Devlet ve Ahlâk
Başlık:
Devlet ve Ahlâk
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-01-23
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/30
Metin:
Günün IŞIĞINDA
Devlet ve ahlâk
Birkaç gündür, bir totaliter idarenin hükümet sözcüsü edasile Üniversite Senatolarına çatan Zafer Gazetesi, bu konuda dün çıkan yazısında, «Gençliğin millî terbiye ve ahlâkından» yalnız üniversitelerin değil, devletin de sorumlu olduğunu söylüyor, sonra da, «Devlet ise Büyük Millet Meclisidir» diye ilâve ediyordu.
Zafer'in «devlet» tarifi bir yana, gençliğin terbiye ve ahlâkından devletin de sorumlu olduğunu biz zaten bilirdik. Şüphe yok ki üniversite profesörleri de bilirlerdi. Olsa olsa, Demokrat Parti iktidarı adına sık sık konuşmalar yapan devlet adamlarımızdan bazılarile, iktidar süzcüsü gazetenin bunu bilmedikleri düşünülebilirdi.
Onun için, şimdi bu gerçeği iktidar sözcüsü Zafer Gazetesinde okumak pek şaşırtıcı oluyor.
Zafer Gazetesinin, C. H. P. Genel Başkanı Sayın İnönü hakkında iki gün önce kullandığı sözler, çocuklarının terbiyesine itina gösteren bir ailede herhangi bir kimse için kullanılmasından dikkatle kaçınılacak sözlerdir.
Bazı devlet adamlarımızın sık sık yaptığı ve Devlet Radyosunun günde bazan birkaç defa yayınladığı konuşmalar, gene, çocuklarının terbiyesine itina gösteren bir aileyi, radyo düğmesini çevirmek zorunda bırakacak kadar ağır sözlerle doludur.
Bizzat Başbakan Menderes'in, Zafer Gazetesince «devlet» olarak tarif edilen Büyük Millet Meclisinde muhalefete hitaben söylediği bazı sözlerse, çocuklarının «sokak çocuğu» olmalarını istemiyen ailelere, şimdi, çocuklarını yalnız bütün gün sokakta oynamaktan değil, devlet adamlarının sözlerini işitip okumaktan da alıkoymağı düşündürüyor olmalıdır.
Devlet adamları bizim şimdiki devlet adamlarımızdan bazısı gibi konuşan, Devlet Radyosu her gün böyle konuşmaları yayınlıyan, iktidar gazetesi Zafer'in İnönü'ye karşı kullandığı üslûpta kaleme alınmış yazılarla çıkan bir memlekette, kendini bilir aileler, çocuklarına devlet vasıtasile verilecek terbiyeden ciddi şekilde kaygılanıyor olsalar gerektir.
Başbakan Adnan Menderes'in son zamanlarda, kendi siyasi durumu sarsıldıkça, Türk milletine vermekte olduğu «siyasi ahlâk» dersleri, «gençliğin millî terbiye ve ahlâkı» nı yükseltmeğe, hattâ korumağa yetmez. Kendisinin, arkadaşlarının ve sözcüleri durumundaki gazetenin kullanacakları dil, bu bakımdan çok daha tesirli ve önemlidir. Eğer Türkiye'de bir ahlâk buhranının belirtileri varsa, bunda, devlet adamlarımız ve onların sözcüleri tarafından kullanılan dilin, muhalefeti ve tenkidçileri susturmak için başvurulan usullerin, rolü herhalde küçümsenemez. Bu dil ve usuller her zaman Türk toplumunun benimsediği terbiye ve ahlâk kurallarına uygun olsa, Başbakan'ın sözünü ettiği «siyasi ahlâk» memlekette zaten kendiliğinden kurulmuş olacaktır. Çünkü gerçekte «siyasi ahlâk» diye bir şey yok, sadece «ahlâk» vardır.
Başbakan Menderes'le arkadaş ve sözcüleri, kendi «siyasi ahlâk» anlayışlarının gerekli kıldığı dili, devlet işlerini halktan gizli görüşüp karara bağlamak için yaptıkları ve «aile toplantısı» olarak vasıflandırdıkları toplantılarda kullanmağa devam etseler bile gerçek ailelerin duyup okuyabileceği konuşma ve yazılarında daha temiz bir dil kullanmağa itina gösterseler, «gençliğin millî terbiye ve ahlâkı» uğrunda ellerinden gelebilecek en büyük fedakârlığı yapmış olacaklardır.
