Yeşil Cüppeli Cumhuriyet Çocukları
Başlık:
Yeşil Cüppeli Cumhuriyet Çocukları
Kaynak:
Halkçı, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1955-04-24
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA :
Yeşil cüppeli Cumhuriyet çocukları
Bülend ECEVİT
Dün, 23 Nisan günü, Atatürk Bulvarı’nda, Zafer Meydanındaki Atatürk Heykelinin önünden yeşil cüppeli, başı sarıklı çocuklar geçti.
Cumhuriyet Devrinin İlkokullarında okuyan bu yeşil cüppeli, başı sarıklı çocuklar, Osmanlı Devrinin Mehter Takımını temsil ediyorlardı. Ağır ağır, sallana sallana yürüyüşleri, Mehter Takımının yürüyüşü çaldıkları o devrin marşları idi.
İzci yahut öğrenci kılığında Bulvar'dan geçen çocuklardan daha düzenli yürüyor, izcilerin borazan ve trampet takımlarından daha iyi çalıyorlardı. Belli ki 23 Nisan’da Ankara sokaklarında yapacakları bu yürüyüş için haftalarca önceden çalıştırılmaya başlamışlardı.
Biliyoruz söylenecekleri:
—Efendim bir millet mâzisini inkâr etmeli midir?.. Osmanlı Tarihi, her Türkün göğsünü kabartacak şerefli sayfalarla dolu değil midir?.. Mehter Takımını, bir zamanlar Avrupa’yı titreten Türk gücünün bir hâtırası olarak canlandırmakta, yeni yetişen yavrularımıza göstermekte ne mahzur vardır?... İngilizler de geleneklerine bağlı değiller midir, böyle törenlerde imparatorluklarının şaşaalı devirlerini canlandıracak kıyafetlere girmezler mi?
Bütün bu mantığı, bu edebiyatı biliyoruz! Yıllardır yeni nesillerin kafası bu mantıkla zorlanıyor, kulaklarımız bu edebiyatla dolduruluyor.
Bu mantığa, bu edebiyata karşı bizim bir sorumuz var:
—Atatürk’ün sağlığında bir 23 Nisan günü, Ankara’daki Atatürk Bulvarı’ndan yeşil cüppeli, başı sarıklı Türk çocukları geçirilebilir miydi ?
Bu soruyu Millî Eğitim Bakanlığına, Ankara’da 23 Nisan’ın kutlanmasından sorumlu makamlara, ilkokul öğrencilerinden Mehter Takımı yetiştiren okul idaresine, ve daha kimler üstüne alınırsa onlara soruyor, ve lütfen bir cevap istiyoruz:
Atatürk’ün sağlığında da böyle bir gösteriye cüret edebilirler miydi? Atatürk’ün hâtırasını korumak için konun çıkaranlardan da sormak isteriz.
—Atatürk’ün hâtırasına, Onun Zafer Meydanı’ndaki heykeli önünden Cumhuriyet çocuklarını, üzerlerine yeşil cüppe, başlarına sarık giydirerek geçirmek kadar büyük bir saygısızlık tasavvur edebilirler mi?
Böyle bahislerde kendimizi İngiltere ile, başka Batı memleketlerile bir göremeyiz. Yakın tarihimiz karşısında biz onlardan başka bir durumdayız.
Biz, bütün yaşama ve düşünme tarzında devrim yapmış, yakın tarihiyle kavgalı, yakın tarihiyle 32 yıldır mücadelede, ve bu mücadeleden halâ muzaffer çıkamamış bir milletiz.
Memleketimizin geriliğinden, milletimizin yoksulluk ve cehaletinden ve yüzyıllardır çektiği ıstıraplardan, şerefli sayfalarıyla da beraber o tarih sorumludur. O tarihle bunun için mücadele halindeyiz.
Osmanlı Devri bizim için henüz geçmişe karışmamıştır. O Devrin damgası halâ kafamızda, ruhumuzda, zevklerimizde, çalışış tarzımızda, hattâ adım atışımızdadır.
Ve biz şimdi bu [...] Cumhuriyet Devirimi [...] nesillerin de [...] yürüyüşü [...] temposu, Cumhuriyet nesillerine yabancıdır ve yabancı kalmalıdır.
Cumhuriyet öncesinin şerefli sayfalarını bile canlandıracak gösteriler, bizim için hâlâ 20 yıl, 30 yıl önceki kadar tehlikelerle doludur.
Cumhuriyet öncesine, Cumhuriyet’ten önceki yakın tarihimize gözlerimizi korkusuz, kaygısız çevirebileceğimiz günler de gelecektir. Fakat o günler henüz bizden uzaktır, ve eski devrin hâtırasını kafalarında canlı tutmak isteyenler devrimlerimizin yerleşmesine engel olmaya devam ettikleri müddetçe de uzak kalacaktır.
Şimdiden Cumhuriyet devri çocuklarını, hele 23 Nisan günü, yeşil cüppeyle sarık giydirerek yürüyüşe çıkarmaya, bu yürüyüşü öğretmek için onların okuldaki ders, hattâ oyun setlerini israf etmeye kimsenin hakkı olamaz, olmamalıdır!
Osmanlı devrinin çürük temelli ihtişamını değil, o devri erdiren bir hareketi anmak için vesile olan bir gün, 23 Nisan günü, Ankara sokaklarında böyle kutlanmamalıdır!
