Yeni Bir Türk Balesi: Hansel ve Gretel
Başlık:
Yeni Bir Türk Balesi: Hansel ve Gretel
Kaynak:
Ulus, s. 5
Tarih:
1952-05-30
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/21
Metin:
YENİ BİR TÜRK BALESİ
Hansel ve Gretel
Bülent ECEVİT
18 mayıs pazar ve 26 mayıs pazartesi günleri Devlet Konservatuvarı salonunda, birer bale müsameresi verilmiştir. Programları, aynı olan bu iki müsamerede, müziğini Bülent Arel'in, koreografisini Joy Newton'un hazırladığı "Bir Yaz Günü"; müziğini, Ulvi Cemal Erkin'in, koreografisini Ninette de Valois'nin hazırladığı "Keloğlan Masalı"; müziğini Bülent Arel'in, koreografisini Beatrice Appleyard'ın hazırladığı "Hansel ve Gretel"; koreografisini Johann Strauss'un bir parçası için Joy Newton'un hazırladığı "Balet Salonu"; müziğini Bülent Arel'in koreografisini Joy Newton'un hazırladığı bir Tirolyen Dansı; Joy Newton'un "Sıvas Düz Halayı", ayrıca birkaç küçük bale eseri temsil olunmuştur.
Bu dolgun programlı müsamereler, "Hansel ve Gretel" le, bale repertuvarımızın büyük bir eser kazandığını müjdelemiştir.
*
"Hansel ve Gretel" koreografisi bizim sahnemiz için, ve bizim bale sahasındaki imkânlarımız gözönünde tutularak hazırlanmış ilk gerçek bale eseridir, denebilir.
Memleketimize kısa bir zaman önce gelmiş olmasına rağmen, Miss Beatrice Appleyard'ın, imkân ve ihtiyaçlarımızı kavramış, usta ve zevk sahibi bir koreograf olduğu anlaşılmaktadır.
Bülent Arel'in bu eser için yazdığı müzik, ilk büyük bale müziğimiz olduğu gibi, dünya karşısına çıkarılabilecek değerde de bir bestedir. Bale Okulumuz kurulurken bu okula kompozitör ve piyanist olarak girmiş ve bugüne kadar memleketimizdeki bale çalışmalarında çok emeği geçmiş olan değerli ve genç kompozitörümüz, "Hansel ve Gretel" müziği ile, Türk balesine büyük bir hizmette daha bulunmuş olmaktadır.
"Hansel ve Gretel" in konusu Nordik folklordan alınmıştır. Çocukları korkutan ve onları çörek yapmak üzere avlıyan bir cadı ile Hansel ve Gretel adında iki kardeşin hikâyesidir. Hikâye, kız kardeşin cadıyı fırına itip erkek kardeşini kurtarmasiyle sona erdiği sırada, iki çocuğun elinde, cadıyı temsil eden bir oyuncak bebek kalır. Efsanenin insanî tarafı da buradadır: Bebek, hurafelerin asılsız, bizim hayalimiz mahsulü olduğunu gösterir.
Bülent Arel'in bestesinin en dikkate değer taraflarından biri, efsanedeki bu ruha uygun olmasıdır. Konu bir masal olduğu halde, başlangıcından itibaren müziğin realist ve enerjik bir üslûpta gitmesi, hurafeye inandırmak değil hurafeyi tahlil etmek gayesini güden, çocuk psikolojisindeki dehâya benzer tarafları ön plâna çıkartan hümanist bir atmosfer yaratması, entelektüel bir besteci karşısında olduğumuzu göstermektedir.
Bülent Arel bu bestesinde, folklor müziği temlerini hafif tadillerle esere sokmak gibi bir folklor istismarcılığına kaçmamış, o temleri, günümüzün ileri müzik anlayışına uygun bir şekilde deforme ederek kullanmıştır. Bülent Arel'in, taklitçiliğe kaçmamakla beraber beynelmilel bir lisanı vardır.
Şimdiye kadar garp balesini görmek fırsatı bulamamış bir bestecinin, bale müziğinde "Hansel ve Gretel" deki gibi yüksek bir seviyeye varmış olması da ayrıca dikkate değer.
Öğrendiğimize göre eser, aslında orkestra için yazılmış, fakat, bu temsillerde orkestra ile icrasına imkân bulunamamıştır. Buna rağmen, besteci tarafından piyanoda, orkestra yokluğunu duyurmıyacak bir ustalıkla çalınmıştır.
Son zamanlardaki eserleriyle, sahne dekorasyonu sahasında memleketimize büyük yenilikler getiren, dekor bakımından sahnelerimizi Batıyla bir seviyeye çıkartan Y. Mimar Sabih Kayan, "Hansel ve Gretel" için hazırladığı dekorda da başarı göstermiştir. Sabıh Kayan'ın, ışık oyunlariyle şekilleri iyi imtizaç ettiren geniş imkânlı, hareketli dekoru, esere çok şey kazandırmıştır.
