Şahın Geçtiği Yollar
Başlık:
Şahın Geçtiği Yollar
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-05-20
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/31
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Şahın geçtiği yollar
İran'ın güleryüzlü, yakışıklı Şahı ile zarif ve güzel Kıraliçesine Ankaralıların gösterdikleri içten ilgi ve sevgi, şimdiye kadar yurdumuzda pek az yabancı konuğa gösterilmiştir. Geçtikleri bütün sokakların kaldırımları bu ilgi ve sevgiye şahittir. Yabancı hükümdarların ziyaretlerinde «içten gelen sevgi gösterileri» tertiplemek her yerde âdet olmasına rağmen, İran Şahı ile eşinin Ankara'yı ziyaretleri sırasında böyle tertiplere ihtiyaç kalmamış, gösteriler kendililiğinden olmuştur.
Yalnız gönül isterdi ki, şehrimizde ziyaretle ilgili olarak alınan tedbirler de, Ankara halkının değerli konuklarına gösterdiği yakınlık kadar yapmacıksız olsun ;bu tedbirler, halka huzursuzluk, rahatsızlık verecek, şehrin çalışma hayatını yavaşlatacak, bazan büsbütün durduracak şekiller almasın!
İran Şahı ile eşi kendi memleketlerinin başkentinde de bir yerden bir yere gidecekleri zamanı 12 saat Tahran'ın bütün trafiği aksar, ana caddeleri boşaltılır, geçitler kapatılır mı? Memurlarla öğrenciler sabahları evlerinden işlerine, okullarına yürümek zorunda bırakılır, öğle yemekleri için evlerine gitmekten alıkonulur mu? Dairelerde, okullarda ve başka iş yerlerinde bütün işler aksar mı? Uçak seferlerinin düzeni bozulur, kazara o gün yolculuğa çıkması gereken vatandaşlar istasyona kadar gidebilme imkanından yoksun tutulur mu? Bilmiyoruz!
Eğer İran Şahı ile eşi sokağa çıkacakları zaman Tahran'da bütün bunların olması âdetse, bu komşu memleket başkentindeki halkın verimli çalışaabilmesi, rahatça gezip dolaşabilmesi imkânsız demektir.
Onun için biz Tahran'da adetin böyle olabileceğine ihtimal vermiyoruz.
Kaldı ki Tahran'da âdet böyle olsa bile, İran Şahı ile eşinin hepimizi çok sevindiren ziyaretleri, bizim kendi başkentimizde kendi yaşama ve çalışma tarzımızı da ona göre değiştirmemiz için yeter sebep sayılmamak gerekirdi. Rütbesiz vatandaşların olsun, devlet adamlarıyla hükümdarların olsun, başka memleketleri ziyaretlerindeki başlıca fayda değişik yaşama ve çalışma tarzlarını görmeğe imkân bulmalarıdır. Biz de isterdik ki, İran'ın, çok alçak gönüllü ve anlayışlı olduklarını duyduğumuz Şahı ile Kıraliçesi, Ankara normal günlerinde nasılsa onu öyle görsün, beğenecekleri, sevecekleri varsa, başkentimizi o hergünkü haliyle sevip beğensinler!
Fakat yazık ki ziyaretle ilgili tedbirleri hazırlıyan kimselerin gayretkeşliği, yersiz kuruntuları, ve, hiç te Türk halkının duygularına tercüman olmayan yapmacık teşrifat meraklılarıyla ölçüsüz özentileri buna imkân bırakmamıştır.
Burası, batı uygarlığının yaşama ve çalışma hızına ayak uydurmağa çalışan bir memleketin başkentidir. Yirminci yüzyılın Batı uygarlığında ise, bir şehir hayatının her dakikası hesaplıdır. Bu hayatın dakikaları, saatleri, bol keseden sokaklara, ziyaretçilerin geçeceği yollara dökülüp isra fedilemez
Konuklarımızı ne kadar seversek sevelim, onları ne kadar iyi ağırlarsak ağırlıyalım, bir yandan da günlük işlerimizi hiç aksatmadan yürütebilmeli, normal hayatımızı yaşıyabilmeliyiz. Konukseverliğimizden hiçbir şey eksiltmeksizin teşrifatçılığımızda biraz daha batılı olmak elimizdedir.
