Cemal Sağlam'sız
Başlık:
Cemal Sağlam'sız
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11762, s. 1
Tarih:
1955-10-21
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
Günün IŞIĞINDA
Cemal Sağlam'sız
1950 yazından bu yana bu gazetenin üzüntülü ,ezici, umut kırıcı devrelerle dolu bir hayatı oldu. Araya bir defa uzun, son olarak da kısa bir susuş devresi girdi.
Bu huzursuz devreler boyunca Ulus'la beraber kalanlar, susuş devrelerinde ise, yeniden Ulus'da çalışabilmek üzere onun yayına başlamasını sabırla bekliyenler için Ulus artık herhangi bir gazete olmaktan çıkmış, bir ülküye giden bir yol değerini kazanmıştı.
Günden güne bu yol, her şeyi feda etmeyi, uğrunda her şeyi vermeyi göze almadıkça yürünemiyecek kadar çetinleşiyor, sarplaşıyordu.
İşte nihayet içimizden biri, içimizden en fedakârı, en yılmazı, en çalışkanı, bu yolda canını verdi.
Cemal Sağlam için, «bu yolda canını verdi» demekte mübalâğa olmadığını, bunun, her sevdiğimiz insan ardından söylemek istediğimiz övgüler gibi bir sözden ibaret olmadığını, 1955 haziranında, uzun bir susuştan sonra Ulus yeniden çıkmaya başladığından beri Cemal Sağlam'ı iş başında görmüş olanlar çok iyi bilirler.
Cemal Sağlam, hiç de adı ve görünüşü gibi sağlam olmayan vücuduyla, genç ve gerçekten sağlam yapılı bir insanın bile kaldıramıyacağı, kaldırmaya teşebbüs bile edemiyeceği kadar ağır yükleri bir başına kendi omuzuna almıştı.
Yazı İşlerinin, idare işlerinin, matbaa işlerinin bütün sorumluluğunu o yüklenmişti. Gece gündüz, hiç dinlenmeden çalışıyordu. Gerçi çalışkan insândı, vazife şuuru olan insandı, ama, ona bu kadar yükü benimseten, bunca fedakârlığı gösterten, çalışkanlığının ve vazife şuurunun da üstünde, bir müessese olarak Ulus'a, ve bir ülkü olarak Ulus'un ülküsüne olan kopmaz, aşınmaz bağlılığı idi.
1950 yazından beri hakkında açılan basın dâvalarının sayısı 60 ı aşmıştı. Cemal Sağlam artık bu dâvalara alışmış, bir kahramanlık yaptığını bile kabul etmeden, her tehlikeye göğsünü geriyor, Ulus'un, doğru bildiği yolda yürüyebilmesi, memlekete karşı yüklendiği vazifeyi yapabilmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyordu.
En büyük korkumuz, onun bir gün için bile başımızdan ayrılmasıydı. Ulus'un, Ulus ailesinin canı, başı o olmuştu.
Gün gelip bizden bütün bütün ayrılacağını, 5 yılda 60 küsur dâvaya ve son zamanlarda da Ulus'un en ağır yüküne dayanan onun, ölüm önünde bu kadar kolaylıkla eğilivereceğini aklımıza bile getiremezdik. Getiremezdik, çünkü Cemal Sağlam'sız bir Ulus düşünemez olmuştuk. Nasıl ki o da kendi için Ulus'dan ayrı bir hayat düşünemezdi,
Cemal Sağlam dün öğlen üstü işinin başında can verinceye kadar, bir aylık bir susuştan sonra çıkacak Ulus'un bu ilk nüshasını düşünerek gözleri ışıldıyordu. Göremedi.
Hepimizin o kadar özlemle beklediğimiz bu nüsha, bizler için bir yas nüshası oldu.
Cemal Sağlam'ın yanında çalışmak, başımız sıkıştıkça ona güvenebilmek, cesaretimiz kırıldıkça ondan cesaret alabilmek mutluluğuna erişmiş bizler için, bu mutluluğun yerini başka bir şey tutamaz.
Yolumuzda «Cemal Ağabey» in eline tutunarak yürümeğe öylesine alışmışız ki, artık bu gazetede çalışan bizler için önümüzdeki yol, düne kadar olduğundan çok daha sarp, daha çetin, daha göz korkutucu...
