NATO'nun Düştüğü Çıkmaz

Başlık: 
NATO'nun Düştüğü Çıkmaz 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında" s. 3 
Tarih: 
1956-08-11 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/32 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA

NATO'nun düştüğü çıkmaz

Kuzey Atlantik Paktı Teşkilâtını Sovyetler Birliğinin «barış taarruzu» ile ortaya çıkan yeni dünya durumu karşısında gerektiği gibi cihazlandırabilmek için tedbirler alınması düşünülüyor. Atlantik Konseyinin Paris'teki son toplantısında tedbirlerin neler olabileceği kararlaştırılmamışsada bu yolda hazırlığa girişilmiştir. Kanada, İtalya, Norveç Dışişleri Bakanlarının katıldığı bir komite kurularak, askerlik alanı dışındaki işbirliğinin geliştirilmesi için Atlantik Konseyine tavsiyelerde bulunmakla görevlendirilmiştir. Komitenin, bu tavsiyeleri, üye devletler hükümetleriyle yapacağı temasların sonuçlarına göre hazırlıyacağı anlaşılmaktadır.

Bu Komitede Kanada Dışişleri Bakanı Mr. Pearson'un bulunması ümit vericidir. Çünkü Mr. Pearson, öteden beri, NATO'nun sadece bir askerî pakt olarak kalıp kısırlaşmasına karşı mücadele etmiştir. Mr. Pearson'un bu yoldaki mücadelesi, Kanada'nın daha NATO kurulmadan savunmağa başladığı düşüncelere de uygundur. Nitekim, NATO'nun kuruluş hazırlıkları yapıldığı sırada, Kanada Başbakanı Mr. St. Laurent, NATO'nun «menfî» değil «müsbet» bir değer taşıması, askeri gayelerle yetinmeyip, dünyada yeni bir düzen kurulması için de çalışması lüzumunu belirterek şöyle demişti:

«Bu birlik, Komünizme karşı dinamik bir karşı - çekim yaratacak, ve bu, Komünist dünyasının totaliter ve reaksiyoner toplum düzenine karşı, hür, müreffeh ve ilerici bir toplum düzeninin dinamik çekimi olacaktır.»

Bu görüşe uygun olarak, Andlaşma metninde, üye memleketler halkının «demokrasi, kişi hürriyeti ve kanun hükmü ilkelerine dayanan hürriyet, müşterek miras ve medeniyetini koruma» azmi belirtilmiş, Andlaşmanın ikinci maddesinde de şöyle denilmişti:

«Taraflar, hür kurumlarını kuvvetlendirmek, bu kurumların dayandığı ilkeler üzerinde daha iyi bir anlaşma sağlamak, ve istikrar ve refah sağlayıcı şartları geliştirmek yoluyla, barışçı ve dostane milletlerarası münasebetlerin daha çok gelişmesine hizmet edeceklerdir. Milletlerarası ekonomik siyasetleri arasındaki çatışmaları gidermeğe çalışacak ve aralarında ekonomik iş birliğini destekliyeceklerdir.»

Ancak, Pakt metninde belirtilen bu idealler şimdiye kadar ihmal edilmiştir. Mr. Pearson'un üye bulunduğu yeni komitenin de çalışmasına hâkim olacağından emin bulunduğumuz bütün iyiniyetliliğe ve idealizme rağmen, sırf üye memleketler hükümetlerinin görüşlerine dayanacak tavsiyeleriyle, bu ihmalciliği sona erdirebileceğine inanabilmek güçtür. Çünkü, Pakt metnindeki ideallerin bugüne kadar ihmal edilebilmesine başlıca sebep, üye memleketler hükümetlerinden bazısının, hükümranlık haklarından, bu idealleri gerçekleştirebilmek için gerektiği ölçüde tavizler vermeğe hazır olmayışlarıdır.

Oysa, bu tavizler verilip, Andlaşmanın giriş kısmında ve ikinci maddesinde belirtilen gayelere doğru müsbet adımlar atılmadıkça, NATO, Sovyetlerin yeni «barış taarruzu» karşısında düşer göründüğü çıkmazdan kurtulamıyacak, tersine, bu çıkmazda, etki gücünü her gün biraz daha yitirecektir.

«Komünist dünyasının totaliter ve reaksiyoner toplum düzenine karşı, hür, müreffeh ve ilerici bir toplum düzeninin dinamik çekimi» ni yaratmak için vakit çoktan gelmiş de geçmektedir. Pakt üyesi memleketlerin «demokrasi, kişi hürriyeti ve kanun hükmü ilkelerine dayanan hürriyet, müşterek miras ve medeniyetini koruma» ve «hür kurumlarını kuvvetlendirip bu kurumların dayandığı ilkeler üzerinde daha iyi bir anlaşma sağlama» kararları kâğıt üzerinde edebî sözler olarak kaldıkça, NATO, Kanada Başbakanının özlediği «dinamik karşı » çekim» i yaratamıyacak, demirperde gerisindeki hayat düzenine hakim olan ilkeler karşısında hayal kırıklığına uğrayan veya kaygıya düşen insanlar aradıkları umut ışığını NATO'da göremiyeceklerdir.

Bu çıkmazdan kurtulabilmek için NATO, hiçbir üye memleketin, üyeliği NATO için stratejik bir zaruret olarak görülen bir memleketin bile, «demokrasi, kişi hürriyeti ve kanun hükmü ilkelerine dayanan» bir toplum düzenine hâkim olması gerekli tutumdan en küçük bir inhirafta bulunamıyacağı bir topluluk hâline getirilmelidir. Kuzey Atlantik Topluluğu içinde, bu ilkelerin, her üye memleketteki toplum düzenine hâkimiyetini teminat altına alacak bir sistem kurulabilmeli, bazı üye devletlerin, bu ilkelerden herhangi birini zedeleyen, «demokrasi, kişi hürriyeti ve kanun hükmü» ilkeleriyle çatışan kanunlar çıkarmalarını, ve insan haklarına, bu ilkelerle uzlaşamıyacak tecavüzlerde bulunmalarını önleyici tedbirler alınabilmelidir.

Atlantik Konseyine tavsiyelerde bulunacak Komite, bu tedbirlerin neler olabileceğini, böyle tedbirlere hangi memleketlerde ne derece ihtiyaç duyulduğunu, sırf üye memleketlerin hükümetleriyle temas ederek tayine çalışırsa, kendi kendini aldatmış olacaktır. Komite, her üye memlekette, demokratik hak ve hürriyetlerini ,veya bu hak ve hürriyetlerinin teminatını yetersiz bulmalarına ihtimal verilebilecek vatandaş zümreleriyle de serbestçe, her türlü resmi protokol dışında, temas edebilmeli, ve hazırlıyacağı raporda, böyle zümrelerin kaygı, şikâyet ve isteklerine en geniş yeri vermelidir.

Bundan kaçınıldıkça, NATO'yu düştüğü çıkmazdan kurtarabilmek için gerekli müsbet adımın atılmasına imkân bulunamıyacaktır.

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1956.08.11.jpg
1956.08.11_B.jpg
1956.08.11_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“NATO'nun Düştüğü Çıkmaz,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 27 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/666 ulaşıldı.