Dilekçe

Başlık: 
Dilekçe 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında" s. 3 
Tarih: 
1956-05-23 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/31 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA

DİLEKÇE

Başbakan Menderes Mecliste, herhalde canı sıkılmış, rahatsız edilmiş, huzuru kaçırılmış bir insan edasile yüzünü buruşturarak, büyük bir lâf etti:

— Kahvede kuyruk, ette kuyruk, gazda kuyruk... Hay bu kuyruk kopsun dedi.

Bu kuyruk elbette bir gün kopacaktır. Bay Menderes! Siz sımsıkı tutunduğunuz koltuğunuzdan kopup ayrıldığınız gün bu kuyruk da kopacaktır.

Fakat şimdilik, hor gördüğünüz alâlede vatandaşlarınızın boğaz derdindeki vatandaşlarınızın, dükkânlar önünde kuyruk olup saatlerce beklemelerini hoş görünüz, bağışlayınız! Herkesin zaafı bir türlüdür. Kiminin zaafı iktidar koltuğu, kiminin zaafı ise, bütün gün çalıştıktan sonra içilecek bir fincan yorgunluk kahvesi.. Siz üstüste dört defa başbakansınız, büyük adamsınız, çift çubuk sahibisiniz; onun için belki sizin ihtiyaçlarını zda incelip ulvîlesmiştir. Ama vatandaşlarınızdan çoğu mütevazi kimseler; ihtiyaçları günde iki kap yemekle, o iki kap yemeği ısıtacak gazdan ibaretti. Vatandaşlarınıza bunu da çok görmeyiniz!

- Kahvede kuyruk, ette kuyruk, gazda kuyruk.. Hay bu kuyruk kopsun dediniz.

Hemen ardından işittik ki, Eskişehir'de bir işçi vatandaş bir gaz kuyruğunda boş yere 13 saat bekledikten, dönüşte de çarşıya uğradıktan sonra çıldırmış, herkesin içinde soyunup,

- Âdem babamız da böyle gezerdi! diye haykırarak, Türkiye'de idarenizin yaratmağa çalıştığı ideal vatandaş hâline gelmiş.

- Kahvede kuyruk, ette kuyruk, gazda kuyruk.. Hay bu kuyruk kopsun! dediniz.

Hemen ardından işittik ki İstanbul'a gelen kahve yüklü bir İsveç gemisi, ısmarlanan kahvenin parası tarnsfer edilmediği için demir alıp gitmiş.

Kimse, vakit geçirmek için, veya iktidardaki partiyi sarsmak için, dükkânlar önünde kuyruk olup ta kendi kendine eziyet etmez. İnsanların dükkânlar önünde niçin kuyruk olduklarını bilmeyen, anlamıyan adam, ömründe yokluk çekmemiş, sıkıntı görmemiş, aç ve yakacaksız kalmamış adamdır.

Onun için sizin bu halinizi hoş görürüz. Hiç kimsenin, sizin bile ne aç ne yakacaksız, ne kahvesiz kalmanızı isteriz. Bütün istediğimiz bir an önce çiftliğinize dönüp rahat ve sakin bir hayata, gözlerinizin bir daha dükkânlar önündeki kuyruklarla rahatsız edilmeyeceği bir hayata kavuşmanızdır.

Yalnız bizlerin, biz alelade vatandaşlarınızın, bu iyi dileklerine, size besledikleri bu iyi niyetlere karşılık, gerekmezmi ki siz de onların sıkıntılarını, ve bu sıkıntılar içinde yaşamağa, karınlarını doyurmağa, bir fincan kahve içip sinirlerini yatıştırmağa çalışmalarını hoş göresiniz?

Demokrasi, devlet adamlarının, vatandaşlarıyla beraber her sıkıntıya katlandıkları, vatandaşları yamalı esvap giyiyorsa kendilerinin de yamalı esvap giyidikleri, vatandaşları et yiyemiyorsa kendilerinin de etsiz, vatandaşları kahve içemiyorsa kendilerinin de kahvesiz gittikleri rejimdir. Sizden bunların hiç birini bekleyen de uman da yok. Yalnız sıkıntı çeken vatandaşlarınıza karşı biraz daha hoşgörürlük! İşte maruzatımız bundan ibaret.

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1956.05.23.jpg
1956.05.23_B.jpg
1956.05.23_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Dilekçe,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/618 ulaşıldı.