Uçurumun Kenarında
Title:
Uçurumun Kenarında
Source:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Date:
1956-05-29
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/31
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Uçurumun kenarında
Bay Adnan Menderes'in Başbakan kalmasında ne memleketin ne de partilerinin bir menfaati olduğunu, herhalde artık en müfrit Demokrat Partililer bile anlamış olmalıdırlar. Bugün değilse yarın, bu yıl değilse gelecek yıl ,Bay Menderes iktidar mevkiinden düşecektir. Fakat bu önlenmez sonu geciktirebilmek için herşeyi göze almaktadır. O uğurda başvurduğu çarelerin memleket menfaatlerine verebileceği zararlar kendisini zerre kadar ilgilendirmez görünmektedir.
Bu durumda, iktidar mevkiinde geçireceği her yeni gün, memleket hesabına tehlikeli bir macerayı biraz daha uzatmaktan başka bir işe yaramış olmayacaktır.
Türk halkı, hiçbir kuvvetin kendisini demokrasi mücadelesinde yıldıramıyacağını, 6 yıldır türlü vesilelerle göstermiştir. İktidar liderinin bir baskı rejimi kurabilmek için aldığı tedbirler, ne partisini kuvvetlendirebilmekte, ne şahsi nüfuzunu artırabilmektedir; olsa olsa, vatandaşlar arasındaki huzursuzluğu derinleştirmekte, baskıya karşı mukavemet gücünü çoğaltmaktadır. Bu huzursuzluk içinde, ne Türk halkı, ne Demokrat Parti üyeleri, ne de bizzat Bay Menderes, aradıkları saadeti bulabilirler. Zaten artık, bugünkü iktidar liderinin aradığı bir saadet de kalmamış olsa gerektir. Artık, değil saadet, kendi kendini tatmin peşinde bile olmadığını, sırf hesap verme korkusuyla mevkiine sımsıkı sarıldığını, kendisi, halk huzurunda açıkça itiraf etmiştir. Hesap vermekten bu derece korkmağa sebep gören bir kimseyi iktidar mevkiinde tutmak herhalde memleketin hayrına değildir.
Gazetelerin verdiği yalanlanmıyan haberlere göre, arkadaşlarıyla otel odalarında yaptığı toplantılarda iktidar lideri, söz hürriyetini, basın hürriyetini, toplantı ve seçim hürriyetlerini daha çok kısacak yeni kanunlar, yeni idarî tedbirler tasarlamaktadır. Bir başbakan olarak zihninin, son zamanlarda, yalnız böyle tedbirlerle meşgul bulunduğu anlaşılmaktadır. Fakat bu tedbirler ne kadar ağır olursa olsun, karşısındakileri sindiremiyecektir. Çünkü her aklı başında insan, Menderes'in keyfi idaresine boyun eğmekle karşılaşacağı tehlikelerin, bu keyfî idareye karşı mücadele etmekle göze alacağı tehlikelerden çok daha büyük olduğunu anlamıştır.
Gene gazetelerin verdiği yalanlanmıyan haberlere göre, iktidar lideri, tasarladığı bu yeni baskı tedbirlerinin tatbikine elverişli bir hava yaratabilmek ve seçimleri öyle bir hava içinde yenilemek düşüncesiyle, Türkiye'nin zaten sarsılmış iktisadi yapısını büsbütün yıkıntıya götürebilecek bir yola sapmayı da göze almaktadır. Bugünkü iktisadi buhrandan ancak sıkı bir tasarruf ve uzun vadeli plânlarla kurtulmanın mümkün olacağı bilindiği halde, iktidar liderinin piyasada geçici ve aldatıcı bir bolluk yaratabilmek üzere, 1956-57 yılına ait Amerikan yardımını hemen yalnız istihlâk maddelerine harcamak istediği, yetkili Amerikan makamlarıyla bu konuda görüşmelere başladığı bildirilmektedir.
Bir tek şahsın, ne millete, ne partisine ne de kendine hayrı dokunabilecek inadı yüzünden, memleketi bu kadar tehlikeli maceralara sürüklemesine göz yummak, kötü niyetlilikle bile izah edilemiyecek kadar mânâsız bir harekettir. Demokrat Partililer, uçurumun kenarında olsun, başlarındaki kimseye «Dur!» demesini bilmeli, memlekete karşı yüklenmiş oldukları sorumluluğu hiç değilse iktidarlarının son iki yılında yerine getirmeğe çalışmalıdırlar! Bu, vatan sevgisinden de önce ,sağduyunun icabıdır.
Bülent ECEVİT
DÜZELTME:
Dün bu köşede çıkan «Gidiş mi?» başlıklı yazıda,
1. Birinci sütunun üçüncü paragrafının yedinci satırındaki «getirebilirler» kelimesi «getirebilir» ;
2. İkinci sütunun beşinci satırındaki «aydından» kelimesi «ardından»;
3. Üçüncü sütunun ikinci paragrafının ilk satırındaki «kanun» kelimesi «bunun», olacaktı;
4. Dördüncü sütunun ikinci paragrafının doğru şekli şöyledir:
«Hükümetin Meclis'te tesirli bir şekilde denetlenebilmesi, her şeyden önce, çoğunluktaki partinin kendi içinden çıkmış hükümeti denetlemesine bağlı idi. Demokratik rejim başka türlü işliyemezdi. Meclis'teki iktidar çoğunluğu geç te olsa bu sorumluluğu kavramış, bu yetkisini kullanmağa başlamıştır.»
5. Dördüncü sütunun dördüncü paragrafının ilk satırı da şöyle olacaktı:
«Böyle bir çareye baş...»
