İnsan Tabiatına Aykırı Kanun (1)
Başlık:
İnsan Tabiatına Aykırı Kanun (1)
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-05-08
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/31
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
İnsan tabiatına aykırı kanun (1)
Kanun, Adalet Bakanına, henüz yaş haddini doldurmamış bir yargıcı, bir Yargıtay üyesini, sebep göstermeksizin emekliye ayırma yetkisini tanımıştır. Bir bakanın bu yetkiyi kullanmasında hiç bir usulsüzlük yoktur. Böyle olduğuna göre, ne emekliye ayrılan yargıçlarla Yargıtay üyeleri, ne de basın ve vatandaşlar Bakandan sebep sorabilirler. Sorarlarsa bu, "adi bir tahrik ve memleketin yüksek menfaatlerini tahripten başka bir şey" olmaz. Hele Yargıtay üyelerinin, vaktinden önce emekliye ayrılan arkadaşlariyle ilgilenip Adalet Bakanından sebep sormak istemeleri, "fevkalâde vahameti aşikâr" bir hâdisedir...
İşte, bazı Yargıtay üyeleriyle yargıçların vaktinden önce emekliye ayrılış sebeplerini öğrenmek isteyenlere karşı iktidarın göstermiş olduğu tepki!
Adalet Bakanına, bugün gönül rahatlığı ile kullandığı yetkiyi tanıyan kanun, bundan 5 ay önce bizzat Başbakanın itiraf ettiğine göre, vatandaşlar arasında "huzursuzluk" yaratan bir kanundur. Gerek Başbakan gerek Adalet Bakanı bu kanunun değiştirilip eski hâline getirileceğini, son 5 ay içinde birkaç defa vatandaşlara vaad etmişlerdir.
Şimdi, Adalet Bakanının, bu kanunu bir an önce değiştirmek üzere teşebbüse geçecek yerde, olanca şiddetiyle uygulamağa başlaması, bizzat Başbakanın şehadetine dayanarak söylüyoruz ki, vatandaşlar arasında "huzursuzluk" yaratmaktadır.
Kanunlarsa, insanların toplu olarak huzur içinde yaşıyabilmeleri içindir. Bir kanun ki birinci vasfı "huzursuzluk" yaratmaktır, dürüst bir idareye yaraşan, bunu idrak eder etmez o kanunu kaldırmaktır.
Kaldı ki, insanları olayların sebebini aramaktan men eden bir kanun, en başta insan tabiatına aykırıdır. İnsanı bütün başka yaratıkların üstüne çıkaran vasıfIarın başında, olayları müşahade etmekle idrak etmekle yetimeyip, sebeplerini araştırma vasfı gelir. İnsanın elinden, hem de kendi huzur ve güvenliğini çok yakından ilgilendiren bir meselede, bu yetkiyi almağa çalışmak, insanlık vasıflarının en başta gelenlerinden birine karşı saygısızlıktır.
Daha 10 yıl, 12 yıl çalışması mümkün olan bir yargıcı emekliye ayırıp ta,
- Sebebini sormağa hakkın yoktur! demek,
- Sebebini sormakta israr edersen "fevkalâde vehameti aşikâr" bir harekette bulunmuş olursun! demek, belki Menderes hükümetlerinin ve Demokrat Parti iktidarının "demokrasi", "adalet", «hukuk» anlayışına sığar ama, kafası işleyen, olayların nasıl ve neden olduğunu merak etme hassası kendisine Tanrı vergisi olan insanın, tabiatı ile bağdaşamaz.
Bülent ECEVİT
(1) Arkadaşımız Bülent Ecevit'in yazısı bir baskı hatası yüzünden dün okunamaz derecede bozuk çıkmıştır. Tekrar neşrediyoruz.
İnsan tabiatına aykırı kanun (1)
Kanun, Adalet Bakanına, henüz yaş haddini doldurmamış bir yargıcı, bir Yargıtay üyesini, sebep göstermeksizin emekliye ayırma yetkisini tanımıştır. Bir bakanın bu yetkiyi kullanmasında hiç bir usulsüzlük yoktur. Böyle olduğuna göre, ne emekliye ayrılan yargıçlarla Yargıtay üyeleri, ne de basın ve vatandaşlar Bakandan sebep sorabilirler. Sorarlarsa bu, "adi bir tahrik ve memleketin yüksek menfaatlerini tahripten başka bir şey" olmaz. Hele Yargıtay üyelerinin, vaktinden önce emekliye ayrılan arkadaşlariyle ilgilenip Adalet Bakanından sebep sormak istemeleri, "fevkalâde vahameti aşikâr" bir hâdisedir...
İşte, bazı Yargıtay üyeleriyle yargıçların vaktinden önce emekliye ayrılış sebeplerini öğrenmek isteyenlere karşı iktidarın göstermiş olduğu tepki!
Adalet Bakanına, bugün gönül rahatlığı ile kullandığı yetkiyi tanıyan kanun, bundan 5 ay önce bizzat Başbakanın itiraf ettiğine göre, vatandaşlar arasında "huzursuzluk" yaratan bir kanundur. Gerek Başbakan gerek Adalet Bakanı bu kanunun değiştirilip eski hâline getirileceğini, son 5 ay içinde birkaç defa vatandaşlara vaad etmişlerdir.
Şimdi, Adalet Bakanının, bu kanunu bir an önce değiştirmek üzere teşebbüse geçecek yerde, olanca şiddetiyle uygulamağa başlaması, bizzat Başbakanın şehadetine dayanarak söylüyoruz ki, vatandaşlar arasında "huzursuzluk" yaratmaktadır.
Kanunlarsa, insanların toplu olarak huzur içinde yaşıyabilmeleri içindir. Bir kanun ki birinci vasfı "huzursuzluk" yaratmaktır, dürüst bir idareye yaraşan, bunu idrak eder etmez o kanunu kaldırmaktır.
Kaldı ki, insanları olayların sebebini aramaktan men eden bir kanun, en başta insan tabiatına aykırıdır. İnsanı bütün başka yaratıkların üstüne çıkaran vasıfIarın başında, olayları müşahade etmekle idrak etmekle yetimeyip, sebeplerini araştırma vasfı gelir. İnsanın elinden, hem de kendi huzur ve güvenliğini çok yakından ilgilendiren bir meselede, bu yetkiyi almağa çalışmak, insanlık vasıflarının en başta gelenlerinden birine karşı saygısızlıktır.
Daha 10 yıl, 12 yıl çalışması mümkün olan bir yargıcı emekliye ayırıp ta,
- Sebebini sormağa hakkın yoktur! demek,
- Sebebini sormakta israr edersen "fevkalâde vehameti aşikâr" bir harekette bulunmuş olursun! demek, belki Menderes hükümetlerinin ve Demokrat Parti iktidarının "demokrasi", "adalet", «hukuk» anlayışına sığar ama, kafası işleyen, olayların nasıl ve neden olduğunu merak etme hassası kendisine Tanrı vergisi olan insanın, tabiatı ile bağdaşamaz.
Bülent ECEVİT
(1) Arkadaşımız Bülent Ecevit'in yazısı bir baskı hatası yüzünden dün okunamaz derecede bozuk çıkmıştır. Tekrar neşrediyoruz.
Koleksiyon
Alıntı
“İnsan Tabiatına Aykırı Kanun (1),” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/606 ulaşıldı.