Yeşil cüppeli Cumhuriyet çocukları
Bülend ECEVİT
Dün, 23 Nisan günü, Atatürk Bulvarı’nda, Zafer Meydanındaki Atatürk Heykelinin önünden yeşil cüppeli, başı sarıklı çocuklar geçti.
Cumhuriyet Devrinin İlkokullarında okuyan bu yeşil cüppeli, başı sarıklı çocuklar, Osmanlı Devrinin Mehter Takımını temsil ediyorlardı. Ağır ağır, sallana sallana yürüyüşleri, Mehter Takımının yürüyüşü çaldıkları o devrin marşları idi.
İzci yahut öğrenci kılığında Bulvar'dan geçen çocuklardan daha düzenli yürüyor, izcilerin borazan ve trampet takımlarından daha iyi çalıyorlardı. Belli ki 23 Nisan’da Ankara sokaklarında yapacakları bu yürüyüş için haftalarca önceden çalıştırılmaya başlamışlardı.
Biliyoruz söylenecekleri:
—Efendim bir millet mâzisini inkâr etmeli midir?.. Osmanlı Tarihi, her Türkün göğsünü kabartacak şerefli sayfalarla dolu değil midir?.. Mehter Takımını, bir zamanlar Avrupa’yı titreten Türk gücünün bir hâtırası olarak canlandırmakta, yeni yetişen yavrularımıza göstermekte ne mahzur vardır?... İngilizler de geleneklerine bağlı değiller midir, böyle törenlerde imparatorluklarının şaşaalı devirlerini canlandıracak kıyafetlere girmezler mi?
Bütün bu mantığı, bu edebiyatı biliyoruz! Yıllardır yeni nesillerin kafası bu mantıkla zorlanıyor, kulaklarımız bu edebiyatla dolduruluyor.
Bu mantığa, bu edebiyata karşı bizim bir sorumuz var:
—Atatürk’ün sağlığında bir 23 Nisan günü, Ankara’daki Atatürk Bulvarı’ndan yeşil cüppeli, başı sarıklı Türk çocukları geçirilebilir miydi ?
Bu soruyu Millî Eğitim Bakanlığına, Ankara’da 23 Nisan’ın kutlanmasından sorumlu makamlara, ilkokul öğrencilerinden Mehter Takımı yetiştiren okul idaresine, ve daha kimler üstüne alınırsa onlara soruyor, ve lütfen bir cevap istiyoruz:
Atatürk’ün sağlığında da böyle bir gösteriye cüret edebilirler miydi? Atatürk’ün hâtırasını korumak için konun çıkaranlardan da sormak isteriz.
—Atatürk’ün hâtırasına, Onun Zafer Meydanı’ndaki heykeli önünden Cumhuriyet çocuklarını, üzerlerine yeşil cüppe, başlarına sarık giydirerek geçirmek kadar büyük bir saygısızlık tasavvur edebilirler mi?
Böyle bahislerde kendimizi İngiltere ile, başka Batı memleketlerile bir göremeyiz. Yakın tarihimiz karşısında biz onlardan başka bir durumdayız.
Biz, bütün yaşama ve düşünme tarzında devrim yapmış, yakın tarihiyle kavgalı, yakın tarihiyle 32 yıldır mücadelede, ve bu mücadeleden halâ muzaffer çıkamamış bir milletiz.
Memleketimizin geriliğinden, milletimizin yoksulluk ve cehaletinden ve yüzyıllardır çektiği ıstıraplardan, şerefli sayfalarıyla da beraber o tarih sorumludur. O tarihle bunun için mücadele halindeyiz.
Osmanlı Devri bizim için henüz geçmişe karışmamıştır. O Devrin damgası halâ kafamızda, ruhumuzda, zevklerimizde, çalışış tarzımızda, hattâ adım atışımızdadır.
Ve biz şimdi bu [...] Cumhuriyet Devirimi [...] nesillerin de [...] yürüyüşü [...] temposu, Cumhuriyet nesillerine yabancıdır ve yabancı kalmalıdır.
Cumhuriyet öncesinin şerefli sayfalarını bile canlandıracak gösteriler, bizim için hâlâ 20 yıl, 30 yıl önceki kadar tehlikelerle doludur.
Cumhuriyet öncesine, Cumhuriyet’ten önceki yakın tarihimize gözlerimizi korkusuz, kaygısız çevirebileceğimiz günler de gelecektir. Fakat o günler henüz bizden uzaktır, ve eski devrin hâtırasını kafalarında canlı tutmak isteyenler devrimlerimizin yerleşmesine engel olmaya devam ettikleri müddetçe de uzak kalacaktır.
Şimdiden Cumhuriyet devri çocuklarını, hele 23 Nisan günü, yeşil cüppeyle sarık giydirerek yürüyüşe çıkarmaya, bu yürüyüşü öğretmek için onların okuldaki ders, hattâ oyun setlerini israf etmeye kimsenin hakkı olamaz, olmamalıdır!
Osmanlı devrinin çürük temelli ihtişamını değil, o devri erdiren bir hareketi anmak için vesile olan bir gün, 23 Nisan günü, Ankara sokaklarında böyle kutlanmamalıdır!
Koleksiyon
Alıntı
“Yeşil Cüppeli Cumhuriyet Çocukları,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/40 ulaşıldı.