Endüstrinin Ham Maddesi: Çocuk
Title:
Endüstrinin Ham Maddesi: Çocuk
Source:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11691, s. 1
Date:
1955-07-08
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Text:
GÜNÜN Işığında
Endüstrinin ham maddesi: Çocuk..
Amerika, Kanada gibi başdöndürücü bir hızla kalkınan ülkeleri görünce insan, endüstrinin başlıca ham maddesinin çocuk olduğunu anlıyor.
Bu iki memlekette de çocuklar artık koşmaca değil, saklambaç değil, kaydırak yahut tavşankaçtı değil, makine oyunları oynuyorlar. Makinelerin ortasında makinelerle beraber büyüyorlar. Gökteki uçağın, denizdeki zırhlının, istasyondaki lokomotifin cinsini, otomobilin nasıl işlediğini bilerek yetişiyorlar.
Kimya, fizik onlar için sıkıcı birer ders değil, oyunların en eğlencelisi...
Hizmetten çıkarılmış lokomotifler, gemiler, onlar içine girip oynasın diye parkların ortasına, göllerin kıyısına bırakılıyor.
Yaşları biraz büyüyünce, eski otomobilleri sökerek onlardan yeni otomobiller kurup yarışa çıkıyorlar.
Ford fabrikasının amatör teknisyenler için bir dergisi var. Bu dergi, daha çocuk sayılabilecek yaşta insanlann oyun oynarken yaptıkları ufak tefek keşiflerle otomobil endüstrisine hizmetlerini anlatır.
Fabrikalar, barajlar ve endüstri yerleri, ilkokulların birer lâboratuvarı gibidir. Çocuklara, aralıksız, böyle yerler gezdirilip, her âletin neye yaradığı, her makinenin nasıl işlediği, her mamûl maddenin nasıl yapıldığı gösterilir.
Nasıl Orta Asya'daki akıncılık günlerinde Türkler atlarla beraber büyürlerdi ise, bugün de Amerikalılar, Kanadalılar makinelerle beraber büyüyorlar. Bir eski akıncının atını bildiği gibi, onlar da makinelerini biliyorlar. O günlerin akıncılığı atlarla yapılırdı, bugününkü makinelerle yapılıyor.
Artık o memleketlerde yetişkin isçi bulmak mesele değildir. Hemen her gencin eli ve zihni makineye yatkındır. Makine bir sır, bir kapalı kutu olmaktan çıkmıştır.
Bizim gibi, bir çağ boyu geril kalmış bir memleket, kalkınırken kestirme yollar arayıp bulmak zorundadır. Bn çağın ileri memleketleri o kadar büyük bir hızla ilerliyorlar ki onlarla aramızdaki mesafeyi başka türlü kapatamayız.
Bu kestirme yollardan biri de, daha hayatımız makineleşmeden, daha memleketimiz endüstriyel bir memleket olmadan, makineyi çocukların hayatına sokmak, çocuklar için makineyi oyunlaştırmaktır. Öyle ki bir çocuk büyüdüğü zaman makine ile uğraşmak onun için bir ihtiyaç haline, bir ikinci tabiat haline gelmiş olsun.
İşte o zaman endüstriyel kalkınma bizim için yalnız sosyal ve ekonomik değil, hem de psikolojik bir ihtiyaç olacak ve bu kalkınma o nisbette hızlanacaktır.
Endüstrinin en değerli ham maddesi, makinelerle beraber büyüyen çocuklardır.
Memleketimizin kalkınmasını hızlandırmak için bizim de buna ihtiyacımız vardır.
Bülend ECEVİT
Endüstrinin ham maddesi: Çocuk..
Amerika, Kanada gibi başdöndürücü bir hızla kalkınan ülkeleri görünce insan, endüstrinin başlıca ham maddesinin çocuk olduğunu anlıyor.
Bu iki memlekette de çocuklar artık koşmaca değil, saklambaç değil, kaydırak yahut tavşankaçtı değil, makine oyunları oynuyorlar. Makinelerin ortasında makinelerle beraber büyüyorlar. Gökteki uçağın, denizdeki zırhlının, istasyondaki lokomotifin cinsini, otomobilin nasıl işlediğini bilerek yetişiyorlar.
Kimya, fizik onlar için sıkıcı birer ders değil, oyunların en eğlencelisi...
Hizmetten çıkarılmış lokomotifler, gemiler, onlar içine girip oynasın diye parkların ortasına, göllerin kıyısına bırakılıyor.
Yaşları biraz büyüyünce, eski otomobilleri sökerek onlardan yeni otomobiller kurup yarışa çıkıyorlar.
Ford fabrikasının amatör teknisyenler için bir dergisi var. Bu dergi, daha çocuk sayılabilecek yaşta insanlann oyun oynarken yaptıkları ufak tefek keşiflerle otomobil endüstrisine hizmetlerini anlatır.
Fabrikalar, barajlar ve endüstri yerleri, ilkokulların birer lâboratuvarı gibidir. Çocuklara, aralıksız, böyle yerler gezdirilip, her âletin neye yaradığı, her makinenin nasıl işlediği, her mamûl maddenin nasıl yapıldığı gösterilir.
Nasıl Orta Asya'daki akıncılık günlerinde Türkler atlarla beraber büyürlerdi ise, bugün de Amerikalılar, Kanadalılar makinelerle beraber büyüyorlar. Bir eski akıncının atını bildiği gibi, onlar da makinelerini biliyorlar. O günlerin akıncılığı atlarla yapılırdı, bugününkü makinelerle yapılıyor.
Artık o memleketlerde yetişkin isçi bulmak mesele değildir. Hemen her gencin eli ve zihni makineye yatkındır. Makine bir sır, bir kapalı kutu olmaktan çıkmıştır.
Bizim gibi, bir çağ boyu geril kalmış bir memleket, kalkınırken kestirme yollar arayıp bulmak zorundadır. Bn çağın ileri memleketleri o kadar büyük bir hızla ilerliyorlar ki onlarla aramızdaki mesafeyi başka türlü kapatamayız.
Bu kestirme yollardan biri de, daha hayatımız makineleşmeden, daha memleketimiz endüstriyel bir memleket olmadan, makineyi çocukların hayatına sokmak, çocuklar için makineyi oyunlaştırmaktır. Öyle ki bir çocuk büyüdüğü zaman makine ile uğraşmak onun için bir ihtiyaç haline, bir ikinci tabiat haline gelmiş olsun.
İşte o zaman endüstriyel kalkınma bizim için yalnız sosyal ve ekonomik değil, hem de psikolojik bir ihtiyaç olacak ve bu kalkınma o nisbette hızlanacaktır.
Endüstrinin en değerli ham maddesi, makinelerle beraber büyüyen çocuklardır.
Memleketimizin kalkınmasını hızlandırmak için bizim de buna ihtiyacımız vardır.
Bülend ECEVİT
Collection
Citation
“Endüstrinin Ham Maddesi: Çocuk,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/411.