"Bahçesinde Çiçek Yetiştiren Adam"
Başlık:
"Bahçesinde Çiçek Yetiştiren Adam"
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11707, s. 1
Tarih:
1955-07-24
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
GÜNÜN Işığında
«Bahçesinde çiçek yetiştiren adam»
Muhalefet partilerinin iktidardan, ikide birde, kanunlara bağlı kalmasını, kanunsuz hareket etmemesini rica etmek zorunda kaldıkları bir memlekette, o muhalefet partilerinin, iktidar tarafından ikide birde bozgunculukla, vatana ihanetle suçlandırılması, işlerin ne kadar altüst olduğunu, ne kadar çıkmaza girdiğini göstermeğe yetse gerektir.
Bugün Türkiye'de muhalefetin hiçbir işe yaramadığı, hiçbir işe yaramak fırsat ve imkanını bulamadığı kabul edilse bile, bir hizmeti inkâr edilemez: O da, kanun tanımıyan «adaletin ötesi» nde hüküm sürmekle öğünen bir iktidara karşı, kanunların, adaletin bekçiliğini yapmasıdır.
Demokrat Parti iktidarının, bugüne kadar verdiği kanuna saygısızlık ve adaletsizlik örnekleri ne kadar çoksa, Cumhuriyet Halk Partisiyle Cumhuriyetçi Millet Partisi gibi iki büyük muhalefet partisinin verdikleri kanuna saygı ve adaleti koruma örnekleri de o kadar çoktur.
Belki Türk Milletinin giriştiği bu son demokrasi tecrübesi de çok geçmeden durdurulacak, Türkiye yeniden bir mutlakıyet idaresinin karanlığına gömülecektir. Gidiş o gidiştir.
Fakat insanlığın ilerlemesini kendi hayatiyle, kendi hayatı sırasında tatmaya fırsat bulduğu nimet ve saadetlerle ölçecek kadar kısa görüşlü ve bencil olmıyanlar, bundan hayal kırıklığına, umutsuzluğa düşmemelidirler!
Başarısızlıkla sona erse bile, şu son birkaç yıllık demokrasi tecrübesi Türk Milletine çok şey öğretmiş, ilerde yeniden başlaması mukadder demokrasi tecrübelerine onu, daha hazırlıklı kılmış olacaktır.
1930 larda Mustafa Kemâl'in başarısızlıkla sona eren demokrasi tecrübesini düşünün: O tecrübenin başarısızlıkla sona ermesinde, irticaın muhalefeti kendine âlet edebilmesi âmil olmuştu.
Bir de bugünkü durumu düşünün: Bugün irtica ancak, hiçbir müsbet işe dayanamıyacak kadar başarısız bir iktidarı istismar edebilmekte, bütün muhalefet partilerinin kapılarını ise kendine karşı sımsıkı kapalı bulmaktadır. İrticaı önleyici kanunlara riayetsizlik eden, iktidarın bakan ve milletvekilleri, o kanunlara riayetsizliği görülecek partililerin savcılığa verilmesi için teşkilâtına genelge yollıyansa bir muhalefet partisidir.
25 yılda bu kadar büyük bir değişiklik, bu kadar büyük bir gelişme, bir millet hayatında asla küçümsenemez.
Bugün, kanunları çiğniyerek muhalefet partilerinin toplantılarına engel olan bir iktidar, çok geçmeden muhalefet partilerinin kapılarına kilit de vurabilir. Fakat dünyayı kendi hayatiyle sınırlı görmiyecek olgunlukta insanlar için bundan umutsuzluğa düşmeğe sebep yoktur.
«Bahçesinde çiçek yetiştiren adam çiçekten bir şey bekler mi?»
derdi Atatürk.
Bizler de millet hayatımızın şu devresinde demokrasiyi, hürriyeti, insan faklarını tutundurmak için katlandığımız sıkıntılardan kendi kısa hayatımızda bir şey beklemiyecek kadar olgun olmalıyız!
Bugünkü tecrübede muhalefetin nice sıkıntılar bahasına ekmiş olduğu hürriyet ve demokrasi tohumları, milletimizin bir ilerki demokrasi tecrübesinde hiç şüphesiz meyvalarını verecektir.
«Ancak bu tarzda düşünen ve çalışan adamlardır ki memleketlerine ve milletlerine ve bunların istikbaline faydalı olabilirler»
derdi Atatürk.
«Esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak şahsiyetiyle kaim gören adamlar, milletlerinin saadetine hizmet etmiş sayılmazlar. Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler, milletlerini yaşamak ve ilerlemek imkânlarına nail ederler. Kendi gidince terakki ve hareket durur zannetmek bir gaflettir»
derdi.
İşte bugün memleketimizde cereyan eden mücadele de, «esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak kendi şahsiyetiyle kaim gören adamlar» la, bahçesinde yetiştirdiği çiçekten kendisi için bir şey beklemiyen adamlar arasındaki mücadeledir.
Tarihin bu mücadelede kimleri zafere ulaştıracağını şimdiden bilememek için, birinciler kadar gaflet içinde bulunmak gerekir.
----------
Not:
Atatürk'ün bu yazıya aldığımız sözleri, 1937 Martında, o zamanın Romanya Dışişleri Bakanı M. Antonescu ile yaptığı bir konuşmadandır. (Atatürkün Söylev ve Demeçleri: Cilt II - Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1952).
Düzeltme:
Dünkü yazımızda, 4 üncü sütunun 3 üncü satırındaki son kelime «basınımızda da» olacaktır.
