Neden "Avare Hu?"
Başlık:
Neden "Avare Hu?"
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11710, s. 1
Tarih:
1955-07-27
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
GÜNÜN Işığında
Neden «Avare Hu?»
YAZ oldu, sokaklar gene 15 le 25 yaş arasında çocuklar, çocuk irileri ve gençlerle dolu...
Evlerine kapanmadıklarına bakılırsa sınıf geçmiş, sınıf geçtiklerine de bakılırsa çalışkan insanlar olmalı hepsi...
Fakat bütün bu çalışkan insanlar, en verimli çalışabilecekleri bu yaşlarda, her yılın 3 - 4 ayı işsizdirler.
Bir öğrencinin 15 yaşına kadar tatillerini oyunla geçirmesi doğru olabilir ama, yaz tatilleri boyunca sokakları şifreli ıslıklar, kahkahalar, «Avare hu» lar, futbol topları ve bisikletlerle dolduran bu insanların büyük bir kısmı 15 yaşını çoktan aşmış görünür.
15 yaştan yukarısı, Batı memleketlerinde insanların hiç değilse cep harçlıklarını çıkardıkları yaşlardır.
Bildiğimiz Batı memleketlerinden hiçbirinde sokaklar tatil aylarında böyle işsiz güçsüz delikanlılar ve genç kızlarla dolmaz.
Anası babası en zengin gençler bile tatil aylarında bir iş tutarlar. Garsonluk, otel kapıcılığı, tezgâhdarlık, rençberlik, ne olursa olsun, boş vakitlerini doduracak, kış ayları için cep harçlıklarını çıkartacak. ve kendilerine okul dışındaki, ve belki ilerde tutacaktan meslekler dışındaki hayatı tanıtacak bir iş...
Hiç bir iş tutmasalar, bir önceki tatilde biriktirmiş oldukları parayla bir geziye çıkıp memleketlerini tanımaya çıkarlar.
Bizim memleketimizdeki liseli ve üniversiteli gençliğin kayıtsızlığı belki başka hiçbir Batı memleketinde yoktur.
Sanki kışın biraz ders çalışmakla kendi kendilerine ve memleketlerine karşı bütün görevlerini yerine getirip dört ay başka hiç bir ciddi iş yapamıyacak kadar yorulmuş da «Avare hu» diye sokaklara dökülmüşlerdir.
Kabahat elbette ki kendilerinden önce ana - babalarındadır.
30 una yaklaşan oğlu bir iş tutup para kazanmak istediğinde fena halde alınıp,
— Ben senden cep harçlığını esirgedim de bu yaşta para kazanmak istiyorsun?
Diye göz yaşı döken şehirli anaların, İngiltere yahut Amerika'da zengin çocuklarına yazları garsonluk yaptırılmasını ayıplıyan babaların hiç de az olmadığı bir memlekettir Türkiye.
Anasının sokakta ekmek taşımaktan utandığını görerek yetişen bir liseli genç kız, elbette yazın bir dükkâna girip çalışmayı... babasının sokakta kendinden yaşlı insanlara, eğer mevkileri daha «küçük» se, «oğlum» diye ve «sen» diye hitabettiğini görerek yetişen bir liseli delikanlı, elbette yazın bir lokantada garsonluk, bir otelde kapıcılık yapmayı düşünemez.
Biz hâlâ şerefli ve toplum için lüzumlu işleri «muteber» ve «muteber olmıyan» diye sınıflandıracak kadar geri bir Osmanlı zihniyeti içindeyiz.
Onun için de işte bütün bir okuyan gençlik, her yılın 3-4 ayı sokaklarda sürtüp ıslık çalmaktan, şarkı söylemekten, yahut bisiklete binip kızsa kaçmak erkekse kovalamaktan başka yapacak bir iş bulamaz.
Bülend ECEVİT
Neden «Avare Hu?»
YAZ oldu, sokaklar gene 15 le 25 yaş arasında çocuklar, çocuk irileri ve gençlerle dolu...
Evlerine kapanmadıklarına bakılırsa sınıf geçmiş, sınıf geçtiklerine de bakılırsa çalışkan insanlar olmalı hepsi...
Fakat bütün bu çalışkan insanlar, en verimli çalışabilecekleri bu yaşlarda, her yılın 3 - 4 ayı işsizdirler.
Bir öğrencinin 15 yaşına kadar tatillerini oyunla geçirmesi doğru olabilir ama, yaz tatilleri boyunca sokakları şifreli ıslıklar, kahkahalar, «Avare hu» lar, futbol topları ve bisikletlerle dolduran bu insanların büyük bir kısmı 15 yaşını çoktan aşmış görünür.
15 yaştan yukarısı, Batı memleketlerinde insanların hiç değilse cep harçlıklarını çıkardıkları yaşlardır.
Bildiğimiz Batı memleketlerinden hiçbirinde sokaklar tatil aylarında böyle işsiz güçsüz delikanlılar ve genç kızlarla dolmaz.
Anası babası en zengin gençler bile tatil aylarında bir iş tutarlar. Garsonluk, otel kapıcılığı, tezgâhdarlık, rençberlik, ne olursa olsun, boş vakitlerini doduracak, kış ayları için cep harçlıklarını çıkartacak. ve kendilerine okul dışındaki, ve belki ilerde tutacaktan meslekler dışındaki hayatı tanıtacak bir iş...
Hiç bir iş tutmasalar, bir önceki tatilde biriktirmiş oldukları parayla bir geziye çıkıp memleketlerini tanımaya çıkarlar.
Bizim memleketimizdeki liseli ve üniversiteli gençliğin kayıtsızlığı belki başka hiçbir Batı memleketinde yoktur.
Sanki kışın biraz ders çalışmakla kendi kendilerine ve memleketlerine karşı bütün görevlerini yerine getirip dört ay başka hiç bir ciddi iş yapamıyacak kadar yorulmuş da «Avare hu» diye sokaklara dökülmüşlerdir.
Kabahat elbette ki kendilerinden önce ana - babalarındadır.
30 una yaklaşan oğlu bir iş tutup para kazanmak istediğinde fena halde alınıp,
— Ben senden cep harçlığını esirgedim de bu yaşta para kazanmak istiyorsun?
Diye göz yaşı döken şehirli anaların, İngiltere yahut Amerika'da zengin çocuklarına yazları garsonluk yaptırılmasını ayıplıyan babaların hiç de az olmadığı bir memlekettir Türkiye.
Anasının sokakta ekmek taşımaktan utandığını görerek yetişen bir liseli genç kız, elbette yazın bir dükkâna girip çalışmayı... babasının sokakta kendinden yaşlı insanlara, eğer mevkileri daha «küçük» se, «oğlum» diye ve «sen» diye hitabettiğini görerek yetişen bir liseli delikanlı, elbette yazın bir lokantada garsonluk, bir otelde kapıcılık yapmayı düşünemez.
Biz hâlâ şerefli ve toplum için lüzumlu işleri «muteber» ve «muteber olmıyan» diye sınıflandıracak kadar geri bir Osmanlı zihniyeti içindeyiz.
Onun için de işte bütün bir okuyan gençlik, her yılın 3-4 ayı sokaklarda sürtüp ıslık çalmaktan, şarkı söylemekten, yahut bisiklete binip kızsa kaçmak erkekse kovalamaktan başka yapacak bir iş bulamaz.
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Neden "Avare Hu?",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/429 ulaşıldı.