İngiliz İşçi Partisi'nin Son Kongresi II
Başlık:
İngiliz İşçi Partisi'nin Son Kongresi II
Kaynak:
Ulus, ss. 3, 6
Tarih:
1950-11-04
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/15
Metin:
Dışarda:
İngiliz İşçi Partisinin son kongresi II
Bülent ECEVİT
Dış siyaset ve Millî Savunma
Dış siyaset ve millî savunma konularında Kongre, Dışişleri Bakanı Mr. Bevin'in, bilhassa Kore hâdisesi üzerine, Rusya'ya karşı Amerika ile beraber aldığı sert cepheyi tamamen desteklemiş, bu bahiste itirazda bulunan delegeler üç dört kişiyi geçmemiştir. Dış siyasete temas eden bütün Kabine üyeleri, Hükümetin, Birleşmiş Milletler vasıtasiyle dünya sulhunun korunması için çalışmak azminde olduğunu, kollektif güvenliğe inandığını belirtmişler ve sulhun ancak kuvvetli ve hazırlıklı bulunmakla önlenebileceğinde hâdiselerin tereddüde mahal bırakmadığını ileri sürmüşlerdir.
Mr. Bevin, yeni Çin Cumhuriyetinin Birleşmiş Milletlere kabulü gerektiğini Kongre vesilesiyle bir kere daha öne sürmüş, ve gerek Mr. Bevin gerek Mr. Dalton, Hükümetin Çin ve Yugoslavya ile dostane münasebetler kurmak arzularına tercüman olmuşlardır. Bilindiği üzere İngilizler, esasen Kremlin'e fazla kuvvetli bağlarla bağlı bulunmıyan Çin'in, Batı devletlerinden ve Birleşmiş Milletlerden müzaheret görmekle Kominform mihverinden, Yugoslavya gibi, büsbütün ayrılabileceği kanaatindedirler.
Mr. Bevin'in Kongrede ortaya attığı şayanı dikkat tezlerden biri, dört veya beş büyük devletin toplanıp küçük milletler hakkında karar vermiye salâhiyeti olmadığı düşüncesidir. Bu konuda Mr. Bevin, "bir memleketin kültürü yahut dünyaya ne kadar müfit bir unsur olacağı topraklarının büyüklüğü ile ölçülmez" demiş, küçük büyük her milletin sesini duyurabieceği bir sistemi tercih ettiğini söylemiştir.
İngiliz sosyalizmi ve dünya
İşçi Partisinin Millî icra Komitesince 49 uncu Konrede görüşülmek üzere hazırlanarak 21 ağustos günü yayınlanmış olan "İşçi Partisi ve Yeni Cemiyet" (Labour and the New Society) adlı vesikanın en ziyade üstünde durduğu noktalardan birini, 1952 de hitama ermesi mukarrer Marshall Yardımını istihlâf edecek dünyaşümul bir yardımlaşma plânı teşkil etmekte idi. Vesikanın ortaya attığı bu plân, dünyanın her tarafında fakrü zarurete karşı müşterek bir mücadele açılması için gerekli tedbirlere afakî bir surette temas etmekte, sosyalizm bahsinde ise şöyle demekte idi: "Kendi fikirlerimizi başkalarına da kabul ettirmek arzusunda değiliz. İşbirliği yaptığımız bütün memleketlerden sosyalist olmalarını beklemiyoruz. Yegâne istediğimiz, bu memleketlerin, milletlerarası plânlama işinde üzerlerine düşen mükellefiyetleri yerine getirebilecek kadar kendi iktisadi sistemlerine hâkim olmalarıdır."
Sosyalizmi öne sürmeden bile olsa, İngiliz İşçi Partisinin, yıllık kongrede görüşülecek bir vesikada dünyayı kalkındırma bahsine büyük ilgi göstermesi bir yeniliktir. Üstelik kongre sırasında parti ileri gelenleri, vesikadan yukarıda iktibas edilen cümleler hilâfına, dünya kalkınmasının ve harbi önlemenin ancak sosyalizmle mümkün olabileceğini de ısrar ve heyecanla ifade ve müdafaa etmişerdir.