"Hansel ve Gretel" deki cadı rolünde Mihran Ebeyan, günün en başarılı oyununu çıkarmıştır. Mihran Ebeyan'ın tekniği sağlam, dramatik enterpretasyon kaabiliyeti de çok ileridir.
Hansel rolünde Ferit Akın, Gretel rolünde de Gülen Almışlar, küçük yaşlarından beklenmiyecek bir anlayışla oynamışlardır. Balemizin yarınına ne kadar güvenle bakabileceğimizi, bu iki küçük bale öğrencisi bize göstermektedir. Rahat ve zarif duruşları, kendinden emin hareketleriyle Ferit Akın, sahnede, büyük bir bale artistisinin bir minyatürü gibi görünmektedir.
Programın diğer eserlerinde, Hüsnü Sunal'ın ve Ömer Sezer'in oyunları da dikkati çekmiştir. Ömer Sezer'in çevik ve ölçülü bir oyunu var.
Hüsnü Sunal'ın tekniği kuvvetli, oynayışı duygulu ve esprili, hareketleri rahattır. Bu rahatlığı bazan lâkayıtlığa varıyor ama diğer meziyetleri onu da hoş göstermektedir. Hüsnü Sunal'ın, enterpretasyon kaabiliyeti olan, şahsiyet sahibi bir bale sanatkârı olarak inkişaf edeceğine inanabiliriz.
Bale sahnemize dışardan katılmış sanatkârlardan Güzide Kalın, Kaya İlhan, Tenasüp Onad ve Fezal Esmen, her zamanki zarif oyunlariyle gene ilgi toplamışlardır. Dramatik enterpretasyonları ve mimikleri çok iyidir. Gerçek balede mimiğe pek yer yoksa da, şimdiki seviyemiz bizi bale ve modern dans arası bir sanatla yetinmek zorunda bıraktığına göre, bu dört sanatkârımızın mimik kaabiliyetleri çok makbule geçmektedir.
*
Acele işe şeytan karıştığına inanan İngilizlerin sabırlı ve sağlam metodlu bale öğretim sistemine kendimizi bağlamış olmamız bizim için büyük bir kazançtır. Öylelikle, bu güç sanatın yolunda, genç bale öğrenci ve sanatçılarımız, acelesiz fakat sağlam adımlarla ilerlemektedirler. Dört başı mamur bir baleye kavuşmak için aşacağımız yol henüz uzundur, fakat sabrımızdan ne kadar büyük semereler alacağımızın müjdeleri şimdiden ortadadır.
Hansel ve Gretel
Bülent ECEVİT
18 mayıs pazar ve 26 mayıs pazartesi günleri Devlet Konservatuvarı salonunda, birer bale müsameresi verilmiştir. Programları, aynı olan bu iki müsamerede, müziğini Bülent Arel'in, koreografisini Joy Newton'un hazırladığı "Bir Yaz Günü"; müziğini, Ulvi Cemal Erkin'in, koreografisini Ninette de Valois'nin hazırladığı "Keloğlan Masalı"; müziğini Bülent Arel'in, koreografisini Beatrice Appleyard'ın hazırladığı "Hansel ve Gretel"; koreografisini Johann Strauss'un bir parçası için Joy Newton'un hazırladığı "Balet Salonu"; müziğini Bülent Arel'in koreografisini Joy Newton'un hazırladığı bir Tirolyen Dansı; Joy Newton'un "Sıvas Düz Halayı", ayrıca birkaç küçük bale eseri temsil olunmuştur.
Bu dolgun programlı müsamereler, "Hansel ve Gretel" le, bale repertuvarımızın büyük bir eser kazandığını müjdelemiştir.
*
"Hansel ve Gretel" koreografisi bizim sahnemiz için, ve bizim bale sahasındaki imkânlarımız gözönünde tutularak hazırlanmış ilk gerçek bale eseridir, denebilir.
Memleketimize kısa bir zaman önce gelmiş olmasına rağmen, Miss Beatrice Appleyard'ın, imkân ve ihtiyaçlarımızı kavramış, usta ve zevk sahibi bir koreograf olduğu anlaşılmaktadır.
Bülent Arel'in bu eser için yazdığı müzik, ilk büyük bale müziğimiz olduğu gibi, dünya karşısına çıkarılabilecek değerde de bir bestedir. Bale Okulumuz kurulurken bu okula kompozitör ve piyanist olarak girmiş ve bugüne kadar memleketimizdeki bale çalışmalarında çok emeği geçmiş olan değerli ve genç kompozitörümüz, "Hansel ve Gretel" müziği ile, Türk balesine büyük bir hizmette daha bulunmuş olmaktadır.