Bülent ECEVİT
Devlet ve ahlâk
Birkaç gündür, bir totaliter idarenin hükümet sözcüsü edasile Üniversite Senatolarına çatan Zafer Gazetesi, bu konuda dün çıkan yazısında, «Gençliğin millî terbiye ve ahlâkından» yalnız üniversitelerin değil, devletin de sorumlu olduğunu söylüyor, sonra da, «Devlet ise Büyük Millet Meclisidir» diye ilâve ediyordu.
Zafer'in «devlet» tarifi bir yana, gençliğin terbiye ve ahlâkından devletin de sorumlu olduğunu biz zaten bilirdik. Şüphe yok ki üniversite profesörleri de bilirlerdi. Olsa olsa, Demokrat Parti iktidarı adına sık sık konuşmalar yapan devlet adamlarımızdan bazılarile, iktidar süzcüsü gazetenin bunu bilmedikleri düşünülebilirdi.
Onun için, şimdi bu gerçeği iktidar sözcüsü Zafer Gazetesinde okumak pek şaşırtıcı oluyor.
Zafer Gazetesinin, C. H. P. Genel Başkanı Sayın İnönü hakkında iki gün önce kullandığı sözler, çocuklarının terbiyesine itina gösteren bir ailede herhangi bir kimse için kullanılmasından dikkatle kaçınılacak sözlerdir.
Bazı devlet adamlarımızın sık sık yaptığı ve Devlet Radyosunun günde bazan birkaç defa yayınladığı konuşmalar, gene, çocuklarının terbiyesine itina gösteren bir aileyi, radyo düğmesini çevirmek zorunda bırakacak kadar ağır sözlerle doludur.
Bizzat Başbakan Menderes'in, Zafer Gazetesince «devlet» olarak tarif edilen Büyük Millet Meclisinde muhalefete hitaben söylediği bazı sözlerse, çocuklarının «sokak çocuğu» olmalarını istemiyen ailelere, şimdi, çocuklarını yalnız bütün gün sokakta oynamaktan değil, devlet adamlarının sözlerini işitip okumaktan da alıkoymağı düşündürüyor olmalıdır.
Devlet adamları bizim şimdiki devlet adamlarımızdan bazısı gibi konuşan, Devlet Radyosu her gün böyle konuşmaları yayınlıyan, iktidar gazetesi Zafer'in İnönü'ye karşı kullandığı üslûpta kaleme alınmış yazılarla çıkan bir memlekette, kendini bilir aileler, çocuklarına devlet vasıtasile verilecek terbiyeden ciddi şekilde kaygılanıyor olsalar gerektir.
Başbakan Adnan Menderes'in son zamanlarda, kendi siyasi durumu sarsıldıkça, Türk milletine vermekte olduğu «siyasi ahlâk» dersleri, «gençliğin millî terbiye ve ahlâkı» nı yükseltmeğe, hattâ korumağa yetmez. Kendisinin, arkadaşlarının ve sözcüleri durumundaki gazetenin kullanacakları dil, bu bakımdan çok daha tesirli ve önemlidir. Eğer Türkiye'de bir ahlâk buhranının belirtileri varsa, bunda, devlet adamlarımız ve onların sözcüleri tarafından kullanılan dilin, muhalefeti ve tenkidçileri susturmak için başvurulan usullerin, rolü herhalde küçümsenemez. Bu dil ve usuller her zaman Türk toplumunun benimsediği terbiye ve ahlâk kurallarına uygun olsa, Başbakan'ın sözünü ettiği «siyasi ahlâk» memlekette zaten kendiliğinden kurulmuş olacaktır. Çünkü gerçekte «siyasi ahlâk» diye bir şey yok, sadece «ahlâk» vardır.
Başbakan Menderes'le arkadaş ve sözcüleri, kendi «siyasi ahlâk» anlayışlarının gerekli kıldığı dili, devlet işlerini halktan gizli görüşüp karara bağlamak için yaptıkları ve «aile toplantısı» olarak vasıflandırdıkları toplantılarda kullanmağa devam etseler bile gerçek ailelerin duyup okuyabileceği konuşma ve yazılarında daha temiz bir dil kullanmağa itina gösterseler, «gençliğin millî terbiye ve ahlâkı» uğrunda ellerinden gelebilecek en büyük fedakârlığı yapmış olacaklardır.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Devlet ve Ahlâk,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/554 ulaşıldı.