Özür diler, düzeltiriz.
Uçurumun kenarında
Bay Adnan Menderes'in Başbakan kalmasında ne memleketin ne de partilerinin bir menfaati olduğunu, herhalde artık en müfrit Demokrat Partililer bile anlamış olmalıdırlar. Bugün değilse yarın, bu yıl değilse gelecek yıl ,Bay Menderes iktidar mevkiinden düşecektir. Fakat bu önlenmez sonu geciktirebilmek için herşeyi göze almaktadır. O uğurda başvurduğu çarelerin memleket menfaatlerine verebileceği zararlar kendisini zerre kadar ilgilendirmez görünmektedir.
Bu durumda, iktidar mevkiinde geçireceği her yeni gün, memleket hesabına tehlikeli bir macerayı biraz daha uzatmaktan başka bir işe yaramış olmayacaktır.
Türk halkı, hiçbir kuvvetin kendisini demokrasi mücadelesinde yıldıramıyacağını, 6 yıldır türlü vesilelerle göstermiştir. İktidar liderinin bir baskı rejimi kurabilmek için aldığı tedbirler, ne partisini kuvvetlendirebilmekte, ne şahsi nüfuzunu artırabilmektedir; olsa olsa, vatandaşlar arasındaki huzursuzluğu derinleştirmekte, baskıya karşı mukavemet gücünü çoğaltmaktadır. Bu huzursuzluk içinde, ne Türk halkı, ne Demokrat Parti üyeleri, ne de bizzat Bay Menderes, aradıkları saadeti bulabilirler. Zaten artık, bugünkü iktidar liderinin aradığı bir saadet de kalmamış olsa gerektir. Artık, değil saadet, kendi kendini tatmin peşinde bile olmadığını, sırf hesap verme korkusuyla mevkiine sımsıkı sarıldığını, kendisi, halk huzurunda açıkça itiraf etmiştir. Hesap vermekten bu derece korkmağa sebep gören bir kimseyi iktidar mevkiinde tutmak herhalde memleketin hayrına değildir.
Gazetelerin verdiği yalanlanmıyan haberlere göre, arkadaşlarıyla otel odalarında yaptığı toplantılarda iktidar lideri, söz hürriyetini, basın hürriyetini, toplantı ve seçim hürriyetlerini daha çok kısacak yeni kanunlar, yeni idarî tedbirler tasarlamaktadır. Bir başbakan olarak zihninin, son zamanlarda, yalnız böyle tedbirlerle meşgul bulunduğu anlaşılmaktadır. Fakat bu tedbirler ne kadar ağır olursa olsun, karşısındakileri sindiremiyecektir. Çünkü her aklı başında insan, Menderes'in keyfi idaresine boyun eğmekle karşılaşacağı tehlikelerin, bu keyfî idareye karşı mücadele etmekle göze alacağı tehlikelerden çok daha büyük olduğunu anlamıştır.
Gene gazetelerin verdiği yalanlanmıyan haberlere göre, iktidar lideri, tasarladığı bu yeni baskı tedbirlerinin tatbikine elverişli bir hava yaratabilmek ve seçimleri öyle bir hava içinde yenilemek düşüncesiyle, Türkiye'nin zaten sarsılmış iktisadi yapısını büsbütün yıkıntıya götürebilecek bir yola sapmayı da göze almaktadır. Bugünkü iktisadi buhrandan ancak sıkı bir tasarruf ve uzun vadeli plânlarla kurtulmanın mümkün olacağı bilindiği halde, iktidar liderinin piyasada geçici ve aldatıcı bir bolluk yaratabilmek üzere, 1956-57 yılına ait Amerikan yardımını hemen yalnız istihlâk maddelerine harcamak istediği, yetkili Amerikan makamlarıyla bu konuda görüşmelere başladığı bildirilmektedir.
Bir tek şahsın, ne millete, ne partisine ne de kendine hayrı dokunabilecek inadı yüzünden, memleketi bu kadar tehlikeli maceralara sürüklemesine göz yummak, kötü niyetlilikle bile izah edilemiyecek kadar mânâsız bir harekettir. Demokrat Partililer, uçurumun kenarında olsun, başlarındaki kimseye «Dur!» demesini bilmeli, memlekete karşı yüklenmiş oldukları sorumluluğu hiç değilse iktidarlarının son iki yılında yerine getirmeğe çalışmalıdırlar! Bu, vatan sevgisinden de önce ,sağduyunun icabıdır.
Bülent ECEVİT
DÜZELTME:
Dün bu köşede çıkan «Gidiş mi?» başlıklı yazıda,
1. Birinci sütunun üçüncü paragrafının yedinci satırındaki «getirebilirler» kelimesi «getirebilir» ;
2. İkinci sütunun beşinci satırındaki «aydından» kelimesi «ardından»;
3. Üçüncü sütunun ikinci paragrafının ilk satırındaki «kanun» kelimesi «bunun», olacaktı;
4. Dördüncü sütunun ikinci paragrafının doğru şekli şöyledir:
«Hükümetin Meclis'te tesirli bir şekilde denetlenebilmesi, her şeyden önce, çoğunluktaki partinin kendi içinden çıkmış hükümeti denetlemesine bağlı idi. Demokratik rejim başka türlü işliyemezdi. Meclis'teki iktidar çoğunluğu geç te olsa bu sorumluluğu kavramış, bu yetkisini kullanmağa başlamıştır.»
5. Dördüncü sütunun dördüncü paragrafının ilk satırı da şöyle olacaktı:
«Böyle bir çareye baş...»
Özür diler, düzeltiriz.
Collection
Citation
“Uçurumun Kenarında,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/624.