Fil Hamdi'nin Çocukları
Title:
Fil Hamdi'nin Çocukları
Source:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Date:
1956-01-13
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/30
Text:
Günün IŞIĞINDA
« Fil Hamdi» nin çocukları
«Fil Hamdi» dolandırıcılıktan mahkûm oldu. Ya «Fil Hamdi» nin çocukları? Onlar neden mahkûm oldular?
Babaları tevkif edilince anaları bir başka şehre gitmiş, dedeleri onları «Fil Hamdi» nin avukatına yollamış, avukat ne yapacağını bilememiş.
«Fil Hamdi» nin ilkokul çağındaki iki çocuğu ellerinde çantalarile adliye koridorlarında birkaç saat dolaştıktan sonra, dairelerin kapanma vakti gelip te avukat, savcı ve yargıçlar, toplumun hak ve adalet dağıtıcıları, evlerine dönerlerken, onlar da çıkıp gitmişler.
Nereye gitmişler? O gece ve ertesi geceler ne yapmış, ne yemiş, nerede yatmışlar?.. Bllmiyoruz! Tam, iki çocuk, ellerinde çantaları, adliye koridorlarından çıkarlarken filim kopuyor.
Daha doğrusu, kendi yarattığı bir çıkmazın içinden gene kendi yarattığı kahramanları nasıl kurtaracağını bilemiyen biz acemi romancı gibi, toplum, hikâyenin tam burasında susuyor.
Mesele gerçekten bir roman yazmak kadar basit olsa idi, «ne yapalım, sonunu getiremedik,» der, ve «Fil Hamdi» nin çocukları üzerinde kafamızı yoracak yerde başka bir konuya geçerdik.
Ama «Fil Hamdi» nin çocukları, bir kalemde can verilip sonra bir kâğıt sepetinde sönrülebilecek iki roman kahramanı değildir. «Fil Hamdi» nin çocukları yaşıyan iki küçük insandır. Adliye koridorlarından çıktıktan, filim koptuktan, toplum bu iki küçük insanın ne yapabileceği hakkında hiç bir soruya cevap veremez hale geldikten sonra da yaşamak zorundadırlar. Başka hiç bir şey yapamasalar da uyuyabilmeli, yiyebilmeli, giyinebilmelidirler.
Nasıl?.. İşte buna cevap veremiyen bir toplum, mahkûm etmeğe kendinde hak gördüğü bir koca «Fil Hamdi» den yüz defa, bin defa, hesaplanamıyacak kadar çok defa, daha suçludur.
Buna cevap veremiyen bir toplum, kendi kendini daha nice «Fil Hamdi» lere, «Fil Hamdi»den de zararlı olabilecek nice mücrimlere, o mücrimlerin elinde en ağır cezaları çekmeğe mahkûm etmiş demektir.
İngiltere gibi medeni bir toplumda, bir çocuğa kötülük edenler, bir çocuğun canını acıtanlar, hele bakmakla sorumlu olduğu çocuğu ekmekmiz bırakan, sokağa atanlar, bazan, bizim toplumumuzun «Fil Hamdi» lere verdiği cezalar kadar ağır cezalara çarptırılırlar.
Bir toplum, insanı saydıkça, İnsana değer verdikçe medeni olur. Bu saygının, bu değer verişin ölçüsü de, o toplumun çocuğa karşı davranışıdır. Bir insan iyi ve kötü huyları nasıl çocukluğunda edinirse, bir toplum da insanı saymağa ancak çocukları saymakla alışabilir.
Ev kedilerine, ev köpeklerine gösterdiği saygıyı çocuklarından esirgiyen bir toplum, ne hür seçimler, ne Anayasa tadilleri, ne yol ne barajlar, ne de boyunbağısız girilmiyen lüks otellerle medenileşebilir.
Türk toplumu «medeni» sıfatına hak kazanabilmek için, adliye koridorlarından çıktıkları andan itibaren «Fil Hamdi»nin çocuklarının, ve onlara benzer durumlarda başka çocukların hesabını verebilmelidir.
Bu hesabı veremiyen bir toplum, «Fil Hamdi» lerden hesap sorma hakkını kendinde nasıl görebilir?