Bülend ECEVİT
«Bahçesinde çiçek yetiştiren adam»
Muhalefet partilerinin iktidardan, ikide birde, kanunlara bağlı kalmasını, kanunsuz hareket etmemesini rica etmek zorunda kaldıkları bir memlekette, o muhalefet partilerinin, iktidar tarafından ikide birde bozgunculukla, vatana ihanetle suçlandırılması, işlerin ne kadar altüst olduğunu, ne kadar çıkmaza girdiğini göstermeğe yetse gerektir.
Bugün Türkiye'de muhalefetin hiçbir işe yaramadığı, hiçbir işe yaramak fırsat ve imkanını bulamadığı kabul edilse bile, bir hizmeti inkâr edilemez: O da, kanun tanımıyan «adaletin ötesi» nde hüküm sürmekle öğünen bir iktidara karşı, kanunların, adaletin bekçiliğini yapmasıdır.
Demokrat Parti iktidarının, bugüne kadar verdiği kanuna saygısızlık ve adaletsizlik örnekleri ne kadar çoksa, Cumhuriyet Halk Partisiyle Cumhuriyetçi Millet Partisi gibi iki büyük muhalefet partisinin verdikleri kanuna saygı ve adaleti koruma örnekleri de o kadar çoktur.
Belki Türk Milletinin giriştiği bu son demokrasi tecrübesi de çok geçmeden durdurulacak, Türkiye yeniden bir mutlakıyet idaresinin karanlığına gömülecektir. Gidiş o gidiştir.
Fakat insanlığın ilerlemesini kendi hayatiyle, kendi hayatı sırasında tatmaya fırsat bulduğu nimet ve saadetlerle ölçecek kadar kısa görüşlü ve bencil olmıyanlar, bundan hayal kırıklığına, umutsuzluğa düşmemelidirler!
Başarısızlıkla sona erse bile, şu son birkaç yıllık demokrasi tecrübesi Türk Milletine çok şey öğretmiş, ilerde yeniden başlaması mukadder demokrasi tecrübelerine onu, daha hazırlıklı kılmış olacaktır.
1930 larda Mustafa Kemâl'in başarısızlıkla sona eren demokrasi tecrübesini düşünün: O tecrübenin başarısızlıkla sona ermesinde, irticaın muhalefeti kendine âlet edebilmesi âmil olmuştu.
Bir de bugünkü durumu düşünün: Bugün irtica ancak, hiçbir müsbet işe dayanamıyacak kadar başarısız bir iktidarı istismar edebilmekte, bütün muhalefet partilerinin kapılarını ise kendine karşı sımsıkı kapalı bulmaktadır. İrticaı önleyici kanunlara riayetsizlik eden, iktidarın bakan ve milletvekilleri, o kanunlara riayetsizliği görülecek partililerin savcılığa verilmesi için teşkilâtına genelge yollıyansa bir muhalefet partisidir.
25 yılda bu kadar büyük bir değişiklik, bu kadar büyük bir gelişme, bir millet hayatında asla küçümsenemez.
Bugün, kanunları çiğniyerek muhalefet partilerinin toplantılarına engel olan bir iktidar, çok geçmeden muhalefet partilerinin kapılarına kilit de vurabilir. Fakat dünyayı kendi hayatiyle sınırlı görmiyecek olgunlukta insanlar için bundan umutsuzluğa düşmeğe sebep yoktur.
«Bahçesinde çiçek yetiştiren adam çiçekten bir şey bekler mi?»
derdi Atatürk.
Bizler de millet hayatımızın şu devresinde demokrasiyi, hürriyeti, insan faklarını tutundurmak için katlandığımız sıkıntılardan kendi kısa hayatımızda bir şey beklemiyecek kadar olgun olmalıyız!
Bugünkü tecrübede muhalefetin nice sıkıntılar bahasına ekmiş olduğu hürriyet ve demokrasi tohumları, milletimizin bir ilerki demokrasi tecrübesinde hiç şüphesiz meyvalarını verecektir.
«Ancak bu tarzda düşünen ve çalışan adamlardır ki memleketlerine ve milletlerine ve bunların istikbaline faydalı olabilirler»
derdi Atatürk.
«Esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak şahsiyetiyle kaim gören adamlar, milletlerinin saadetine hizmet etmiş sayılmazlar. Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler, milletlerini yaşamak ve ilerlemek imkânlarına nail ederler. Kendi gidince terakki ve hareket durur zannetmek bir gaflettir»
derdi.
İşte bugün memleketimizde cereyan eden mücadele de, «esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak kendi şahsiyetiyle kaim gören adamlar» la, bahçesinde yetiştirdiği çiçekten kendisi için bir şey beklemiyen adamlar arasındaki mücadeledir.
Tarihin bu mücadelede kimleri zafere ulaştıracağını şimdiden bilememek için, birinciler kadar gaflet içinde bulunmak gerekir.
----------
Not:
Atatürk'ün bu yazıya aldığımız sözleri, 1937 Martında, o zamanın Romanya Dışişleri Bakanı M. Antonescu ile yaptığı bir konuşmadandır. (Atatürkün Söylev ve Demeçleri: Cilt II - Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1952).
Düzeltme:
Dünkü yazımızda, 4 üncü sütunun 3 üncü satırındaki son kelime «basınımızda da» olacaktır.
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“"Bahçesinde Çiçek Yetiştiren Adam",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 3 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/426 ulaşıldı.