Gaziantep 3: Uyanık Şehir
Title:
Gaziantep 3: Uyanık Şehir
Source:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Date:
1956-06-27
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/31
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
GAZİANTEP: 3
Uyanık şehir
Antep'lilerin, savaşta bu şehri gazi yapan azimkârlığı, barışta da onu Türkiye'nin ticaret ve endüstri merkezlerinden biri yapmış, Toprağı pek verimli olmayan, yakın yıllara kadar demiryolu üzerinde bile bulunmayan Gaziantep, türlü imkânsızlıklar içinde, bir bağımsızlık savaşı verir gibi uğraşan halkının emeğiyle, yirminci yüzyıl uygarlığının ve tekniğinin öncülüğünü yapan şehirlerimizden biri olmuş.
Suriye sınırına 50-60 kilometre yakınlıkta bulunan bu şehir, yalnız yurt bütünlüğümüzü değil, kültürümüzü de korumağa azmetmiş bir sınır kalesine benziyor.
Gaziantep'e bugünkü üstünlüğünü sağlıyan tarihî etkenleri bilmiyorum. Etilere kadar uzanan tarihi incelense, Türkiye'nin her yerinde görmek istediğimiz özellikleri bu şehrin ne yoldan edinmiş olduğunu anlamak hiç şüphesiz kolaylaşır .Fakat Gaziantep'in üstünlük sırlarından bazısını, sırf bugünkü durumuna bakarak ta aydınlatmak eldedir.
Meselâ yurdumuzda aydınları, dünya görmüş insanları ve zenginleri küçük şehirlerden büyük merkezlere çeken kuvvet, Gaziantep'e tesir edememiş. Bir Gaziantepli aydının yurduna bağlılığı, ona önce kendi şehrine bağlanma zorunluluğunu duyuyor. Gaziantepli aydın, büyük merkezlerde ve yabancı ülkelerde edindiği görgü ve bilgileri bu şehrin hayatına katmakla kendini görevli biliyor. Onun için, Gaziantep'te ilkokul sayısı ve okur - yazarlık orantısı düşük olduğu halde, burası, Türkiye'nin en uyanık şehirlerinden, Doğu Anadolu'nun kültür merkezlerinden biri durumuna gelmiş.
Sosyal ve ekonomik meselelerden metafizik meselelere kadar her türlü konunun, Gaziantep sofralarında olduğu kadar serbestçe, rahatça, önyargılardan arınmış bir olgunlukla tartışılabildiği meclislere Türkiye'nin büyük merkezlerinde rastlamak güçtür.
Bu hava içinde son yıllarda irticaa verilen tavizlerden hiç biri, bu Güney-doğu şehrine ulaşamamış. Biz Ankara'da oturanlar, «irtica Cumhuriyet başkentinde bu kadar gelişirse, ya kimbilir doğu illerimiz ne durugılanırız. Oysa bugün Gaziantep, Ankara'nın aydın geçinen bazı gençlerine bile devrimcilik dersleri verebilir. Bugünlerde Ankara'da yaşıyan biraz dikkatli bir gencin, sırf çevresine bakınmakla eski yazı bilgisini ilerletmesi mümkündür. Fakat bütün Gaziantep çarşısında ancak bir tek eski yazı levha görebildim. Ankara'nın değil yalnız köylerinde, şehir merkezinde bile, çocuklarını ilkokul yerine gizli cami okullarına gönderen pek çok insan biliriz.
Gaziantepli ise, ilkokullar ihtiyaca yetmediği için çocuğunu devlet okullarında okutamadığı zaman bile, bir atölyeye gönderip sanatkâr olarak yetiştirmeyi tercih ediyor. Gaziantep köylerinin ilkokul ihtiyacı belki şehirlerinden iyi karşılanmış. Bu köylerde, kızlı erkekli bütün çocuklar, zorlamağa, teşvike ihtiyaç kalmaksızın, devlet okullarına gönderiliyor.
Lisede geri fikirli 3-4 öğretmen olduğu söyleniyor. Bunlardan biri hariç hepsi başka şehirlerden gelmiş oldukları halde ve Gaziantep içinde hiç sevilmemelerine rağmen, mevkilerinde tutulup Atatürk devrimleri aleyhindeki telkinlerine devam etmekte imişler. Fakat Gaziantep halkı, çocuklar üzerindeki bu telkinleri tesirsiz halde tutmasını bilen, kendi uyanık öğretmenleriyle öğünüyor.
Gaziantep'in bu uyanıklığı ve açık fikirliliği ile sanayileşmesi lantı olmalı. Halkı uyanık ve açık fikirli olduğu için mi Gaziantep bu kadar kolaylıkla sanayileşebilmiş, yoksa sanayileştigi için mi halkı böyle uyanık ve açık fikirli olabilmiş, bilmiyorum! Fakat herhalde bugün, uyanıklıkla sanayileşmenin şehir hayatındaki etkileri karşılıklı işliyor.
Halkı çalışkan olduğu, ve çalışmak isteyen herkes, şehre hâkim olan teşebbüs ruhu sayesinde ,kendine meşru bir geçim yolu bulabildiği için, Gaziantep, toprağı bereketli olmadığı, doğal zenginlikleri bol olmadığı halde, sokaklarında yoksul insan görülmeyen bir şehir haline gelmiş. Gördüğüm Türk şehirleri içinde kahveleri en az ve en tenha olanı Gaziantep..
