Kâğıtsız Basın Hürriyeti
Başlık:
Kâğıtsız Basın Hürriyeti
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-01-05
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/30
Metin:
Günün IŞIĞINDA
Kağıtsız basın hürriyeti
Bütçe Komisyonunda, Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü Bütçesi görüşülürken yapılan şikâyetlere ilgili Devlet Bakanı ile Hükümeti destekliyen bazı milletvekillerinin verdikleri cevaplar, Hükümetin bu şikâyetleri eskisine nazaran daha anlayışla karşılar görünmesine rağmen, yeteri kadar ciddiye almağa niyetli olduğu intibaını vermemiştir.
Belli ki ne resmî ilân ve kâğıt dağıtımında, ne de Devlet Radyosu'nun kullanılış tarzında Hükümet, bugünkü tutumunu esasından değiştirmeyi düşünmemektedir.
İlgili Devlet Bakanı, kâğıt ve resmî ilân dağıtımında adaletsizlik yapılmadığını göstermek için bazı rakamlar okumuş. Okunan bu rakamları henüz görmedik ama, muhalefet görevini yapmağa çalışan gazetelerin kâğıt bakımından ne kadar sıkıntı içinde bulunduklarını, resmî ilân dağıtımında nelere şahit olduklarını unutturmağa en kandırıcı rakamların bile gücü yetmez.
Kâğıtsızlıktan 4 sayfalık bir muhalefet gazetesini çıkaramıyacak durumlara düştüğümüz geceler, bir Devlet Bakanının Bütçe Komisyonu üyelerine okumuş olduğu rakamları hatırlıyarak kendimizi avutamayız.
Falanca memleket hanedanının aşk maceraları, filânca yıldızın gönül eğlencelerile doldurduğu sayfalarının sayısını istediği gün 12 ye, istediği gün 16 ya çıkarmakta hiç bir güçlüğe uğramaz görünen Hükümet sözcüsü gazetenin karşısında, en güç şartlar altında çıkan ve okurlarına haberden ve fikir yazılarından başka, verecek şeyi olmayan 4 sayfalık bir muhalefet gazetesi, sayfa sayısını haftada 2 gün olsun 8 e çıkarabilmek için kâğıt bulamamaktadır.
Hükümetin resmî ilânlar konusunda kendini rakamlarla savunmağa kalkışması da yersizdir. Artık bu konuda mesele, şu gazeteye ne kadar, bu gazeteye ne kadar resmî ilân verildiği meselesi olmaktan çıkmış, bir gazetecilik ahlâkı meselesi hâline gelmiştir. Bu meselenin düzeltilmesi değil, bütün bütün ortadan kaldırılması gerekir.
Bir gazetenin yaşamağa lâyık olup olmadığını Hükümet değil, okuyucu tayin eder. Okuyucunun tutmadığı bir takım gazeteleri zorla yaşatmak için onlara millet parasile ihsanlarda bulunan Demokrat Parti iktidarı, Türk basın tarihinde kötü bir ad bırakacaktır.
Resmî İlân Müessesesi ortadan kaldırılmalı, Bütçe Komisyonunda da ileri sürüldüğü gibi, bu ilânlar, bir resmî ilân gazetesinde yayınlanmalıdır. Bu, memleketimizde gazetecilik ahlâkını kurtarabilmek için şart olduğu gibi, devlet bütçesinde kısıntı, ve ilânlardan faydalanacak iş adamlarına kolaylık sağlamak bakımlarından da lüzumludur.
Bizdeki hâlile Resmî İlân Müessesesi de, gazetelere kâğıt dağıtımı işinin bir bakana bırakılması da, demokratik olduğu iddia edilen bir rejimle bağdaşamaz.
Bir memlekette dünyanın en liberal basın kanunu yürürlüğe konulsa da, kâğıt dağıtımı bir bakan elinde kaldıkça, o memlekette basın hürriyeti teminatsız kalmağa mahkûmdur.
Nasıl, bazı seçim kurullarının kanaati hilâfına, kalemsiz oy puslası yazmak mümkün değilse, kağıtsız gazete basmak ta mümkün değildir. Bir gazetenin kâğıdını kesip istediğin gibi yazmakta hürsün» demekle, bir seçmenin elinden kalemini alıp oy puslasına istediğin adı yazmakta hürsün» demek arasında fark yoktur.
Bir memleket idaresinin sorumluluğunu yüklenmiş olan Demokrat Parti İktidarı, artık bu gibi tatsız tertiplerden vaz geçmelidir.
