Yâr Olmayan Refah, Yâr Olmayan Hürriyet
Başlık:
Yâr Olmayan Refah, Yâr Olmayan Hürriyet
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-03-26
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/30
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Yâr olmayan refah, Yâr olmayan hürriyet
Vatandaşın biraz rahat nefes alıp demokrasi var sanabilmesi, bir muhalefet partisinin kaygısız çalışabilmesi bir gazetecinin «suç işlemekten koruyucu tevkif» ve saç traşı tehlikelerini düşünmeksizin de kara gördüğünü kara, ak gördüğünü ak yazabilmesi için ille Türkiye'de iktisadi durumun bugünkü kadar bozulması, iktidardaki partinin bugünkü kadar zayıflayıp sarsılması, Hükümet Başkanının bugünkü kadar yalnız ve desteksiz kalması mı gerekirdi?
Türkiye gibi bir memlekette bütün bunlara mahal kalmadan da vatandaşlar hürriyeti tadamazlar mıydı?
Bir an için bir mucize olup ta iktisadi durumun düzeliverdiğini, ya da düzelir gibi göründüğünü, veya iktidar partisi ileri gelenlerinin idaresizlik, bilgisizlik, yolsuzluk yüzünden sarsılmış durumlarını düzeltebilmek için, irticaa alabildiğine taviz verdiklerini, böylece de Hükümet Başkanının yeniden kendini dünkü kadar kuvvetli hisseder hale geliverdiğini düşünün!.. Ne olacak o zaman?..
Artık kimsenin şüphesi kalmış mıdır ki o zaman, memleket gene birkaç ay öncenin karanlığına, boğucu havasına gömülecek; hürriyete bağlı insanlar bu hava içinde gene nefes darlığı çekmeğe başlıyacak; kara gördüğünü kara, ak gördüğünü ak yazan gazeteci gene her sabah, yüzünün bir yarım tıraşlı, öbür yarısı tıraşsız, evinden alınıp götürülmeyi bekliyecek; ve muhalefet partileri gene bir polis devleti kâbusunun ağırlığını üzerlerinde duyacaklardır!
Halbuki bir iktidar partisinin memleketi ağır felâketlerle karşı karşıya getirmesine yer kalmadan da vatandaş hür olabilmeli gazeteler bildiklerini yazabilmeli, partiler huzur içinde çalışabilmelidir. Yoksa, iktidardaki kimselerin memleketi bir uçurum kenarına getirerek bugünkü kadar itibardan düşmelerine, bugünkü kadar güvenilmez hale gelmelerine bağlı bir hürriyet rejimiyle ne demokrasi ne de bayındır bir ülke kurulabilir.
Refahla hürriyet, güvenilir hükümetle kişi güvenliği bir arada yürüyebilir hale gelmedikçe, demokrasimiz temelsiz kalacak, ve memleketini de hürriyeti kadar seven vatandaşa ne refah ne de hürriyet yâr olacaktır.
Bugün açılan Büyük Millet Meclisi yeni bir tatile girmeden önce, böyle vatandaşı, memleketini de hürriyeti kadar seven vatandaşı, bugün içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarmalı, siyasal hürriyetlerimizi iktidarın zaafına değil, kanunların teminatına bağlıyacak tedbirleri almalıdır.
Bundan gene en başta bugünkü çoğunluk partisi yararlanacaktır. Çünkü vatandaş, bu partinin iktidarda kalmasını, refahla hürriyetin memleket güveniliğile demokrasinin uzlaşmasına, bir arada yürümesine başlıca engel olarak görmekten ancak o zaman kurtulmuş olacaktır.
Bülent ECEVİT
Yâr olmayan refah, Yâr olmayan hürriyet
Vatandaşın biraz rahat nefes alıp demokrasi var sanabilmesi, bir muhalefet partisinin kaygısız çalışabilmesi bir gazetecinin «suç işlemekten koruyucu tevkif» ve saç traşı tehlikelerini düşünmeksizin de kara gördüğünü kara, ak gördüğünü ak yazabilmesi için ille Türkiye'de iktisadi durumun bugünkü kadar bozulması, iktidardaki partinin bugünkü kadar zayıflayıp sarsılması, Hükümet Başkanının bugünkü kadar yalnız ve desteksiz kalması mı gerekirdi?
Türkiye gibi bir memlekette bütün bunlara mahal kalmadan da vatandaşlar hürriyeti tadamazlar mıydı?
Bir an için bir mucize olup ta iktisadi durumun düzeliverdiğini, ya da düzelir gibi göründüğünü, veya iktidar partisi ileri gelenlerinin idaresizlik, bilgisizlik, yolsuzluk yüzünden sarsılmış durumlarını düzeltebilmek için, irticaa alabildiğine taviz verdiklerini, böylece de Hükümet Başkanının yeniden kendini dünkü kadar kuvvetli hisseder hale geliverdiğini düşünün!.. Ne olacak o zaman?..
Artık kimsenin şüphesi kalmış mıdır ki o zaman, memleket gene birkaç ay öncenin karanlığına, boğucu havasına gömülecek; hürriyete bağlı insanlar bu hava içinde gene nefes darlığı çekmeğe başlıyacak; kara gördüğünü kara, ak gördüğünü ak yazan gazeteci gene her sabah, yüzünün bir yarım tıraşlı, öbür yarısı tıraşsız, evinden alınıp götürülmeyi bekliyecek; ve muhalefet partileri gene bir polis devleti kâbusunun ağırlığını üzerlerinde duyacaklardır!
Halbuki bir iktidar partisinin memleketi ağır felâketlerle karşı karşıya getirmesine yer kalmadan da vatandaş hür olabilmeli gazeteler bildiklerini yazabilmeli, partiler huzur içinde çalışabilmelidir. Yoksa, iktidardaki kimselerin memleketi bir uçurum kenarına getirerek bugünkü kadar itibardan düşmelerine, bugünkü kadar güvenilmez hale gelmelerine bağlı bir hürriyet rejimiyle ne demokrasi ne de bayındır bir ülke kurulabilir.
Refahla hürriyet, güvenilir hükümetle kişi güvenliği bir arada yürüyebilir hale gelmedikçe, demokrasimiz temelsiz kalacak, ve memleketini de hürriyeti kadar seven vatandaşa ne refah ne de hürriyet yâr olacaktır.
Bugün açılan Büyük Millet Meclisi yeni bir tatile girmeden önce, böyle vatandaşı, memleketini de hürriyeti kadar seven vatandaşı, bugün içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarmalı, siyasal hürriyetlerimizi iktidarın zaafına değil, kanunların teminatına bağlıyacak tedbirleri almalıdır.
Bundan gene en başta bugünkü çoğunluk partisi yararlanacaktır. Çünkü vatandaş, bu partinin iktidarda kalmasını, refahla hürriyetin memleket güveniliğile demokrasinin uzlaşmasına, bir arada yürümesine başlıca engel olarak görmekten ancak o zaman kurtulmuş olacaktır.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Yâr Olmayan Refah, Yâr Olmayan Hürriyet,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/574 ulaşıldı.