Radyo Konuşmaları
Title:
Radyo Konuşmaları
Source:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11690, s. 1
Date:
1955-07-07
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Text:
GÜNÜN Işığında
Radyo konuşmaları
Radyodan seçim konuşmaları yapılması için siyasî partilere C.H.P. iktidarı zamanında tanınmış olan bir hak, 1954 seçimlerinden sonra çıkarılan bir kanunla kaldırıldı. Şimdi radyoda ancak Bakanlar kendi Bakanlıklarının icraatına dair izahat verebilirler.
Böylelikle radyo, evvelce olduğundan daha anti-demokratik bir hale getirilmiş oldu. Biraz insaflı bir hükümetin bu kadarı ile yetinmesi beklenirdi.
Fakat öyle olmadı.
Öyle olmadığının canlı delilleri şimdi her akşam vatandasların kulaklarındadır.
Hükümet, bazı zarurî istihlâk maddelerinde hissedilen buhranın gerek bir buhran olmadığını, sunî olarak yaratıldığını ileri sürmüş ve halkın yersiz kaygılara kapılıp bu maddeler üzerine üşüşmesini önlemek için radyo ile izahat vermeyi kararlaştırmıştır.
İşte son hükümet tebliğinin bu konudaki cümleleri:
«... Bu sebeple hükümetçe, katî rakamlara ve müsbet vakıalara dayanmak suretiyle bütün bu mevzular hakkında geniş izahlar hazırlanmış olup bunlar memleketin yüksek menfaatini korumak için radyo ve Anadolu Ajansı vasıtasiyle muntazam ve daimi surette neşredilecektir. Halkımız ve matbuatımız, muhalefetin yıkıcı ve esassız iddialariyle hükümetin bu izahlarını karşılaştırdıktan sonra, memleketin bugünkü iktisadi ve mali durumu hakkında tam ve objektif bir karara varacaktır. Millî menfaatleri en büyük dikkat ve hassasiyetle takibeden hükümetin, v.s., v.s.»
İkinci cümlenin gerçek durumla hiçbir ilişiği olmadığı ortadadır. Muhalefetin sesi birkaç gazete sütununda ve birkaç toplantı yerinde sıkışıp kalmakta, iktidar ise sesini, radyo ve Anadolu Ajansı vasıtasiyle bütün yurda «muntazam ve daimi surette» yaymaktadır.
Durum böyle iken, halkın, muhalefet tarafından ileri sürülen iddialarla hükümet tarafından verilen izahatı karşılaştırabileceğini söylemek, muhalefetle de halkla da alay etmektir.
Fakat bunun üstünde durmağa değmez. Çünkü muhalefet, kendi iddialarını istediği kadar halka duyuramasın, halk, her gün evinde ve çarşıda kalşılaştığı gerçekleri fark edebilmek için muhalefet tarafından bunların kendisine hatırlatılması ihtiyacında değildir. Eğer bazı maddeler yoksa, bunlar. yok olduğu muhalefet tarafından söylenmese de yoktur. Halk, hükümetin radyoda yayınlanan «geniş izahlar» ını «muhalefetin yıkıcı ve esassız» iddialariyle değil, doğrudan doğruya piyasadaki durumla karşılaştıracaktır.
Gümrük ve Tekel Bakanının memlekette ne kadar bol çay müjdelediği gün, vatandaş, muhalefete başvurup da, «Bakan doğru mu söylüyor?» diye sormıyacak, çaycıya gidip «çayın var mı?» diye soracaktır.
İşletmeler Bakanının, eski iktidardan şu kadar iğ devralınmıştı, 5 yılda buna şu kadar iğ ilâve edildi, gelecek yıl da şu kadar iğ ilâve edilecek, «bu suretle iğ adedimiz bir milyona yaklaşmış bulunacak» diye radyodan hesap verdiği gün vatandaş, bir de muhalefetten hesap sormıyacak, gidip meselâ Sümerbank'ın satış şubesindeki yüzde 20-40 zamlı yeni etiketlere bakacaktır.
Onun için, elinde o kadar geniş yayın imkânları bulunmasına rağmen, hükümet, şimdi muhalefetten daha avantajlı bir durumda sayılamaz.
Bu yönden bakılınca, radyoda muhalefete söz hakkı tanınmamasının belki büyük bir mahzuru da görülmez.
Fakat Bakanların radyoda yaptıkları konuşmalar, iktisadî ve malî durum hakkında «katî rakamlara ve müsbet vakıalara» dayanan izahattan ibaret değildir. Bu konuşmala vesile bilinerek muhalefete hakaret edilmekte, en ağır suçlar yüklenmekte, radyodan birer Bakan değil, sırtını devlete dayamış birer parti propagandacısı ağziyle konuşulmaktadır.
Böylelikle «millî menfaatleri en büyük dikkat ve hassasiyetle» takibetmek iddiasında bulunan hükümet, «memleketin yüksek menfaatleri» ni bu kadar yakından ilgilendiren bir konuda bile partizanlığı her şeye üstün tuttuğunu bir kere daha ve bütün vatandaşların kulakları dibinde, her akşam «muntazam ve daimi surette» haykırmış olmaktadır.
