Ölülerini Arayan Dünya
Title:
Ölülerini Arayan Dünya
Source:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Date:
1954-07-23
Location:
Rahşan Ecevit Arşivi
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Ölülerini arayan dünya
Mendel Rozentoeng, 1 Temmuz 1924'te Polonya'da doğmuş. Daimi adresi: Anvers, Wipstraat 51. Son adresi: Malines Toplama Kampı. Milliyeti: Polonyalı. Hakkında son haber: 31 Temmuz 1943 günü Malines Kampını 21'inci konvoyla terketmiştir. Künye Numarası: 12.
Sara Slier, 19 Ocak 1890 günü Rotterdam'da doğmuş. Son adresi: Fransa’da Drancy Kampı, Milliyeti: Hollandalı. Hakkındaki son haber: 12 Ağustos 1942 günü Drancy’den ayrılmıştır.
Ve daha böyle binlerce, on binlerce insanın, Hollanda'lı Marianne Swaalep’lerin, Belçikalı Josef Rodriguez’lerin, Romanyalı Rozalia Pasternak’ların künyeleri..
Birleşmiş Milletlerin Cenevre’deki Milletlerarası Ölüm Tebliğleri Bürosu, birkaç haftada bir, harb yıllarında kaybolmuş insanların künyelerini bildiren uzun bültenler yayınlayıp dünyanın dört bir köşeşine yollar. Bu insanların, hâlâ yaşıyor sayılabilmek için, her bültenin yayın tarihinden itibaren üçer aylık mühletleri vardır. O zaman içinde sağ olduklarına dair bir haber milletlerarası büroya ulaşmazsa, öldükleri ilân edilecektir.
Ne zaman, nerede, nasıl ölmüşlerdir? Gerçekten ölü müdürler? Yoksa evsiz, yurtsuz kalmış da şimdi bir yabancı ülkede, bir başka adla bir başka hayat mı sürmektedirler? Bunların hiçbiri bilinmez!
Londra gibi büyük Batı şehirlerinde, vatanları birkaç yılda birkaç defa el değiştirmiş, Polonyalı, Çekoslovakyalı sürgünlerin lokantaları, kahvehaneleri vardır. Sofraya şarabınızı getiren adam bir konta, bifteğinizi getiren adam bir profesöre, kahvenizi getiren adam bir kumandana benzer. İçlerinden bir çoğu da belki öyledir. Esmer yüzleri huzursuz, gözlüklerinin ardında gözleri ümitsizdir.
Yediğiniz yemek boğazınızda düğümlenir. Bütün dünyaya, bütün insanlığa kıyasıya küfür edesiniz gelir.
Milletlerarası Ölüm Tebliğleri Bürosunun bültenleri gazeteye geldikçe, ölü mü sağ mı olduğu bilinmiyen, ölümü ile sağlığı arasında bir ayrılık da olmıyan binlerce insanın o basmakalıp ünyelerini bir bir okumaktan kendimi alamam. Belki de, derim, Malines Kampını 15 Ağustos 1942’de terk etmiş ve bir daha hakkında hiçbir haber alınmamış şu 3 künye numaralı Grundenberg, bir yabancı memleketteki bir Çek lokantasında bana kahve getiren adamdı. 3 ay sonra ölü ilân edilecek, fakat ölüsü, bir başka adla, bir yabancı memleketteki bir Çek lokantasında, masalara kahve getirip götürmiye belki daha yıllarca devam edecektir.
Sanki dünya haıbinin gerçek hikâyesi, tarih kitaplarından ,romanlardan, şiirlerden önce, bu basmakalıp künye bültenlerindedir.
Yakılan yakılmış, yanan yanmış, ölen ölmüş, ve şimdi dünya ölülerini aramaya koyulmuştur.
Bülend ECEVİT
Ölülerini arayan dünya
Mendel Rozentoeng, 1 Temmuz 1924'te Polonya'da doğmuş. Daimi adresi: Anvers, Wipstraat 51. Son adresi: Malines Toplama Kampı. Milliyeti: Polonyalı. Hakkında son haber: 31 Temmuz 1943 günü Malines Kampını 21'inci konvoyla terketmiştir. Künye Numarası: 12.
Sara Slier, 19 Ocak 1890 günü Rotterdam'da doğmuş. Son adresi: Fransa’da Drancy Kampı, Milliyeti: Hollandalı. Hakkındaki son haber: 12 Ağustos 1942 günü Drancy’den ayrılmıştır.
Ve daha böyle binlerce, on binlerce insanın, Hollanda'lı Marianne Swaalep’lerin, Belçikalı Josef Rodriguez’lerin, Romanyalı Rozalia Pasternak’ların künyeleri..
Birleşmiş Milletlerin Cenevre’deki Milletlerarası Ölüm Tebliğleri Bürosu, birkaç haftada bir, harb yıllarında kaybolmuş insanların künyelerini bildiren uzun bültenler yayınlayıp dünyanın dört bir köşeşine yollar. Bu insanların, hâlâ yaşıyor sayılabilmek için, her bültenin yayın tarihinden itibaren üçer aylık mühletleri vardır. O zaman içinde sağ olduklarına dair bir haber milletlerarası büroya ulaşmazsa, öldükleri ilân edilecektir.
Ne zaman, nerede, nasıl ölmüşlerdir? Gerçekten ölü müdürler? Yoksa evsiz, yurtsuz kalmış da şimdi bir yabancı ülkede, bir başka adla bir başka hayat mı sürmektedirler? Bunların hiçbiri bilinmez!
Londra gibi büyük Batı şehirlerinde, vatanları birkaç yılda birkaç defa el değiştirmiş, Polonyalı, Çekoslovakyalı sürgünlerin lokantaları, kahvehaneleri vardır. Sofraya şarabınızı getiren adam bir konta, bifteğinizi getiren adam bir profesöre, kahvenizi getiren adam bir kumandana benzer. İçlerinden bir çoğu da belki öyledir. Esmer yüzleri huzursuz, gözlüklerinin ardında gözleri ümitsizdir.
Yediğiniz yemek boğazınızda düğümlenir. Bütün dünyaya, bütün insanlığa kıyasıya küfür edesiniz gelir.
Milletlerarası Ölüm Tebliğleri Bürosunun bültenleri gazeteye geldikçe, ölü mü sağ mı olduğu bilinmiyen, ölümü ile sağlığı arasında bir ayrılık da olmıyan binlerce insanın o basmakalıp ünyelerini bir bir okumaktan kendimi alamam. Belki de, derim, Malines Kampını 15 Ağustos 1942’de terk etmiş ve bir daha hakkında hiçbir haber alınmamış şu 3 künye numaralı Grundenberg, bir yabancı memleketteki bir Çek lokantasında bana kahve getiren adamdı. 3 ay sonra ölü ilân edilecek, fakat ölüsü, bir başka adla, bir yabancı memleketteki bir Çek lokantasında, masalara kahve getirip götürmiye belki daha yıllarca devam edecektir.
Sanki dünya haıbinin gerçek hikâyesi, tarih kitaplarından ,romanlardan, şiirlerden önce, bu basmakalıp künye bültenlerindedir.
Yakılan yakılmış, yanan yanmış, ölen ölmüş, ve şimdi dünya ölülerini aramaya koyulmuştur.
Bülend ECEVİT
Collection
Citation
“Ölülerini Arayan Dünya,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 24, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/279.