Bülent ECEVİT
« Fil Hamdi» nin çocukları
«Fil Hamdi» dolandırıcılıktan mahkûm oldu. Ya «Fil Hamdi» nin çocukları? Onlar neden mahkûm oldular?
Babaları tevkif edilince anaları bir başka şehre gitmiş, dedeleri onları «Fil Hamdi» nin avukatına yollamış, avukat ne yapacağını bilememiş.
«Fil Hamdi» nin ilkokul çağındaki iki çocuğu ellerinde çantalarile adliye koridorlarında birkaç saat dolaştıktan sonra, dairelerin kapanma vakti gelip te avukat, savcı ve yargıçlar, toplumun hak ve adalet dağıtıcıları, evlerine dönerlerken, onlar da çıkıp gitmişler.
Nereye gitmişler? O gece ve ertesi geceler ne yapmış, ne yemiş, nerede yatmışlar?.. Bllmiyoruz! Tam, iki çocuk, ellerinde çantaları, adliye koridorlarından çıkarlarken filim kopuyor.
Daha doğrusu, kendi yarattığı bir çıkmazın içinden gene kendi yarattığı kahramanları nasıl kurtaracağını bilemiyen biz acemi romancı gibi, toplum, hikâyenin tam burasında susuyor.
Mesele gerçekten bir roman yazmak kadar basit olsa idi, «ne yapalım, sonunu getiremedik,» der, ve «Fil Hamdi» nin çocukları üzerinde kafamızı yoracak yerde başka bir konuya geçerdik.
Ama «Fil Hamdi» nin çocukları, bir kalemde can verilip sonra bir kâğıt sepetinde sönrülebilecek iki roman kahramanı değildir. «Fil Hamdi» nin çocukları yaşıyan iki küçük insandır. Adliye koridorlarından çıktıktan, filim koptuktan, toplum bu iki küçük insanın ne yapabileceği hakkında hiç bir soruya cevap veremez hale geldikten sonra da yaşamak zorundadırlar. Başka hiç bir şey yapamasalar da uyuyabilmeli, yiyebilmeli, giyinebilmelidirler.
Nasıl?.. İşte buna cevap veremiyen bir toplum, mahkûm etmeğe kendinde hak gördüğü bir koca «Fil Hamdi» den yüz defa, bin defa, hesaplanamıyacak kadar çok defa, daha suçludur.
Buna cevap veremiyen bir toplum, kendi kendini daha nice «Fil Hamdi» lere, «Fil Hamdi»den de zararlı olabilecek nice mücrimlere, o mücrimlerin elinde en ağır cezaları çekmeğe mahkûm etmiş demektir.
İngiltere gibi medeni bir toplumda, bir çocuğa kötülük edenler, bir çocuğun canını acıtanlar, hele bakmakla sorumlu olduğu çocuğu ekmekmiz bırakan, sokağa atanlar, bazan, bizim toplumumuzun «Fil Hamdi» lere verdiği cezalar kadar ağır cezalara çarptırılırlar.
Bir toplum, insanı saydıkça, İnsana değer verdikçe medeni olur. Bu saygının, bu değer verişin ölçüsü de, o toplumun çocuğa karşı davranışıdır. Bir insan iyi ve kötü huyları nasıl çocukluğunda edinirse, bir toplum da insanı saymağa ancak çocukları saymakla alışabilir.
Ev kedilerine, ev köpeklerine gösterdiği saygıyı çocuklarından esirgiyen bir toplum, ne hür seçimler, ne Anayasa tadilleri, ne yol ne barajlar, ne de boyunbağısız girilmiyen lüks otellerle medenileşebilir.
Türk toplumu «medeni» sıfatına hak kazanabilmek için, adliye koridorlarından çıktıkları andan itibaren «Fil Hamdi»nin çocuklarının, ve onlara benzer durumlarda başka çocukların hesabını verebilmelidir.
Bu hesabı veremiyen bir toplum, «Fil Hamdi» lerden hesap sorma hakkını kendinde nasıl görebilir?
Bülent ECEVİT
Collection
Citation
“Fil Hamdi'nin Çocukları,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/546.