"Sonrası ve Ötesi"
Başlık:
"Sonrası ve Ötesi"
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11743, s. 1
Tarih:
1955-09-01
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
GÜNÜN Işığında
«Sonrası ve ötesi»
Kıbrıs'taki Türklerin umumi bir tecavüz karşısında bulunduğu resmen açıklanınca, C.H.P. Genel Başkanı Sayın İnönü bir demeç vererek,
"Kıbrıs'taki kardeşlerimizin can ve mallarını tehlikeden korumak için hükümetin alacağı bütün tedbirlerle beraberiz. Kıbrıs Konferansında haklarımızı korumak ve kurtarmak için hükümeti bütün gayretlerinde destekleriz"
dedi ve C.H.P. nin, "Kıbrıs konferansının şekli ve neticesi belli oluncıya kadar muhalif parti olarak" dikkatini bu mevzuda toplayacağını bildirdi.
Başka Türk gazeteleri İnönü'nün bu demecini yayınladıkları sabah, iktidar sözcüsü olan Zafer Gazetesi, C.H.P. ye karşı, "Kıbrıs dâvasını benimsemiyorlar" diye bir manşet ve "Millî heyecandan mahrum olanlar" başlıklı bir başyazı ile çıktı.
Gene Sayın İnönü'nün
"Dış politikamızın Kıbrıs ile meşgul olacağı bugünlerde iç politikamızın havasınında Kıbrıs ile dolu olduğu dünyaya göstermek vazifemizdir" demesini takibeden günlerde, İçişleri Bakanı yer yer dolaşarak, muhalefete en ağır tecavüzlerle dolu söylevlerini vermeğe devam etti.
Daha birkaç gün önceye kadar vatan hainliği ile ve millî menfaatlere karşı meşum suikastler hazırlamakla suçlandırılan muhalefet, yalnız Türkiye'de değil, Türkiye dışında yaşamakla beraber milliyetlerine bağlı kalan Türklerin bile güvenliği için bu hassasiyeti gösterir ve bütün milleti hükümete destek olmağa çağırırken, şüphe yok ki sadece vazifesini yaptığına inanıyordu.
Aradan ancak birkaç gün geçtikten sonra muhalefetin bu hassasiyetini takdir edebilen iktidar sözcüsü gazete ise, dün yayınladığı başyazıda hoşnutluğunu belirtmekle beraber, "sonrası ve ötesi" diye de bir mesele ortaya atarak, muhalefetin bütün başka alanlarda da hükümeti bu şekilde desteklemesini bir "hayatî vazife" gibi göstermekten kendini alamamış.
Halbuki demokrasiye inanmış bir muhalefet partisi için, bir dış meselede alınan "hükümetin vereceği bütün kararlarla beraber" lik kararının, iç meselelere de taşabilecek bir "sonrası ve ötesi" olamaz.
Çünkü nasıl C.H.P. hayatî saydığı bir dış meselede hükümeti — hem kendisiyle istişareye lüzum görmemiş ve kendisini vatan hainliği ile suçlandırmış bir hükümeti bile — muhalefet olarak desteklemeği vazife biliyorsa, iç meselelerde muhalefet olarak demokrasinin icaplarını yerine getirmeği de okadar vazife bilmektedir.
Memleketin şimdikinden çok daha ağır dış tehlikelerle karşı karşıya bulunduğu harb sonrası yıllarında o zaman ki muhalefet partilerinin bu vazifeyi kendisine karşı yapmalarında hiçbir mahzur görmemiş bir parti, bugün kendisi için böyle mahzurun varlığını kabul edememekte mazur görülmelidir.
Gönül ister ki muhalefetin bugün bir dış siyaset meselesinde aldığı vaziyeti iyiniyete ve memleket sevgisine yoracak kadar anlayışlı davranabilen bir iktidar, bu kadarlık bir anlayışı muhalefetin iç siyaset meselelerindeki tutumu karşısında gösterebilsin!.
Çünkü demokrasiye gerçekten inananlar, memleket kalkınmasının en emin yolunu, iktidarın devamlı olarak desteklenmesinde değil, denetlemesinde görür ve hükümetin olduğu kadar muhalefetin de «memlekete hizmet etme vazifesini» rahatça yapabilmesini, memleket menfaatlerinin icabı sayarlar.
Bir dış siyaset meselesinde muhalefetçe alınan vaziyetin «sonrası ve ötesi» işte ancak bu zihniyetin memleketimize geri gelmesi olabilir.