Bülend ECEVİT
Radyo konuşmaları
Radyodan seçim konuşmaları yapılması için siyasî partilere C.H.P. iktidarı zamanında tanınmış olan bir hak, 1954 seçimlerinden sonra çıkarılan bir kanunla kaldırıldı. Şimdi radyoda ancak Bakanlar kendi Bakanlıklarının icraatına dair izahat verebilirler.
Böylelikle radyo, evvelce olduğundan daha anti-demokratik bir hale getirilmiş oldu. Biraz insaflı bir hükümetin bu kadarı ile yetinmesi beklenirdi.
Fakat öyle olmadı.
Öyle olmadığının canlı delilleri şimdi her akşam vatandasların kulaklarındadır.
Hükümet, bazı zarurî istihlâk maddelerinde hissedilen buhranın gerek bir buhran olmadığını, sunî olarak yaratıldığını ileri sürmüş ve halkın yersiz kaygılara kapılıp bu maddeler üzerine üşüşmesini önlemek için radyo ile izahat vermeyi kararlaştırmıştır.
İşte son hükümet tebliğinin bu konudaki cümleleri:
«... Bu sebeple hükümetçe, katî rakamlara ve müsbet vakıalara dayanmak suretiyle bütün bu mevzular hakkında geniş izahlar hazırlanmış olup bunlar memleketin yüksek menfaatini korumak için radyo ve Anadolu Ajansı vasıtasiyle muntazam ve daimi surette neşredilecektir. Halkımız ve matbuatımız, muhalefetin yıkıcı ve esassız iddialariyle hükümetin bu izahlarını karşılaştırdıktan sonra, memleketin bugünkü iktisadi ve mali durumu hakkında tam ve objektif bir karara varacaktır. Millî menfaatleri en büyük dikkat ve hassasiyetle takibeden hükümetin, v.s., v.s.»
İkinci cümlenin gerçek durumla hiçbir ilişiği olmadığı ortadadır. Muhalefetin sesi birkaç gazete sütununda ve birkaç toplantı yerinde sıkışıp kalmakta, iktidar ise sesini, radyo ve Anadolu Ajansı vasıtasiyle bütün yurda «muntazam ve daimi surette» yaymaktadır.
Durum böyle iken, halkın, muhalefet tarafından ileri sürülen iddialarla hükümet tarafından verilen izahatı karşılaştırabileceğini söylemek, muhalefetle de halkla da alay etmektir.
Fakat bunun üstünde durmağa değmez. Çünkü muhalefet, kendi iddialarını istediği kadar halka duyuramasın, halk, her gün evinde ve çarşıda kalşılaştığı gerçekleri fark edebilmek için muhalefet tarafından bunların kendisine hatırlatılması ihtiyacında değildir. Eğer bazı maddeler yoksa, bunlar. yok olduğu muhalefet tarafından söylenmese de yoktur. Halk, hükümetin radyoda yayınlanan «geniş izahlar» ını «muhalefetin yıkıcı ve esassız» iddialariyle değil, doğrudan doğruya piyasadaki durumla karşılaştıracaktır.
Gümrük ve Tekel Bakanının memlekette ne kadar bol çay müjdelediği gün, vatandaş, muhalefete başvurup da, «Bakan doğru mu söylüyor?» diye sormıyacak, çaycıya gidip «çayın var mı?» diye soracaktır.
İşletmeler Bakanının, eski iktidardan şu kadar iğ devralınmıştı, 5 yılda buna şu kadar iğ ilâve edildi, gelecek yıl da şu kadar iğ ilâve edilecek, «bu suretle iğ adedimiz bir milyona yaklaşmış bulunacak» diye radyodan hesap verdiği gün vatandaş, bir de muhalefetten hesap sormıyacak, gidip meselâ Sümerbank'ın satış şubesindeki yüzde 20-40 zamlı yeni etiketlere bakacaktır.
Onun için, elinde o kadar geniş yayın imkânları bulunmasına rağmen, hükümet, şimdi muhalefetten daha avantajlı bir durumda sayılamaz.
Bu yönden bakılınca, radyoda muhalefete söz hakkı tanınmamasının belki büyük bir mahzuru da görülmez.
Fakat Bakanların radyoda yaptıkları konuşmalar, iktisadî ve malî durum hakkında «katî rakamlara ve müsbet vakıalara» dayanan izahattan ibaret değildir. Bu konuşmala vesile bilinerek muhalefete hakaret edilmekte, en ağır suçlar yüklenmekte, radyodan birer Bakan değil, sırtını devlete dayamış birer parti propagandacısı ağziyle konuşulmaktadır.
Böylelikle «millî menfaatleri en büyük dikkat ve hassasiyetle» takibetmek iddiasında bulunan hükümet, «memleketin yüksek menfaatleri» ni bu kadar yakından ilgilendiren bir konuda bile partizanlığı her şeye üstün tuttuğunu bir kere daha ve bütün vatandaşların kulakları dibinde, her akşam «muntazam ve daimi surette» haykırmış olmaktadır.
Bülend ECEVİT
Collection
Citation
“Radyo Konuşmaları,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/410.