Bülent ECEVİT
Kağıtsız basın hürriyeti
Bütçe Komisyonunda, Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü Bütçesi görüşülürken yapılan şikâyetlere ilgili Devlet Bakanı ile Hükümeti destekliyen bazı milletvekillerinin verdikleri cevaplar, Hükümetin bu şikâyetleri eskisine nazaran daha anlayışla karşılar görünmesine rağmen, yeteri kadar ciddiye almağa niyetli olduğu intibaını vermemiştir.
Belli ki ne resmî ilân ve kâğıt dağıtımında, ne de Devlet Radyosu'nun kullanılış tarzında Hükümet, bugünkü tutumunu esasından değiştirmeyi düşünmemektedir.
İlgili Devlet Bakanı, kâğıt ve resmî ilân dağıtımında adaletsizlik yapılmadığını göstermek için bazı rakamlar okumuş. Okunan bu rakamları henüz görmedik ama, muhalefet görevini yapmağa çalışan gazetelerin kâğıt bakımından ne kadar sıkıntı içinde bulunduklarını, resmî ilân dağıtımında nelere şahit olduklarını unutturmağa en kandırıcı rakamların bile gücü yetmez.
Kâğıtsızlıktan 4 sayfalık bir muhalefet gazetesini çıkaramıyacak durumlara düştüğümüz geceler, bir Devlet Bakanının Bütçe Komisyonu üyelerine okumuş olduğu rakamları hatırlıyarak kendimizi avutamayız.
Falanca memleket hanedanının aşk maceraları, filânca yıldızın gönül eğlencelerile doldurduğu sayfalarının sayısını istediği gün 12 ye, istediği gün 16 ya çıkarmakta hiç bir güçlüğe uğramaz görünen Hükümet sözcüsü gazetenin karşısında, en güç şartlar altında çıkan ve okurlarına haberden ve fikir yazılarından başka, verecek şeyi olmayan 4 sayfalık bir muhalefet gazetesi, sayfa sayısını haftada 2 gün olsun 8 e çıkarabilmek için kâğıt bulamamaktadır.
Hükümetin resmî ilânlar konusunda kendini rakamlarla savunmağa kalkışması da yersizdir. Artık bu konuda mesele, şu gazeteye ne kadar, bu gazeteye ne kadar resmî ilân verildiği meselesi olmaktan çıkmış, bir gazetecilik ahlâkı meselesi hâline gelmiştir. Bu meselenin düzeltilmesi değil, bütün bütün ortadan kaldırılması gerekir.
Bir gazetenin yaşamağa lâyık olup olmadığını Hükümet değil, okuyucu tayin eder. Okuyucunun tutmadığı bir takım gazeteleri zorla yaşatmak için onlara millet parasile ihsanlarda bulunan Demokrat Parti iktidarı, Türk basın tarihinde kötü bir ad bırakacaktır.
Resmî İlân Müessesesi ortadan kaldırılmalı, Bütçe Komisyonunda da ileri sürüldüğü gibi, bu ilânlar, bir resmî ilân gazetesinde yayınlanmalıdır. Bu, memleketimizde gazetecilik ahlâkını kurtarabilmek için şart olduğu gibi, devlet bütçesinde kısıntı, ve ilânlardan faydalanacak iş adamlarına kolaylık sağlamak bakımlarından da lüzumludur.
Bizdeki hâlile Resmî İlân Müessesesi de, gazetelere kâğıt dağıtımı işinin bir bakana bırakılması da, demokratik olduğu iddia edilen bir rejimle bağdaşamaz.
Bir memlekette dünyanın en liberal basın kanunu yürürlüğe konulsa da, kâğıt dağıtımı bir bakan elinde kaldıkça, o memlekette basın hürriyeti teminatsız kalmağa mahkûmdur.
Nasıl, bazı seçim kurullarının kanaati hilâfına, kalemsiz oy puslası yazmak mümkün değilse, kağıtsız gazete basmak ta mümkün değildir. Bir gazetenin kâğıdını kesip istediğin gibi yazmakta hürsün» demekle, bir seçmenin elinden kalemini alıp oy puslasına istediğin adı yazmakta hürsün» demek arasında fark yoktur.
Bir memleket idaresinin sorumluluğunu yüklenmiş olan Demokrat Parti İktidarı, artık bu gibi tatsız tertiplerden vaz geçmelidir.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Kâğıtsız Basın Hürriyeti,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/539 ulaşıldı.