Bülent ECEVİT
Şahın geçtiği yollar
İran'ın güleryüzlü, yakışıklı Şahı ile zarif ve güzel Kıraliçesine Ankaralıların gösterdikleri içten ilgi ve sevgi, şimdiye kadar yurdumuzda pek az yabancı konuğa gösterilmiştir. Geçtikleri bütün sokakların kaldırımları bu ilgi ve sevgiye şahittir. Yabancı hükümdarların ziyaretlerinde «içten gelen sevgi gösterileri» tertiplemek her yerde âdet olmasına rağmen, İran Şahı ile eşinin Ankara'yı ziyaretleri sırasında böyle tertiplere ihtiyaç kalmamış, gösteriler kendililiğinden olmuştur.
Yalnız gönül isterdi ki, şehrimizde ziyaretle ilgili olarak alınan tedbirler de, Ankara halkının değerli konuklarına gösterdiği yakınlık kadar yapmacıksız olsun ;bu tedbirler, halka huzursuzluk, rahatsızlık verecek, şehrin çalışma hayatını yavaşlatacak, bazan büsbütün durduracak şekiller almasın!
İran Şahı ile eşi kendi memleketlerinin başkentinde de bir yerden bir yere gidecekleri zamanı 12 saat Tahran'ın bütün trafiği aksar, ana caddeleri boşaltılır, geçitler kapatılır mı? Memurlarla öğrenciler sabahları evlerinden işlerine, okullarına yürümek zorunda bırakılır, öğle yemekleri için evlerine gitmekten alıkonulur mu? Dairelerde, okullarda ve başka iş yerlerinde bütün işler aksar mı? Uçak seferlerinin düzeni bozulur, kazara o gün yolculuğa çıkması gereken vatandaşlar istasyona kadar gidebilme imkanından yoksun tutulur mu? Bilmiyoruz!
Eğer İran Şahı ile eşi sokağa çıkacakları zaman Tahran'da bütün bunların olması âdetse, bu komşu memleket başkentindeki halkın verimli çalışaabilmesi, rahatça gezip dolaşabilmesi imkânsız demektir.
Onun için biz Tahran'da adetin böyle olabileceğine ihtimal vermiyoruz.
Kaldı ki Tahran'da âdet böyle olsa bile, İran Şahı ile eşinin hepimizi çok sevindiren ziyaretleri, bizim kendi başkentimizde kendi yaşama ve çalışma tarzımızı da ona göre değiştirmemiz için yeter sebep sayılmamak gerekirdi. Rütbesiz vatandaşların olsun, devlet adamlarıyla hükümdarların olsun, başka memleketleri ziyaretlerindeki başlıca fayda değişik yaşama ve çalışma tarzlarını görmeğe imkân bulmalarıdır. Biz de isterdik ki, İran'ın, çok alçak gönüllü ve anlayışlı olduklarını duyduğumuz Şahı ile Kıraliçesi, Ankara normal günlerinde nasılsa onu öyle görsün, beğenecekleri, sevecekleri varsa, başkentimizi o hergünkü haliyle sevip beğensinler!
Fakat yazık ki ziyaretle ilgili tedbirleri hazırlıyan kimselerin gayretkeşliği, yersiz kuruntuları, ve, hiç te Türk halkının duygularına tercüman olmayan yapmacık teşrifat meraklılarıyla ölçüsüz özentileri buna imkân bırakmamıştır.
Burası, batı uygarlığının yaşama ve çalışma hızına ayak uydurmağa çalışan bir memleketin başkentidir. Yirminci yüzyılın Batı uygarlığında ise, bir şehir hayatının her dakikası hesaplıdır. Bu hayatın dakikaları, saatleri, bol keseden sokaklara, ziyaretçilerin geçeceği yollara dökülüp isra fedilemez
Konuklarımızı ne kadar seversek sevelim, onları ne kadar iyi ağırlarsak ağırlıyalım, bir yandan da günlük işlerimizi hiç aksatmadan yürütebilmeli, normal hayatımızı yaşıyabilmeliyiz. Konukseverliğimizden hiçbir şey eksiltmeksizin teşrifatçılığımızda biraz daha batılı olmak elimizdedir.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Şahın Geçtiği Yollar,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 3 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/615 ulaşıldı.