Bülent ECEVİT
«Sonrası ve ötesi»
Kıbrıs'taki Türklerin umumi bir tecavüz karşısında bulunduğu resmen açıklanınca, C.H.P. Genel Başkanı Sayın İnönü bir demeç vererek,
"Kıbrıs'taki kardeşlerimizin can ve mallarını tehlikeden korumak için hükümetin alacağı bütün tedbirlerle beraberiz. Kıbrıs Konferansında haklarımızı korumak ve kurtarmak için hükümeti bütün gayretlerinde destekleriz"
dedi ve C.H.P. nin, "Kıbrıs konferansının şekli ve neticesi belli oluncıya kadar muhalif parti olarak" dikkatini bu mevzuda toplayacağını bildirdi.
Başka Türk gazeteleri İnönü'nün bu demecini yayınladıkları sabah, iktidar sözcüsü olan Zafer Gazetesi, C.H.P. ye karşı, "Kıbrıs dâvasını benimsemiyorlar" diye bir manşet ve "Millî heyecandan mahrum olanlar" başlıklı bir başyazı ile çıktı.
Gene Sayın İnönü'nün
"Dış politikamızın Kıbrıs ile meşgul olacağı bugünlerde iç politikamızın havasınında Kıbrıs ile dolu olduğu dünyaya göstermek vazifemizdir" demesini takibeden günlerde, İçişleri Bakanı yer yer dolaşarak, muhalefete en ağır tecavüzlerle dolu söylevlerini vermeğe devam etti.
Daha birkaç gün önceye kadar vatan hainliği ile ve millî menfaatlere karşı meşum suikastler hazırlamakla suçlandırılan muhalefet, yalnız Türkiye'de değil, Türkiye dışında yaşamakla beraber milliyetlerine bağlı kalan Türklerin bile güvenliği için bu hassasiyeti gösterir ve bütün milleti hükümete destek olmağa çağırırken, şüphe yok ki sadece vazifesini yaptığına inanıyordu.
Aradan ancak birkaç gün geçtikten sonra muhalefetin bu hassasiyetini takdir edebilen iktidar sözcüsü gazete ise, dün yayınladığı başyazıda hoşnutluğunu belirtmekle beraber, "sonrası ve ötesi" diye de bir mesele ortaya atarak, muhalefetin bütün başka alanlarda da hükümeti bu şekilde desteklemesini bir "hayatî vazife" gibi göstermekten kendini alamamış.
Halbuki demokrasiye inanmış bir muhalefet partisi için, bir dış meselede alınan "hükümetin vereceği bütün kararlarla beraber" lik kararının, iç meselelere de taşabilecek bir "sonrası ve ötesi" olamaz.
Çünkü nasıl C.H.P. hayatî saydığı bir dış meselede hükümeti — hem kendisiyle istişareye lüzum görmemiş ve kendisini vatan hainliği ile suçlandırmış bir hükümeti bile — muhalefet olarak desteklemeği vazife biliyorsa, iç meselelerde muhalefet olarak demokrasinin icaplarını yerine getirmeği de okadar vazife bilmektedir.
Memleketin şimdikinden çok daha ağır dış tehlikelerle karşı karşıya bulunduğu harb sonrası yıllarında o zaman ki muhalefet partilerinin bu vazifeyi kendisine karşı yapmalarında hiçbir mahzur görmemiş bir parti, bugün kendisi için böyle mahzurun varlığını kabul edememekte mazur görülmelidir.
Gönül ister ki muhalefetin bugün bir dış siyaset meselesinde aldığı vaziyeti iyiniyete ve memleket sevgisine yoracak kadar anlayışlı davranabilen bir iktidar, bu kadarlık bir anlayışı muhalefetin iç siyaset meselelerindeki tutumu karşısında gösterebilsin!.
Çünkü demokrasiye gerçekten inananlar, memleket kalkınmasının en emin yolunu, iktidarın devamlı olarak desteklenmesinde değil, denetlemesinde görür ve hükümetin olduğu kadar muhalefetin de «memlekete hizmet etme vazifesini» rahatça yapabilmesini, memleket menfaatlerinin icabı sayarlar.
Bir dış siyaset meselesinde muhalefetçe alınan vaziyetin «sonrası ve ötesi» işte ancak bu zihniyetin memleketimize geri gelmesi olabilir.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“"Sonrası ve Ötesi",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/467 ulaşıldı.