Umur Yatı Satılmalıdır!
Başlık:
Umur Yatı Satılmalıdır!
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-04-18
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/31
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Umur yatı satılmalıdır!
Şu yıllarda Türk halkının, hiç kimseye, iki buçuk milyon liralık bir yat armağan edecek hâli yoktur.
Cumhurbaşkanlığının gitgide artan ihtiyaçlarını karşılıyabilmek için üzerine yeni katlar ve kamaralar eklene eklene dengesi bozulup şimdi İzmit Körferinde yan yatan Umur Yatı, belki de iktidar liderlerinin memleketi görülmemiş bir refaha kavuşturacaklarına gerçekten inandıkları bir sırada ısmarlanmıştı. Belki de öyle umulmuştu ki bu yat denize indirilinceye kadar Türk halkı bolluk içine gömülmüş, ve o bollukta, bir cumhurbaşkanına iki buçuk milyon liralık bir yat sunulmasını çok görmez hâle gelmiş olacaktır.
Fakat bu umutlar gerçekleşmedi. Türkiye, harb boyunca bile görmediği sıkıntılar altında ezilmeğe başladı. Yabancılardan istenen yardım, kurtuluşumuzun tek çaresi, «iktisadî İstiklâl Savaşımız»ı kazanabilmenin tek yolu olarak görünür oldu.
Şimdi, sofra takımlarının bile parası dövizle ödenmiş yepyeni bir yata binilip yardım umduğumuz yabancıların gözleri önünde seyrana çıkılırsa» o yabancılar, Türkiye'nin ya gerçekten yardıma ihtiyacı olduğundan yada yapılacak yardımı gerçek ihtiyaçlarına harcıyacağından şüpheye düşmekte haklı sayılırlar. Bu lüks yatta balık avı partilerine davet edilmek bile bize yardımda bulunabilecek dost devletlerin Büyükelçilerini böyle bir şüphe çıkmazından kurtaramaz.
Yeni yapılan Umar yatı ile Marmara'nın mavi sularında dolaşabilmek, şüphe yok ki büyük bir zevk olurdu, Eğer milletçe mutlu günlerde yaşıyor olsaydık, belki de kimse bir Cumhurbaşkanının böyle bir zevkten yoksun kalmasını istemezdi.
Ama şimdi, vatandaşların, yalnız zevklerinden hem de yat gezilerine çıkmağa kıyasla çok daha mütevazı zevklerinden değil, otomobil lâstiği, traktör parçası, nal mıhı ve kurşunkalem kadar zarurî, ilâç kadar hayatî ihtiyaçlarındn bile fedakârlığa zorlandıkları bir devirde yaşıyoruz. Açılanlardan daha çok sayıda fabrika, ham maddesizlik ve yakıtsızlık yüzünden kapanmakta, böylece memlekette işsizlik aratmakta, İstanbul'da vapur seferleri yakıtsızlıktan azaltılmakts, başlanmış yapılar malzemesizlikten durmaktadır.
Bu şartlar altında, eminiz ki bedelinin büyük bir kısmı dövizle ödenmiş iki buçuk milyon liralık yepyeni bir yata binip de, vatandaşın çektiği sıkıntılarla eğlenir gibi gezilere çıkmak, Sayın Cumhurbaşkanımıza çok ağır gelecektir.
_
Hele, memleket güvenliği bakımından son derece önemli bir konuda bir bildiği olmadan konuşabileceğine ihtimal vermek istemediğimiz Başbakan, memleketimizde «bir takım komünist birliklerinin harekete geçmek hazırlıklarında oldukları» nı daha yeni ilân etmiş olduğuna göre, devlet büyüklerimizin, sıkıntılı vatandaş gözleri önünden yeni yapılmış lüks yatlarla geçmek gibi, tahrikçi oltalarına yem olabilecek tezatlara meydan vermekten kaçınmaları, bir zorunluluk halini almış demektir.
Bu durumda yapılacak bir tek şey vardır Umur yatını, İzmit Körfezinde yan yatmasına sebep olan aksaklıklardan biran önce kurtarıp, Türk tersanelerinin öğünülecek bir eseri olarak, bir yabancı memlekette satışa çıkarmak!
Gerçi bugün böyle lükslere para harcıyacak devlet veya şahıs batılı dostlarımız arasında kolay kolay bulunamaz ama, «şark» bazı yerlerde hâlâ eski şarktır; onun için, Ortadoğudakî petrol beyliklerinden birinin şeyhi böyle bir yata pekâlâ talip olabilir.
Hele bu yoldan sağlanacak döviz, ilâçsızlıktan hayatı tehlikeye düşmüş vatandaşlar için ilâç ithaline ayrılacak olursa, sayın Cum hurbaşkanımızın pek çok hayır dua kazanacağından, ve, Umur yatı satılmakla yoksun kalacağı zevkin, böyle bir mânevi hazla telâfi edilmiş olacağından asla şüphe edilemez.
