Çoban Masalı

Başlık: 
Çoban Masalı 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında" s. 3 
Tarih: 
1956-05-05 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/31 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA

Çoban masalı

İktidarı güç durumda bırakabilecek her gelişmeyi, her tenkidi, her hoşnutsuzluğu bir komünist tertibi olarak göstermek taktiğinin siyaset hayatımızda bugün oynadığı tehlikeli rolden, hiç şüphesiz, en başta iktidar lideri Bay Menderes sorumludur.

Ana muhalefet partisi C.H.P. yi komünist metotları kullanmakla suçlandırmayı pek zekice bir buluş sanan Bay Menderes, bu partinin, iktisadi durumla ilgili tenkidlerinden demokratik düzeni sağlam temellere bağlama yolundaki gayretlerine kadar bütün tutumunu bir komünist oynunu gibi göstermeğe kalkıştı.

Gerçi, iktidarı sırasında, batılı milletler henüz Sovyet Rusya'ya ve Kızıl Orduya sadece dostluk ve hayranlık duyguları beslerken, komünistlerin tehdit ve isteklerine cesaretle karşı koymuş, onların yayılma gayretlerine karşı zamanla kuvvetlenen mukavemetin bütün dünyada öncülüğünü yapmış bir partiye komünistlerle işbirliği gibi bir suç isnat edilmesi ne yurt içinde ne de yurt dışında ciddiye alınabilirdi. Ona rağmen Başbakan Menderes, ya pek beğendiği ya da iktidarda tutunmak için başvurabileceği son çarelerden biri olarak gördüğü anlaşılan bu taktikten ayrılmağa bir türlü razı olamadı. Kendisi ayrılamadığı gibi, tarafsız davranması gerekli idarî makamları da bu taktiği olur olmaz kullanmağa zorladı.

Meselâ 6/7 Eylül hâdiselerinin suçlularını ortaya çıkarmak için açılan tahkikatın daha ilk gününde, bu hâdiselerin bir komünist tertibi olduğu ilân ve telkin edilme yolu tutuldu.

Gerçi bu sefer, böyle bir yol tutulmakla, yurt içinde tahkikatın ciddiliğinden, yurt dışında ise Türkiye'nin komünizme karşı bir kale olarak sağlamlığından şüphe uyandığı görülüp geri dönülmek, hattâ bu dönüşü vaktinde anlıyamamış bazı D.P. li milletvekilleri zorla susturulmak istendi ama artık iş işten geçmiş, gerek tahkikata gerek Türkiye'nin durumuna beslenen güven sarsılabileceği kadar sarsılmıştı.

Son olaylar, ilk denemelerdeki bu başarısızlıklara rağmen, iktidarın bu taktikte hâlâ ısrar ettiğini göstermektedir.

Meselâ geçen hafta sonunda, Cumhurbaşkanlığı köşkündeki toplantılarla ilgilenmeleri nedense mahzurlu görülen gazetecilere gözdağı verebilmek için, içlerinden bazılarına Çankaya'da tuzak kurulup, Sovyet Büyükelçiliği bahçesine film atarken yakalandıklarına dair zabıt tutulmak istenmiş, ancak gazetecilerin, yakalandıkları nokta ile adı geçen Büyükelçilik arasında en az 2 kilometre mesafe bulunduğunu zeki emniyet âmirine hatırlatmaları üzerinedir ki böyle bir zabıt düzülmesinden cayılmıştır.

Daha bu hâdisenin şaşkınlığı geçmeden, «Dolmuş» adlı mizah dergisinin bir karikatürcüsü komünistlikle itham edilmek istenmiştir. İstanbul'daki Basın Savcısına göre karikatürcünün, «suç» u, komünistleri hicveden bir kapak kompozisyonunda Sovyet Rusya'yı orak - çekiç işaretiyle belirtmesidir.

Eğer komünizm, Rusya ile komşu olan Türkiye için ciddi bir dış tehlike olmasaydı, iktidarın, gitgide sıklaşan belirtilerini gördüğümüz bu taktiğine, soğuk bir şaka, çirkin bir mücadele usulü olarak omuz silkip geçebilirdik. Fakat Türkiye gerçekten ciddi bir komünist tehlikesi karşısındadır. Bu kadar ciddi bir dış tehlikenin iç politika oyunlarında böylesine istismar edilmesi, bir devlet idaresinin sorumluluğunu yüklenmiş kimseler için, en hafif tabiriyle, bağışlanamıyacak bir hafifliktir. Bu taktikte ısrar edilecek olursa, Türk halkı çok geçmeden, gerçek komünist tehlikesiyle uydurma komünist tehlikelerini biribirinden ayırt edemiyecek hale gelebilir ki, bu da komünistlere, memleketimizi hedef tutan çalışmalarını kamufle edebilmeleri için, eşsiz bir kolaylık sağlar.

Bugün sırf iktidarda kalabilmek için tasarladığı baskı tedbirlerini haklı göstermek üzere «bir takım komünist birliklerinin harekete geçmek hazırlıklarında oldukları» nı halka ilân etmekten çekinmeyen bir başbakan, yarın gerçek bir komünist hazırlığını haber alıp da halkı uyarmak istediğinde, artık kimsenin kendisine inanmadığını görürse, çocuklara daha ana kucağında anlatılan meşhur çoban masalındaki gibi, bundan ancak kendi kendini sorumlu tutabilir.

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1956.05.05.jpg
1956.05.05_B.jpg
1956.05.05_B.txt

Koleksiyon

Etiketler

Alıntı

“Çoban Masalı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 25 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/605 ulaşıldı.