Esasta sosyalizm, milliyet mefhumunun üstüne çıkması gerekli bir ideal olduğu halde şimdiye kadar İngiliz işçi Partisi sosyalizmi tamamen millî bir mesele addetmiş, bu hususta değil yabancı memleketlere, daha kısa bir müddet evvel başlarındaki sosyalist partilerin hezimete uğradığı Avustralya ve Yeni Zelanda gibi Britanya Milletler Camiasına mensup memleketlere bile telkinde bulunmaktan kaçınmıştır. Bu itibarla, partinin, 21 ağustos tarihinde çıkan "İşçi Partisi ve Yeni Cemiyet" başlıklı vesikada dünyaya ilgi göstermesi bir yenilikse, 2 ekim tarihinde toplanan kongrede bu ilgiyi sosyalizm çerçevesi içinde ortaya vurması büsbütün büyük bir yeniliktir, ve hattâ yukarda belirtildiği gibi, İngiliz İşçi Partisinin faaiyet hayatında yeni bir merhale teşkil edecek mahiyette sayılabilir.
Mr. Morrison, İşçi Partisinin iktidarda kalmasının İngiltere için de dünya için de mühim olduğunu söylemiş ve geri kalmış memleketlerin kalkınabilmesi için, İngiltere'de olduğu gibi, milletçe iktisadi kaynaklara tasarruf edilmesi zaruretini öne sürmüştür. Dünyanın üçte ikisinin sefalet ve açlık içinde yaşadığına işaret eden Mr. Morrison, ırk ve renk farkı gözetilmeksizin bütün milletlerin tam istihdam, içtimaî hizmetlerin inkişafı ve iktisadi kaynakların şuurlu bir şekilde plânlanması yollarından istifade etmesi gerektiğini, harblere ancak böyle mâni olunabileceğini belirtmiştir.
Mr. Bevan da, İngiliz sosyalistlerinin sade İngiltere'ye değil bütün dünyaya karşı mesuliyet hissi taşımaları lüzumundan, yıkılan dünya kapitalizmi yerine dünya için yeni bir iktisadi plân ortaya koymaları gerektiğinden bahsetmiş, hür memleketlerin kalkınmaya muhtaç memleketler için feragatinefs göstermelerini istemiştir.
Pek yakın bir zamana kadar sosyalizmi sadece millî bir mesele addeden İngiliz İşçi Partisi ve Hükümetinin şimdi birdenbire dünyaya ve insanlığa karşı bu kadar yakından ilgi duymasına, ve kendi sosyalist zihniyetini aşılamıya çalışmasına acaba neler sebep olmuştur?
Kore meselesi çıktığındanberi bütün Batı memleketlerinde husule gelen uyanma şüphesiz İngiltere'de de kendini göstermiş, ve İngiliz güvenlik, saadet ve refahının, dünya güvenlik, saadet ve refahına ne kadar kuvvetle bağlı olduğunu İşçi Partisi de idrâk etmiştir. Bugün dünya sulh ve saadetini tehdit eden en büyük siyasi âmilin komünizm, en büyük içtimai âmilin de sefalet ve adaletsizlik olduğu, ve komünizme her şeyden fazla sefaletin yardım ettiği malûmdur. İngiliz İşçi Partisi de gerek komünizme gerek içtimai adaletsizlik ve sefalete karşı en müessir ilâcın kendi sistemi olduğuna inanmaktadır. Komünizme karşı hiçbir kanunî müeyyide bulunmıyan İngiltere'de bugün tek bir komünist sayav seçilememesi, yegâne komünist gazetesinin ancak ianelerle yaşıyabilmesi ve umumiyet itibariyle komünistlerin İngiliz cemiyetinde bir karış yer kazanamamaları, öte taraftan bugün İngiltere'de açlığın, sefaletin, işsizliğin ortadan kalkmış olması göz önünde bulundurulacak olursa, İngiliz İşçi Partisinin komünizme ve içtimai sefalet ve adaletsizliğe karşı en iyi çare olarak neden kendi sistemine inandığı daha iyi anlaşılır. Şimdi İngiltere'nin mukadderatı ile dünya mukadderatının ne kadar birbirine bağlı olduğunu gören İngiliz İşçi Partisinin bundan ötürü kendi sistemini bütün dünyaya telkine karar verdiği düşünülebilir.