Bülent ECEVİT
GAZİANTEP: 3
Uyanık şehir
Antep'lilerin, savaşta bu şehri gazi yapan azimkârlığı, barışta da onu Türkiye'nin ticaret ve endüstri merkezlerinden biri yapmış, Toprağı pek verimli olmayan, yakın yıllara kadar demiryolu üzerinde bile bulunmayan Gaziantep, türlü imkânsızlıklar içinde, bir bağımsızlık savaşı verir gibi uğraşan halkının emeğiyle, yirminci yüzyıl uygarlığının ve tekniğinin öncülüğünü yapan şehirlerimizden biri olmuş.
Suriye sınırına 50-60 kilometre yakınlıkta bulunan bu şehir, yalnız yurt bütünlüğümüzü değil, kültürümüzü de korumağa azmetmiş bir sınır kalesine benziyor.
Gaziantep'e bugünkü üstünlüğünü sağlıyan tarihî etkenleri bilmiyorum. Etilere kadar uzanan tarihi incelense, Türkiye'nin her yerinde görmek istediğimiz özellikleri bu şehrin ne yoldan edinmiş olduğunu anlamak hiç şüphesiz kolaylaşır .Fakat Gaziantep'in üstünlük sırlarından bazısını, sırf bugünkü durumuna bakarak ta aydınlatmak eldedir.
Meselâ yurdumuzda aydınları, dünya görmüş insanları ve zenginleri küçük şehirlerden büyük merkezlere çeken kuvvet, Gaziantep'e tesir edememiş. Bir Gaziantepli aydının yurduna bağlılığı, ona önce kendi şehrine bağlanma zorunluluğunu duyuyor. Gaziantepli aydın, büyük merkezlerde ve yabancı ülkelerde edindiği görgü ve bilgileri bu şehrin hayatına katmakla kendini görevli biliyor. Onun için, Gaziantep'te ilkokul sayısı ve okur - yazarlık orantısı düşük olduğu halde, burası, Türkiye'nin en uyanık şehirlerinden, Doğu Anadolu'nun kültür merkezlerinden biri durumuna gelmiş.
Sosyal ve ekonomik meselelerden metafizik meselelere kadar her türlü konunun, Gaziantep sofralarında olduğu kadar serbestçe, rahatça, önyargılardan arınmış bir olgunlukla tartışılabildiği meclislere Türkiye'nin büyük merkezlerinde rastlamak güçtür.
Bu hava içinde son yıllarda irticaa verilen tavizlerden hiç biri, bu Güney-doğu şehrine ulaşamamış. Biz Ankara'da oturanlar, «irtica Cumhuriyet başkentinde bu kadar gelişirse, ya kimbilir doğu illerimiz ne durugılanırız. Oysa bugün Gaziantep, Ankara'nın aydın geçinen bazı gençlerine bile devrimcilik dersleri verebilir. Bugünlerde Ankara'da yaşıyan biraz dikkatli bir gencin, sırf çevresine bakınmakla eski yazı bilgisini ilerletmesi mümkündür. Fakat bütün Gaziantep çarşısında ancak bir tek eski yazı levha görebildim. Ankara'nın değil yalnız köylerinde, şehir merkezinde bile, çocuklarını ilkokul yerine gizli cami okullarına gönderen pek çok insan biliriz.
Gaziantepli ise, ilkokullar ihtiyaca yetmediği için çocuğunu devlet okullarında okutamadığı zaman bile, bir atölyeye gönderip sanatkâr olarak yetiştirmeyi tercih ediyor. Gaziantep köylerinin ilkokul ihtiyacı belki şehirlerinden iyi karşılanmış. Bu köylerde, kızlı erkekli bütün çocuklar, zorlamağa, teşvike ihtiyaç kalmaksızın, devlet okullarına gönderiliyor.
Lisede geri fikirli 3-4 öğretmen olduğu söyleniyor. Bunlardan biri hariç hepsi başka şehirlerden gelmiş oldukları halde ve Gaziantep içinde hiç sevilmemelerine rağmen, mevkilerinde tutulup Atatürk devrimleri aleyhindeki telkinlerine devam etmekte imişler. Fakat Gaziantep halkı, çocuklar üzerindeki bu telkinleri tesirsiz halde tutmasını bilen, kendi uyanık öğretmenleriyle öğünüyor.
Gaziantep'in bu uyanıklığı ve açık fikirliliği ile sanayileşmesi lantı olmalı. Halkı uyanık ve açık fikirli olduğu için mi Gaziantep bu kadar kolaylıkla sanayileşebilmiş, yoksa sanayileştigi için mi halkı böyle uyanık ve açık fikirli olabilmiş, bilmiyorum! Fakat herhalde bugün, uyanıklıkla sanayileşmenin şehir hayatındaki etkileri karşılıklı işliyor.
Halkı çalışkan olduğu, ve çalışmak isteyen herkes, şehre hâkim olan teşebbüs ruhu sayesinde ,kendine meşru bir geçim yolu bulabildiği için, Gaziantep, toprağı bereketli olmadığı, doğal zenginlikleri bol olmadığı halde, sokaklarında yoksul insan görülmeyen bir şehir haline gelmiş. Gördüğüm Türk şehirleri içinde kahveleri en az ve en tenha olanı Gaziantep..
Bülent ECEVİT
Collection
Citation
“Gaziantep 3: Uyanık Şehir,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 21, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/641.