Türk Kanununa Karşı Cephe Alanlar
Title:
Türk Kanununa Karşı Cephe Alanlar
Source:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Date:
1954-07-28
Location:
Rahşan Ecevit Arşivi
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Türk Kanununa karşı cephe alanlar
İktidarın sözcüleri arasında cüretkârlık ve kanunları istihdaf, son haddine varmıştır. Kanunun bir defa bile dışına çıkmamış bir muhalefet partisini, ne kadar çok kanun dışına çıktığı daha son seçimler sırasında tesbit edilmiş bir iktidarın sözcüleri açıktan açığa tehdidetmekte, ona buyruklar vermiye kalkışmaktadırlar.
Cumhuriyet Halk Partisine yapılan bu müdahaleler, bir Parti Kurultayında Divan yazmanlığına seçilen bir kimseye itiraz edilmesi derecesine varmıştır.
Divan yazmanlığına seçilenlerden biri, Devlet Başkanına hakaretten mahkûm olduğu söylenen bir kadın partilidir.
İktidar sözcüsü gazetenin başyazısında iddia edildiğine göre, bu seçim, «Türk Devletinin şeref ve itibarına karşı ağır bir kasıttır.»
Onun için, Başyazar şu hükmü vermektedir:
«Böyle usûller, bu teknik, ancak anarşistlerin başvuracağı bir metottur. Hayır, buna müsaade etmiyeceğlz, hadlerini bilsinler!»
Eğer bu konuda haddini bilmesi gereken bir taraf varsa, o da bu tehditleri savuran iktidar sözcüsünün tarafıdır. Çünkü anarşi, bir anlamda, kanunların hiçe sayılmasıdır. Kanunları hiçe saymak da bu başyazıyı yazan zatın yaptığı iştir.
Memleketimizde, Devlet Başkanının da üstünde kanunlar vardır. Devlet Başkanı da, Devlet Başkanı olmıyan vatandaşlar kadar, kanunlarla bağlıdır ve kanunlara uymak zorundadır. Devlet Başkanına gösterilen ve gösterilmesi gereken saygı, hiçbir zaman, kanunlara gösterilmesi gerekli saygıdan daha büyük olamaz. Olmamalıdır!
Sözü geçen C.H.P. üyesi vatandaş, mahkûm olmuş olsa bile, ki henüz mahkûmiyeti kesinleşmemiştir, medenî haklarından yoksun tutulmuş değildir. Bir partide üye de olur, Divan yazmanlığına da, milletvekilliğine de seçilir.
Nasıl vaktile hapse mahkûm olmuş bir Başyazarın daha hapiste iken milletvekili seçilip Büyük Millet Meclisine girmesi, o sırada hiç kimse tarafından «ancak anarşistlerin başvuracağı bir metot» olarak gösterilmemişse, bugün o Partili genç kızın da bir Parti Kurultayında Divan yazmanlığına seçilmesi, bu şekilde gösterilemez.
«Hayır, buna müsaade etmiyeceğiz», diyen zat, hangi kanunun tanıdığı yetkiye dayanılarak C.H.P. den bu müsaadenin esirgeneceğini açıklıyabilmelidir! Eğer böyle bir kanun yoksa, bu sözü söylemek, kanunları hiçe saymaktan başka nedir? Bir muhalefet partisi, Divan yazmanlıklarına seçeceği kimseler için iktidardan müsaade mi istiyecektir?
İktidar sözcüsü gazetenin bu başyazısına «Türk Devletine karşı cephe alan Kurultay» başlığı konulmuş. Böyle şey yoktur. İktidar sözcülerinin Türk Kanununa karşı cephe aldıkları ise acı bir gerçektir.
Bülend ECEVİT
Türk Kanununa karşı cephe alanlar
İktidarın sözcüleri arasında cüretkârlık ve kanunları istihdaf, son haddine varmıştır. Kanunun bir defa bile dışına çıkmamış bir muhalefet partisini, ne kadar çok kanun dışına çıktığı daha son seçimler sırasında tesbit edilmiş bir iktidarın sözcüleri açıktan açığa tehdidetmekte, ona buyruklar vermiye kalkışmaktadırlar.
Cumhuriyet Halk Partisine yapılan bu müdahaleler, bir Parti Kurultayında Divan yazmanlığına seçilen bir kimseye itiraz edilmesi derecesine varmıştır.
Divan yazmanlığına seçilenlerden biri, Devlet Başkanına hakaretten mahkûm olduğu söylenen bir kadın partilidir.
İktidar sözcüsü gazetenin başyazısında iddia edildiğine göre, bu seçim, «Türk Devletinin şeref ve itibarına karşı ağır bir kasıttır.»
Onun için, Başyazar şu hükmü vermektedir:
«Böyle usûller, bu teknik, ancak anarşistlerin başvuracağı bir metottur. Hayır, buna müsaade etmiyeceğlz, hadlerini bilsinler!»
Eğer bu konuda haddini bilmesi gereken bir taraf varsa, o da bu tehditleri savuran iktidar sözcüsünün tarafıdır. Çünkü anarşi, bir anlamda, kanunların hiçe sayılmasıdır. Kanunları hiçe saymak da bu başyazıyı yazan zatın yaptığı iştir.
Memleketimizde, Devlet Başkanının da üstünde kanunlar vardır. Devlet Başkanı da, Devlet Başkanı olmıyan vatandaşlar kadar, kanunlarla bağlıdır ve kanunlara uymak zorundadır. Devlet Başkanına gösterilen ve gösterilmesi gereken saygı, hiçbir zaman, kanunlara gösterilmesi gerekli saygıdan daha büyük olamaz. Olmamalıdır!
Sözü geçen C.H.P. üyesi vatandaş, mahkûm olmuş olsa bile, ki henüz mahkûmiyeti kesinleşmemiştir, medenî haklarından yoksun tutulmuş değildir. Bir partide üye de olur, Divan yazmanlığına da, milletvekilliğine de seçilir.
Nasıl vaktile hapse mahkûm olmuş bir Başyazarın daha hapiste iken milletvekili seçilip Büyük Millet Meclisine girmesi, o sırada hiç kimse tarafından «ancak anarşistlerin başvuracağı bir metot» olarak gösterilmemişse, bugün o Partili genç kızın da bir Parti Kurultayında Divan yazmanlığına seçilmesi, bu şekilde gösterilemez.
«Hayır, buna müsaade etmiyeceğiz», diyen zat, hangi kanunun tanıdığı yetkiye dayanılarak C.H.P. den bu müsaadenin esirgeneceğini açıklıyabilmelidir! Eğer böyle bir kanun yoksa, bu sözü söylemek, kanunları hiçe saymaktan başka nedir? Bir muhalefet partisi, Divan yazmanlıklarına seçeceği kimseler için iktidardan müsaade mi istiyecektir?
İktidar sözcüsü gazetenin bu başyazısına «Türk Devletine karşı cephe alan Kurultay» başlığı konulmuş. Böyle şey yoktur. İktidar sözcülerinin Türk Kanununa karşı cephe aldıkları ise acı bir gerçektir.
Bülend ECEVİT
Collection
Citation
“Türk Kanununa Karşı Cephe Alanlar,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/282.