Seyircisiz Oyun
Başlık:
Seyircisiz Oyun
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-07-29
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/32
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Seyircisiz oyun
Bugün Türkiye'de büyük vatandaş çoğunluluğunun siyasal gelişmeler karşısındaki davranışı, tiyatro seyircilerinin sahnede oynanan heyecanlı bir dram karşısındaki davranışını andırıyor.
Nasıl bir tiyatro sahnesinde oynamak yalnız aktörlerin işi ise, ve nasıl bir tiyatroda seyircilerin, aktörleri seyretmekten, zaman zaman alkış tutup zaman zaman acınmaktan başka rolü yoksa, memleketimizde siyaset te sanki yalnız siyaset adamlarının işidir; sanki vatandaşlara, siyaset sahnesinde olup bitenleri seyredip zaman zaman sevinmek, zaman zaman da acınmaktan, perde aralarında salona çıkıp sigara içerek oynanan sehnelere dair görüşlerini fısıldaşmaktan, «falanca aktör iyi oynuyor, filânca kötü oynuyor» diye tartışmaktan başka iş düşmemekte; kimi de, piyesten bir şey anlamayıp uyuklayan seyirciler gibi, sanki bir an önce oyunun sona erip, sahnedeki gürültünün dinmesini beklemektedir.
Nasıl aktör olmayan bir seyirci sahneye çıkmayı düşünmezse, politikacı olmayan vatandaş da siyaset sahnesinde rol oynamayı aklından geçirmemektedir. Fakat demokraside siyaset, yalnız politikacıların değil, işi, mesleği ne olursa olsun, her vatandaşın rolü bulunan bir faaliyettir.
«Ben aktör değilim, sahneye çıkıp da oyuna karışamam» diyen bir seyirci gibi, «ben politikacı değilim, politikaya karışamam» diyen vatandaş, demokrasinin halk hâkimiyeti olduğunu anlıyamamış demektir.
Çoğunluğun bu davranışı devam ettikçe siyaset halka mal olamıyacak, siyaset halka mal olmadıkça da halk hâkimiyeti olan demokrasi memleketimizde tam olarak yerleşemiyecektir.
10 yıllık bir damokrasi denemesine rağmen, memleketimiz de, büyük vatandaş çoğunluğu, siyasete seyirci kalma alışkanlığını hâlâ üstünden atamamıştır. Nasıl bir tiyarto seyircisi sahnedeki piyesin acıklı bir şekilde sona ermesini önliyemezse, vatandaş çoğunluğu da, bir tiyatro seyircisinin pasif merakı ile, karanlıkta kollarını kavuşturmuş, denemenin sonunu beklemektedir; hem öyle bir karanlıktaki yüzlerin ne zaman buruştuğu, ne zaman güldüğü bile pek belli olmamaktadır.
Oysa, demokrasi denemesinin başarıya ulaşabilmesi, siyaset sahnesindeki gelişmelerin mutlu bir sona erişebilmesi, vatandaşların bu seyircilik kompleksinden bir an önce kurtulup sahneye çıkmalarına, işleri güçleri ne olursa olsun, siyasete bilfiil katılmalarına bağlıdır.
Çünkü demokraside siyasetin seyircileri yoktur, yalnız oyuncuları vardır, ve bu oyuncular bütün vatandaşlardır.
Bülent ECEVİT
Seyircisiz oyun
Bugün Türkiye'de büyük vatandaş çoğunluluğunun siyasal gelişmeler karşısındaki davranışı, tiyatro seyircilerinin sahnede oynanan heyecanlı bir dram karşısındaki davranışını andırıyor.
Nasıl bir tiyatro sahnesinde oynamak yalnız aktörlerin işi ise, ve nasıl bir tiyatroda seyircilerin, aktörleri seyretmekten, zaman zaman alkış tutup zaman zaman acınmaktan başka rolü yoksa, memleketimizde siyaset te sanki yalnız siyaset adamlarının işidir; sanki vatandaşlara, siyaset sahnesinde olup bitenleri seyredip zaman zaman sevinmek, zaman zaman da acınmaktan, perde aralarında salona çıkıp sigara içerek oynanan sehnelere dair görüşlerini fısıldaşmaktan, «falanca aktör iyi oynuyor, filânca kötü oynuyor» diye tartışmaktan başka iş düşmemekte; kimi de, piyesten bir şey anlamayıp uyuklayan seyirciler gibi, sanki bir an önce oyunun sona erip, sahnedeki gürültünün dinmesini beklemektedir.
Nasıl aktör olmayan bir seyirci sahneye çıkmayı düşünmezse, politikacı olmayan vatandaş da siyaset sahnesinde rol oynamayı aklından geçirmemektedir. Fakat demokraside siyaset, yalnız politikacıların değil, işi, mesleği ne olursa olsun, her vatandaşın rolü bulunan bir faaliyettir.
«Ben aktör değilim, sahneye çıkıp da oyuna karışamam» diyen bir seyirci gibi, «ben politikacı değilim, politikaya karışamam» diyen vatandaş, demokrasinin halk hâkimiyeti olduğunu anlıyamamış demektir.
Çoğunluğun bu davranışı devam ettikçe siyaset halka mal olamıyacak, siyaset halka mal olmadıkça da halk hâkimiyeti olan demokrasi memleketimizde tam olarak yerleşemiyecektir.
10 yıllık bir damokrasi denemesine rağmen, memleketimiz de, büyük vatandaş çoğunluğu, siyasete seyirci kalma alışkanlığını hâlâ üstünden atamamıştır. Nasıl bir tiyarto seyircisi sahnedeki piyesin acıklı bir şekilde sona ermesini önliyemezse, vatandaş çoğunluğu da, bir tiyatro seyircisinin pasif merakı ile, karanlıkta kollarını kavuşturmuş, denemenin sonunu beklemektedir; hem öyle bir karanlıktaki yüzlerin ne zaman buruştuğu, ne zaman güldüğü bile pek belli olmamaktadır.
Oysa, demokrasi denemesinin başarıya ulaşabilmesi, siyaset sahnesindeki gelişmelerin mutlu bir sona erişebilmesi, vatandaşların bu seyircilik kompleksinden bir an önce kurtulup sahneye çıkmalarına, işleri güçleri ne olursa olsun, siyasete bilfiil katılmalarına bağlıdır.
Çünkü demokraside siyasetin seyircileri yoktur, yalnız oyuncuları vardır, ve bu oyuncular bütün vatandaşlardır.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Seyircisiz Oyun,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/660 ulaşıldı.