teksif etirmemesi için Eisenhower’i iknaya çalışmasını rica etmiştir. Amerika’ya böyle bir mektup gönderilmiş olduğu, Bonn’da, Batı Almanya’nın başkentinde doğrulanmıştır. Onun için, İngiliz Başbakanı Churchill, yakında iş başına geçecek Birleşik Amerika Başkanı General Eisenhower’le görüşmek üzere Amerika’ya varacağı bir sırada, Adenauer’in, bu mektupta belirtilen kaygıyı Batı Dünyası efkârına açıklamakta fayda gördüğü düşünülebilir.
Netekim, gene dün gece gelen bir Ajans haberinde, Churchill’in Eisenhower’le bilhassa Uzak Doğu meselelerini, yeni Amerikan İdaresinin bu bölgede güdeceği siyaseti görüşmek istediği belirtilmektedir.
Bilindiği üzere, Eisenhower, az çok General McArthur’un istemiş olduğu tarzda bir Uzak Doğu siyaseti gütmeyi düşünmektedir. Ana hatlarıyla bu sivaset, Kore’ye, Formoza’ya ve belki Hindiçini’ye yapılan yardımları çoğaltmak, Formoza’daki milliyetçileri daha aktif bir duruma getirerek kıt’a üzerinde faaliyete gecirmek, ve böylece, Uzak Doğuda uzayıp giden kararsız duruma bir an önce son vermek, burada Amerika lehine bir istikrar sağlamaktır. Ancak, bu “bir an önce”nin ne kadar süreceği, arkasında hiç bir şey olmasa da bitip tükenmez bir insan kaynağı bulunan Komünist Çin’in göstereceği tepkiye ve dayanma gücüne, ve Rusya’nın bu günkü kadar pasif ve perde arkasında kalıp kalmayacağına bağlıdır.
Komünistlerin Uzak Doğuda kargaşalıklar çıkarmaktan başlıca gayeleri, Amerika, İngiltere ve Fransa’yı bu bölgede oyalamak, bu üç devletin dikkat ve kuvvetlerini buraya çekerek onları Batı Avrupa’da zayıf bırakmak, olabilir. Eğer akla çok yakın görünen bu gaye gerçekten varitse, o zaman, Eisenhower’in gütmesi beklenen yeni Uzak Doğu siyasetinin Amerikan maksatlarına mı yoksa Komünist gayelerine mi daha iyi hizmet edeceği, Demirperdenin bu yanında kolay kolay kestirilemez. Bunu kestirebilmek için, önce, Sovyetlerin Avrupa hakkındaki plânlarını bilmemiz gerekir. Eğer Sovyetler. üç büyük Batı devletini iyiden iyiye Uzak Doğuya çekerek Batı Avrupa’yı kolayca ellerine düşecek bir hâle getirmek istiyorlarsa, bu üç büvük devleti, Avrupa o hâle gelinceye kadar Uzak Doğuda oyalamaya calışabilirler.
O zaman. Avrupa’nın belki de ilk kurbanı Batı Almanya olacaktır. Henüz milletlerarası durumu bile kesin olarak bilinemeyen bu devlet, ordusuzdur. Bir ordu kurabilmesi, Fransa’nın gönlünün olmasına bağlıdır. Oysaki, Hindiçini’den kendi kuvvetlerini cekmeden. Amerika’nın Avrupa’ya bağlılığı garantilenmeden Fransa’nın kolay kolay gönlü olacağa benzememektedir.
Uzak Doğudaki harp ateşlerinin yayılıp birleşmesi ise, Amerika’yı olduğu kadar Fransa’yı da, Avrupa'dan çok Uzak Doğuya bağlayacaktır... Çünkü, böyle bir Uzak Doğu harbinde belki de en stratejik nokta, önemini geçen Dünya Harbinde belli etmiş olan Hindiçini olacaktır.
Eğer Sovyetler için gaye, Batılıları Doğuda oyalamaksa, bu oyalama bölgesinin az kuvvete ihtiyaç gösterir küçük bir bölge olarak kalması, herhâlde Batı savunmasının lehinedir.
Daha bağımsızlığını bile tam kazanamamış bir Avrupa devleti olan ve Uzak Doğu ile doğrudan doğruya hiç bir alış verişi olmayan Batı Almanya Başbakanı Herr Adenauer’in, tutup ta Uzak Doğu konusunda Amerika’ya mektup yazması, yeni Amerika Birleşik Devletleri Başkanını Uzak Doğu hakkındaki görüşlerinden vaz geçirmeye çalışması, işte bunun içindir ki yersiz sayılamaz.
Koleksiyon
Alıntı
“Adenauer'in Mektubu,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/66 ulaşıldı.