36 Yıl Sonra...
Title:
36 Yıl Sonra...
Source:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Date:
1955-12-27
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Text:
Günün IŞIĞINDA
36 yıl sonra...
Hürriyete, hür insanların toplum düzeni olan demokrasiye, gerçekten hak kazanmış olduğunu gösterebilmek için, Türk halkı, beş yıldır çetin bir mücadele geçiriyordu.
Gürültüsüz ve tehlikesiz geçiştirilmiş olmakla beraber bu mücadeleden, Türkiye, büsbütün zararsız da çıkmış değildir. Zararların başında devrimlerden yapılmış olan fedakârlıklar gelir.
İstediğini elde edebilmek için her şeyi göze alan bazı siyaset adamları, devrimleri öylesine harcamak, öylesine kökünden sarsmak istediler ki, karamsar anlarında pek çok Türk gencinin aklından, sonu belirsiz bir demokrasi denemesi uğrunda yeni Türk toplumunun temeli olan devrimleri bu kadar tehlikeye düşürmek değer mi idi, sorusu geçmiş olmalıdır.
Fakat Cumhuriyet devrimlerinin en büyük teminatı, gene, karamsar anlarında aklından böyle bir soru geçirebilecek kadar devrimlere bağlı genç nesillerdir.
Bu nesiller için artık bir geri dönüş olamaz. Batılı yaşama tarzından başkasında yaşamak, yirminci yüzyıldan gerilerde düşünmek olamaz.
Öyleyse korkumuz nedir, kaygımız nedir?
Bütün korku ve kaygılar sadece bir zaman meselesinde toplanmaktadır: Devrimlerden yapılan fedakârlıklarla, nasıl olsa gerçekleşecek eserler geciktirilmiş, nasıl olsa varılacak hedefler uzaklaştırılmış olmaktadır. Onun için de devrimlere vurulan her balta, Türk milleti için bir zaman kaybından, bir lüzumsuz duraklamadan başka bir sonuç vermiyecektir.
Türk halkının, bir baskı rejimi kurmağa niyetlenen idarecilere engel olan gücü, hiç şüphe yok, mevkilerinde tutunabilmek için devrimlerden her fedakârlığı yapmağa hazır politikacılara da engel olmağa yeter. Cumhuriyet çağında yetişmiş aydın nesiller, bu yolda bütün Türk halkına önderlik edebilecek kadar büyümüş, çoğalmış, yayılmıştır.
Atatürk Ankara'ya ayak basalı, yeni Türkiye'nin başkentinde yeni bir çağ başlayalı, bugün 36 yıl oluyor. Devrim yapmış bir millet hayatında 36 yıl, dönüm noktasından ilerdedir. Geri dönebilmek için vakit geçmiş, ardımızdaki köprüler yıkılmıştır. Bundan böyle yapılacak mücadele, devrimleri kurtarma mücadelesi değil, devrimleri hedefine bir an önce ulaştırma mücadelesidir.
Kurtarıcının 36 yıl önce ayak bastığı Ankara'da, bu mücadele şimdi, son bir kaç yılın zaman kaybını giderebilmek için, gene ilk yıllardaki hızına erişebilmeli, Türk halkının hürriyet isteği önünde boyun eğmeğe mecbur kalan siyaset adamları, Cumhuriyet nesillerinin devrimlere bağlılığı önünde de boyun eğmeğe zorlanmalıdır.
Bülent ECEVİT
36 yıl sonra...
Hürriyete, hür insanların toplum düzeni olan demokrasiye, gerçekten hak kazanmış olduğunu gösterebilmek için, Türk halkı, beş yıldır çetin bir mücadele geçiriyordu.
Gürültüsüz ve tehlikesiz geçiştirilmiş olmakla beraber bu mücadeleden, Türkiye, büsbütün zararsız da çıkmış değildir. Zararların başında devrimlerden yapılmış olan fedakârlıklar gelir.
İstediğini elde edebilmek için her şeyi göze alan bazı siyaset adamları, devrimleri öylesine harcamak, öylesine kökünden sarsmak istediler ki, karamsar anlarında pek çok Türk gencinin aklından, sonu belirsiz bir demokrasi denemesi uğrunda yeni Türk toplumunun temeli olan devrimleri bu kadar tehlikeye düşürmek değer mi idi, sorusu geçmiş olmalıdır.
Fakat Cumhuriyet devrimlerinin en büyük teminatı, gene, karamsar anlarında aklından böyle bir soru geçirebilecek kadar devrimlere bağlı genç nesillerdir.
Bu nesiller için artık bir geri dönüş olamaz. Batılı yaşama tarzından başkasında yaşamak, yirminci yüzyıldan gerilerde düşünmek olamaz.
Öyleyse korkumuz nedir, kaygımız nedir?
Bütün korku ve kaygılar sadece bir zaman meselesinde toplanmaktadır: Devrimlerden yapılan fedakârlıklarla, nasıl olsa gerçekleşecek eserler geciktirilmiş, nasıl olsa varılacak hedefler uzaklaştırılmış olmaktadır. Onun için de devrimlere vurulan her balta, Türk milleti için bir zaman kaybından, bir lüzumsuz duraklamadan başka bir sonuç vermiyecektir.
Türk halkının, bir baskı rejimi kurmağa niyetlenen idarecilere engel olan gücü, hiç şüphe yok, mevkilerinde tutunabilmek için devrimlerden her fedakârlığı yapmağa hazır politikacılara da engel olmağa yeter. Cumhuriyet çağında yetişmiş aydın nesiller, bu yolda bütün Türk halkına önderlik edebilecek kadar büyümüş, çoğalmış, yayılmıştır.
Atatürk Ankara'ya ayak basalı, yeni Türkiye'nin başkentinde yeni bir çağ başlayalı, bugün 36 yıl oluyor. Devrim yapmış bir millet hayatında 36 yıl, dönüm noktasından ilerdedir. Geri dönebilmek için vakit geçmiş, ardımızdaki köprüler yıkılmıştır. Bundan böyle yapılacak mücadele, devrimleri kurtarma mücadelesi değil, devrimleri hedefine bir an önce ulaştırma mücadelesidir.
Kurtarıcının 36 yıl önce ayak bastığı Ankara'da, bu mücadele şimdi, son bir kaç yılın zaman kaybını giderebilmek için, gene ilk yıllardaki hızına erişebilmeli, Türk halkının hürriyet isteği önünde boyun eğmeğe mecbur kalan siyaset adamları, Cumhuriyet nesillerinin devrimlere bağlılığı önünde de boyun eğmeğe zorlanmalıdır.
Bülent ECEVİT
Collection
Citation
“36 Yıl Sonra...,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed December 3, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/534.