"Hansel ve Gretel" in konusu Nordik folklordan alınmıştır. Çocukları korkutan ve onları çörek yapmak üzere avlıyan bir cadı ile Hansel ve Gretel adında iki kardeşin hikâyesidir. Hikâye, kız kardeşin cadıyı fırına itip erkek kardeşini kurtarmasiyle sona erdiği sırada, iki çocuğun elinde, cadıyı temsil eden bir oyuncak bebek kalır. Efsanenin insanî tarafı da buradadır: Bebek, hurafelerin asılsız, bizim hayalimiz mahsulü olduğunu gösterir.
Bülent Arel'in bestesinin en dikkate değer taraflarından biri, efsanedeki bu ruha uygun olmasıdır. Konu bir masal olduğu halde, başlangıcından itibaren müziğin realist ve enerjik bir üslûpta gitmesi, hurafeye inandırmak değil hurafeyi tahlil etmek gayesini güden, çocuk psikolojisindeki dehâya benzer tarafları ön plâna çıkartan hümanist bir atmosfer yaratması, entelektüel bir besteci karşısında olduğumuzu göstermektedir.
Bülent Arel bu bestesinde, folklor müziği temlerini hafif tadillerle esere sokmak gibi bir folklor istismarcılığına kaçmamış, o temleri, günümüzün ileri müzik anlayışına uygun bir şekilde deforme ederek kullanmıştır. Bülent Arel'in, taklitçiliğe kaçmamakla beraber beynelmilel bir lisanı vardır.
Şimdiye kadar garp balesini görmek fırsatı bulamamış bir bestecinin, bale müziğinde "Hansel ve Gretel" deki gibi yüksek bir seviyeye varmış olması da ayrıca dikkate değer.
Öğrendiğimize göre eser, aslında orkestra için yazılmış, fakat, bu temsillerde orkestra ile icrasına imkân bulunamamıştır. Buna rağmen, besteci tarafından piyanoda, orkestra yokluğunu duyurmıyacak bir ustalıkla çalınmıştır.
Son zamanlardaki eserleriyle, sahne dekorasyonu sahasında memleketimize büyük yenilikler getiren, dekor bakımından sahnelerimizi Batıyla bir seviyeye çıkartan Y. Mimar Sabih Kayan, "Hansel ve Gretel" için hazırladığı dekorda da başarı göstermiştir. Sabıh Kayan'ın, ışık oyunlariyle şekilleri iyi imtizaç ettiren geniş imkânlı, hareketli dekoru, esere çok şey kazandırmıştır.
"Hansel ve Gretel" deki cadı rolünde Mihran Ebeyan, günün en başarılı oyununu çıkarmıştır. Mihran Ebeyan'ın tekniği sağlam, dramatik enterpretasyon kaabiliyeti de çok ileridir.
Hansel rolünde Ferit Akın, Gretel rolünde de Gülen Almışlar, küçük yaşlarından beklenmiyecek bir anlayışla oynamışlardır. Balemizin yarınına ne kadar güvenle bakabileceğimizi, bu iki küçük bale öğrencisi bize göstermektedir. Rahat ve zarif duruşları, kendinden emin hareketleriyle Ferit Akın, sahnede, büyük bir bale artistisinin bir minyatürü gibi görünmektedir.
Programın diğer eserlerinde, Hüsnü Sunal'ın ve Ömer Sezer'in oyunları da dikkati çekmiştir. Ömer Sezer'in çevik ve ölçülü bir oyunu var.
Hüsnü Sunal'ın tekniği kuvvetli, oynayışı duygulu ve esprili, hareketleri rahattır. Bu rahatlığı bazan lâkayıtlığa varıyor ama diğer meziyetleri onu da hoş göstermektedir. Hüsnü Sunal'ın, enterpretasyon kaabiliyeti olan, şahsiyet sahibi bir bale sanatkârı olarak inkişaf edeceğine inanabiliriz.
Bale sahnemize dışardan katılmış sanatkârlardan Güzide Kalın, Kaya İlhan, Tenasüp Onad ve Fezal Esmen, her zamanki zarif oyunlariyle gene ilgi toplamışlardır. Dramatik enterpretasyonları ve mimikleri çok iyidir. Gerçek balede mimiğe pek yer yoksa da, şimdiki seviyemiz bizi bale ve modern dans arası bir sanatla yetinmek zorunda bıraktığına göre, bu dört sanatkârımızın mimik kaabiliyetleri çok makbule geçmektedir.
*
Acele işe şeytan karıştığına inanan İngilizlerin sabırlı ve sağlam metodlu bale öğretim sistemine kendimizi bağlamış olmamız bizim için büyük bir kazançtır. Öylelikle, bu güç sanatın yolunda, genç bale öğrenci ve sanatçılarımız, acelesiz fakat sağlam adımlarla ilerlemektedirler. Dört başı mamur bir baleye kavuşmak için aşacağımız yol henüz uzundur, fakat sabrımızdan ne kadar büyük semereler alacağımızın müjdeleri şimdiden ortadadır.
Koleksiyon
Alıntı
“Yeni Bir Türk Balesi: Hansel ve Gretel,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 30 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/358 ulaşıldı.