Diğer taraftan öyle görünüyor ki İngiltere, Rusya ile Amerika'nın karşılıklı almakta oldukları cephelerin dünyayı er geç harbe sürükliyeceğinden korkmakta, ye ancak müessir bir üçüncü kuvvet olarak ortaya çıkıp, yukarıda izaha çalışıldığı şekilde vaziyete müdahale ederse bu tehlikenin önlenebileceğini düşünmektedir.
Mr. Dalton'un Kongredeki demecinden. İşçi Partisi Hükümetinin Schuman Plânına iştirak etmemek ve Avrupa birliği fikrine fazla angaje olmamak hususlarında elan ısrar ettiği anlaşılmaktadır. Bu, İngiliz sosyalistlerinin dünyaşümul bir siyaset gütmeye karar vermiş görünmeleriyle bir tenakuz sayılabilirse de, İngiltere'yi bu hususta itham etmeden evvel şu cihetleri göz önünde bulundurmak yerinde olabilir:
1 — 49 uncu kongreden doğru İngiliz İşçi Partisine bugün hâkim olduğuna hükmettiğimiz görüş tarzı, İngiltere mukadderatının sadece Avrupa'ya değil bütün dünyaya, bu arada bilhassa Asya'ya bağlı olduğu merkezindedir. Onun için İngilte'nin kendini tamamen Avrupa'ya bağlaması diğer bölgelerle olan alâkasını mutazarrır edebilecektir.
2 — İngiliz İşçi Hükümeti, sıkı işbirliği yapacağı memleketlerin kendi içtimai ve iktisadi sistemini benimsemiş olmaları lüzumuna kaani görünmektedir. Halbuki bugün Batı Avrupa'da bu bakımdan İngiltere'ye yaklaşan sadece iki memleket, İsveç ve Norveç vardır.
Bu bahiste Mr. Dalton'un sözleri dikkate şayanıdır; İşçi Partisinin ana endüstrileri millet kontrolü altında bulundurmak lüzumuna inandığını, bu şekilde düşünmiyen memleketlerin vereceği kararlara uymakla İngiltere'de elde edilmiş kazançların tehikeye düşmesine razı olamıyacağını belirttikten sonra, Mr. Dalton şöyle devam etmektedir: "Kendi adamızda elde ettiğimiz kazançları muhafaza etmekle Batı Avrupa'ya en büyük hizmeti yaptığımıza inanıyor, verdiğimiz misali Batı Avrupa memleketlerinin de takibedeceğini ümit ediyoruz."
İngiltere'nin bu şekilde Avrupa'ya kendi sistemini telkine çalışması da bir yeniliktir ve İngiliz İşçi Partisinin siyasetinde başladığını muhtemel gördüğümüz merhaleye bir örnektir.
İngiliz İşçi Partisinin dünya görüşünde son birkaç aydır şekil bulan bu değişiklik emarelerinin samimi olduğuna ve sözden ibaret kalmıyacağına inanmak caizse, bundan böyle Rusya'ya ve komünizme karşı demokrasi dünyasının, askerî cephe yanında bir de ideoloji cephesi açmak yoluna girdiği düşünülebilir. Bu ideoloji cephesini açmaya karar verirken İngiliz İşçi Partisinin askerî cepheyi de kuvvetlendirme lüzumuna olan inancından kaybetmediği, bilâkis bu inanca daha kuvvetle sarıldığı görülmektedir.
