Bir Jürinin Kopardığı Fırtına II
Başlık:
Bir Jürinin Kopardığı Fırtına II
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-09-17
Lokasyon:
Milli Kütüphane
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Bir jurinin kopardığı fırtına : II
Yapı ve Kredi Bankasının düzenlediği müsabakaya katılan resimlerden mürekkep sergi açılıp da üç yabancı uzmandan (Paul Fierens, Lionello Venturi ve Sir Herbert Read), kurulmuş jürinin, önce Spor ve Sergi Sarayını, sonra da İstanbul'un bütün sanat çevrelerini birbirine katan kararı öğrenilir öğrenilmez, birkaç değerli ve genç ressam, birinciliği kazanan ve birinciliği kazanması bir türlü affedilemiyen tablonun karşısına geçtiler, bir kâğıtla bir kalem çıkardılar ve birtakım geometrik şekiller çizmiye koyuldular.
Geometrik şekillerini çizdiler, hesaplarını yaptılar, hükümlerini verdiler:
— Jüri yanılmıştır, Aliye Berger'in resmi yanlışlarla doludur, hattâ resim bile değildir!
Daha sonra, tanınmış bir sanat tarihçimiz, derece alan 10 resim için uzun ve ince hesaplar yaparak bir cetvel hazırladı ve vardığı ilmî neticeyi de [...] açıkladı:
— Jürinin falanca resimler hakkında verdiği hükümler doğru, fakat geri kalan resimler (o arada birinciliği kazanan resim) hakkında verdiği hükümler yanlıştır!
Bu zihniyet, Türkiye’de sanatın, modern sanatın ölüm çanıdır. İş böyle hesaba kitaba, yanlış doğru cetvellerine döküldüğü anda, sanatçının bütün yaratıcılık imkânları, bütün hamle yolları, bütün fışkırma kaynakları tıkanmış,, sanatçı, birtakım riyazî formüllerin katı çerçevesi içine hapsedilmiş demektir.
Hele, ressamın ifadecilik ve kişiliğini belirtme imkânlarını zaten daraltan soyut ve nonfigüratif sanat böyle sert kalıplara dökülür, formüllere bağlanırsa, sanatı sanat yapan yaratıcı ruha yer kalmaz. Yaratıcılık elbette, kural ve sınır tanımayan başıboş bir faaliyet değildir. Fakat gerçek sanatçı, kurallara boyun eğmez, kurallara hakim olur; başkalarının çizdiği sınırlar içine girmez, kendi sınırlarını çizer.
Şark sanatının yüzyıllarca, hâmle ve değişme imkânından, beşerî ifade gücünden yoksun, ölü bir sanat olarak kalmış olması, kuralların sanatçıya hakim olması yüzündendi.
Yaratıcılık hürriyetine daha yeni kavuştuğu bir sırada Türk sanatçısı, cetlerini yüzyıllarca kösteklemiş boyunduruğun altına yeniden girmemelidir!
Bülent ECEVİT
Bir jurinin kopardığı fırtına : II
Yapı ve Kredi Bankasının düzenlediği müsabakaya katılan resimlerden mürekkep sergi açılıp da üç yabancı uzmandan (Paul Fierens, Lionello Venturi ve Sir Herbert Read), kurulmuş jürinin, önce Spor ve Sergi Sarayını, sonra da İstanbul'un bütün sanat çevrelerini birbirine katan kararı öğrenilir öğrenilmez, birkaç değerli ve genç ressam, birinciliği kazanan ve birinciliği kazanması bir türlü affedilemiyen tablonun karşısına geçtiler, bir kâğıtla bir kalem çıkardılar ve birtakım geometrik şekiller çizmiye koyuldular.
Geometrik şekillerini çizdiler, hesaplarını yaptılar, hükümlerini verdiler:
— Jüri yanılmıştır, Aliye Berger'in resmi yanlışlarla doludur, hattâ resim bile değildir!
Daha sonra, tanınmış bir sanat tarihçimiz, derece alan 10 resim için uzun ve ince hesaplar yaparak bir cetvel hazırladı ve vardığı ilmî neticeyi de [...] açıkladı:
— Jürinin falanca resimler hakkında verdiği hükümler doğru, fakat geri kalan resimler (o arada birinciliği kazanan resim) hakkında verdiği hükümler yanlıştır!
Bu zihniyet, Türkiye’de sanatın, modern sanatın ölüm çanıdır. İş böyle hesaba kitaba, yanlış doğru cetvellerine döküldüğü anda, sanatçının bütün yaratıcılık imkânları, bütün hamle yolları, bütün fışkırma kaynakları tıkanmış,, sanatçı, birtakım riyazî formüllerin katı çerçevesi içine hapsedilmiş demektir.
Hele, ressamın ifadecilik ve kişiliğini belirtme imkânlarını zaten daraltan soyut ve nonfigüratif sanat böyle sert kalıplara dökülür, formüllere bağlanırsa, sanatı sanat yapan yaratıcı ruha yer kalmaz. Yaratıcılık elbette, kural ve sınır tanımayan başıboş bir faaliyet değildir. Fakat gerçek sanatçı, kurallara boyun eğmez, kurallara hakim olur; başkalarının çizdiği sınırlar içine girmez, kendi sınırlarını çizer.
Şark sanatının yüzyıllarca, hâmle ve değişme imkânından, beşerî ifade gücünden yoksun, ölü bir sanat olarak kalmış olması, kuralların sanatçıya hakim olması yüzündendi.
Yaratıcılık hürriyetine daha yeni kavuştuğu bir sırada Türk sanatçısı, cetlerini yüzyıllarca kösteklemiş boyunduruğun altına yeniden girmemelidir!
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Bir Jürinin Kopardığı Fırtına II,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/310 ulaşıldı.