Bülent ECEVİT
Cemal Sağlam'sız
1950 yazından bu yana bu gazetenin üzüntülü ,ezici, umut kırıcı devrelerle dolu bir hayatı oldu. Araya bir defa uzun, son olarak da kısa bir susuş devresi girdi.
Bu huzursuz devreler boyunca Ulus'la beraber kalanlar, susuş devrelerinde ise, yeniden Ulus'da çalışabilmek üzere onun yayına başlamasını sabırla bekliyenler için Ulus artık herhangi bir gazete olmaktan çıkmış, bir ülküye giden bir yol değerini kazanmıştı.
Günden güne bu yol, her şeyi feda etmeyi, uğrunda her şeyi vermeyi göze almadıkça yürünemiyecek kadar çetinleşiyor, sarplaşıyordu.
İşte nihayet içimizden biri, içimizden en fedakârı, en yılmazı, en çalışkanı, bu yolda canını verdi.
Cemal Sağlam için, «bu yolda canını verdi» demekte mübalâğa olmadığını, bunun, her sevdiğimiz insan ardından söylemek istediğimiz övgüler gibi bir sözden ibaret olmadığını, 1955 haziranında, uzun bir susuştan sonra Ulus yeniden çıkmaya başladığından beri Cemal Sağlam'ı iş başında görmüş olanlar çok iyi bilirler.
Cemal Sağlam, hiç de adı ve görünüşü gibi sağlam olmayan vücuduyla, genç ve gerçekten sağlam yapılı bir insanın bile kaldıramıyacağı, kaldırmaya teşebbüs bile edemiyeceği kadar ağır yükleri bir başına kendi omuzuna almıştı.
Yazı İşlerinin, idare işlerinin, matbaa işlerinin bütün sorumluluğunu o yüklenmişti. Gece gündüz, hiç dinlenmeden çalışıyordu. Gerçi çalışkan insândı, vazife şuuru olan insandı, ama, ona bu kadar yükü benimseten, bunca fedakârlığı gösterten, çalışkanlığının ve vazife şuurunun da üstünde, bir müessese olarak Ulus'a, ve bir ülkü olarak Ulus'un ülküsüne olan kopmaz, aşınmaz bağlılığı idi.
1950 yazından beri hakkında açılan basın dâvalarının sayısı 60 ı aşmıştı. Cemal Sağlam artık bu dâvalara alışmış, bir kahramanlık yaptığını bile kabul etmeden, her tehlikeye göğsünü geriyor, Ulus'un, doğru bildiği yolda yürüyebilmesi, memlekete karşı yüklendiği vazifeyi yapabilmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyordu.
En büyük korkumuz, onun bir gün için bile başımızdan ayrılmasıydı. Ulus'un, Ulus ailesinin canı, başı o olmuştu.
Gün gelip bizden bütün bütün ayrılacağını, 5 yılda 60 küsur dâvaya ve son zamanlarda da Ulus'un en ağır yüküne dayanan onun, ölüm önünde bu kadar kolaylıkla eğilivereceğini aklımıza bile getiremezdik. Getiremezdik, çünkü Cemal Sağlam'sız bir Ulus düşünemez olmuştuk. Nasıl ki o da kendi için Ulus'dan ayrı bir hayat düşünemezdi,
Cemal Sağlam dün öğlen üstü işinin başında can verinceye kadar, bir aylık bir susuştan sonra çıkacak Ulus'un bu ilk nüshasını düşünerek gözleri ışıldıyordu. Göremedi.
Hepimizin o kadar özlemle beklediğimiz bu nüsha, bizler için bir yas nüshası oldu.
Cemal Sağlam'ın yanında çalışmak, başımız sıkıştıkça ona güvenebilmek, cesaretimiz kırıldıkça ondan cesaret alabilmek mutluluğuna erişmiş bizler için, bu mutluluğun yerini başka bir şey tutamaz.
Yolumuzda «Cemal Ağabey» in eline tutunarak yürümeğe öylesine alışmışız ki, artık bu gazetede çalışan bizler için önümüzdeki yol, düne kadar olduğundan çok daha sarp, daha çetin, daha göz korkutucu...
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Cemal Sağlam'sız,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/504 ulaşıldı.