İngiliz İşçi Partisinin son kongresi II
Bülent ECEVİT
Dış siyaset ve Millî Savunma
Dış siyaset ve millî savunma konularında Kongre, Dışişleri Bakanı Mr. Bevin'in, bilhassa Kore hâdisesi üzerine, Rusya'ya karşı Amerika ile beraber aldığı sert cepheyi tamamen desteklemiş, bu bahiste itirazda bulunan delegeler üç dört kişiyi geçmemiştir. Dış siyasete temas eden bütün Kabine üyeleri, Hükümetin, Birleşmiş Milletler vasıtasiyle dünya sulhunun korunması için çalışmak azminde olduğunu, kollektif güvenliğe inandığını belirtmişler ve sulhun ancak kuvvetli ve hazırlıklı bulunmakla önlenebileceğinde hâdiselerin tereddüde mahal bırakmadığını ileri sürmüşlerdir.
Mr. Bevin, yeni Çin Cumhuriyetinin Birleşmiş Milletlere kabulü gerektiğini Kongre vesilesiyle bir kere daha öne sürmüş, ve gerek Mr. Bevin gerek Mr. Dalton, Hükümetin Çin ve Yugoslavya ile dostane münasebetler kurmak arzularına tercüman olmuşlardır. Bilindiği üzere İngilizler, esasen Kremlin'e fazla kuvvetli bağlarla bağlı bulunmıyan Çin'in, Batı devletlerinden ve Birleşmiş Milletlerden müzaheret görmekle Kominform mihverinden, Yugoslavya gibi, büsbütün ayrılabileceği kanaatindedirler.
Mr. Bevin'in Kongrede ortaya attığı şayanı dikkat tezlerden biri, dört veya beş büyük devletin toplanıp küçük milletler hakkında karar vermiye salâhiyeti olmadığı düşüncesidir. Bu konuda Mr. Bevin, "bir memleketin kültürü yahut dünyaya ne kadar müfit bir unsur olacağı topraklarının büyüklüğü ile ölçülmez" demiş, küçük büyük her milletin sesini duyurabieceği bir sistemi tercih ettiğini söylemiştir.
İngiliz sosyalizmi ve dünya
İşçi Partisinin Millî icra Komitesince 49 uncu Konrede görüşülmek üzere hazırlanarak 21 ağustos günü yayınlanmış olan "İşçi Partisi ve Yeni Cemiyet" (Labour and the New Society) adlı vesikanın en ziyade üstünde durduğu noktalardan birini, 1952 de hitama ermesi mukarrer Marshall Yardımını istihlâf edecek dünyaşümul bir yardımlaşma plânı teşkil etmekte idi. Vesikanın ortaya attığı bu plân, dünyanın her tarafında fakrü zarurete karşı müşterek bir mücadele açılması için gerekli tedbirlere afakî bir surette temas etmekte, sosyalizm bahsinde ise şöyle demekte idi: "Kendi fikirlerimizi başkalarına da kabul ettirmek arzusunda değiliz. İşbirliği yaptığımız bütün memleketlerden sosyalist olmalarını beklemiyoruz. Yegâne istediğimiz, bu memleketlerin, milletlerarası plânlama işinde üzerlerine düşen mükellefiyetleri yerine getirebilecek kadar kendi iktisadi sistemlerine hâkim olmalarıdır."
Sosyalizmi öne sürmeden bile olsa, İngiliz İşçi Partisinin, yıllık kongrede görüşülecek bir vesikada dünyayı kalkındırma bahsine büyük ilgi göstermesi bir yeniliktir. Üstelik kongre sırasında parti ileri gelenleri, vesikadan yukarıda iktibas edilen cümleler hilâfına, dünya kalkınmasının ve harbi önlemenin ancak sosyalizmle mümkün olabileceğini de ısrar ve heyecanla ifade ve müdafaa etmişerdir.