Bülent ECEVİT
Umur yatı satılmalıdır!
Şu yıllarda Türk halkının, hiç kimseye, iki buçuk milyon liralık bir yat armağan edecek hâli yoktur.
Cumhurbaşkanlığının gitgide artan ihtiyaçlarını karşılıyabilmek için üzerine yeni katlar ve kamaralar eklene eklene dengesi bozulup şimdi İzmit Körferinde yan yatan Umur Yatı, belki de iktidar liderlerinin memleketi görülmemiş bir refaha kavuşturacaklarına gerçekten inandıkları bir sırada ısmarlanmıştı. Belki de öyle umulmuştu ki bu yat denize indirilinceye kadar Türk halkı bolluk içine gömülmüş, ve o bollukta, bir cumhurbaşkanına iki buçuk milyon liralık bir yat sunulmasını çok görmez hâle gelmiş olacaktır.
Fakat bu umutlar gerçekleşmedi. Türkiye, harb boyunca bile görmediği sıkıntılar altında ezilmeğe başladı. Yabancılardan istenen yardım, kurtuluşumuzun tek çaresi, «iktisadî İstiklâl Savaşımız»ı kazanabilmenin tek yolu olarak görünür oldu.
Şimdi, sofra takımlarının bile parası dövizle ödenmiş yepyeni bir yata binilip yardım umduğumuz yabancıların gözleri önünde seyrana çıkılırsa» o yabancılar, Türkiye'nin ya gerçekten yardıma ihtiyacı olduğundan yada yapılacak yardımı gerçek ihtiyaçlarına harcıyacağından şüpheye düşmekte haklı sayılırlar. Bu lüks yatta balık avı partilerine davet edilmek bile bize yardımda bulunabilecek dost devletlerin Büyükelçilerini böyle bir şüphe çıkmazından kurtaramaz.
Yeni yapılan Umar yatı ile Marmara'nın mavi sularında dolaşabilmek, şüphe yok ki büyük bir zevk olurdu, Eğer milletçe mutlu günlerde yaşıyor olsaydık, belki de kimse bir Cumhurbaşkanının böyle bir zevkten yoksun kalmasını istemezdi.
Ama şimdi, vatandaşların, yalnız zevklerinden hem de yat gezilerine çıkmağa kıyasla çok daha mütevazı zevklerinden değil, otomobil lâstiği, traktör parçası, nal mıhı ve kurşunkalem kadar zarurî, ilâç kadar hayatî ihtiyaçlarındn bile fedakârlığa zorlandıkları bir devirde yaşıyoruz. Açılanlardan daha çok sayıda fabrika, ham maddesizlik ve yakıtsızlık yüzünden kapanmakta, böylece memlekette işsizlik aratmakta, İstanbul'da vapur seferleri yakıtsızlıktan azaltılmakts, başlanmış yapılar malzemesizlikten durmaktadır.
Bu şartlar altında, eminiz ki bedelinin büyük bir kısmı dövizle ödenmiş iki buçuk milyon liralık yepyeni bir yata binip de, vatandaşın çektiği sıkıntılarla eğlenir gibi gezilere çıkmak, Sayın Cumhurbaşkanımıza çok ağır gelecektir.
_
Hele, memleket güvenliği bakımından son derece önemli bir konuda bir bildiği olmadan konuşabileceğine ihtimal vermek istemediğimiz Başbakan, memleketimizde «bir takım komünist birliklerinin harekete geçmek hazırlıklarında oldukları» nı daha yeni ilân etmiş olduğuna göre, devlet büyüklerimizin, sıkıntılı vatandaş gözleri önünden yeni yapılmış lüks yatlarla geçmek gibi, tahrikçi oltalarına yem olabilecek tezatlara meydan vermekten kaçınmaları, bir zorunluluk halini almış demektir.
Bu durumda yapılacak bir tek şey vardır Umur yatını, İzmit Körfezinde yan yatmasına sebep olan aksaklıklardan biran önce kurtarıp, Türk tersanelerinin öğünülecek bir eseri olarak, bir yabancı memlekette satışa çıkarmak!
Gerçi bugün böyle lükslere para harcıyacak devlet veya şahıs batılı dostlarımız arasında kolay kolay bulunamaz ama, «şark» bazı yerlerde hâlâ eski şarktır; onun için, Ortadoğudakî petrol beyliklerinden birinin şeyhi böyle bir yata pekâlâ talip olabilir.
Hele bu yoldan sağlanacak döviz, ilâçsızlıktan hayatı tehlikeye düşmüş vatandaşlar için ilâç ithaline ayrılacak olursa, sayın Cum hurbaşkanımızın pek çok hayır dua kazanacağından, ve, Umur yatı satılmakla yoksun kalacağı zevkin, böyle bir mânevi hazla telâfi edilmiş olacağından asla şüphe edilemez.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Umur Yatı Satılmalıdır!,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/593 ulaşıldı.