Esasta sosyalizm, milliyet mefhumunun üstüne çıkması gerekli bir ideal olduğu halde şimdiye kadar İngiliz işçi Partisi sosyalizmi tamamen millî bir mesele addetmiş, bu hususta değil yabancı memleketlere, daha kısa bir müddet evvel başlarındaki sosyalist partilerin hezimete uğradığı Avustralya ve Yeni Zelanda gibi Britanya Milletler Camiasına mensup memleketlere bile telkinde bulunmaktan kaçınmıştır. Bu itibarla, partinin, 21 ağustos tarihinde çıkan "İşçi Partisi ve Yeni Cemiyet" başlıklı vesikada dünyaya ilgi göstermesi bir yenilikse, 2 ekim tarihinde toplanan kongrede bu ilgiyi sosyalizm çerçevesi içinde ortaya vurması büsbütün büyük bir yeniliktir, ve hattâ yukarda belirtildiği gibi, İngiliz İşçi Partisinin faaiyet hayatında yeni bir merhale teşkil edecek mahiyette sayılabilir.
Mr. Morrison, İşçi Partisinin iktidarda kalmasının İngiltere için de dünya için de mühim olduğunu söylemiş ve geri kalmış memleketlerin kalkınabilmesi için, İngiltere'de olduğu gibi, milletçe iktisadi kaynaklara tasarruf edilmesi zaruretini öne sürmüştür. Dünyanın üçte ikisinin sefalet ve açlık içinde yaşadığına işaret eden Mr. Morrison, ırk ve renk farkı gözetilmeksizin bütün milletlerin tam istihdam, içtimaî hizmetlerin inkişafı ve iktisadi kaynakların şuurlu bir şekilde plânlanması yollarından istifade etmesi gerektiğini, harblere ancak böyle mâni olunabileceğini belirtmiştir.
Mr. Bevan da, İngiliz sosyalistlerinin sade İngiltere'ye değil bütün dünyaya karşı mesuliyet hissi taşımaları lüzumundan, yıkılan dünya kapitalizmi yerine dünya için yeni bir iktisadi plân ortaya koymaları gerektiğinden bahsetmiş, hür memleketlerin kalkınmaya muhtaç memleketler için feragatinefs göstermelerini istemiştir.
Pek yakın bir zamana kadar sosyalizmi sadece millî bir mesele addeden İngiliz İşçi Partisi ve Hükümetinin şimdi birdenbire dünyaya ve insanlığa karşı bu kadar yakından ilgi duymasına, ve kendi sosyalist zihniyetini aşılamıya çalışmasına acaba neler sebep olmuştur?
Kore meselesi çıktığındanberi bütün Batı memleketlerinde husule gelen uyanma şüphesiz İngiltere'de de kendini göstermiş, ve İngiliz güvenlik, saadet ve refahının, dünya güvenlik, saadet ve refahına ne kadar kuvvetle bağlı olduğunu İşçi Partisi de idrâk etmiştir. Bugün dünya sulh ve saadetini tehdit eden en büyük siyasi âmilin komünizm, en büyük içtimai âmilin de sefalet ve adaletsizlik olduğu, ve komünizme her şeyden fazla sefaletin yardım ettiği malûmdur. İngiliz İşçi Partisi de gerek komünizme gerek içtimai adaletsizlik ve sefalete karşı en müessir ilâcın kendi sistemi olduğuna inanmaktadır. Komünizme karşı hiçbir kanunî müeyyide bulunmıyan İngiltere'de bugün tek bir komünist sayav seçilememesi, yegâne komünist gazetesinin ancak ianelerle yaşıyabilmesi ve umumiyet itibariyle komünistlerin İngiliz cemiyetinde bir karış yer kazanamamaları, öte taraftan bugün İngiltere'de açlığın, sefaletin, işsizliğin ortadan kalkmış olması göz önünde bulundurulacak olursa, İngiliz İşçi Partisinin komünizme ve içtimai sefalet ve adaletsizliğe karşı en iyi çare olarak neden kendi sistemine inandığı daha iyi anlaşılır. Şimdi İngiltere'nin mukadderatı ile dünya mukadderatının ne kadar birbirine bağlı olduğunu gören İngiliz İşçi Partisinin bundan ötürü kendi sistemini bütün dünyaya telkine karar verdiği düşünülebilir.
Diğer taraftan öyle görünüyor ki İngiltere, Rusya ile Amerika'nın karşılıklı almakta oldukları cephelerin dünyayı er geç harbe sürükliyeceğinden korkmakta, ye ancak müessir bir üçüncü kuvvet olarak ortaya çıkıp, yukarıda izaha çalışıldığı şekilde vaziyete müdahale ederse bu tehlikenin önlenebileceğini düşünmektedir.
Mr. Dalton'un Kongredeki demecinden. İşçi Partisi Hükümetinin Schuman Plânına iştirak etmemek ve Avrupa birliği fikrine fazla angaje olmamak hususlarında elan ısrar ettiği anlaşılmaktadır. Bu, İngiliz sosyalistlerinin dünyaşümul bir siyaset gütmeye karar vermiş görünmeleriyle bir tenakuz sayılabilirse de, İngiltere'yi bu hususta itham etmeden evvel şu cihetleri göz önünde bulundurmak yerinde olabilir:
1 — 49 uncu kongreden doğru İngiliz İşçi Partisine bugün hâkim olduğuna hükmettiğimiz görüş tarzı, İngiltere mukadderatının sadece Avrupa'ya değil bütün dünyaya, bu arada bilhassa Asya'ya bağlı olduğu merkezindedir. Onun için İngilte'nin kendini tamamen Avrupa'ya bağlaması diğer bölgelerle olan alâkasını mutazarrır edebilecektir.
2 — İngiliz İşçi Hükümeti, sıkı işbirliği yapacağı memleketlerin kendi içtimai ve iktisadi sistemini benimsemiş olmaları lüzumuna kaani görünmektedir. Halbuki bugün Batı Avrupa'da bu bakımdan İngiltere'ye yaklaşan sadece iki memleket, İsveç ve Norveç vardır.
Bu bahiste Mr. Dalton'un sözleri dikkate şayanıdır; İşçi Partisinin ana endüstrileri millet kontrolü altında bulundurmak lüzumuna inandığını, bu şekilde düşünmiyen memleketlerin vereceği kararlara uymakla İngiltere'de elde edilmiş kazançların tehikeye düşmesine razı olamıyacağını belirttikten sonra, Mr. Dalton şöyle devam etmektedir: "Kendi adamızda elde ettiğimiz kazançları muhafaza etmekle Batı Avrupa'ya en büyük hizmeti yaptığımıza inanıyor, verdiğimiz misali Batı Avrupa memleketlerinin de takibedeceğini ümit ediyoruz."
İngiltere'nin bu şekilde Avrupa'ya kendi sistemini telkine çalışması da bir yeniliktir ve İngiliz İşçi Partisinin siyasetinde başladığını muhtemel gördüğümüz merhaleye bir örnektir.
İngiliz İşçi Partisinin dünya görüşünde son birkaç aydır şekil bulan bu değişiklik emarelerinin samimi olduğuna ve sözden ibaret kalmıyacağına inanmak caizse, bundan böyle Rusya'ya ve komünizme karşı demokrasi dünyasının, askerî cephe yanında bir de ideoloji cephesi açmak yoluna girdiği düşünülebilir. Bu ideoloji cephesini açmaya karar verirken İngiliz İşçi Partisinin askerî cepheyi de kuvvetlendirme lüzumuna olan inancından kaybetmediği, bilâkis bu inanca daha kuvvetle sarıldığı görülmektedir.
Koleksiyon
Alıntı
“İngiliz İşçi Partisi'nin Son Kongresi II,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/335 ulaşıldı.